Logo

3. Hukuk Dairesi2022/7867 E. 2023/920 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Su aboneliğinden kaynaklanan alacak için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali davasının, davacı idarenin faturaları iptal etmesi nedeniyle konusuz kalması üzerine davacı aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davanın konusuz kalmasına sebebiyet veren tarafın davacı olduğu ve davacının faturaları iptal ederek davanın açıldığı tarih itibariyle davasında haksız olduğunu kabul ettiği gözetilerek davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu değerlendirilerek direnme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1981 E., 2022/136 K.

DAVA TARİHİ : 24.07.2020

KARAR :Karar Verilmesine Yer Olmadığına

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi

SAYISI : 2020/413 E., 2021/1159 K.

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; davalının 1020266 abone nolu su aboneliği mevcut olup, 09,10,11,12/2019 dönemli ödenmeyen su borçları bulunduğunu, davalının yasa ve yönetmelikler gereği bu borçtan sorumlu olduğunu, şöyle ki 167 sayılı Yasa uyarınca yer altı sularının ancak ihtiyaca yetecek miktarda kullanılabileceğini, aşan suların il özel idarelerince kiraya verileceğini, 6360 sayılı Yasa ile il özel idarelerinin tüzelkişiliğinin kaldırılarak yetkilerinin büyükşehir belediyelerine ve bağlı kuruluşlara devredildiğini, bu nedenle yer altı sularının kiraya verilmesinde yetkili duruma geldiğini, tasarrufundaki yer altı kuyu sularından mevzuatta öngörülen ve izin verilen kullanımların Belediye Meclisince kabul edilen karar gereği faturalandırılacağı, bu nedenle kuruma başvurulması gerektiği, aksi durumda mevzuat gereği resen abonelik ve yasal takip başlatılacağı hususlarının davalıya ihtar edildiğini, davalı kullanımının faydalı ihtiyaç kapsamında değerlendirilemeyeceğini, alacağın tahsili için başlatılan icra takibinin davalının haksız itirazı ile durduğunu ileri sürerek; itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı; taraflar arasında akdedilmiş bir abonelik sözleşmesi veya fiili bir abonelik ilişkisi bulunmadığını, zira su kullanımını 2560 sayılı İSKİ Kanunu veya BUSKİ Tarifeler Yönetmeliği kapsamında değil, 167 sayılı Yeraltı Suları Hakkında Kanun kapsamında DSİ tarafından düzenlenmiş olan Yeraltı Suyu Kullanma Belgeleri ile gerçekleştirmekte olduğunu, ancak davacı idarenin sanki bir abonelik ilişkisi varmış gibi kanuna aykırı olarak adına su faturaları düzenlediğini, konu hakkında idare mahkemelerinde açılan davaların sonucunun beklenilmesi gerektiğini, ayrıca davacının organize sanayi bölgelerinde su ve kanalizasyon hizmetleri vermesinin de mümkün olmadığını, zira bu bölgelerde yetkinin yerel yönetimlere ait olduğunu, kaldı ki organize sanayi bölgesi yönetimi kontrolünde üretim faaliyetini yürütmekte olduğunu ve bu bölgede yer alan tüm kuruluşların ihtiyacı olan tüm alt yapı ve genel hizmet tesislerini kurma ve işletme, kamu ve özel kuruluşlardan satın alarak dağıtım ve satışını yapma hakkının sadece Organize Sanayi Bölgesi Yönetiminde bulunduğunu belirterek, davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; Bursa 4. İdare Mahkemesinin 2019/94 Esas sayılı dosyasında işlemin iptaline dair verilen karar kesinleştiğinden bu karar sonrası davacının takibe konu faturaları iptal ettiği, dolayısıyla iş bu davanın konusuz kaldığı, faturaların davacı tarafından iptal edilmesi nedeniyle davada davalı tarafın haklı bulunduğu gerekçesiyle; dava konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine, davalı kendisine vekille temsil ettirdiğinden AAÜT.nin 6 ncı maddesine göre hesap ve takdir edilen 49.374,21 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı; kurum alacağı için icra takibine başlanıldığında İdare Mahkemesinden alınan bir iptal kararı bulunmadığını, açılan dava sonrası ortaya çıkan bu durumda davanın konusuz kalmasında bir kusurunun olmadığını, bu sebeple konusuz kalan iş bu davada aleyhine hükmedilen nispi vekalet ücreti olan 49.374,21 TL’nin usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; yargılama devam ederken icra takibinin dayanağı olan faturaların davacı alacaklı kurumca iptal edilmiş olması nedeniyle davanın konusuz kalmasına, faturaların dayanağı olarak ileri sürülen idari işlemlerin iptaline karar verilmesi üzerine davacı tarafça faturalar iptal edilmek suretiyle davanın açıldığı tarih itibariyle davacının davasında haksız olduğunu kabul etmiş olmasına, bu durumda HMK 331.m. uyarınca davacı aleyhine AAÜT 6.madde uyarınca nispi vekalet ücretine hükmedilmiş olmasına göre isabetsizlik görülmediği gerekçesiyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; davanın konusuz kalmasında müvekkilinin bir kusuru bulunmadığını, bu nedenle aleyhine hükmedilen nispi vekalet ücretinin hatalı olduğunu ileri sürerek, vekalet ücretine hükmedilmemesine ve kararın düzeltilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, su aboneliğinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vâki itirazın iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) “Esastan Sonuçlanmayan Davada Yargılama Gideri” başlıklı 331 inci maddesinin birinci fıkrasında; davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkimin, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmedeceği düzenlenmiştir. Bu durumda mahkemenin yargılamaya devam ederek dava açıldığı zaman hangi tarafın haksız olduğunu tespit etmesi ve tutumuyla dava açılmasına sebep olan tarafı yargılama gideri ile mahkum etmesi gerekmektedir. Burada önemle vurgulanmalıdır ki bir kimseye diğer tarafın dava giderlerinin yükletilmesinin nedeni, o kimsenin diğer tarafın gider yapmasına haksız olarak sebebiyet vermiş olmasıdır.

2. Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 6 ncı maddesinde; “Anlaşmazlık, davanın konusuz kalması, feragat, kabul, sulh veya herhangi bir nedenle; ön inceleme tutanağı imzalanıncaya kadar giderilirse, Tarife hükümleriyle belirlenen ücretlerin yarısına, ön inceleme tutanağı imzalandıktan sonra giderilirse tamamına hükmolunur. Bu madde yargı mercileri tarafından hesaplanan akdi avukatlık ücreti sözleşmelerinde uygulanmaz.” hükmü yer almaktadır.

3.Değerlendirme

Davalının dava açılmasına sebebiyet vermemiş olması ve davacının faturaları iptal etmesiyle davanın konusuz kalması birlikte değerlendirildiğinde; davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü itirazlarının derece mahkemelerince karşılanmış olduğu anlaşılmakla; davacı tarafın temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

03.04.2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.