Logo

3. Hukuk Dairesi2022/7896 E. 2022/9620 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı idarenin, davacının su aboneliklerine ait atık su bedellerini ödememesi nedeniyle açılan alacak davasında, hükmedilen gecikme zammına da faiz yürütülüp yürütülemeyeceği.

Gerekçe ve Sonuç: Gecikme zammının temerrüt faizi niteliğinde olduğu ve faize faiz yürütülemeyeceği gözetilerek, mahkeme kararının gecikme zammı ve asıl alacak toplamına faiz yürütülmesini içeren kısmı düzeltilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı; davalı Bakanlığa ait 22 adet su aboneliğinin 2001 yılına ait atık su bedellerinin ödenmediğini ileri sürerek, şimdilik toplam 204.552,65 TL atık su bedelinin, alacağın muaccel hale geldiği tarihten itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.

Davalı; davanın vergi mahkemesinde görülmesi gerektiğini, 01/01/1994 ile 01/01/2004 tarihinden sonrasına ait 1 adet fatura bulunduğunu, bu faturanın da 5018 Sayılı Kanun'da belirtilen beş yılı dolduran faturaların ödenmeyeceği hükmü gereğince ödenmediğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece; davanın zamanaşımı nedeniyle reddine dair verilen karar, davacı tarafın temyizi üzerine Yargıtay (kapatılan) 7. Hukuk Dairesince, taraflar arasındaki sözleşmeden kaynaklanan borçta 5018 sayılı kanun hükümlerinin uygulanamayacağı gerekçesiyle bozulmuştur.

Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne, dair verilen karar, tarafların temyizi üzerine, Dairece; taraflar arasındaki atık su ilişkisine ilişkin abonelik sözleşmesinin araştırılmadığı, ayrıca görüşüne başvurulan bilirkişinin konunun uzmanı olmadığı gerekçesiyle bozulmuştur.

Bozmaya uyan mahkemece; Yargıtay bozma kararlarında davaya ticaret mahkemesi sıfatıyla bakılmış olmasının bozma nedeni yapılmadığı, uyulan bozma kararlarına göre davaya asliye ticaret mahkemesi olarak bakılması gerektiği, halihazırda Erzurum İlinde Asliye Ticaret Mahkemesi bulunurken işbu davaya ticaret mahkemesi sıfatıyla bakmasının söz konusu olamayacağı gerekçesiyle; davanın görev yönünden reddine, karar kesinleştiğinde istem halinde dosyanın Erzurum Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine dair verilen hüküm, davacı tarafın temyizi üzerine, Dairece verilen 22/03/2022 tarihli ve 2022/813 E. 2022/2552 K. sayılı ilamla; davanın ticari dava niteliğinde bulunmadığı gerekçesiyle bozulmuştur.

Söz konusu bozma kararına uyan mahkemece; davanın kabulü ile 204.552,69 TL'lik asıl alacak, 450.578,43 TL'lik gecikme zammı ve 231.345,66 TL'lik asıl alacak (204.552,69 TL) üzerinden dava tarihine kadar oluşan yasal faizden mürekkep 886.476,78 TL'nin asıl alacak ve gecikme zammına dair meblağların toplamı olan 655.131,12 TL yönünden dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte, asıl alacak üzerinden dava tarihine kadar oluşan yasal faize dair

kalan 231.345,66 TL yönünden faiz işletilmeksizin davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

1)Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.

2) Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16/06/2004 tarihli ve 2004/19-357 E. - 2004/360 K., 10/10/2012 tarihli ve 2012/7-502 E. - 2012/707 K. sayılı kararlarında da belirtildiği üzere; gecikme zammı, aslında bir temerrüt faizidir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 121 inci maddesinin son fıkrası uyarınca, faiz niteliğindeki gecikme zammına tekrar faiz yürütülmesi mümkün değildir.

Somut olayda; mahkemece, yalnızca hüküm altına alınan asıl alacağa faiz işletilmesi gerekirken; TBK'nın 121 inci maddesinin son fıkrasındaki düzenlemeye aykırı olarak, faize faiz yürütülmesi sonucunu doğuracak şekilde, asıl alacak ile gecikme zammı toplamına faiz yürütülmüş olması, usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirir.

Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması HUMK'nın 438 inci maddesinin yedinci fıkrası hükmü gereğidir.

SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının (1) numaralı bendi çıkartılarak yerine “ 1- Davanın kabulü ile 204.552,69 TL'lik asıl alacak, 450.578,43 TL'lik gecikme zammı ve 231.345,66 TL'lik asıl alacak (204.552,69 TL) üzerinden dava tarihine kadar oluşan yasal faizden oluşan toplam 886.476,78 TL alacağını, 204.552,69 TL asıl alacağa dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte, davalıdan tahsiline," bendinin yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 6100 sayılı HMK'nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440 ıncı maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20/12/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.