"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/638 E., 2022/917 K.
KARAR : Davanın kısmen kabulü
İLK DERECE MAHKEMESİ : Korkuteli 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/515 E., 2020/957 K.
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın davalılardan ... ve ... yönünden kabulü ile takibin devamına, diğer davalı ... yönünden reddine karar verilmiştir.
Kararın davalılardan ... ve ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılardan ... ve ... vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 13.07.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde gelen olmaması üzerine uygun görülen saat 14.00'te Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; davalılardan ... aracılığıyla gayrimenkul, ... danışmanlık ve aracılık işi ile uğraşan diğer davalılar ... ve ... ile tanıştığını, dava konusu taşınmazın 140.000,00 TL bedelle satımının sağlanması hususunda davalılar ile anlaştığını, bundan sonra davalılardan ...'in hesabına 12.01.2017 tarihinde 35.000,00 TL, 13.01.2017 tarihinde 55.000,00 TL ve 50.000,00 TL gönderdiğini, söz konusu bedeli davalılar ... ve ...'nın sözüne itibar ederek emlakçılık yapan diğer davalı hesabına gönderdiği halde bugüne kadar taşınmazın devrinin sağlanmadığını, bundan ayrı bir başka taşınmazının devrini almak üzere de devir ve tapu masrafı olarak 25.000,00 TL gönderdiğini, ancak gerekli işlemler yapılmayınca bu defa yeniden devir masrafı yapılarak tapunun devralındığını, bu bedelin halen davalılar uhdesinde bulunup iade edilmediğini, ödenen 165.000,00 TL 'ye ilişkin başlatılan takibe davalıların haksız olarak itiraz ettiklerini ileri sürerek; itirazın iptali ile takibin devamına, davalılar aleyhine tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalılar ... ve ...; davalılardan ... ile açılan davanın ilgisi olmadığından husumet itirazında bulunduklarını, davacının davalı ...'e olan borcunu ödediğini, 12.01.2017 tarihli 35.000,00 TL bedelli EFT evrakının açıklama kısmına ''Borç ödemesi'' yazılmasının bu durumu ispatladığını, taraflar arasında taşınmaz alım- satımına ilişkin anlaşma bulunmadığını, zaten davalının taşınmazla da alakasının olmadığını, ispat yükü davacıda olup bu hususu yazılı belge ile kanıtlaması gerektiğini, takibin haksız olduğunu savunarak, davanın reddi ile davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmişlerdir.
2. Davalı ...; davaya cevap vermemiş, yargılama sırasında davanın reddini dilemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı tarafından başlatılan takibe itiraz üzerine açılan eldeki davada davalı ...'in ödemelerin kendilerinden alınan borca istinaden gönderildiğini beyan ettiği, davalı tarafın bağlantılı bileşik ikrarda bulunduğu, bu durumda ispat külfetinin davalı tarafa geçtiği, ödeme dekontlarında taşınmaz alım satımına ilişkin açıklamanın yer aldığı, davalılardan ... ve ...'nın ...-... olarak emlakçılık yaptığı, paranın her iki davalıya ortak olarak gönderildiği sosyal medya yazışmalarından anlaşıldığından her ikisinin sorumlu olduğu, davalılardan ...'ın ise hesabına para gönderilmediği, bu nedenle alacaktan sorumluluğunun bulunmadığı gerekçeleriyle; davanın kısmen kabulü ile davalılar ... ve ... yönünden itirazın iptali ile takibin devamına, davalı ... yönünden davacı tarafın itirazın iptali talebinin reddine, tüm davalılar yönünden kötü niyet tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılardan ... ve ... vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalılar vekili; cevap dilekçesindeki savunmalarını aynen tekrar ederek, davacıya esasen borç para verildiğini, taşınmaz alım satımına ilişkin davacının iddialarını kanıtlayamadığını ve ortada bir sözleşme bulunmadığını, ispat yükünün davacıda olduğunu ve yazılı belge ile iddialarını ispatlayamadığını, ilk ödemenin borç ödemesi olarak göründüğünü, İlk Derece Mahkemesinin delilleri değerlendirirken hata ettiğini, havalenin ödeme aracı olduğunu ve dekontta açıklama bulunmaması halinde ispat yükünün davacıda olduğunu, davalıların birlikte emlakçılık yaptığına dair davacı beyanı dışında bilgi bulunmadığını, paranın da davalı ...' ya gönderilmediği halde emlakçılık yapılması gerekçe gösterilerek sorumlu tutulmasının doğru olmadığını, kararın gerekçesiz olduğunu ileri sürerek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; havale dekontları ve açıklamalar bir bütün halinde değerlendirildiğinde, söz konusu para havalelerinin taşınmaz alımı ve diğer taşınmazın tapu masrafları için gönderildiği, satışın gerçekleşmemesi ve ayrıca satışı gerçekleşen taşınmaz yönünden ise masrafın davacı tarafından yapıldığı, davalı ... ve ...'nın söz konusu olayda ... ... olup birlikte hareket ettiklerinin sosyal medya yazışmalarından anlaşıldığı gerekçeleriyle, davalılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalılardan ... ve ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalılar vekili; istinaf dilekçesindeki sebepleri tekrar ederek, İlk Derece Mahkemesince ikrarın niteliğinin yanlış belirlendiğini, yazılı bir belge veya banka havalesi bulunmadığını, kaldı ki vekil edenlerin birlikte emlakçılık yaptığını kanıtlar davacı beyanı dışında herhangi bir delil bulunmadığını, elektronik ortamdaki fotoğraf, film, görüntü veya ses kaydı gibi veriler ve bunlara benzer bilgi taşıyıcılar, diğer delillerle desteklendikleri takdirde "delil" olarak hükme esas alınabileceğini, ancak bu verilerin ... başına vakıaların ispatına yeterli olmadığını, bu tür görüntüler üzerinde kolaylıkla değişiklik yapılabilindiğini, görüntüleri destekler başka yazılı delil davacı tarafça dosyaya sunulmadığından iddialarının kanıtlanamadığını ileri sürerek, kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, sebepsiz zenginleşmeye dayalı olarak başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. Dava konusu edilen bir hakkın ve buna karşı yapılan savunmanın dayandığı vakıaların (olguların) var olup olmadıkları hakkında mahkemeye kanaat verilmesi işlemine ispat denir.
2. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 187 nci maddesinin birinci fıkrası; "İspatın konusunu tarafların üzerinde anlaşamadıkları ve uyuşmazlığın çözümüne etkili olabilecek çekişmeli vakıalar oluşturur ve bu vakıaların ispatı için delil gösterilir.” şeklinde düzenlenmiştir.
3. Diğer taraftan hâkim, taraflar arasında uyuşmazlık konusu olan vakıaların gerçekleşip gerçekleşmediğini, kural olarak kendiliğinden araştıramaz. Bir olayın gerçekleşip gerçekleşmediğini taraflar ispat etmelidir. Bir davada ispat yükünün hangi tarafa ait olacağı hususu ise 6100 sayılı Kanun'un "İspat yükü” başlıklı 190 ıncı maddesinde yer almakta olup;
“İspat yükü, kanunda ... bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.
Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.” şeklinde hüküm altına alınmıştır.
4. Bu hüküm, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun “İspat yükü” başlıklı 6 ncı maddesinde yer ...: “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür." ifadesine paralel olarak düzenlenmiştir.
5. Yargılama harçları ve giderleri, kural olarak davada haksız çıkan (aleyhine hüküm verilen) tarafa yükletilir (6100 sayılı Kanun md. 326). Davada haksız çıkan tarafa yükletilecek olan yargılama harç ve giderleri hem davayı kazanan tarafın daha önce peşin olarak ödediği, hem de (karar ve ilam harcı ve Devlet Hazinesi tarafından peşin olarak ödenen giderler gibi) devlete ödenmesi gereken harçlar ve giderlerdir.
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile yukarıda yer verilen hukuk kurallarına, havale dekontlarında davaya konu edilen ödemelerin taşınmaz alımı için gönderilmiş olduğunun yazılı olması nedeniyle temyiz olunan kararda belirtilen gerekçenin yerinde bulunmasına göre, davalılar vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Dava, niteliği itibariyle nispi harca tabi olup itirazın iptaline karar verilmekle hüküm altına alınan asıl alacak 165.000,00 TL ve işlemiş faiz 11.346,16 TL toplamı olan 176.346,16 TL üzerinden ilam harcının davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekirken, İlk Derece Mahkemesinin hüküm fıkrasının (4) numaralı bendinde ve Bölge Adliye Mahkemesinin hükmünde yer verilen karar ilam harcının eksik hesaplandığı anlaşılmaktadır. Harç kamu düzeni ile ilgili olup, temyiz edenin sıfatına bakılmaksızın re’sen gözetilmesi gereken hususlardandır. İlk Derece Mahkemesince, değinilen bu yön göz ardı edilerek hüküm tesis edilmiş olması usul ve yasaya aykırı olmakla bozmayı gerektirir.
Ne var ki bu yanlışlıkların giderilmesi, yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının ve İlk Derece Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz eden davalı tarafın temyiz itirazlarının REDDİNE,
2. Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının harca ilişkin kısmı çıkartılarak yerine;
" Hüküm altına alınan değer üzerinden hesaplanan 12.046,20 TL harçtan davacı tarafından peşin yatırılan 2.817,80 TL harcın mahsubu ile bakiye 9.228,40 TL harcın istinaf eden davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına, " ibaresinin yazılması,
3. İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının (4) numaralı bendi çıkartılarak yerine;
"4- 492 sayılı Harçlar Kanunu'na göre alınması gereken 12.046,20 TL harçtan davacı tarafından peşin yatırılan 2.817,80 TL harcın mahsubu ile bakiye 9.228,40 TL harcın davalılar ... ve ...'ten müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına, " ibaresinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz eden davalılara yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
13.07.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.