"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalıya ait büyükbaş hayvan çiftliğinde 18/09/2005 - 29/08/2011 tarihleri arasında haftanın 7 günü 07:00-19:00 saatleri arasında çalıştığını, mesai sonrası da her gece bekçi ile birlikte hayvanların başında gözetmen olarak kaldığını, sadece haftada 1 gece mesai sonrası dışarı çıkmasına izin verildiğini, dini bayramların 1. günü tam gün ve 2. gününde yarım gün izin kullandığını, işvereni Ramazan Kral’ın “seni beğenmiyorum, işten çıkmanı istiyorum oturduğun evi de boşalt” demesi üzerine gönderdiği noter ihtarı ile 29.08.2011 tarihinde işçilik alacaklarının ödenmemesi nedeniyle iş akdini feshettiğini belirterek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti, hafta tatili ücreti, UBGT ücreti, fazla mesai ücreti, maaş alacağı, asgari geçim indirimi alacağının iş akdinin fesih tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsilini, kıdem tazminatı alacağına mevduata uygulanan en yüksek banka faizi işletilmesini istemiştir.
Davalı, dava konusu alacakların zamanaşımına uğradığını, davacının fesih hakkını kullanma süresi geçtikten sonra sözleşmesini feshettiğini, ayrıca 27 - 28 - 29/08/2011 tarihlerinde işe mazeretsiz olarak gelmediği için yaptığı fesih bildiriminin haksız olduğundan davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; davacının yaptığı için tarım işi olduğunun anlaşıldığı ve bu nedenle davacı hakkında İş Kanunu hükümlerinin uygulanamayacağı ve davacının dolayısıyla kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanamayacağı, ancak, 27.03.2015 tarihli bilirkişi raporunda bilirkişinin hesaplamış olduğu şekilde fazla çalışma ücreti alacağı, yıllık izin ücreti alacağı, genel tatil ücreti alacağı, hafta tatili ücreti alacağı, ücret alacağı ve AGİ alacağı olduğu anlaşılmakla, davanın kısmen kabulüne; brüt 10.407,85 TL fazla çalışma ücreti, 585,00 TL yıllık izin ücreti, 830,09 TL U.B.G.T ücreti, 2.646,53 TL hafta tatili ücreti, 100 TL ücret, 100 TL AGİ alacağının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin hakkının saklı tutulmasına dair verilen karar, taraf vekillerince temyizi üzerine; Dairemizin, 23/11/2020 tarihli, 2020/4876 esas, 2020/6845 karar sayılı ilamıyla "...Dosyada alınan iki bilirkişi raporu arasında çelişki bulunduğu halde, Mahkemece bu çelişki giderilmeksizin ve hükme esas alınan rapora hangi gerekçe ile üstünlük tanındığı açıklanmadan karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır..." gerekçesi ile bozulmuştur.
Mahkemece, bozmaya uyulduğu belirtilerek, davanın kısmen kabulüne; BK'da kıdem tazminatına ilişkin düzenleme bulunmadığından davacının kıdem tazminatı talebinin reddine, iş sözleşmesinin davacı işçi tarafından .... Noterliğinin 29/08/2011 tarih ve 9154 yevmiye sayılı ihtarnamesi ile feshedildiğinden fesih nedenine bakılmaksızın işçinin ihbar tazminatı talebinde bulunma hakkı olmadığı anlaşıldığından ihbar tazminatı talebinin de reddine, yıllık izin ücreti olarak brüt 585,90 TL, hafta tatili ücreti olarak brüt 3.233,34 TL, UBGT ücreti olarak brüt 804,94 TL, fazla çalışma ücreti olarak brüt 10.999,18 TL, ücret olarak brüt 100 TL, asgari geçim indirimi olarak 100 TL alacağın yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere göre davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Yanlar arasındaki uyuşmazlık 818 Sayılı BK.nun 313. ve devamı maddelerinde düzenlenen hizmet akdinden kaynaklanmakta olup, davacının hizmet akdinin haklı nedenle feshedilip edilmediği ve davacının tazminata hak kazanıp kazanmadığı konusunda BK.’nun 344. maddesi’nde, "muhik sebeplerden dolayı gerek işçi gerekse iş sahibi, bir ihbara lüzum olmaksızın her vakit akdi feshedebilir. Ezcümle, ahlaka müteallik sebeplerden dolayı yahut hüsnüniyet kaideleri noktasından iki taraftan birini artık akti icra etmemekte haklı gösteren her hal, muhik bir sebep teşkil eder. Bu gibi hallerin mevcudiyetini hakim taktir eder. Fakat işçinin kendi kusuru olmaksızın duçar olduğu nispeten kısa bir hastalığı yahut kısa müddetli bir askeri mükellefiyeti ifa etmesi, muhik sebep olarak kabul edilemez." hükmü, yine BK.’nun 345/1. Maddesi’nde ise, "Muhik sebepler bir tarafın akte riayet etmemesinden ibaret olduğu taktirde, bir taraf diğer tarafa onun akit ile müstehak iken mahrum kaldığı feri menfaatler de nazara alınmak üzere, tam bir tazminat itasıyla mükellef olur." hükmü ve yine anılan maddenin 2. fıkrasında ise, "bundan başka hakim vaktinden evvel feshin mali neticelerini, hali ve mahalli adeti gözönünde tutarak taktir eder." hükümleri değerlendirilmelidir.
Somut uyuşmazlıkta; davacı taraf işçilik alacaklarını alamadığı gerekçesiyle, davalı tarafa gönderdiği .... Noterliğinin 29/08/2011 tarih ve 9154 yevmiye sayılı ihtarnamesi ile hizmet akdini feshettiğini iddia etmiş ve yargılama aşamasında dinlenen tanık beyanları ile uyumlu şekilde hazırlanmış bilirkişi raporundan davacının davalıdan hizmet akdinden kaynaklanan ücret alacakları olduğu anlaşılmıştır. Hal böyle olunca davacının aralarındaki hizmet akdini haklı nedenle sona erdirdiği ispat edilmiştir. Ancak mahkemece davacının hizmet akdini feshinin haklı olup olmadığı tartışılmaksızın BK gereğince kıdem tazminatı talep edilemeyeceğinden tazminat talebinin reddine karar verilmiştir. Oysaki maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir (6100 sayılı HMK m. 33). İddianın ileri sürülüş şekline göre dava hizmet akdinin haksız olarak feshedilmesi nedeniyle hak kazanılacak olan muhik tazminat alacağı isteğine ilişkindir. Mahkemece 818 sayılı BK’nun 345. maddesine göre belirlenecek muhik tazminat miktarı üzerinden davacının kıdem tazminatı alacağına ilişkin muhik tazminat adı altında bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalının tüm, davacının sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle mahkeme kararının davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde davacıya iadesine, 809,90 TL bakiye temyiz harcının temyiz eden davalıya yükletilmesine, 6100 sayılı HMK'nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 21/12/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.