"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1256 E., 2022/1886 K.
KARAR : İlk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına davanın reddine
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 7. Tüketici Mahkemesi
SAYISI : 2019/616 E., 2021/124 K.
Taraflar arasındaki menfi tespit ve alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davalı ... yönünden davanın reddine, davalı banka yönünden ise kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacılar vekili ve davalı banka vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı banka vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili, davacıların murisi ...'ın davalı bankadan kullandığı krediler karşılığında kendisine hayat sigortası yapıldığını ve bunun karşılığında hayat sigortası bedeli olarak sigorta primi kesildiğini, murisin hayat sigortasının 02.09.2016 - 07.09.2026 tarihlerini kapsadığını, murisin 03.01.2019 tarihinde vefat ettiğini, öldüğü tarihte kredinin 31 taksitinin ödendiğini ve geriye 89 ay ve toplamda 234.701,91 TL borcun kaldığını, davacıların bakiye kredi borcunun ödenmesi için başvuru yaptıklarında davalı ... tarafından ödeme yapılmadığını, sigortalı murisin kendi sağlık durumuyla ilgili beyanının alınmadığını, zaten sigorta sözleşmesinin imzalanması aşamasında murisin hastalığının da bilinmediğini, hayat sigortasının imzalanmasından çok sonra hastalığın öğrenildiğini, bu nedenle sağlık durumunun gizlenmesi gibi bir durumun söz konusu olmadığını ileri sürerek; davacıların murisi tarafından bugüne kadar ödediği bedelin davalılardan tahsiline, bakiye kredi borcundan dolayı ise borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini istemişlerdir.
II. CEVAP
Davalı HSCB Bank A.Ş. (banka) vekili, husumet, görev ve yetki ilk itirazında bulunarak, vefat tarihi itibarıyla davacıların murisi ...'ın davalı bankadan kullanmış olduğu 2 adet kredi bulunmakla birlikte bu kredilere istinaden düzenlenmiş bir hayat sigortasının bulunmadığını, murisin 01.09.2016 tarihinde kullandığı 120 ay vadeli konut kredisi kapsamında, kredi bağlantılı sigortalar için kendisine kredi bağlantılı sigorta müşteri tercih formu sunulduğunda murisin yalnızca kaza sonucu vefat durumlarını kapsayan kredili ferdi kaza sigortası yaptırmayı tercih ettiğini, buna istinaden yalnızca ferdi kaza sigortası yapıldığını, bankanın kredi borçlusu istemediği veya muvafakat etmediği sürece sigorta yapmasının zorunlu olmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.
Davalı ... AŞ (sigorta şirketi) vekili, davacıların taleplerinin dayanağının HSBC Konut Finansmanı Poliçesinin sigortalısının ... olup, sigorta tazminatlarının "kazaen yaşam kaybı", "kazaen sürekli sakatlık" ve "deprem (ferdi kaza)" olduğunu, söz konusu sigortanın sigortalıya ferdi kaza genel şartları dahilinde kaza sonucu yaşam kaybı sürekli sakatlık ve gündelik tazminat teminatı sunduğunu, davacılar tarafından dosyaya ... kayıtsız şartsız muvafakatinin sunulmadığınu, bu nedenle öncelikle aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesini talep ettiklerini, davacıların dosyaya sunduğu ölüm belgesinden de görüleceği üzere ...'ın ölüm şeklinin bulaşıcı olmayan hastalık (doğal ölüm) olduğunu, müteveffa sigortalı, kazaen vefat etmediğinden davacıların talebinin poliçe kapsamında olmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu iddiaya dayanak gösterilen 02.09.2016 başlangıç ve 07.09.2026 bitiş tarihli davacılar murisin vefat tarihi olan 03.01.2019 tarih itibariyle yürürlükte olan sigorta poliçesinin ferdi kaza sigortası olduğu, davacıların murisi ... adına düzenlenmiş ve 03.01.2019 vefat tarihi itibarıyla yürürlükte olan herhangi bir hayat sigortasının bulunmadığı, konut kredisi için hayat sigortası ya da ferdi kaza sigortası yaptırılması zorunlu olmayan ihtiyati sigortalar olduğu, kredi kuruluşu olan banka aracılığı ile yapılacak olan ihtiyari nitelikteki sigortanın, kredi kullanan müşterinin ihtiyacına ve menfaatine uygun, vefat durumunda kredinin teminatı olabilecek, kredi konusu ile uyumlu olması için bankaya da yükümlülük verildiği, bankanın kredi ilişkisi devam ettiği sürece sigortayı aynı şartlarla yenilemesi veya poliçenin vadesi dolduktan sonra yenileme işlemleri için gerekli işlemleri yapması, bu konuda tüketiciye bildirimde bulunması gerektiği, ancak, davalı banka bu yükümlülükleri yerine getirirken krediyi kullanan müşterinin de kredi sebebiyle hayat sigortası yapılıp yapılmadığını, yapılan sigorta poliçesinin kredi ile uyumlu olup olmadığını, vefat durumunda poliçenin krediyi teminat altına alıp almadığını, vadesi dolan poliçenin yenilenip yenilenmediği aynı banka gibi takip etmek ve gerekir ise bu konularda bankayı uyarması gerektiği, dosyada mevcut delillerden davalı bankanın ve davacıların murisinin bu yükümlülüklerini yerine getirdiğine dair bir delile rastlanmamakla ortaya çıkan sonuçtan banka ile birlikte eşit oranda kusurlu ve dolayısıyla zarardan da banka ile birlikte eşit miktarda sorumlu oldukları, dosyada mevcut kredi dosyasından ölüm tarihi olan 03.01.2019 tarihi itibariyle bakiye faizsiz kredi borç miktarının 154.484,81 TL olduğu, tarafların dava konusu olayda eşit oranda kusurlu oldukları kabul edilmekle, borcun yarısından ve bu miktarın ferilerinden mirasçılar olarak davacıların, diğer yarısından ise davalı bankanın sorumlu olması gerektiği, davacılar her ne kadar sigorta tazminatının kendilerine ödenmesi yönünde talepte bulunmuş iseler de, kredi borcunun yarısından sorumlu olmaları sebebiyle bu taleplerinin reddedilmesi gerektiği, yine ortada davalı ... şirketini sorumlu kılacak bir hayat sigorta poliçesinin olmaması, ferdi kaza sigorta poliçesinin niteliği gereği sadece kaza sonucu ölümleri teminat altına alması, davacılar murisinin ise kaza sonucu vefat etmemesi sebebiyle davalı ...Ş karşı açılan davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili ile davalı banka vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacılar vekili, davalı ... hakkında açılan davada husumet yokluğu nedeniyle red kararı verilmiş olmasına karşın adı geçen davalı lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, taraflar eşit kusurlu kabul edildiği halde farklı vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu, davalı banka lehine hükmedilen vekalet ücretinin fahiş olduğunu, hayat sigortası yapılmamasında davalı bankanın tam kusurlu olduğunu, dava dilekçelerindeki faiz oranlarının uygulanması gerektiğini ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalı HSCB Bank vekili, davalı bankanın kullandırdığı krediye ilişkin kanundan doğan bir hayat sigortası yapma zorunluluğunun bulunmadığını, davalı bankaya %50 oranında kusur yüklenmesinin hatalı olduğunu, hayat sigortalarının zorunlu sigorta mahiyetinde olmadığını, muris ile imzalanan sözleşme öncesi bilgilendirme formu ile DASK dışında yapılacak sigortaların isteğe bağlı olduğu açık ve anlaşılır bir şekilde yönetmeliğe uygun olarak murisin bilgilendirildiğini, davacıların murisinden sigorta primi tahsil edilmediği gibi, sigorta primi tahsil edilmediği için sigorta teminatının başlamasının beklenmeyeceğinin, murisin, adına hayat sigortası yaptırılmadığını bildiği ve bilebilecek durumda olduğunu savunarak ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu uyuşmazlıkta kredi ilişkisinin başından itibaren hayat sigortası yapılmadığının sabit olduğu, Kredi Bağlantılı Sigorta Müşteri Tercih Formunda; murisin el yazısı ile kredinin teminatı olarak Kredili Ferdi Kaza Sigortası satın almak istediğine ilişkin imzalı beyanı göz önüne alındığında, davalı bankanın kredi ile bağlantılı olarak yapılacak sigortalar konusunda, kredi sözleşmesi yapılmadan önce kredi kullanan murisi bilgilendirme yükümlülüğünü yerine getirmediğinden söz edilemeyeceği, buna göre de; davalı tarafından bilgilendirilen davacılar murisinin hayat sigortası yaptırmaması nedeniyle davalı bankaya kusur yüklenemeyeceği, hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru görülmediği gerekçesi ile, davalı banka vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, incelenen kararın HMK’nun 353/1-b.2 maddesi uyarınca düzeltilmek üzere kaldırılması ve yeniden hüküm tesis edilmesi, yasal iki haftalık başvuru süresi geçtikten sonra istinaf başvurusu yapılması nedeniyle davacılar vekilinin, istinaf dilekçesinin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili; davalı banka müşterisi murisin hiçbir şekilde kendi yararına olmayan ferdi kaza sigortası seçmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davalı tarafın bilerek, isteyerek daha ucuza kredi verebilmek için murise ferdi kaza sigortası yaptığını, piyasada bu şekilde haksız rekabet yaratarak daha çok piyasaya kredi verme gayesinde olduğunu, ayrıca davalı banka tarafından murisin yeterince aydınlatılmadığını savunarak kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava; konut kredisinin ödemelerinin devamı sırasında murisin ölümü üzerine mirasçıları tarafından açılan kredi borcundan sorumlu olmadıklarının tespiti ile ödenen miktarın iadesi isteğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 1 inci maddesinde, sözleşmenin tarafların iradelerinin karşılıklı ve birbirlerine uygun olarak açıklamaları ile kurulacağı açıklandıktan sonra 2 nci maddesinde, tarafların sözleşmenin esaslı noktalarında uyuşmaları ile kurulacağı belirtilmiştir.
3. Değerlendirme
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle murisin el yazılı beyanı ile Ferdi Kaza Sigortası yapılmasını, (hayat sigortası tercih edilmeyip) tercih etmesine göre, davacıların temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun kararın onanması gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
29.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.