Logo

3. Hukuk Dairesi2022/7966 E. 2023/987 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: İdare ile yapılan bir su kullanım anlaşmasından kaynaklanan zararın tazmini davasında, görevli yargı yerinin adli yargı mı yoksa idari yargı mı olduğuna ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Uyuşmazlık Mahkemesinin aynı konuda verdiği ve idari yargının görevli olduğunu belirten kararının 2247 sayılı Kanun'un 28. maddesi gereği bağlayıcı nitelikte olması gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2357 E., 2022/2341 K.

ASIL VE BİRLEŞEN DAVADA

ASIL VE BİRLEŞEN DAVADA

DAVA TARİHLERİ : 03.04.2018 - 08.01.2021

KARAR : Davaların reddine

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 18. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/124 E., 2022/153 K.

Taraflar arasında birleştirilerek görülen tazminat davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davaların yargı yolu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı asıl davada; davalı idare ile 18.05.2007 tarihinde Mursal Hidroelektrik Enerji Üretim Tesislerinin Su Kullanımı Hakkı ve İşletme Esaslarına İlişkin Anlaşmayı imzaladığını ve enerji üretimine başladığını, süreç içerisinde davalı idarenin sözleşmeye aykırı işlemleri nedeniyle su kullanım haklarının engellendiğini, bu nedenle zarara uğradıklarını ileri sürerek; uğradığı ve uğraması muhtemel zararların tespiti ile şimdilik 100.000 TL tazminatın TCMB avans faiziyle birlikte davalıda tahsilini istemiş, birleşen davada ise; 2018-2020 tarihlerine ilişkin şimdilik 20.650 USD tazminatın 3095 sayılı Kanun'un 4/a maddesi uyarınca USD için öngörülen en yüksek faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı; dava konusunun idari sözleşme niteliğinde bulunduğunu, sözleşmeden kaynaklı zararın tahsili isteminin idari yargının görev alanına girdiğini, idarenin işlemlerini yasalara uygun gerçekleştirildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

1. İlk Derece Mahkemesinin 23.10.2018 tarihli ve 2018/243 E. 2018/600 K. sayılı kararıyla; dava konusu anlaşmanın gerek konusu ve süresi, gerekse idare tanınan denetim ve sözleşme feshi yetkileri açısından idari nitelikte ve idare hukuku alanına ilişkin bir sözleşme olduğu, davaya bakma görevinin İdari Yargıya ait olduğu gerekçesiyle, asıl davanın usulden reddine karar verilmiştir.

2. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

3. Bölge Adliye Mahkemesinin 21.01.2021 tarihli ve 2019/169 E. 2021/76 K. sayılı kararıyla; uyuşmazlığın dava konusu sözleşmenin uygulanması aşamasında meydana gelen muarazadan kaynaklandığı, davada kamu hukukundan kaynaklanan ve idari yargıda görülmesi gereken idari bir işlem veya hizmet söz konusu olmadığı, bu nedenle taraflar arasındaki uyuşmazlığa özel hukuk hükümlerinin uygulanması gerektiği gerekçesiyle, İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak, yargılamanın yapılması için dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

4. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalı tarafın başvurusu üzerine, kaldırma kararından sonra Danıştay Başsavcılığı tarafından olumlu görev uyuşmazlığı çıkartıldığı ve Uyuşmazlık Mahkemesince verilen 31.01.2022 tarihli ve 2021/481 E., 2022/46 K. sayılı kararla; davanın çözümünde idari yargı yerinin görevli olduğuna ve 29.04.2021 tarihinde yargı yolu itirazın reddine dair verilen (görevlilik) kararının kaldırılmasına karar verildiği, işbu kararın bağlayıcı olduğu gerekçesiyle; davanın usulden reddine, asıl ve birleşen davanın idari yargıda görülmesi gerektiğine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili; taraflardan birinin idare olmasının sözleşmenin idari yargı hükümleri çerçevesi içerisinde değerlendirilmesi için kendi başına yeterli olmadığı, somut olayda bu şekilde değerlendirme yapılmasının hatalı olduğu, kaldı ki davanın konusunun idarenin sözleşmeden doğan haksız filleri sebebiyle uğradıkları zararın tazmini istemine ilişkin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 112 vd. ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 2 nci maddeleri kapsamında çözümlenmesi gereken bir uyuşmazlık niteliğinde bulunduğu, özel hukuk hükümlerine göre sözleşme hukukun uygulanması ve davaya adli yargının bakması gerektiğini, Uyuşmazlık Mahkemesi kararında yer alan karşı oy yazısının da bu yönde olduğunu ileri sürerek; İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasını ve davanın adli yargı yerinde görülmesine karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun'un 28 inci maddesinin ikinci fıkrası gereğince Uyuşmazlık Mahkemesi kararlarının bağlayıcı olduğu, Mahkemece Uyuşmazlık Mahkemesi kararı doğrultusunda karar verildiği, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında Mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; istinaf dilekçesinde bildirdigi sebepleri tekrarla, gerekçesiz bir şekilde verilen kararın bozulmasını talep etmistir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Asıl ve birleşen davaya konu uyuşmazlık; taraflar arasında imzalanan Hidroelektrik Enerji Üretim Tesislerinin Su Kullanımı Hakkı ve İşletme Esaslarına İlişkin Anlaşma kapsamında uğranıldığı iddia edilen zararın tazmini istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun'un 28 inci maddesinin ikinci fıkrasına göre; "...İlgili yargı mercileri ile bütün makam, kuruluş ve kişiler; mahkeme kararlarına uymak, geciktirmeksizin onları uygulamakla ödevlidirler..."

3. Değerlendirme

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında; hukuki ilişkinin ve bu ilişki nedeniyle ortaya çıkan uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarının doğru şekilde belirlendiği, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun uyarınca olumlu görev uyuşmazlığı hakkında verilen Uyuşmazlık Mahkemesi kararının bağlayıcı olduğu, bu bağlamda İlk Derece Mahkemesince idari yargının görevli olduğuna karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz karar harcının temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

05.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.