"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1201 E., 2022/1965 K.
DAVA TARİHİ : 29.12.2017
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 13. Tüketici Mahkemesi
SAYISI : 2018/408 E., 2021/7 K.
Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddi karar verilmiştir.
Kararın davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 24.10.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir
Belli edilen günde gelen davalılar vekili Avukat ... sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saat 14.00'te Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; davalı Özel Sağlık Kurumuna şeker hastalığı nedeniyle göz damarlarında oluşan kanamanın tedavisine ilişkin olarak müracaat ettiğini, diğer davalı doktor tarafından lazer tedavisi ve iğne yapıldığını, iğneden sonra gözde ağrı ve akıntı oluşması üzerine tekrar davalı Özel Sağlık Kurumuna müracaat ettiğini, davalı doktorun izinde olması nedeni ile herhangi bir işlem yapılmadığını, davalı hastanede gerekli işlemlerin yapılmaması nedeniyle dava dışı ... Göz Hastanesine müracaat ettiğinde daha önce uygulanan tedavinin yanlış olduğu söylenerek ameliyat edildiğini ve görme yetisini kaybettiğini, davalının hatalı tedavi uyguladığını ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL maddi tazminat ile 75.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar; davacının tedavisinin tıp kurallarına uygun yapıldığını, davacının operasyondan önce bilgilendirildiğini, davacının şikayeti üzerine yapılan idari soruşturmada kusurlu olmadığının anlaşıldığını ileri sürerek, davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
1. İlk Derece Mahkemesinin 2017/731 E., 2018/279 K. sayılı ilamıyla; davanın 6502 sayılı Kanun'un 3/l,73/1, HMK'nın 114/1-c, 115 inci maddeleri uyarınca görev yönüden usulden reddine, talep halinde dosyanın yetkili ve görevli ... Nöbetçi Tüketici Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
2. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; maddi olgulara ve kanıtlara dayanan, bilimsel ve objektif olan, denetime elverişli bulunan bilirkişi raporları da dikkate alınarak, dosyaya mübrez tıbbi belgelerin rapordaki aydınlatıcı bilgiler desteğiyle incelenmesi neticesinde; davacıya uygulanan tıbbi işlemlerde, herhangi bir ihmal ve uygunsuzluk, mesleki kusur tespit edilememiş olduğundan, bu kapsamda ispat edilemeyen davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı; Mahkemece yapılan yargılama sırasında alınan raporların yetersiz olduğunu, tanık beyanlarının değerlendirilmediğini, tedavi sürecindeki bilgilendirmelerin yetersiz olduğunu, davacıya uygulanan tedavi sırasında kullanılan ilaç dozajının belirlenmediğini ileri sürerek; İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; Mahkemece yapılan yargılama sırasında, dava konusu olayın niteliğine uygun, akademisyenlerden oluşan bilirkişi heyetinden alınan, hüküm kurmaya, taraf ve kanun yolu denetimine uygun rapor karşısında; davalı Özel Sağlık Kurumunda, diğer davalı doktor tarafından davacıya uygulanan tıbbi tedavi ve uygulamaların tıp kuralarına uygun yapıldığı, hastanın aydınlatılmış onam formları ile tedavi süreci ve komplikasyonlar konusunda usulünce bilgilendirildiği, davacının tedavisi sonrasında yaşadığı sorunun komplikasyon niteliğinde olduğu ve meydana gelmesine davalı tarafın kusur ve ihmalinin olmadığı anlaşıldığından, Mahkemece davalılara atfı kabil kusur bulunmadığı gerekçesine dayalı olarak davacı tarafından açılan davanın reddine dair verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığı, dava dosyası kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri birlikte değerlendirildiğinde, HMK'nın 355 inci maddesi gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; açıklanan nedenlerle, Mahkemece verilen kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından davacının istinaf talebinin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı, istinaf dilekçesinde bildirdiği itirazları tekrar ederek, kararı temyiz etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacının davalı Özel Sağlık Kurumunda diğer davalı doktor tarafından hatalı tıbbi tedavi uygulandığı iddiası ile maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 502 nci maddesi şöyledir;
"Vekâlet sözleşmesi, vekilin vekâlet verenin bir işini görmeyi veya işlemini yapmayı üstlendiği sözleşmedir. Vekâlete ilişkin hükümler, niteliklerine uygun düştükleri ölçüde, bu Kanunda düzenlenmemiş olan işgörme sözleşmelerine de uygulanır. Sözleşme veya teamül varsa vekil, ücrete hak kazanır."
3. Değerlendirme
1. Vekil, vekalet görevine konu işi görürken yöneldiği sonucun elde edilmemesinden sorumlu değil ise de, bu sonuca ulaşmak için gösterdiği çabanın, yaptığı ... ve işlemlerin, davranışların özenli olmayışından doğan zararlardan dolayı sorumludur. Mesleki ... gören vekil özenle davranmak zorunda olup, en hafif kusurundan bile sorumludur. O nedenle doktor ve hastanenin meslek alanı içinde olan bütün kusurları hafif de olsa sorumluluğun unsuru olarak kabul edilmelidir. Vekil, hastanın zarar görmemesi için, mesleki tüm şartları yerine getirmek, hastanın durumunu tıbbi açıdan zamanında ve gecikmeksizin saptayıp, somut durumunun gerektirdiği önlemleri eksiksiz bir şekilde almak, uygun tedaviyi de yine gecikmeden belirleyip uygulamak zorundadır. Asgari düzeyde dahi olsa bir tereddüt doğuran durumlarda, bu tereddütü ortadan kaldıracak araştırmaları yapmak ve bu arada da koruyucu tedbirleri almakla yükümlüdür. Çeşitli tedavi yöntemleri arasında bir seçim yapılırken, hastanın ve hastalığın özellikleri göz önünde tutulmak, onu risk altına sokacak tutum ve davranışlardan kaçınmak ve en emin yol seçilmek gerekir. Gerçekten de müvekkil (hasta) mesleki bir ... gören vekilden, tedavinin bütün aşamalarında titiz bir ihtimam ve dikkat beklemek hakkına sahiptir. Gereken özen görevini göstermeyen vekil, vekaleti gereği gibi ifa etmemiş sayılmalıdır. Aynı hususlar adam çalıştıran sıfatı ile doktorun görev yaptığı sağlık kuruluşları için de geçerlidir.
2. Somut olayda dosya içerisinde yer alan bilirkişi kurulu raporlarının incelenmesinde; denetime açık ve anlaşılır ayrıca taraf itirazlarını da karşılamış olmasına, davalılara atfedilebilecek bir kusur bulunmadığının anlaşılmasına, tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre, davacı tarafından ileri sürülen temyiz itirazlarının reddi ile kararın onanması gerekmektedir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle,
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacıya iadesine,
17.100,00 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
24.10.2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.