Logo

3. Hukuk Dairesi2022/7984 E. 2023/1968 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Otoyoldan geçiş ücreti ödemeden geçen araç sahibi aleyhine açılan itirazın iptali davasında, geçiş ücretine ek olarak cezanın da tahsil edilip edilemeyeceği.

Gerekçe ve Sonuç: HGS hesabında yeterli bakiye bulunmasına rağmen geçiş ücretinin tahsil edilememesi, geçiş ücreti ödememe cezasının uygulanmasına engel teşkil etmediği ve yasal bildirim şartı aranmadığı gözetilerek yerel mahkemenin ceza bedelini reddeden direnme kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi

SAYISI : 2022/15 E., 2022/248 K.

DAVA TARİHİ : 10.01.2022

KARAR : Davanın kısmen kabulü

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen itirazın iptali davasının kısmen kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince kesin olarak verilen kararın kanun yararına temyizen incelenmesi Adalet Bakanlığı tarafından istenilmiş olmakla; Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; işletmekte olduğu otoyoldan aracı ile ücret ödemeden geçiş yaptığı belirlenen davalının verilen süre içerisinde ihlalli geçişe yönelik ödemeyi gerçekleştirmemesi nedeniyle cezalı duruma düştüğünü, bu nedenle geçiş ücreti ve 4 katı tutarında cezanın tahsili için başlattığı icra takibine davalının itiraz ettiğini ileri sürerek; takibe vaki itirazın iptali ile davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir

II. CEVAP

Davalı; HGS hesabında yeterli bakiye bulunmasına rağmen davacı tarafından geçiş bedelinin alınmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dava konusu geçişin yapıldığı ve geçiş ücretinin ödenmediği hususlarında taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmadığı, dava konusu ihlalli geçiş nedeniyle geçiş ücreti ödemesi gereken davalının bankanın işlemlerinden hata sebebiyle ödeme yapılamadığına dair itirazlarının bankacılık sözleşmesi tarafı olmayan davacı şirket yönünden kabul edilemeyeceği, para cezası yönünden ise geçiş ücretinin yasada öngörülen belirli sürede ödenmesi aksi halde ceza ödeneceğinin ihtarının yapılmış olmasının gerektiği, somut uyuşmazlıkta geçiş ücreti ile birlikte 4 kat cezanın ödenmesi yönünde yapılan ihtarat olmadığı gibi davalıya usulüne uygun şekilde tebliğ edildiği yönünde bir bilgi ve belge bulunmadığından talebe konu ceza bedelinin haksız olduğu, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 320 nci maddesinin birinci fıkrası ve 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 70 inci maddesinin dördüncü fıkrasında yer alan hükümler uyarınca duruşma açılmaksızın karar verme yoluna gidildiğinden bahisle; davanın kısmen kabulü ile takibin geçiş ücreti yönünden iptaline, fazlaya ilişkin talebin reddine, geçiş ücretinin %20'si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline, kesin olarak karar verilmiştir.

IV. KANUN YARARINA TEMYİZ

A. Kanun Yararına Temyiz Yoluna Başvuran

İlk Derece Mahkemesi kararının kanun yararına temyizen incelenmesi Adalet Bakanlığı tarafından istenilmiştir.

B. Temyiz Sebepleri

Adalet Bakanlığının 25.11.2022 tarihli yazısında; "..duruşma açılmadan yapılan değerlendirmeyle “hukuki dinlenilme hakkını” ihlal edecek şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olduğu gibi, Kanunda cezaya ilişkin ihtarın olay tarihinde şekil şartına bağlı olmadığı gözetilerek bu kalem alacağa dair talebin de kabulü gerekirken reddine karar verilmiş olması ve kabule göre de zorunlu arabuluculuk görüşmelerine mazeret sunmadan katılmayan davalı lehine yargılama giderleri ile vekalet ücretine hükmolunmuş olması...." usul ve kanuna aykırı bulunarak; kararın, kanun yararına bozulması talep edilmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; davalıya ait aracın, davacı şirket tarafından işletilmekte olan otoyoldan ücret ödemeden ihlalli geçiş yapması nedeniyle, ilgili kanun uyarınca tahakkuk ettirilen bedelin tahsili için girişilen icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 320 nci maddesinin birinci fıkrasına göre; "(1) Mahkeme, mümkün olan hâllerde tarafları duruşmaya davet etmeden dosya üzerinden karar verir.".

2. Anılan bu hüküm ile ilgili olarak Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 04.04.2018 tarihli ve 2017/13-2803 E., 2018/753

K. sayılı ilamı şöyledir;

"...Görüldüğü üzere, basit yargılama usulünde, yazılı yargılama usulünden farklı olarak ön inceleme ve tahkikat işlemleri de basitleştirilmiştir. Bu kapsamda eğer, dosya üzerinden karar verilmesi mümkünse (örneğin, geçici hukuki korumalarda), taraflar duruşmaya çağrılmadan sadece dilekçe ve delilleri dikkate alınarak karar verilebilir.

Buna göre; HMK'nın 320’nci maddesinin açık düzenlemesi karşısında mahkeme, basit yargılama usulüne tabi dava ve işlerde, dava şartları yoksa davayı usulden reddedebilir; ilk itirazlar hakkında ya da dilekçelere eklenen deliller yeterli görülürse davanın esası hakkında karar da verebilir. Dilekçeler aşamasının tamamlanmasından sonra, tarafların dilekçelerine ekledikleri ya da ilgili yerlerden getirtilmesini istedikleri delillerin toplanması ile mahkemece tarafların iddia ve savunmaları ile delilleri incelenmiş olacaktır. Bu nedenle ön inceleme duruşması yapılmadan dosya üzerinden, mevcut deliller ile dava şartları ve ilk itirazlardan başka, davanın esası hakkında da karar verilmesi mümkündür. Bu şekilde dosya üzerinden karar verildiğinde, taraflara dava ve cevap dilekçesinin tebliği ile bu dilekçelerinde bildirdikleri deliller toplanmış olacağından, hukuki dinlenilme hakkının ihlal edildiğinden de söz edilemeyecektir.

(...) Somut uyuşmazlığın incelenmesinde; mahkemece, tensip zaptı düzenlenerek, taraflara delillerini bildirmeleri yönünde ara kararı alındığı ve davanın taraflarına anılan bu tutanağın tebliğ edildiği, yine davalı bankadan kredi sözleşmesi ve eklerinin istenilerek dosyaya getirtildiği ve dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu taraflar duruşmaya davet edilmeden nihai kararın verildiği anlaşılmaktadır.

6100 sayılı HMK'nın 320’nci maddesinin birinci fıkrasında, “mümkün olan hâllerde” taraflar duruşmaya davet edilmeksizin karar verileceği düzenlenmiş olup, mahkemece, resen delil toplanmakla, dosyada mevcut delillerin karar verilmesine yeterli görülmediğinin kabulü zorunludur. Bu durumda somut olayda, dosya üzerinden karar verilebilmesi için “mümkün olan hâller” bulunmadığından, davalıya hukuki dinlenilme hakkı tanınmadan ve taraflar duruşmaya davet edilmeden karar verilmesi isabetsizdir."

3. 6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün Hizmetleri Hakkında Kanun’un (6001 sayılı Kanun) 30 uncu maddesinin beşinci ve yedinci fıkrasının ilgili bölümleri şöyledir;

"5. 4046, 3465 ve 3996 sayılı kanunlar çerçevesinde işletme hakkı verilen veya devredilen otoyollar veya erişme kontrolünün uygulandığı karayollarından geçiş ücretlerini ödemeden geçiş yapan araç sahiplerinden, işletici şirket tarafından geçiş ücreti ödemeden giriş çıkış yaptığı mesafeye ait geçiş ücreti ile birlikte, bu ücretin dört katı tutarında ceza, genel hükümlere göre tahsil edilir.

"7. Geçiş ücretlerini ödemeden geçiş yapanlardan, ödemesiz geçiş tarihini izleyen on beş gün içinde yükümlü olduğu geçiş ücretini usulüne uygun olarak ödeyenlere, bu maddenin birinci fıkrası ile beşinci fıkrasında belirtilen cezalar uygulanmaz.

4. Dairemizce aynı konuda verilen 29.11.2022 tarihli ve 2022/7541 E.., 2022/8964 K. sayılı ilamın ilgili bölümü şöyledir: "...Yine Anayasa Mahkemesi 18.01.2018 tarih, Esas: 2017/166, Karar: 2018/8 sayılı kararında da "...İşletme hakkı verilen veya devredilen otoyollar veya erişme kontrolünün uygulandığı karayollarından geçiş ücreti ödenmeden geçiş yapılması hâlinde yaptırım uygulanmasına sebebiyet veren eylem ücret ödemeden geçiş yapılması anında tamamlanmış olacaktır. Bu durumda, kuralda belirtilen ödemesiz geçiş tarihinden itibaren on beş gün içinde geçiş ücretinin ödenmesi hâlinde cezanın uygulanmayacağına ilişkin düzenleme oluşan neticeyi ortadan kaldırılmakta olup, ihlalli geçiş eylemini gerçekleştirenler lehine getirilmiş bir düzenlemedir... kuralda, cezasızlık hâlinin kapsamı, eylemin sonucu olarak öngörülen yaptırımın hangi hâlde uygulanmayacağı, ödemenin hangi süre içinde yapılması gerektiği açık, anlaşılır, uygulanabilir ve nesnel olarak belirlenmiştir. Geçiş ücretinin ödenmesi şekil ve yöntemlerinin tümünün önceden öngörülmesi ve kanun koyucu tarafından tek tek belirlenecek kanun metninde ifade edilmesi oldukça güçtür. Geçiş ücretinin tahsili yöntemlerinin zaman içinde değişip gelişebileceği ve otoyollar veya erişme kontrolünün uygulandığı karayollarından geçiş ücretlerinin tahsili yöntemlerinin benzerlik arz ettiği hususları dikkate alındığında kuralda belirlilik ilkesine aykırılık bulunmamaktadır..." yönünde karar verilmiş ve bildirim koşulunun yer almadığı, yaptırıma neden olan eylemin ihlali geçiş anında tamamlandığı tespit edilmiştir.

Söz konusu düzenlemeler somut olay özelinde değerlendirildiğinde; davalıya ait aracın geçiş ücreti ödemeden davacının işlettiği yoldan geçiş yaptığı, davalının söz konusu geçiş ücretini ve ceza bedellerini henüz ödemediği, 4 katı şeklinde idari para cezası verileceğine dair yasal düzenlemenin yürürlükte olduğu, yargılama sırasında yürülükte olan mevzuata göre de bildirim koşulunun yer almadığı anlaşılmaktadır..."

5. 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu'nun (6325 sayılı Kanun) 18/A maddesinin onbirinci fıkrası; "(11) Taraflardan birinin geçerli bir mazeret göstermeksizin ilk toplantıya katılmaması sebebiyle arabuluculuk faaliyetinin sona ermesi durumunda toplantıya katılmayan taraf, son tutanakta belirtilir ve bu taraf davada kısmen veya tamamen haklı çıksa bile yargılama giderinin tamamından sorumlu tutulur. Ayrıca bu taraf lehine vekâlet ücretine hükmedilmez. Her iki tarafın da ilk toplantıya katılmaması sebebiyle sona eren arabuluculuk faaliyeti üzerine açılacak davalarda tarafların yaptıkları yargılama giderleri kendi üzerlerinde bırakılır.";

6. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un (6502 sayılı Kanun) 73/A maddesinin ikinci fıkrası;

"(2) 7/6/2012 tarihli ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesinin onbirinci fıkrası tüketici aleyhine uygulanmaz." hükmünü içermektedir.

3. Değerlendirme

1. Dosyadaki bilgi ve belgelerden; Mahkemece, tensip zaptı düzenlenerek, taraflara delillerini bildirmeleri yönünde ara kararı alındığı ve davanın taraflarına anılan bu tutanağın tebliğ edildiği, dilekçeler aşamasının tamamlanmasından sonra, tarafların dilekçelerine eklediği deliller ile ilgili yerlerden getirtilmesini istedikleri delillerin toplandığı ve dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda taraflar duruşmaya davet edilmeden nihai kararın verildiği anlaşılmaktadır. Şu durumda, taraflarca bildirilen delillerin toplandığı, bu deliller ile dava ve cevap dilekçeleri birlikte değerlendirilerek 6100 sayılı Kanun'un 320 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca dosya üzerinden karar verilmesinin mümkün olduğu, diğer bir anlatımla duruşma açılmadan karar verilmiş olmakla hukuki dinlenilme hakkının ihlal edildiğinden söz edilemeyeceğinden, Adalet Bakanlığının bu yöne ilişen temyiz itirazının reddine karar vermek gerekmiştir.

2. Yukarıda yer verilen 6001 sayılı Kanun'un 30 uncu maddesinin beşinci ve yedinci fıkraları ile Dairemizin bu hükümlerle ilgili kararı birlikte değerlendirildiğinde; davalıya ait aracın 24.03.2021 tarihinde geçiş ücreti ödemeden davacı şirketin işlettiği yoldan geçiş yaptığı, davalının on beş gün içinde bu geçiş ücretini ödemediği, buna göre Mahkemece; davalının herhangi bir bildirim yapılmasına gerek olmadan bu ücret ile birlikte dört katı tutarında cezayı ödemekle yükümlü olduğu gözetilerek, bu yöne ilişkin talebin tümden kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve kanuna aykırı olduğundan, Adalet Bakanlığının bu yöne ilişen temyiz itirazının kabulüne karar vermek gerekmiştir.

3. Zayıf durumdaki tüketicinin korunması amacıyla getirilen 6502 sayılı Kanun'un 73/A maddesinin ikinci fıkrası ile 6325 sayılı Kanun'un 18/A maddesinin onbirinci fıkrası hükmünün tüketici aleyhine uygulanmayacağı düzenlenmiş, diğer bir anlatımla arabuluculuk ilk toplantısına katılmayan tüketici aleyhine yargılama gideri ve arabuluculuk ücretine hükmedilemeyeceği, davadaki haklılık durumuna göre tüketici lehine vekalet ücretine de hükmedileceği açıkça belirtilmiştir. Hal böyle olunca, Adalet Bakanlığının bu yöne ilişen temyiz itirazının reddine karar vermek gerekmiştir.

V. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Değerlendirme bölümünde yer verilen (2) numaralı bentte açıklanan sebeple, Adalet Bakanlığının 6100 sayılı Kanun’un 363 üncü maddesinin birinci fıkrasına dayalı kanun yararına temyiz isteminin kabulü ile kararın bu yönden sonuca etkili olmamak üzere KANUN YARARINA BOZULMASINA,

2. Değerlendirme bölümünde yer verilen (1) ve (3) numaralı bentlerde açıklanan sebeplerle, Adalet Bakanlığının kararın kanun yararına bozulması isteminin REDDİNE,

Kararın bir örneğinin ve dava dosyasının Adalet Bakanlığına gönderilmesine,

20.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.