"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1761 E., 2022/1656 K.
DAVA TARİHİ : 31.07.2019
KARAR : Davanın kabulüne
İLK DERECE MAHKEMESİ : Antalya 5. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/372 E., 2020/523 K.
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; güneş enerjisi paneli işi yaptığını, bu kapsamda da davalıdan malzeme satın aldığını, davalının sattığı malların hırsızlık konusu olduğunun bildirilmesi üzerine elinde kalanları dava dışı şirkete 12.12.2018 tarihinde teslim ettiğini, iade edilen malzeme bedelinin 128.500 TL olduğunu ve davalının bu miktar kadar sebepsiz zenginleştiğini ileri sürerek; itirazın iptali ile takibin devamına, lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı; görevli mahkemenin Ticaret Mahkemesi olduğunu, bu kapsamda arabulucuk dava şartı yerine getirilmeden açılan davanın usulden reddi gerektiğini, tarafların karşılıklı olarak edimlerini yerine getirdiklerini, sebepsiz zenginleşme unsurlarının gerçekleşmediğini, dekont üzerinde borç iadesi yazmakla alım satımın davacı iradesi ile gerçekleştiğini savunarak, davanın reddi ile lehine kötü niyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının, davalıdan almış olduğu bir kısım ürünü kullandığını, elinde kalanları iade ettiğini belirttiği, talebinin ise ödenen tutarın tamamı olduğu, davalıdan satın alarak kendi işinde kullandığı ürünlerin bedelini talep edemeyeceği, davacının hangi tip ürünü ne kadar bedel karşılığında satın aldığına, elinde kalan ve iade ettiği ürünler için ne kadar bedel ödediğine dair delil ibraz etmediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili; soruşturma kapsamında iade edilen malzeme sayısının belli olduğunu, Mahkemenin gerekçesinin hatalı olduğu gibi somut olayı da doğru değerlendirmediğini, davalıdan alınan ürünlerin tamamının iade edildiğini ileri sürerek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; ceza dosyası kapsamındaki davacının hazırlık ifadesinde, davalıdan 60.800 adet hücre malzemesi satın alarak toplamda 162.700 TL ödediğini belirttiği, teslim tesellüm tutanağına göre davacıdan zaptedilerek gerçek sahibi olduğundan bahisle dava harici şirket yetkilisine teslim edilen malzeme adedinin 60.680 olduğu, iade edilmeyen malzeme adetinin 120 olduğu, davacının davalıya yaptığı ödemelere ilişkin banka dekontlarını dosyaya sunduğu, davalının davacı tarafından iade edilmeyip kullanılan malzeme bulunduğu yönünde herhangi bir inkar veya itirazı da bulunmadığı gerekçesiyle; İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında; davanın kabulüne, davalının Antalya 3. İcra Müdürlüğünün 2019/2727 Esas sayılı dosyasına yönelik itirazının iptali ve takibin devamına, asıl alacağın %20'si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline, takip tarihinden itibaren asıl alacağa değişen oranlarda yasal faiz uygulanmasına karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; ceza dosyasındaki beyanların hukuk dosyasına zemin oluşturmak amacıyla ileri sürüldüğünü, davacının kaç adet malzeme satın aldığına dair delil sunmadığını, davacı sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayandığı halde Bölge Adliye Mahkemesince 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 217 ve 218 inci maddeleri çerçevesinde hüküm oluşturulduğunu, piyasa değerinin altında satın alındığı beyanı karşısında eksik borçtan söz edilebileceğini belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, zapta karşı tekeffül hükümleri kapsamında ödenen satış bedelinin iadesi için başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun "Mülkiyet hakkının içeriği” kenar başlıklı 683 üncü maddesine göre; bir şeye malik olan kimse, hukuk düzeninin sınırları içinde, o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir. Bir zapt tehlikesinin bulunması hâlinde malikin, yani alıcının, bu yetkilerini kullanması engellenmiş, mülkiyet hakkı gereği gibi kullanılamamış olur. Bu nedenle satım hukukunda zapta karşı tekeffül sorumluluğunun varlığı zorunludur.
2. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 207 inci maddesine göre; satış sözleşmesi, satıcının, satılanın zilyetlik ve mülkiyetini alıcıya devretme, alıcının ise buna karşılık bir bedel ödeme borcunu üstlendiği sözleşmedir. Taşınır sözleşmesinde satıcının taşınırı teslim etmek ve mülkiyeti alıcının üzerine geçirmek gibi asıl borcu yanında satılan malı saklama ve gerektiğinde taşıma masraflarını ödeme borcu gibi tali nitelikte borçları da bulunmaktadır.
3. Satıcının diğer bir borcu ise aynı Kanun'un 214 ilâ 218 inci maddelerinde düzenlenen zapta karşı teminat borcudur. Satım sözleşmesinde satıcının zapta karşı tekeffül borcunu düzenleyen 214 üncü maddesinde; satıcının, satılan şeyin bir üçüncü şahıs tarafından satım akdi zamanında var olan bir hak sebebi ile tamamen veya kısmen zapt edilmesinden, alıcıya karşı sorumlu olduğu açıklandıktan sonra, devamındaki maddelerde de, bu yükümlülüğün koşulları ve zararın kapsamı konusunda açıklamalar getirilmiştir. 217 nci maddede; satılanın tamamen zaptı halinde, satış sözleşmesinin kendiliğinden sona ereceği ve alıcının, satıcıdan aynı maddenin 1, 2, 3 ve 4 üncü bentlerinde yazılı zararları isteyebileceğini hükme bağlamıştır. Bu hükümlere göre; satılanın tamamen zaptı halinde alıcı, satılandan elde ettiği veya elde etmeyi ihmal eylediği semereler düşülmek suretiyle, ödemiş olduğu satış bedelinin faizi ile birlikte iadesini isteyebilir. Satım bozulduğuna göre, satıcının mal varlığında satım bedeli nedensiz kalır. Bu itibarla satış bedelinin alıcıya her halde geri verilmesi gerekecektir. Alıcının, satıcıdan isteyebileceği zarar ise menfi zarardır.
4. Hemen belirtilmelidir ki; alıcının, satılanın tamamen zaptı halinde satıcıya karşı ileri sürebileceği bu istemlerin kabul edilebilmesi için, satıcının kusurlu olup olmaması sonuca etkili değildir. Zira satıcının bu konudaki sorumluluğu, kusursuz sorumluluktur. Bununla beraber satıcı, menfi zarar dışında, hiç bir kusurun kendisine yüklenemeyeceğini ispat etmedikçe alıcının, satılanın zaptı yüzünden uğradığı diğer her türlü zararlarını da ödemekle yükümlüdür. (6098 sayılı Kanun madde 217/son fıkra).
3. Değerlendirme
Davacının davalıdan satın aldığı ve davalının da hırsızlığa konu olduğunu kabul ettiği dava konusu malzemenin ceza dosyası kapsamında bulunan 12.12.2018 tarihli tutanak ile dava dışı suçtan zarar görene teslim edildiği anlaşılmakla davacının zaptı ispatladığı, yargılama sırasında davalının satım sözleşmesinin tamamlanmış olduğu, malzemenin davacıya teslim edilerek davacıdan da bedelin tahsil edildiği dışında herhangi bir itirazının bulunmadığı, bu çerçevede temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında; hukuki ilişkinin ve bu ilişki nedeniyle ortaya çıkan uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarının doğru şekilde belirlendiği anlaşılmakla, davalı tarafın temyiz itirazlarının reddi ile kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
06.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.