Logo

3. Hukuk Dairesi2022/7997 E. 2023/33 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Hatalı abone grubu uygulanması nedeniyle fazladan ödenen elektrik faturası bedellerinin iadesi talebi.

Gerekçe ve Sonuç: Hatalı abone grubu uygulaması nedeniyle davacının fazla ödeme yaptığı, davalının kusurlu olduğu ve davacının abone grubuna itiraz etmemesinin davalıya hak bahşetmeyeceği gözetilerek, davacının fazla ödediği bedelin iadesine karar verilmesi ve bozmaya uyularak verilen kararın onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/71 E., 2022/391 K.

Taraflar arasındaki istirdat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; elektrik abonesi olduğu davalı ... tarafından hatalı abone grubu uygulanması suretiyle fazladan tahakkuk ettirilerek tahsil edilen fatura bedelleri toplamının 108.582,77 TL tutarında olduğunu, bu tutarın 54.472,29 TL'sinin iade edildiğini, bakiye alacağının iadesi istemiyle yaptığı başvurunun ise davalı tarafından faturalara süresinde itiraz etmediğinden bahisle reddedildiğini, davalının sebepsiz zenginleştiğini ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 54.110,48 TL'nin 24/03/2011 tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; 03/06/2014 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 70.373,94 TL'ye yükseltmiştir.

II. CEVAP

Davalı; faturalandırma işlemlerinin abonelik esnasında sunulan belgeler uyarınca tespit edilen abone grubuna göre yapıldığını, davacının şimdiye kadar abone grubuna itirazı olmadığı gibi abone grubunun değiştirilmesi yönünde herhangi bir talep ve başvurusunun da bulunmadığını, bu nedenle abone grubunu kabul etmiş sayılan davacının geçmişe yönelik hak ve alacak talebinde bulunamayacağını savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemece; Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu'nun (EPDK) 875 sayılı Kurul Kararının Tarife Uygulama Usul ve Esaslarının 1 inci maddesi uyarınca, davacının resmi sağlık kurum ve kuruluşu olması nedeniyle, tüketime esas faturaların «Diğer -1» abone grubu için belirlenen birim fiyat üzerinden tahakkuk ettirilmesi gerekirken, «ticarethane» abone grubu için belirlenen birim fiyatları esas alınarak fazladan tahakkuk ettirildiği, abone grubunun hatalı olarak belirlendiği, ancak davacının abone grubuna iki fatura dönemi içinde itiraz etmediğinden abone grubunu kabul etmiş sayılacağı, geçmişe yönelik hak ve alacak talebinde bulunamayacağı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairece verilen 03/07/2013 tarihli ve 2013/6548 E. - 2013/11453 K. sayılı ilamla; davacı abonenin resmi sağlık kuruluşu olduğunu bilen davalı ... şirketinin tahakkuk işlemlerinde ilgili abone grubunu esas alması gerekirken, hatalı tarife uygulamak suretiyle fazladan fatura tahakkuk ettirerek kusurlu davrandığı, davacının abone grubuna itiraz etmemesinin davalıya hak bahşetmeyeceği, davacının fazladan ödediği fatura bedelinin iadesini talep edebileceği, bu husus göz ardı edilerek davanın reddine karar verilmiş olmasının doğru görülmediği gerekçesiyle, karar bozulmuştur.

B. İkinci Bozma Kararı

1. Bozmaya uyan Mahkemece; 05/05/2014 tarihli bilirkişi ek raporu hükme esas alınarak, davanın kabulü ile 54.110,48 TL'nin 24/03/2011 tarihinden, 16.263,46 TL'nin ıslah tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; karara karşı, davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairece verilen 19/02/2015 tarihli ve 2014/20370 E. - 2015/2549 K. sayılı ilamla; davalının sair temyiz itirazları reddedildikten sonra, " bozmadan sonra ıslah yapılamayacağı" ilkesi çiğnenmek suretiyle 70.373,94 TL üzerinden hüküm tesis edilmiş olmasının doğru görülmediği gerekçesiyle karar bozulmuştur.

C. Üçüncü Bozma Kararı

1.Mahkemenin 08.09.2015 tarihli ve 2015/296 E., 2015/360 K. sayılı kararıyla; önceki karar gerekçelerinin yanında, bozmadan sonra tahkikat devam ediyorsa ıslah yapılabileceği gerekçesiyle direnme kararı verilmiş, karara karşı davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 19/10/2021 tarihli ve 2017/3-2281 E. - 2021/1257 K. sayılı ilamıyla;

"...28.07.2020 tarihinde yürürlüğe giren 7251 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ile bozmadan sonra da ıslah yapılabileceğine ilişkin hüküm getirilmiş ise de, bu Kanun’un “geriye yürümeme ilkesi” ve ıslah işleminin yapılmakla tamamlanmış usulî işlem teşkil etmesi nedeniyle eldeki davada ıslah tarihi itibariyle bu yeni hükmün uygulanamayacağı açıktır.

O hâlde bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde, mahkemece Özel Dairenin 03.07.2013 tarihli ve 2013/6548 E., 2013/11453 K. sayılı bozma kararına uyulduğu belirtilerek ve bozmadan sonra ibraz edilen davacı vekilinin 02.06.2014 tarihli ıslah dilekçesi dikkate alınarak davanın kabulüne karar verilmiş ise de, yukarıda belirtildiği üzere Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 04.02.1948 tarihli ve 1944/10 E., 1948/3 sayılı K. ve Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 06.05.2016 tarihli ve 2015/1 E., 2016/1 K. sayılı kararları dikkate alındığında bozmadan sonra ıslah yapılması mümkün olmadığından mahkemenin direnme gerekçesi hatalıdır..." gerekçesiyle

direnme kararı bozulmuştur.

D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, 05/05/2014 tarihli bilirkişi ek raporu hükme esas alınarak, davanın kısmen kabulü ile 54.110,48 TL'nin 24/03/2011 tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı; tahkikat sona erinceye kadar ıslah yapılabileceğini ileri sürerek, kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı; hüküm altına alınan alacağa ticari faiz işletilmiş olmasının usul ve kanuna aykırı olduğunu, davaya konu fatura bedellerine süresinde itiraz etmeyen davacının kusurlu olup zararının artmasına sebebiyet verdiğini, bu nedenle tarafına kusur atfedilemeyeceğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte tazminattan davacının kusuru oranında indirim yapılması gerektiğini ileri sürerek, kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, hatalı abone grubu uygulaması nedeniyle fazladan tahakkuk ettirilen tüketim bedelinin istirdadı istemine ilişkindir.

2. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararın bozulması, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı kanun) 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uymakla kesinleşmiş olan yönlerin ise yeniden incelenmesinin artık mümkün olmadığı dolayısıyla temyiz dilekçesinde ileri sürdükleri sebeplerin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte bulunmadığı anlaşılmıştır.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Mahkeme kararının 1086 sayılı Kanun'un 439 uncu maddesi uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz eden davalıya yükletilmesine,

6100 sayılı Hukuk Mahkemeleri Kanunu'nun Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 440ıncı maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17/01/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.