Logo

3. Hukuk Dairesi2022/7999 E. 2023/2379 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Desteğin elektrik akımına kapılarak ölümünden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat taleplerinin miktarı ve davalının sorumluluğunun kapsamı uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı elektrik dağıtım şirketinin kusursuz sorumluluğu altında meydana gelen olayda, ölenin kusurunun da nazara alınarak hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarlarının yerinde olduğu, hükme esas alınan bilirkişi raporlarının da taraf ve Yargıtay denetimine elverişli olduğu gözetilerek, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddine ve hükmün onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1957 E., 2022/1447 K.

BİRLEŞEN ŞANLIURFA 4. AHM'NİN 2020/383 ESAS SAYILI DOSYASI

İLK DERECE MAHKEMESİ : Şanlıurfa 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2017/783 E., 2021/335 K.

Taraflar arasında birleştirilerek görülen tazminat davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın asıl ve birleşen dosya davacılar vekili, asıl ve birleşen dosya davalı vekili, asıl ve birleşen dosya ihbar olunan .... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne; davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine; ihbar olunan .... Vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı asıl ve birleşen dosya davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Asıl davada davacılar vekili; davacıların desteği ... ...'nun 11.06.2017 tarihinde DEDAŞ'a ait trafo direğinin yasal mevzuat gereği taşıması gereken şartları taşımaması nedeniyle elektrik akımına kapılarak hayatını kaybettiğini, söz konusu olayla ilgili yapılan soruşturma sonucunda kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiğini, tazmin borcu doğuran eylemin davalı şirketin hizmet kusuru ve haksız fiili sebebiyle meydana geldiğini, davalı şirketin sorumluluğunda bulunan elektrik direğinin bakımının yapılmamış olması, tellerin yasal uzaklıklarda bulunmaması ve bakımının yapılmaması, direğin çevresinde tel örgünün olmaması, direk üzerine asılı ölüm tehlikesi levhasının olmaması nedenleriyle davalı şirketin ağır kusuru bulunduğunu ileri sürerek; ileride kesin olarak belirlenecek ve talep artırım dilekçesi ile artırılacak tutar açısından işleyecek faizi de kapsamak üzere davacıların her biri için şimdilik 100,00 '... TL maddi tazminat olarak toplamda 300,00 TL'nin kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş; 29.07.2020 tarihli bedel arttırım dilekçesi ile davacılardan ... için 131.145,01 TL, ... için 34.902,35 TL, ... için 23.340,85 TL'ye yükseltmiştir.

2.Birleşen davada davacılar vekili; aynı olaydan dolayı davacıların yaşadıkları elem ve üzüntü nedeniyle müteveffanın eşi ... için 40.000,00 TL, çocukları ... ve ... ... için 30.000,00'... TL, kardeşleri ... ve ... için 10.000,00'... TL olmak üzere toplam 120.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Asıl ve birleşen davada davalı vekili; olayla ilgili davalı şirketin kusurlu olduğuna dair somut bir delil bulunmadığını, müteveffanın tehlikeli durumu bildiği halde elektriğin kesilmesi için bildirimde bulunmayarak tellere dokunmak suretiyle elektrik akımına kapıldığını, somut olayda davalı şirketin kusurlu olmadığını savunarak; davanın reddini istemiştir.

2.Dahili davalı ... vekili; açılan davayı kabul etmediklerini, görev, yetki ve husumet itirazında bulunarak, davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; asıl davanın destekten yoksun kalma tazminatı, birleşen davanın ise manevi tazminat istemli olduğu, 26.04.2018 tarihli duruşmada mahkeme tarafından davacının herhangi bir talebi olmaksızın ... Genel Müdürlüğünü davaya dahil etmesi için davacı vekiline süre verildiği ve davacı vekilince ...'nin davaya dahil edildiğinin anlaşıldığı, ancak, aralarında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmayan ...'nin davaya dahil edilmesi için davacı vekiline süre verilmesi ve dahili davalı ekleme işleminin usul hukukuna göre mümkün olmadığından ... yönünden usulüne uygun açılan bir dava olmadığı, davalı Dedaş'a yönelik açılan maddi tazminat talebi yönünden ise, davalı Dedaş'ın %15, ...'nin %15 ve dava dışı trafo sahibinin %10 oranında sorumlu olduğu şeklinde görüş bildiren 30.12.2019 tarihli 3.kusur raporuna itibar edildiği ve müşterek müteselsil sorumluluk ilkesi gereği davalı dışındaki sorumluların kusur oranlarının da davalıdan talep edilebileceği, manevi tazminat istemi yönünden ise, müteveffa desteğin kusur oranı, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, manevi tazminatın zenginleşme aracı olmaması esası ve davacıların müteveffa ile yakınlıklarının da dikkate alındığı gerekçesiyle; asıl davada; dahili davalı olarak dosyaya eklenmesi talep edilen ... hakkında usulüne uygun bir dava bulunmadığından ... yönünden karar verilmesine yer olmadığına, davalı Dedaş yönünden maddi tazminat talebinin kabulü ile; davacı ... yönünden 131.145,01 TL, davacı ... yönünden 34.902,35 TL, davacı ... yönünden 23.340,85 TL destekten yoksun kalma tazminatlarının kaza tarihi olan 11.06.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizleri ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine, birleşen davanın kısmen kabulü ile davacı ... yönünden 15.000,00 TL, davacı ... yönünden 10.000,00 TL, davacı ... yönünden 10.000,00 TL , davacı ... yönünden 4.000,00.TL, davacı ... yönünden 4.000,00 TL manevi tazminatların kaza tarihi olan 11.06.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizleri ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine , fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili, davalı vekili ve ihbar olunan .... vekili istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacılar vekili; lehlerine hükmedilen manevi tazminat miktarlarının düşük olduğu, aralarında ihtiyari dava arkadaşlığı olduğundan kabul edilen her bir dava için hükmedilen miktarlar üzerinden ayrı ayrı vekalet ücreti takdir edilmesi gerektiğini ileri sürerek; ilk derece mahkemesi kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

2.Davalı vekili; davacılar lehine hükmedilen manevi tazminat miktarlarının fazla olduğu, davaya konu ölüm hadisesinin ...'ye ait ... enerji nakil hattından kaynaklanması nedeniyle husumetten ret kararı verilmesi gerektiği, bilirkişi raporlarının hüküm kurmaya elverişli olmadığı, olayda illiyet bağının bulunmadığını ileri sürerek; ilk derece mahkemesi kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

3.İhbar olunan .... Vekili de istinaf kanun yolu başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davanın, elektrik akımına kapılarak ölümden dolayı uğranılan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olduğu, mahkemece hükmedilen maddi tazminat miktarına yönelik davalı vekilinin istinaf istemi yönünden yapılan incelemede, dosya içeriğinden ve toplanan delillerden, davacılardan ...'ın eşi, davacılar ... ve ...'in babaları ...'in 11.06.2017 tarihinde davalı Dedaş'a ait ikaz levhası ve engel bulunmayan direğe tırmandığı esnada elektrik akımına kapılarak öldüğü, bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 25.12.2019 tarihli raporda, olayın meydana gelmesinde, dava dışı ...'nin % 15, Dedaş'ın % 15, dava dışı ...'nın % 10, müteveffa ...'in % 60 oranında kusurlu olduğunun belirtildiği, aktüerya bilirkişisi tarafından düzenlenen 24.07.2020 tarihli raporda Dedaş'ın sorumlu olduğu hak sahiplerinin karşılanmamış ... zararı 71.020,58 TL olarak hesaplanmış ise de, TBK'nun 61 ... maddesi düzenlemesine göre, birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanacağı, bu durumda Dedaş'ın sorumlu olduğu kusur oranının %40 olacağı, mahkemece bilimsel verilere uygun ve denetime elverişli bilirkişi raporu hükme esas alınarak davacılar vekilinin bedel artırım dilekçesinde talep ettiği miktar yönünden davacıların maddi tazminat davasının kabulüne karar verilmesinin doğru olduğu, bu nedenle davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf itirazının yerinde olmadığı, mahkemece hükmedilen manevi tazminat miktarlarına yönelik davacılar ve davalı vekilinin istinaf istemi yönünden yapılan incelemede ise; 6098 sayılı TBK'nın 56 ncı maddesi hükmüne göre hakimin ... halleri gözönünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olması gerektiği, hükmedilecek bu paranın, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan ... bir nitelik taşıdığı, bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmediği, o halde tazminatın sınırının onun amacına göre belirlenmesi gerektiği, somut olayda, olay tarihi, kusur oranları, olayın meydana geliş şekli, tarafların sosyal ekonomik durumu ve yukarıdaki ilkeler gözönüne alındığında, davacı eş ... ve çocuklar ... ... ve ... lehine hükmedilen manevi tazminat miktarlarının düşük olduğu, bu davacılar lehine hükmedilen manevi tazminatların bir miktar arttırılması gerektiği, davacı ... lehine hükmedilen manevi tazminat miktarlarının ise yerinde olduğu, davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf itirazının yerinde olmadığı, davacılar vekilinin bu yöne ilişkin istinaf itirazının yerinde olduğu, davacılar vekilinin vekalet ücretine yönelik istinaf itirazları yönünden yapılan incelemede ise; karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT'ne göre maddi ve manevi tazminat davalarında kendini vekille temsil ettiren ve aralarında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunan taraflar lehine davanın kabul ve reddedilen miktarlar yönünden ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği, mahkemece davacılar lehine ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmemesinin doğru olmadığı, davacılar vekilinin bu yöne ilişkin istinaf itirazlarının yerinde olduğu gerekçeleriyle; davalı Dedaş vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, ihbar olunan .... vekilinin istinaf başvurusunun, mahkemece hakkında verilmiş bir hüküm bulunmadığından reddine, davacılar vekilinin istinaf başvuru talebinin kabulü ile mahkeme kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulması ile, asıl dosyada davacı ... için 131.145,01 TL, ... için 34.902,35 TL, ... ... için 23.340,85 TL destekten yoksun kalma tazminatlarının haksız fiil tarihi olan 01.10.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizleri ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacılara verilmesine, birleşen davanın kısmen kabulü ile, davacı ... için 20.000,00 TL, ... için 15.000,00 TL, ... ... için 15.000,00 TL, ... için 4.000,00 TL, ... için 4.000,00 TL manevi tazminatların haksız fiil tarihi olan 11.06.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizleri ile birlikte davalıdan tahsil edilerek davacılara verilmesine, davacıların fazlaya ilişkin istemlerinin reddine karar verilmişitr.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl ve birleşen dosya davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Asıl ve birleşen dosya davalı vekili; davada nedensellik bağı bulunmadığını, somut olayda yasanın aradığı koşulların oluşmadığını, faizin başlangıcının ıslah edilen kısım için ıslah tarihi olması gerektiğini, olay tarihinden faize hükmedilmesinin hatalı olduğunu, kusur raporuna itirazlarının dikkate alınmadığını, müteveffanın kendi ısrarlı eylemi ile olayın meydana gelmesine neden olduğunu, şirketlerinin kusuru olmadığını, somut olayda bakım onarım eksikliği ya da teknik bir hatanın tespit edilmediğini, tarafların kusur oranlarının objektif şekilde belirlenmediğini, müteveffanın ağır kusuru olduğunu, bu nedenle tazminattan indirim yapılması gerektiğini, hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarlarının yüksek olduğunu, mahkemece hükümde BK 43 ve 44 gereği indirim yapılmadığını, davanın reddi gerektiğini ileri sürerek; kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, asıl davada davacıların desteğinin elektrik akımına kapılarak ölümünden kaynaklı maddi tazminat; birleşen davada ise aynı olaydan kaynaklı eş, çocuklar ve kardeşlerin manevi tazminat talebine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun ‘’Tehlike sorumluluğu ve denkleştirme‘’ kenar başlıklı 71 ... maddesinin ilgili bölümü şöyledir: "Önemli ölçüde tehlike arzeden bir işletmenin faaliyetinden zarar doğduğu takdirde, bu zarardan işletme sahibi ve varsa işleten müteselsilen sorumludur."

2. Elektrik Kuvvetli Akım Tesisleri Yönetmeliği'nin ‘’İkinci’’ bölümünün ‘’Genel Hükümler’’ başlığı altındaki ‘’Kuvvetli akım tesislerinin güvenliği’’ alt başlığında yer ... 5 ... maddesi şöyledir:

"Kuvvetli akım tesisleri her türlü işletme durumunda, cana ve mala herhangi bir zarar vermeyecek ve tehlike oluşturmayacak bir biçimde yapılmalıdır.

Herhangi bir kimsenin dikkatsizlikle de olsa yaklaşabileceği uzaklıktaki kuvvetli akım tesislerinin gerilim altındaki bölümlerine (aktif bölümler) dokunulması olanaksız olmalıdır ve ilerideki bölümlerde belirtilen emniyet mesafeleri ile koruma önlemleri sağlanmalıdır.".

Aynı Yönetmeliğin ‘’bakım ve onarım’’ başlıklı 27 ... maddesi ise şöyledir:

"Tesislerin ve aygıtların teknik belgelerinde belirtilen aralıklarda bakım ve onarımları yapılmalıdır. Yapılan bakım ve onarımlar kalıcı bir şekilde kaydedilmelidir."

3.6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 107 nci maddesi; ''(1) Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir. (2) Karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesi mümkün olduğunda, hâkim tarafından tahkikat sona ermeden verilecek iki haftalık kesin süre içinde davacı, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın talebini tam ve kesin olarak belirleyebilir. Aksi takdirde dava, talep sonucunda belirtilen miktar veya değer üzerinden görülüp karara bağlanır.''

3.Değerlendirme

1.Asıl ve birleşen dosya davalı vekilinin asıl davada davacılar ..., ...'ya; birleşen davada ise, ..., ..., ...'ya yönelik temyiz itirazları yönünden yapılan incelemede;

Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde HMK’nın 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

Dosya içeriğine göre, asıl davada ihtiyari dava arkadaşı olan davacılar ..., ... yönünden hüküm altına alınan miktarlar ile birleşen davada ihtiyari dava arkadaşı olan davacılar ..., ..., ... yönünden hüküm altına alınan miktarlar ayrı ayrı bölge adliye mahkemesinin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 107.090 TL’nin altında kalmaktadır.

2.Asıl ve birleşen dosya davalı vekilinin asıl dosya davacılarından ...'ya yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde ise;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında; hukuki ilişkinin ve bu ilişki nedeniyle ortaya çıkan uyuşmazlığa yukarıda yer verilen hukuk kurallarının doğru şekilde uygulandığı, belirsiz alacak davası olarak açılan eldeki davada, uyuşmazlık konusu olay nedeniyle ortaya çıkan zarardan elektrik dağıtımını gerçekleştiren davalı ... şirketinin kusursuz sorumlu olduğu, hükme esas alınan kusur raporunda ölenin munzam kusuru da nazara alınarak tazminat miktarının belirlendiği, tarafların kusurlarına ilişkin yapılan değerlendirmelerin yerinde olduğu, hükme esas alınan aktüerya bilirkişi raporunun taraf ve Yargıtay denetimine elverişli olup davacının hakettiği maddi tazminat miktarının doğru şekilde belirlendiği, bölge adliye mahkemesi kararında faiz başlangıcının sehven olay tarihi olan ''11.06.2017'' olarak belirtilmesi gerekirken ''01.10.2013'' olarak belirtilmesinin maddi hata olup mahal mahkemesince her zaman düzeltilebileceği anlaşılmakla, asıl ve birleşen dosya davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile hükmün onanması gerekmiştir.

VI.KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Asıl dosyada davacılar ... ... ve ... yönünden; birleşen davada davacılar ... ..., ... ve ... yönünden; asıl ve birleşen davalı vekilinin temyiz

dilekçesinin miktar yönünden REDDİNE,

2. Asıl dosyada davacı ... yönünden asıl ve birleşen davalı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

21.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.