"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
SAYISI : 2012/890 E., 2022/567 K.
KARAR : Kısmen kabul kısmen ret
Taraflar arasındaki tapu iptal tescil, bedel iadesi, tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı ve davalı ... vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı; davalı ... Belediyesi ile davalı Boytaş Boyacıoğlu İnş. San. ve Tic. A.Ş. arasında kat karşılığı sözleşme yapıldığını, davalı Boytaş Boyacıoğlu İnş. San. ve Tic. A.Ş. tarafından Meram Belediyesine ait gayrimenkul üzerine inşa edilen Kozağaç mevkiinde Gedavet Konutları sitesinden 18.09.2017 tarihli sözleşme ile ......nolu daireyi satın aldığını, satın aldığı dairenin parasının tamamını ödediğini, dairenin teslim tarihinin 30.11.2008 olduğunu, ancak dairenin teslim edilmesi gereken tarihte teslim edilmediğini, sözkonusu dairenin yapım aşamasında olduğunu, henüz tamamlanmadığını, davalı ... Belediyesinin davalı Boytaş AŞ'ne vermiş olduğu ek sürelere rağmen inşaatın tamamını bitirmemesi üzerine 2011 Mayıs ayının sonunda sözleşmenin Meram Belediyesi tarafından feshedildiğini, bu fesih ile inşaatı tamamlanan ve sözleşme gereği davalı ... Belediyesine ait olan 128 dairenin dışında elinde tuttukları 200'den fazla dairenin tapusu ve ticari sahasının davalı ... Belediyesinde kaldığını, belediyenin malvarlığında sebepsiz yere artış olduğunu, belediyenin hak sahiplerine karşı diğer davalı kadar sorumluğu olduğunu, bu nedenle öncelikle Meram belediyesine ait Kozağaç mevkii, imarın 27108 ada 1 parselini teşkil eden gayrimenkul üzerine ve davacı tarafından satın alınan dava konusu taşınmaz dairenin tapu kaydı üzerine ihtiyati tedbir konulmasını, taşınmazın tapu kaydının iptal edilerek adına tescilini ve inşaatın eksik kalan kısmının tamamlanma bedelinin tespit edilerek bu bedelin davalılardan alınarak tahsilini, tapu iptal ve tescilin mümkün olmaması halinde davalıya ödenen bedelin ödeme tarihinden itibaren hesaplanacak ticari faiziyle birlikte davalılardan alınmasını, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, dava değeri olarak 15.000,00 TL gösterilmiştir.
2.Davacının, 05.12.2011 tarihli dilekçeyle; taleplerini kalem kalem açıkladığı, buna göre taleplerinin tapu iptali ve tescil, eksik işten kaynaklanan zararın tazmini ile 8.976,00 TL geç teslimden kaynaklı kira tazminatının tahsili, bunun mümkün olmaması halinde 136.000,00 TL'nin davalılardan tahsili, ayrıca dava tarihine kadar işlemiş 49.180,81 TL faiz alacağı ile dava tarihinden itibaren ticari faizin tahsilinin talep edildiği, harcın ikmal edildiği görülmüştür.
II. CEVAP
1.Davalı ...; davacının kendisi ile herhangi bir sözleşme imzalamadığını, herhangi bir daire bedeli ödemediğini, yapılan daire satım sözleşmelerine imza atılmadığını, davacı ile diğer davalı şirket ile yapılan gayrimenkul satış sözleşmesinin hukuken geçersiz olduğunu, kefalet sorumluluğunun bulunmadığını, davacının tescil talebine ilişkin bi hakkının olabilmesi için kat karşılığı inşaat sözleşmesinin tarafı olan diğer davalı şirketin edimini tam ve eksiksiz yerine getirmiş olması gerektiğini, diğer davalı şirketin sözleşme gereğince zamanında ödemesi gereken nakit ihale sözleşme bedelinin ve nakit para borçlarını zamanında ve gereği gibi ödemediğini, diğer davalı şirketin borçlarını ödememesi üzerine aleyhine icra takibi başlatıldığını, diğer davalı şirketin kesinleşmiş icra takiplerinden kaynaklanan boçlarından dolayı ilgili icra daireleri tarafından hak edişlerine haciz konulduğunu, davacının dava açmadan önce müracaat etmediğini, husumet nedeniyle davanın reddine karar verilmesini, idari eylem ve işlemlerden dolayı haklarının ve menfaatlerinin ihlal edildiğini iddia edenlerin açacakları iptal davalarının görüleceği mahkemenin 1982 Anayasası ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usul Kanunu gereğince Danıştay ve idare mahkemelerinin olduğunu, bu sebeple davanın görev yönünden ve süresinde açılmadığından dolayı zamanaşımı yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı Boytaş Boyacıoğlu İnş. San. ve Tic. A.Ş.; dava konusu taşınmazın konut niteliğinde olduğunu, bu sebeple Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 23 üncü maddesine göre kanunun uygulanması ile ilgili çıkacak her türlü ihtilaflara Tüketici Mahkemesinin bakmakla görevli olduğunu, davalı ... ile arasında kat karşılığı inşaat sözleşmesi imzaladıklarını, edimlerini yerine getirmesine rağmen diğer davalı belediyenin kendisine karşı edimlerini yerine getirmediğini, hak edişlerini ödemediğini, hak edişlerinin ödenmesi için diğer davalı belediyeye karşı dava açtıklarını, hak edişlerinin verilmemiş olması sebebiyle sözleşme yaptığı müşterileri tarafından aleyhine tapu iptali ve tescil davaları açıldığını, maddi zararlara uğradığını, tapuların teslim edilmemesinde kusuru bulunmadığını, dairelerin yapımını bitirdikten sonra davalı ... ile arasında imzalanan sözleşmeyi feshettiğini bildiren ihtarname gönderdiğini, yapılan feshin haksız olduğunun tespiti amacıyla davalı ... aleyhine dava açıldığını, tapu kayıtların üzerinde olmaması sebebi ile tapu iptali ve tesciline ilişkin talebin, husumet yokluğu ile reddine ve davacı tarafından açılan haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
1.Davanın açıldığı Konya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından yargılama sonunda 12.04.2012 tarih, 2011/411 E. ve 2012/98 K. sayılı ilamıyla görevsizlik kararı verilmiş, verilen kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 19.09.2012 tarih, 2012/8948 E. ve 2012/10547 K. sayılı ilamıyla kararın onanmasına karar verilerek dosya mahkemeye gönderilmiştir.
2. Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, davacı ile davalı Boytaş Boyacıoğlu İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş. arasındaki satış sözleşmesinin kararlaştırılan tarihte ifa edilmediği, Meram Belediyesi ile Boytaş Boyacıoğlu İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş arasında sözleşmenin 17.08.2011 tarihinde feshedilmesi neticesi ifasının da mümkün olmadığı, yüklenici Boytaş Boyacıoğlu İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş. tarafından, ... aleyhine Konya 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/409 E. sayılı dosyasıyla açılan davanın feshin iptali olmayıp feshin haksız olduğunun tespiti ile tazminat isteğine ilişkin olduğu, neticede mahkemece 29.05.2013 tarihinde feshin haklı olduğundan bahisle davanın reddine karar verildiği, dolayısıyla gerek sözleşmenin ifasının imkansız hale gelmesi ve gerekse de davacının fesih talep etmekle menfi zararını isteyebileceği, yukarıda ifade edildiği üzere menfi zararın, alacaklının sözleşme yapılmasaydı uğramayacağı fiili zararlar ile yoksun kaldığı kâr’ı kapsadığı, bunun da sözleşme kapsamında ödenen bedel ile taşınmazın ifasının imkansız olduğu 17.08.2011 tarihindeki rayiç bedeli ile ödenen bedel arasındaki fark olduğu, Belediyenin sorumluluğunun güven sorumluluğu olduğu, TBK.m.51 uyarınca somut olayın özelliği ve hakkaniyet gereği belediyenin kusuru daha hafif olduğundan belediyenin sadece sözleşme kapsamında ödenen bedel yönünden sorumlu tutulması gerektiği, zarar yönünden yüklenici firmanın kusurlu olduğu dikkate alınarak zarardan sadece Boytaş Boyacıoğlu İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş.nin sorumlu olduğu, emsal alınan ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'ndan onaylanarak geçen dava dosyaları ve kararlarının da aynı şekilde olduğu, dava dilekçesiyle 15.000,00 TL sözleşme kapsamında ödenen bedel, geç teslimden kaynaklı kira tazminatı ve sair zararların tahsili talep edildiği, her ne kadar davacı vekili tarafından 05.12.2011 tarihi itibariyle açıklama ve delil dilekçesi sunmak suretiyle; tapu iptali ve tescil, kira tazminatı ve eksik iş tazminatı, bunun mümkün olmaması halinde 136.000,00 TL ödenen bedel, 49.180,81 TL dava tarihine kadar işleyen faiz yönünden talepte bulunulmuş ise de; yargılama aşamasının uzun sürmesi, dosyanın muhteviyetinin yoğunluğu, aynı nitelikte 180 adet dava dosyası bulunması ve davacı tarafın da söz konusu dilekçeyi ileri sürmeyerek yeniden ıslah talep etmesi ve yeni ıslah dilekçesi sunması nedeniyle değerlendirilemediği, dava dilekçesi ve 05.12.2011 tarihli dilekçe kapsamlarının incelenmesinde; dava dilekçesiyle sair zararlar talep edilmesine rağmen 05.12.2011 tarihli dilekçeyle zarar yönünden talebinin bulunmadığı, bunun yerine dava dilekçesiyle ödeme tarihinden itibaren ticari faiz talebini açıklamak suretiyle ödeme tarihinden dava tarihine kadar işleyen faizin talep edildiği, dolayısıyla faiz alacağı talebinin nitelik itibariyle aynı olduğu, kaldı ki; 05.12.2011 tarihli dilekçenin mahkemece verilen ara karar doğrultusunda netice-i talebin açıklaması niteliğinde verildiği, talebin artırılmasına veya ıslahına ilişkin herhangi bir talebin bulunmadığı, davacı vekili tarafından sunulan 14.07.2022 tarihli dilekçeyle; açık ve kesin olarak 14.000,00 TL olarak göstermiş oldukları taşınmaz bedelini 136.000,00 TL olarak, yine 1.000,00 TL olarak gösterdikleri menfi zararı ise 14.000,00 TL olarak ıslah ettikleri, bu durumda 05.12.2011 tarihli dilekçenin ıslah niteliğinde olmayıp talep açıklaması niteliğinde olduğu dikkate alınarak son verilen 14.07.2022 tarihli dilekçenin ıslah dilekçesi kabul edilmek suretiyle davanın çözümüne gidildiği, yukarıda ifade edildiği üzere zamanaşımı süresinin 17.08.2011 tarihinden itibaren 10 yıl olup bu sürenin 17.08.2021 tarihi itibariyle dolduğu, sözleşme bedelinin dava tarihi itibariyle belirlenebilir olup sözleşme bedelinden 14.000,00 TL talep edilmekle buna ilişkin davanın kısmi dava niteliğinde olduğu, kısmi davada; alacağın kalan bölümünün de talep edilen alacağa yönelik zamanaşımı ile sınırlı olduğu, davacı tarafça her ne kadar sözleşme bedelinden arta kalan kısım yönünden 14/07/2022 tarihinde ıslah dilekçesi sunmuş ise de; ıslah ile artırılan miktar yönünden zamanaşımı süresinin dolmuş olduğu ve davalı tarafından zamanaşımı itirazında bulunulduğu, diğer zarar yönünden de ifanın imkansızlaştığı tarihten itibaren 10 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu, dava dilekçesiyle 1.000,00 TL zarar talebinde bulunulduğundan ıslah dilekçesiyle artırılan bölümün zamanaşımına uğradığı, aynı olaya ilişkin zamanaşımı hususunda verilen kararların Yargıtay 3. Hukuk Dairesi Başkanlığının 01.06.2022 tarih, 2022/3198 E. ve 2022/5300 K., 08.06.2022 tarih, 2022/3898 E. ve 2022/5556 K. sayılı ilamlarıyla onandığı, bu nedenle zamanaşımına uğramayan dava dilekçesindeki talep yönünden karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle, tapu iptali ve tescil yönündeki davanın reddine, terditli tazminat talebinin kısmen kabul kısmen reddine, 14.000,00 TL sözleşme bedelinin davalılardan müştereken ve müteselsilen, 1.000,00 TL rayiç fiyat farkının davalı Boytaş Boyacıoğlu İnşaat San. Tic. A.Ş'den olmak üzere toplam 15.000,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsili ile
davacıya verilmesine, kira kaybı tazminatı, müspet zarar ve ödeme tarihinden itibaren ticari faiz isteği ile ıslah ile artırılan miktar yönünden açılan davanın reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı ... vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davalı ...; ilk derece mahkemesinin kararına emsal aldığı Hukuk Genel Kurulu kararının sadece husumetin belirlenmesine ilişkin olduğunu, sözleşmede peşin ödeme ibaresi bulunmasına rağmen peşin ödemeye ilişkin ödeme makbuzunun bulunmadığını, ticari defterlerle satışın desteklenmediğini, belgelerin sahte olup olmadığının incelenmediğini, mahkemenin senet asıllarını ödeme olarak kabul etmesinin doğru olmadığını, güven ilkesinin Türk Hukuk Sisteminde bulunmaması nedeniyle sorumlu tutulamayacaklarını, dilekçe tarihleri itibariyle 211 adet dava açan bulunduğunu, bu davaların 277 daireye isabet ettiğini, dava açanlardan 113 adedinin aynı dairelerden hak talep ettiklerini, sözleşmelerin sonradan düzenlenme ihtimali olup bu iddianın mahkemece araştırılmadığını, sonradan sözleşme imzalayanların kendisine karşı güven ilkesinin söz konusu olmadığını, mahkemece bu hususun hiç dikkate alınmadığını, davacının sözleşmenin asıl muhatabı olan diğer davalı şirketin iflas işlemlerinin sürdüğü Ankara 21. İflas İdaresine başvuru yaptığına ve iflas masasına kayıt yaptırdığına ilişkin herhangi bir ibare bulunmadığını ileri sürerek; ilk derece mahkemesi kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davacı, 05.12.2011 tarihli dilekçenin ıslah dilekçesi olarak değerledirilmesi gerektiğini, buna göre talebinin zaman aşımına uğramadığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, tapu iptal tescil, bedel iadesi, tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
a.Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 16.05.2019 tarihli ve 2018/13-977 Esas ve 2019/572 Karar sayılı kararı şöyledir:
"...Davalı ... satış sözleşmesinin tarafı değil ise de, Kozağaç Gedavet Konutları isimli projenin reklam, ilan, broşür ve diğer tanıtım faaliyetlerinde Belediyenin ismi ve logosu davalı Şirket ile birlikte, yan yana yer almış, inşaatın Belediye ile işbirliği içerisinde yürütüldüğü açıkça vurgulanmış, bizzat o dönemin belediye başkanının söz konusu proje ile ilgili demeçleri halka duyurulmuş, inşaatın Belediyenin öncülüğünde yapıldığı pek çok tanıtım materyalinde vurgulanmış, yerel ve ulusal gazetelerde, haber sitelerinde aynı hususlar belirtilerek projenin reklamı yapılmış, Belediyenin internet sitesinde dahi projenin kendilerinin öncülüğünde inşa edileceği bildirilmiş, inşaatın açılışında bizzat Belediye Başkanı yer almıştır. Tüm bu hususlar proje ile ilgilenen alıcılarda inşaatın Belediyenin güvencesi altında yapıldığı hususunda haklı ve korunmaya değer güven oluşturduğu açıktır. Davalı ... tarafından diğer davalı yüklenici Şirket’e tanıtım materyallerinde belediyenin isminin kullanılmaması yönünde ihtarlar gönderildiği, bu nedenle sorumluluklarının bulunmadığı savunulmuş ise de, bu yönde kamuoyuna yapılmış herhangi bir bilgilendirme mevcut olmadığı gibi, tam tersine yalnızca ilan ve broşürler değil pek çok iletişim platformunda da Belediyenin desteğinin varlığı benimsenmiş, Belediyeye ait bilboardlarda ve çöp kamyonlarında dahi, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereği Belediyeye ve davalı Şirkete düşecek daireler arasında hiçbir ayrım gözetilmeksizin, projenin Belediye-Şirket işbirliği ürünü olduğu görüntüsü yaratılmıştır.
Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında, sözleşmenin nispiliği ilkesi gereğince Belediyenin sorumluluğuna gidilemeyeceği, aksi yöndeki bir kabulün arsa payı karşılığı inşaat sözleşmeleri uygulamasına aykırı düşeceği, Belediyenin kendisine düşecek dairelerin satışı için reklamlarda yer aldığı, garantörlüğünün bulunmadığı, bu nedenle Özel Daire bozma kararının yerinde olduğu ve direnme kararının bozulması gerektiği yönündeki görüş açıklanan nedenlerle Kurul çoğunluğu tarafından benimsenmemiştir.
Sonuç itibariyle yerel mahkemenin satış sözleşmesinin davalı Şirket tarafından ifa edilememesi nedeniyle diğer davalı Belediyenin güven sorumluluğu gereğince davada sıfatının bulunduğu yönündeki direnme gerekçesi usul ve yasaya uygun olup yerindedir. "
b. 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun'un, "Ayıplı Mal" kenar başlıklı 4 üncü maddesinin ikinci fıkrası şöyledir:
“Tüketici, malın teslimi tarihinden itibaren otuz gün içerisinde ayıbı satıcıya bildirmekle yükümlüdür. Tüketici bu durumda, bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür. Tüketici bu seçimlik haklarından biri ile birlikte ayıplı malın neden olduğu ölüm ve/veya yaralanmaya yol açan ve/veya kullanımdaki diğer mallarda zarara neden olan hallerde imalatçı üreticiden tazminat isteme hakkına da sahiptir.... ” şeklindedir.
c. 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun'un, "Ayıplı Mal" kenar başlıklı 4 üncü maddesinin dördüncü fıkrası şöyledir:
"...Bu talepler zarara sebep olan malın piyasaya sürüldüğü günden başlayarak on yıl sonra ortadan kalkar. Ancak, satılan malın ayıbı, tüketiciden satıcının ağır kusuru veya hile ile gizlenmişse zamanaşımı süresinden yararlanılamaz."
d. 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun'un, "Ayıplı Mal" kenar başlıklı 30 uncu maddesi şöyledir:
"Bu Kanunda hüküm bulunmayan hallerde genel hükümler uygulanır."
e. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun, "On Yıllık Zamanaşımı" kenar başlıklı 146 ncı maddesi şöyledir:
“Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, her alacak on yıllık zamanaşımına tabidir.”
f.6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun, "Seçimlik Haklar" kenar başlıklı125 inci maddesi şöyledir:
"Temerrüde düşen borçlu, verilen süre içinde, borcunu ifa etmemişse veya süre verilmesini gerektirmeyen bir durum söz konusu ise alacaklı, her zaman borcun ifasını ve gecikme sebebiyle tazminat isteme hakkına sahiptir. Alacaklı, ayrıca borcun ifasından ve gecikme tazminatı isteme hakkından vazgeçtiğini hemen bildirerek, borcun ifa edilmemesinden doğan zararın giderilmesini isteyebilir veya sözleşmeden dönebilir. Sözleşmeden dönme hâlinde taraflar, karşılıklı olarak ifa yükümlülüğünden kurtulurlar ve daha önce ifa ettikleri edimleri geri isteyebilirler. Bu durumda borçlu, temerrüde düşmekte kusuru olmadığını ispat edemezse alacaklı, sözleşmenin hükümsüz kalması sebebiyle uğradığı zararın giderilmesini de isteyebilir."
g.Zaman aşımı ilk itirazı konusunda Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, 10.10.2022 tarih ve 2022/6208 Esas 2022/7561 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir:
" Diğer davalı tarafın ıslaha karşı zamanaşımı yönünden bir itirazının olmadığı dosya kapsamından anlaşılmıştır. Davalılardan birinin zamanaşımı savunması ileri sürüp, diğerlerinin ileri sürmemesi halinde, teselsül kurallarına dayanarak zamanaşımı definde bulunmayanlar ya da süresinden sonra bulunup da bu defileri itiraza uğrayanların zamanaşımı definden yararlanmalarına olanak bulunmamaktadır. "
h.Konya Gedavet Konutları'na ilişkin emsal Yargıtay Kararları.
3. Değerlendirme
1. Davacı yan, dava dilekçesiyle, dava konusu taşınmazın tapu kaydı üzerine ihtiyati tedbir konulmasını, taşınmazın tapu kaydının iptal edilerek adına tescilini ve inşaatın eksik kalan kısmının tamamlanma bedelini, tapu iptal ve tescilin mümkün olmaması halinde davalıya ödenen bedelin ödeme tarihinden itibaren hesaplanacak ticari faiziyle birlikte şimdilik 15.000,00 TL 'nin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
2.Mahkemece, davacı tarafından 14.07.2022 havale tarihli dilekçe ıslah dilekçesi olarak değerledirilip, ıslah ile artırılan miktar yönünden zamanaşımı süresinin dolmuş olduğu gerekçesiyle dava dilekçesindeki talepler dikkate alınarak, tapu iptali ve tescil yönündeki davanın reddine, terditli tazminat talebinin kısmen kabul kısmen reddine, 14.000,00 TL sözleşme bedelinin davalılardan müştereken ve müteselsilen, 1.000,00 TL rayiç fiyat farkının davalı Boytaş Boyacıoğlu İnşaat San. Tic. A.Ş'den olmak üzere toplam 15.000,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine, kira kaybı tazminatı, müspet zarar ve ödeme tarihinden itibaren ticari faiz isteği ile ıslah ile artırılan miktar yönünden açılan davanın reddine karar verilmiştir.
3.Dosyanın incelenmesinde; davacının 05.12.2011 tarihli dilekçeyle; taleplerini kalem kalem açıkladığı, buna göre taleplerinin tapu iptali ve tescil, eksik işten kaynaklanan zararın tazmini ile 8.976,00 TL geç teslimden kaynaklı kira tazminatının tahsili, bunun mümkün olmaması halinde 136.000,00 TL'nin davalılardan tahsili, ayrıca dava tarihine kadar işlemiş 49.180,81 TL faiz alacağı ile dava tarihinden itibaren ticari faizin tahsilinin talep edildiği, harcın ikmal edildiği görülmüştür. Ayrıca 08.03.2013 tarihli duruşmada davacı vekili " Dava dilekçemizi tekrarlıyoruz, davaya konu ..... nolu bağımsız bölüm müvekkil tarafından 136.000,00 TL'ne davalı Boytaş Boyacıoğlu AŞ'den alınmıştır, delillerimiz toplanmıştır, sözleşme ve ödeme belgesi asılları sunulmuştur, öncelikle davaya konu taşınmazın müvekkil adına tescilini, olmadığı taktirde ödemiş olduğumuz 136.000,00 TL'nin ödeme tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte tahsili, ayrıca %02 gecikme bedeline hükmedilmesini talep ediyoruz, bilirkişi incelemesinden sonra talebimizi net olarak mahkemeye bildireceğiz." şeklinde beyanda bulunduğu anlaşılmıştır.
4. Hal böyle olunca, bir davada iki kez ıslah yapılamayacağından, Mahkemece, davacının sunduğu 05.12.2011 tarihli dilekçenin ıslah dilekçesi olarak kabul edilerek, yapılacak değerlendirmenin sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde usul ve kanuna aykırı olarak karar verilmesi bozmayı gerektirir.
5.Bozma nedenine göre davalı Belediyenin tüm, davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine, şimdilik gerek görülmemiştir.
V. KARAR
Açıklanan sebeplerle,
İlk Derece Mahkemesi kararının davacı yararına BOZULMASINA,
Davalı Belediyenin tüm, davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine, şimdilik yer olmadığına,
Aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edenlerden davalı ... Başkanlığına yükletilmesine,
6100 sayılı Kanun’un Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 440 ıncı maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,08.03.2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.