"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/617 E., 2022/2463 K.
KARAR : Davanın kısmen kabulü
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 17. Sulh Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/1091 E., 2019/1031 K.
Taraflar arasındaki tazminat ve imalat bedelinden kaynaklanan alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından imalat bedelinden kaynaklanan alacak istemi yönünden istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle imalat bedelinden kaynaklanan alacak isteminin kabulüne, tazminat isteminin esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince 15.11.2022 tarihli ek karar ile temyiz dilekçesinin miktardan reddine karar verilmiştir.
Ek karar davacı vekili ve katılma yolu ile davalı vekili tarafından esas hakkındaki karar temyiz edilmekle; süre, temyiz şartları ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, davacı tarafın temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
1. Temyiz istemi, temyiz konusu miktar veya değerin kesinlik sınırının altında olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin temyiz dilekçesinin reddine yönelik Bölge Adliye Mahkemesinin 15.11.2022 tarihli ek kararına ilişkindir.
Kira ilişkisinden doğan ve miktar veya değeri temyiz kesinlik sınırını geçmeyen alacak davalarına ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Dosya içeriğine göre, davacı tarafça temyize konu edilen toplam miktar 58.521 TL olup Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 107.090 TL’nin altında kalmaktadır.
Temyiz dilekçesinin reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesince verilen ek karar, yukarıda anılan Kanun hükümlerine uygun olduğundan, davacı tarafın temyiz isteminin reddi ile söz konusu kararın onanması gerekir.
2. Davalı vekilinin katılma yolu ile temyiz başvurusu, davacı tarafın temyiz başvurusuna bağımlı bir temyiz yolu başvurusudur. Bu nedenle katılma yolu ile temyiz yoluna başvuru, davacı tarafın temyiz başvurusunun esasa girilmeden önce Bölge Adliye Mahkemesi tarafından usul ve kanuna uygun olarak reddedilmiş olduğundan, hüküm doğurmaz.
6100 sayılı Kanun'un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun'un 348 nci maddesinin ikinci fıkrasına göre katılma yolu ile temyiz hâlinde, temyiz talebi esasa girilmeden reddedilirse, katılma yolu ile başvuranın talebi de reddedilir.
Bu itibarla, davalı tarafın katılma yolu ile temyiz isteminin reddi gerekir.
KARAR
Açıklanan sebeple;
1. Bölge Adliye Mahkemesince verilen 15.11.2022 tarihli ek kararın ONANMASINA,
2. Davalı vekilinin katılma yoluyla temyiz dilekçesinin REDDİNE,
Aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz eden davacıya yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
30.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.