Logo

3. Hukuk Dairesi2022/8165 E. 2023/2855 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Satış vaadi sözleşmesinin ifa imkansızlığı nedeniyle davacıların uğradığı zararın tazmini istemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacıların geçerli bir satış vaadi sözleşmesine dayanarak, ifa imkansızlığının gerçekleştiği tarihteki taşınmazın rayiç bedeli ile iyiniyetle yapılan muhdesatın bedelini talep etme haklarının olduğu ve bilirkişi raporunun da denetime elverişli ve anlaşılabilir olduğu gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/502 E., 2022/1630 K.

DAVA TARİHİ : 25.05.2017

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2017/274 E., 2019/332 K.

Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraflarca istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda; 24.10.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir

Belli edilen günde gelen davacılar vekili Avukat ...'un sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saat 14.00'te Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar; tapuda ... İli, ... İlçesi, ... Mahallesi, 838 ada 2 nolu parselde kayıtlı bulunan 96.440,00 m² taşınmazın 16.073,33 m²'lik kısmının yarı hissesi olan 8.036 m²'sinin murisleri ... tarafından 16.12.1998 tarihli noterde düzenlenen satış vaadi sözleşmesi ile davalıdan satın alınıp bedelin ödendiğini, üzerine ev inşa edip, ağaçlar diktiklerini, su kuyusu açtırdıklarını ancak tapuda taşırmazın devri yapılmadan, davalı tarafından dava dışı üçüncü bir şahsa satılması sebebi ile uğranılan maddi zararın (bu taşınmaz ile üzerinde kendilerine ait olan ev, su kuyusu, 250 adet kayısı ağacı ve muhtelif sayılarda meyve ağacının bedellerinin tespit edilerek) fazla hakları saklı kalarak 50.000,00 TL'nin 3. kişiye satış tarihi olan 27.05.2015 tarihinden işleyecek en yüksek faizi ile tahsilini talep etmişlerdir.

II. CEVAP

Davalı; öncelikle zamanaşımı nedeniyle davanın reddini, davacıların ortak murisi ...'ın kendisine satışı vaad edilen hisseyi kendisinden fiilen teslim almadığını, düzenlenen gayri menkul satış vaadinde de görüleceği üzere sadece taşınmazdaki hissenin 1.000,00 TL'ye satıldığının belirtildiğini, teslim edilmediğini, davacıların murisi ...'ın taşınmazdaki hissesini fiilen ve hukuken teslim almaktan imtina etmesi üzerine daha önce fiili kullanımında bulunan taşınmazı bir bütün olarak kullanmaya devam ettiğini, taşınmaz üzerinde bulunan tüm ağaçların tarafından dikildiğini bakım ve sulamasının yapıldığını, davacıların murisinin taşınmazı teslim almaktan vazgeçmesi üzerine kendi taşınmazının bakımını kendisi yaparak bir bütün olarak kullandığını, taşınmaz üzerinde bulunan yapıların kendisine ait olduğunu, davacıların kötü niyetle hareket ederek haksız kazanç elde etmek için bu davayı açtıklarını, tazminat davasına dayanak teşkil eden gayri menkul satış vaadinde belirtilen taşınmazın fiilen ve hukuken teslim alınmadığından ve davacıların murisinin bu satış vaadinden vazgeçtiğinden davanın usulden ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; geçerli satış vaadi sözleşmesine istinaden davacıların, ifanın imkansız olduğu tarih itibari ile belirlenen taşınmazın rayiç değerini ve iyiniyetle taşınmaz üzerinde oluşturulan muhdesatların toplam bedelini davalıdan talep etmekte haklı oldukları vicdani kanaatine varılmakla davanın ıslah beyanları doğrultusunda kabulü ile, 215.509,59 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıların miras hisseleri dikkate alınarak; 53.877,39 TL'nin davacı ...'a, 40.408,04 TL'nin davacı ... ... (...)'a, 40.408,04 TL'nin davacı ...'a, 40.408.04 TL'nin davacı ... (...)'a, 40.408,04 TL'nin davacı ...'a, dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte verilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde taraflar istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacılar; Mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, Yargıtayın yerleşik içtihatlarına aykırı olduğunu, bilirkişi raporunun eksik inceleme ile hazırlandığını, müspet zararının talep tarihi itibariyle ortaya çıkan zarar olarak dikkate alınması gerektiğini, güncel zarar tutarının belirlenmesi gerektiğini, taşınmazın çıplak toprak değerinin uğramış oldukları zarara ait bedellerin çok altında belirlendiğini, bu nedenlerle taşınmazın güncel değeri üzerinden, taşınmazın 3. kişiye satış tarihinden itibaren (27.05.2015) işleyecek mevduata uygulanan en yüksek avans faizi ile birlikte kabulüne karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek; İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı; Mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, Mahkemece cevap dilekçelerindeki itirazların dikkate alınmadan karar verildiğini, dava dilekçesinde ilk talep edilen 50.000,00 TL ile sonradan ıslah yolu ile talep edilen 165.509,59 TL alacak taleplerinin zamanaşımına uğradığını, bu yöndeki itirazlarının Mahkemece dikkate alınmadığını, davacı tarafından verilen 29.05.2019 tarihli ıslah dilekçesinde taşınmaz üzerinde bulunan ağaçların tüm bedeli olan 19.350,00 TL talep edilmişse de Mahkemece bu talep üzerinde karar verildiğini, dosya içeriği ve tanık beyanları dikkate alındığında Mahkeme kararının yerinde olmadığını, gayri menkul satış vaadinde belirtilen taşınmaz kesinlikle davacıların murisleri tarafından fiilen teslim alınarak kullanılmadığını, davacı tarafın aradan uzun bir süre geçtikten sonra dava açmaları ve tazminat talebinde bulunmalarının hakkın kötüye kullanılması olduğunu, bu davayı açmaktaki amaçlarının haksız kazanç elde etmek olduğunu ileri sürerek; İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davaya konu taşınmazın fiili olarak, davacılar ve murisleri tarafından kullanıldığının, tanık beyanları ve özellikle davalı tanığı Ramazan'ın beyanlarından anlaşıldığından, davalının zamanaşımı itirazının zilyetliğin teslimi nedeniyle yerinde olmadığı; davacının talebinin 2015 yılı itibariyle satış vaadine konu taşınmazın rayiç değerine ilişkin olması nazara alındığında, ayrıca davacının dayandığı delil tespit raporunun davalıya tebliği sağlanmaması dikkate alındığında, delil olarak kabul edilmesi de mümkün olmadığından, 2015 yılı değeri üzerinden hesaplama yapılması ve yapılan bu hesaplamaya göre hüküm tesisi, taleple bağlılık ve fiili imkansızlık tarihleri nazara alındığında yerinde olduğu; tanık beyanları itibariyla, davaya konu mahdesatların davacılar ve murisleri talimatıyla bakımının yapıldığı, ayrıca davacılar murisinin satış vaadi sözleşmesinden vazgeçtiğinin aynı değerde belge ile ispatlanması gerektiği, bu yönde davalının ispat yükünü yerine getirmediği, yapılan tespitler itibariyla da verilen kararın, Mahkemece dosyada bulunan delillerin takdirinde hata yapılmadan iddia ve savunma ile birlikte hukuka uygun şekilde değerlendirildiğinden, usul ve yasaya uygun olduğu tespit edilen karara karşı tüm istinaf sebepleri yerinde bulunmadığından tarafların istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b-1 inci maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacılar temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacılar istinaf dilekçesinde bildirdiği itirazları tekrar ederek, kararı temyiz etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, satış vaadi sözleşmesinden kaynaklı, vaadin sonradan imkansızlığı nedeniyle oluşan zararın tazmini istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 30.09.2019 tarihli ve 2016/19364 E., 2019/915 K. sayılı kararı.

2. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 117 nci maddesi.

3. Değerlendirme

Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirmesi ile yukarıda yer verilen hukuk kurallarına, davacıları resmi biçimde yapılan ve geçerli olan satış vaadi sözleşmesine göre taşınmazın rayiç değerinin ve iyi niyetle taşınmaza yapılan muhtesatların ifanın imkansız hale geldiği tarihteki değerlerini talep haklarının olduğu ve öncesinde bir temerrüt bulunmadığının, bilirkişi raporunun denetime açık ve anlaşılır olduğunun anlaşılmasına göre, davacılar tarafından ileri sürülen temyiz itirazlarının reddi ile, usul ve kanuna uygun olan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle,

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz eden davacılara yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

24.10.2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.