"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/584 E., 2022/634 K.
HÜKÜM/KARAR : Kısmen Kabul
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalılar tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının avukat olduğunu, davalılardan avukat ...'ın diğer davalı ... tarafından vekil tayin edildiğini, sonrasında aldığı vekaletnameye istinaden davacıya yetki belgesi çıkarttığını, davacının bu yetki belgesi ile davalı ...’ı Üsküdar 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/771 Esas sayılı dosyasında vekil olarak temsil ettiğini, yargılama aşamasındaki tüm işlemleri kendisinin yerine getirdiğini, on bir yıl devam eden yargılama neticesinde davanın kabulüne karar verildiğini, davacının kararı temyiz ederek İstanbul 4. İcra Müdürlüğünün 2012/12370 Esas sayılı dosyasında takip başlattığını, sonrasında bu durumu e-posta ile davalı ...'a bildirdiğini, davalı avukat tarafından davacıya hakaret edilerek yetkisinin kaldırıldığını, bunun üzerine davacının gönderdiği iadeli mektup ile vekalet ücreti ve yaptığı masrafları talep ettiğini, ancak bir ödeme yapılmadığını, davacının takip ettiği işler sebebiyle vekalet ücretine hak kazandığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla mahkeme vekalet ücreti olarak 5.750 TL, icra vekalet ücreti olarak 15.104 TL ve yapılan masraflar için bakiye 864,65 TL’nin mektubun tebliğ edildiği tarihi ve verilen 30 günlük süre dikkate alınarak, 30.08.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiş; ıslah dilekçesi ile talebini 10.093,15 TL ilave ile yükseltildiğini bildirmiştir.
II. CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesinde; davalı ...'ın avukat olduğunu, işlerinin yoğunluğu nedeni ile yardımcı olması ve üç dava dosyasını takip etmesi için davacıyı yetki belgesi ile yetkilendirdiğini, davacı ile vekalet ücretinin yarısının kendisine ödeneceği yönünde şifai bir anlaşma bulunduğunu,, davacının dava dosyasını takip ettiğini ancak lehe karar çıktığını haber vermeksizin kararı temyiz ettiğini, yine yetki belgesinin fotokopisini aslı gibi yaparak icra takibi başlattığını, davacıya verilen yetkinin sadece davaları takip için verildiğini, davacının icra takibi başlatmak için yetkilendirilmediğini, bu sebeple davacının yetkilerinin geri alındığını, davacı ve davalı ... arasında ise bir vekalet ilişkisinin bulunmadığını, bu sebeple bu davalı yönünden husumetten ret kararı verilmesi gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
İstanbul Anadolu 24. Asliye Hukuk Mahkemesinin 24.06.2015 tarih ve 2013/729 Esas, 2015/254 Karar sayılı kararıyla; davanın kısmen kabulü ile 15.992,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. İstanbul 24. Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraflarca temyiz isteminde bulunulmuştur.
2. Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin (kapatılan) 24.05.2018 tarih, 2015/37427 Esas, 2018/6206 Karar sayılı ilamı ile, tarafların sair temyiz itirazları reddedilerek, davalı avukat ...'ın tevkil yetkisi içeren vekaletname ile davacı avukatı vekil tayin etmesi üzerine davacı avukat ile müvekkili olan davalı ... arasında vekalet ilişkisi kurulduğu, davacının tevkil eden avukatın yetki belgesindeki yetkilerini geri alması üzerine vekillik görevinin son bulduğu, davacıya verilen yetki belgesinin vekaletnamedeki tüm yetkileri kapsaması sebebiyle davalı ... adına icra takibi başlatılmasının yasaya uygun olduğu, bu durumda davacının yetkileri haksız olarak kaldırıldığı için emek ve mesaisine karşılık vekalet ücretine hak kazandığı, mahkemenin hak kazanılan vekalet ücretinin yarısının davacıya ait olduğuna karar vermesinin yerinde olduğu, ancak davacı lehine başlatmış olduğu icra takibi nedeniyle akdi vekalet ücretine ve icra dosyasından tahsilat yapılmışsa karşı yan vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken sadece karşı yan vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğu, ayrıca davacının davalılara 20.07.2012 tarihli taahhütlü mektup göndererek alacağının tebliğden itibaren 30 gün içerisinde ödenmesini isteyerek 30.08.2012 tarihinde davalıları temerrüde düşürdüğü, Mahkemece faiz başlangıcı yönünden ihtarnamede verilen sürenin dikkate alınması gerekirken, dava tarihinin esas alınmasının usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle, hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İstanbul Anadolu 24. Asliye Hukuk Mahkemesinin 13.10.2022 tarihli ve 2020/584 Esas, 2022/634 Karar sayılı kararıyla; bilirkişi ek raporunun hükme ve denetime elverişli olduğu, raporda usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile 26.085,15 TL alacağın 30.08.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İstanbul 24. Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalılar vekili temyiz dilekçesinde; kararın gerekçesiz olduğunu, itirazlarının ve bozma ilamında davalılar lehine olan bozma sebeplerinin değerlendirilmediğini, davalı ...’ın diğer davalı ...’dan peşin ücret almaması sebebiyle sorumluluğunun bulunmadığını, diğer davalı ... yönünden ise davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, her iki davalının aynı alacaktan birlikte sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, dava konusu icra dosyasında dava açıldıktan sonra tahsilat yapılması sebebiyle davacının karşı yan vekalet ücretine hak kazanamadığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte davacının sadece takip talebi hazırlaması sebebiyle en fazla tarifede belirtilen maktu vekalet ücretine hak kazanabileceğini, davacının dava öncesinde gönderdiği mektupta sadece karşı yan vekalet ücreti talep ettiğini, ayırca bu mektubun dava öncesinde davalı ...'a tebliğ edilmediğini, bu sebeple davalı ...'ın dava tarihinden önce temerrüde düşürülmediğini, ıslah dilekçesine karşı zamanaşımı def'inin dikkate alınmadığını ve lehlerine hükmedilen vekalet ücretinin eksik hesaplandığını belirterek, Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, vekalet sözleşmesinden kaynaklı alacak istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun 171/2. maddesi "Avukata verilen vekaletnamede başkasını tevkile yetki tanınmış ise, yazılı sözleşmede aksine açık bir hüküm olmadıkça, işi başka bir avukatla birlikte veya başka bir avukata vererek takip ettirebilir. Vekaletnamede, bunun düzenlendiği tarihten sonra açılacak veya takip edilecek bütün dava ve işlerde vekalete ve başkasını tevkile genel şekilde yetki verilmişse, avukat, bu tarihten sonraki dava ve işlerde müvekkilinden ayrıca vekalet almaya lüzum kalmaksızın işi başka bir avukatla birlikte veya başka bir avukata vererek takip ettirebilir."
2. 1136 sayılı Avukatlık Kanununun 171/4. maddesi "Avukat tarafından işe başka avukatlar teşrik edilmiş ise, avukat bundan dolayı ayrı bir ücret isteyemeyeceği gibi, işi birlikte takip eden avukat da müvekkilden herhangi bir ücret isteyemez. İş tamamen başka bir avukata bırakılmış ise, tevkil eden ve tevkil olunan avukatlar ücret sözleşmesindeki miktarı aşmamak şartiyle, harcadıkları mesaiye karşılık olan ücreti müvekkilden isteyebilirler. Ancak, tevkil eden avukat müvekkilden peşin ücret almışsa, harcadığı mesaiye karşılık olan miktarın fazlasını tevkil ettiği avukata ödemekle yükümlüdür."
3. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 147. maddesi (mülga 818 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 26. maddesi) "Aşağıdaki alacaklar için beş yıllık zamanaşımı uygulanır:
1. Kira bedelleri, anapara faizleri ve ücret gibi diğer dönemsel edimler.
2. Otel, motel, pansiyon ve tatil köyü gibi yerlerdeki konaklama bedelleri ile lokanta ve benzeri yerlerdeki yeme içme bedelleri.
3. Küçük sanat işlerinden ve küçük çapta perakende satışlardan doğan alacaklar.
4. Bir ortaklıkta, ortaklık sözleşmesinden doğan ve ortakların birbirleri veya kendileri ile ortaklık arasındaki; bir ortaklığın müdürleri, temsilcileri, denetçileri ile ortaklık veya ortaklar arasındaki alacaklar.
5. Vekâlet, komisyon ve acentalık sözleşmelerinden, ticari simsarlık ücreti alacağı dışında, simsarlık sözleşmesinden doğan alacaklar.
6. Yüklenicinin yükümlülüklerini ağır kusuruyla hiç ya da gereği gibi ifa etmemesi dışında, eser sözleşmesinden doğan alacaklar." hükümlerini içermektedir.
3. Değerlendirme
Davacı vekili 15.06.2022 tarihli dilekçesi ile dava değerini 10.093,15 TL artırdıklarını beyan ederek ıslah dilekçesi sunmuş, anılan dilekçe davalılar vekiline 28.06.2022 tarihinde tebliğ edilmiş, davalılar vekili 04.07.2022 tarihli itiraz dilekçesi ile zamanaşımı def'inde bulunmuştur. Davalılar vekilinin, davacının ıslah dilekçesine karşı süresi içerisinde zamanaşımı def'ini ileri sürmüş olup, Mahkemece bu dilekçe tarihi olan 15.06.2022 tarihi itibariyle, artırılan alacak miktarı yönünden ileri sürülen zamanaşımı defi hususunda olumlu veya olumsuz bir değerlendirme yapılmaksızın, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle,
1. Temyiz olunan Mahkeme kararının BOZULMASINA,
2. Bozma nedenine göre davalıların sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine,
6100 sayılı Kanun'un Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
16.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.