"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 36. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/534 E., 2022/2018 K.
DAVA TARİHLERİ : 26.09.2014 - 14.11.2014
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 4. Sulh Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2014/778 E., 2019/1070 K.
Taraflar arasında karşılıklı olarak görülen alacak ve tazminat davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince, asıl ve karşı davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraflarca istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraflarca temyiz edilmiş, incelemenin duruşmalı yapılması davalı- karşı davacı vekili tarafından istenilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 17.10.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde gelen davacılar-karşı davalı vekili Avukat ... ile davalı-karşı davacı vekili Avukat ...'ün sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra, işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saat 14.00'te Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar; maliki oldukları taşınmazın 15.12.2013 başlangıç tarihli kira sözleşmesi ile davalıya 15 yıl süreyle kiraya verdiklerini, davalı kiracının öncesinde de anaokulu olarak kullanılan taşınmazı, yine anaokulu olarak kullanılmak için kiraladığını ve tadilat yapacağını söylediğini, tadilat olarak beyan edilen işlerin aslında kiralanana kaçak katlar ve eklentiler yapılması olduğunu, bu duruma ilgili belediye tarafından müdahale edildiğini, davalının taşınmazı tamamen tahrip ettiğini, ... 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/29 D.... sayılı dosyası ile tespit yaptırıldığını, tespit raporunda hesaplanan zarar bedelinin düşük olduğunu, davalının kira sözleşmesinin feshedilmesi amacıyla anahtar teslimi için tevdi mahalli tayini istemiş ise de mahkemece taleplerinin reddedildiğini, dolayısıyla halen kira sözleşmesinin feshedilmiş olmadığını, kira borcunun da devam ettiğini, taşınmazlara verilen zarar nedeniyle manen de büyük bir çöküntü içine girdiklerini, savcılık nezdinde ifade vermeye çağrıldıklarını, taşınmazın bulunduğu çevredeki site sakinlerinin şikayet ve kendilerine yönelmiş öfkelerine maruz kaldıklarını, kaçak kat nedeniyle ceza takibine uğradıklarını, hem maddi hem manevi yönden büyük bir acı ve üzüntüye maruz kaldıklarını ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, taşınmazda meydana gelen hasar bedeli 271.908,00 TL, kazanç kaybı 72.000,00 TL olmak üzere toplam 343.908,00 TL hasar toplamı ile 5 aylık ödenmeyen kira bedelleri için 90.000,00 TL kira alacağı, 15 yıllık kira sözleşmesinin münfesih sayılması halinde, haksız ve süresinden önce feshinden kaynaklanan kira kaybı 18.000,00 TL ile 10.000,00 TL manevi tazminatın, olay tarihinden itibaren en yüksek ticari faiz oranı ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmişlerdir.
II. CEVAP VE KARŞI DAVA
Davalı; davacılar tarafından sözleşme kurulmadan evvel kiralananda var olan ayıp gizlenerek aldatıldığını, davacıların dürüstlük kuralına aykırı davrandıklarını, kira sözleşmesinin bağlayıcı olmadığını, taşınmazın anaokulu olarak düzenlenmek, onarmak ve kullanmak amacıyla kiraladığını, yapılan tadilatların zorunlu olduğunu, kira sözleşmesinde açıkça her türlü tadilat ve onarımı yapabilme olanağı tanındığını, kira sözleşmesine uygun olarak tadilata başladıktan kısa bir süre sonra belediye yetkililerinin en son 05.12.2008 tarihinde alınmış ve halen yürürlükte olan yıkım kararına istinaden binayı kullanımdan men ederek mühürlediklerini, yapılan faydalı ve değer arttırıcı işlerin yaklaşık maliyetinin 556.000,00 TL olduğunu, bu işlerin hiçbirinin imar kirliliği yaratacak türden hukuka aykırı işler olmadığını, aksine bir anaokulu için gerekli, inşai açıdan yararlı ve değer arttırıcı, usulüne uygun bir başvuru ile kolayca izin alınabilecek işler olduğunu ancak kullanımdan men edilmiş olan taşınmazda yapılmakta olan olumlu ve yararlı işlerin de durdurulduğunu, söz konusu durumu gereken izin ve ruhsatları alarak telafi edebilecekken binanın kullanımdan yıllar önce men edilmiş olması nedeniyle girişimlerinin sonuçsuz kaldığını ve taşınmaz kullanılamayacağı için kira ilişkisinin sona erdiğini, kendisinin yaptırdığı eklentinin sebep olduğu aykırılığı ortadan kaldırarak taşınmazdan fiilen ayrıldığını, kiralanan taşınmaz ile ilgili ayıplı durumun giderilmesi mümkün olmadığından nitelikleri uygun bir bina aramak zorunda kaldığını ve zorunluluk nedeniyle çok yüksek bir kira bedeli ödeyerek taşınmaz kiraladığını, bunca zarara uğramasına rağmen masrafları kendisine ait olmak üzere yapılan çatıyı tamamen söktürmek suretiyle taşınmazı tahliye ettiğini, 29.05.2014 tarihli ihtarı davacıların sözleşmede yazılı adresine tebliğ olunmak üzere keşide ettiğini, sözleşmede adres değişikliği bildirilmediği takdirde tebligat adresinin sözleşmede yazılı olan adres sayılacağının kabul edildiğini, tebligatın tebliğ edilmiş sayılacağının düzenlendiğini, kendisini bağlamayan bir kira sözleşmesi olmasına rağmen tüm iyiniyetiyle ihtarname ile anahtar teslimi için çağrıda bulunduğunu ancak davacıların teslime ilişkin çağrıya icabet etmediklerini, kira sözleşmesindeki amacı doğrultusunda taşınmazı kullanmaya dahi başlayamadığını, kira alacağı talebinin mesnetsiz olduğunu, davacıların bildirdiği ceza takibine konunun yaptırdığı çatı olmadığını, soruşturmanın kira sözleşmesi düzenlenmeden çok önce gerçekleşmiş bir imara aykırılık sebebiyle devam ettiğini savunarak, davanın reddi istemiş, karşı davada; bağlı olmadığı kira sözleşmesi kapsamında yapmış olduğu bütün ödemelerin iadesi ile zararının tazmini gerektiğini, karşı tarafa ödemiş olduğu teminat bedeli ile bugüne kadar ödemiş olduğu kira bedellerinin, bunlara bağlı damga vergisi ve stopaj ödemelerinin, binada yaptığı iyileştirme ve tadilat masraflarının, yeni bir kira sözleşmesi ile yeni bir binayı daha yüksek bedelle kiralamak zorunda kalması neticesinde uğradığı zararları talep etme hakkı doğduğunu, ayrıca aldatılmak suretiyle imzaladığı sözleşmeye güvenerek hazırlandığı 2014 eğitim öğretim yılına az bir zaman kala yaşadığı bu tatsızlık nedeniyle yeni bir bina arama telaşına girdiğini, aldığı kayıtlar icabı velilere tek tek okulun adresinin neden değiştiği konusunda açıklama yapmak zorunda kaldığını, ... Cumhuriyet Başsavcılığına ifadeye çağırıldığını, icra takibine maruz kaldığını, bu durum karşısında da yaşadığı üzüntü ve ticari itibarının zedelenmesi karşılığında manevi tazminat talep hakkının da doğduğunu ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla karşı tarafa bugüne kadar ödenmiş olan beş aylık toplam kira bedeli olan 90.000,00 TL ile bunların stopaj bedelleri olan toplam 22.500,00 TL, 18.000,00 TL teminat bedelinin ve 7.654,50 TL damga vergisinin 11.07.2014 tarihli ihtarnamenin karşı tarafa tebliğ tarihi olan 15.07.2014 tarihinden itibaren işleyecek olan en yüksek ticari faizi ile birlikte, taşınmazda yapmış olduğu masraflardan şimdilik 200.000,00 TL kısmının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek olan en yüksek ticari faizi ile birlikte, yeni bir binayı aylık 22.000,00TL daha fazla kira bedeli ödemek sureti ile kiralamak zorunda kalması sonucu şimdilik dava tarihine kadar ödenen toplam 6 aylık kira farkı için 132.000,00 TL'nin yeni kira sözleşmesinin başlangıç tarihinden itibaren işleyecek olan en yüksek ticari faizi ile birlikte tahsili ile yaşadığı üzüntü ve ticari itibarının zedelenmesi karşılığında 20.000,00 TL manevi tazminatın tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; taraflar arasında 15.12.2013 başlangıç tarihli ve 15 yıllık süreli kira sözleşmesi hususunda ihtilafın olmadığı, davalı-karşı davacının kiralanan yeri ana okulu yapmak üzere kiraladığı, okul işletmeciliğini kurumsal çapta yaptığı ve kiraladığı yeri belirli standarta getirmek için tadilata başladığı, ilgili belediye tarafından kiralanan yere çatı yapıldığı tespit edilerek inşaatın mühürlendiği, mühür fekkine ilişkin olarak 18.04.2014 tarihli ve 7234-713645 sayılı 2 nolu zabıt varakasının düzenlendiği, yapılan çatının 12.06.2014 tarihinde düzenlenen raporla kaldırıldığının tespit edildiği, davalı-karşı davacının kiralanan yer için 2008 yılında düzenlenen ... tatil tutanağını ileri sürerek sözleşmeyi sonlandırdığı, kiralanan yerde davalı-karşı davacıdan önce de anaokulu işletmeciliği yapıldığı, 2008 yılında düzenlenen ... tatil tutanağının yapının önündeki 20 m² alana ilişkin olduğu, dinlenen davacı-karşı davalı tanıklarının da davalı-karşı davacının çatı katı çıkmaya başlaması ile inşaatın mühürlendiğini beyan ettikleri, kendi kusuru sonucu inşaatın mühürlenmesine sebep olan davalı -karşı davacının kira sözleşmesini feshetmesinin dürüstlük kurallarına aykırı olduğu, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 304 üncü maddesinin ikinci fıkrasına göre binadaki ayıbın önemli olmayan ayıp niteliğinde olduğu, bu ayıbın giderilmesi için davacı-karşı davalıya bir bildiriminin yapılmadığı, aynı Kanun'un 305 inci maddesinin ikinci fıkrasına göre bu ayıbın önemli ayıp sayılıp sözleşmenin feshedilmesi hakkını vermediği, anahtar tesliminin yapılmadığı davacı-karşı davalı tarafından iddia edilmiş ise de ... 1.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2014/29 D.... dosyası ile mecurda tespit yaptırılma tarihi olan 20.06.2014 tarihinde anahtar tesliminin yapıldığının kabul edilmesi gerektiği, kira sözleşmesinin özel koşullar bölümünde yer alan 12 nci maddede sözleşmenin kira süresinden önce sonlandırılabileceği, fesih bu sözleşmeye göre geçerli tebligatın yapılmasından 3 ay sonra geçerli olacağı hükmünün yer aldığı, buna göre taraflar arasında tespit edilen makul süre kira bedelinin 3 ay olması gerektiği, davalı-karşı davacının sözleşmeyi fesh ettikten sonra kiralanan yeri eski hale getirme bedelinden de sorumlu olması gerektiği, bu hususun kira sözleşmesinin özel koşulları kısmının 10.maddesinde "kiracı kira sözleşmesinin herhangi bir sebeple sona ermesi halinde kiralananın kendisine teslim edilen haliyle geri vermek yükümündedir" şeklinde yer aldığı, son bilirkişi heyetinden alınan ek raporda belirtilen 241.449,00 TL'nin mecurun davalı-karşı davacıya teslim edildiği hale getirilmesi için yapılması gereken masraf bedeli olduğu, ayrıca davalı-karşı davacının anahtar teslimine kadar olan kira bedellerinden sorumlu olduğu, anahtar tesliminden sonra ise makul süre kira bedelinden sorumlu olması gerektiği, anahtar teslimine kadar ödenmeyen 2 aylık kira bedelinin 36.000,00 TL olduğu, makul süre kira bedelinin ise 3 aylık kira bedeli 54.000,00 TL olduğu, davalı- karşı davacının asıl davada 331,449,00 TL'den sorumlu olması gerektiği, davalı-karşı davacının ise karşı davada, davacı- karşı davalıdan 18.000,00 TL depozito, halen mecurda kullanılan 4.050,00 TL maliyetli perde duvar, 10.000,00 TL'lik seramik ve işçilik maliyet bedellerinin toplamı olan 32.050,00 TL'lik kısmı talep edebileceği kanaatine varıldığı, kurulan kira sözleşmesinin ticari ... niteliğinde olduğu, bir taraf için ticari ... olan bir sözleşmenin diğer taraf içinde aynı mahiyette olacağı bu bakımdan kabul edilen miktarlar için ticari faiz istenebileceği, her iki davadaki diğer maddi taleplerin reddinin gerektiği, manevi tazminat taleplerinin kabulü için gerekli olan kişilik haklarına saldırı ön şartının gerçekleşmediği gerekçesiyle; asıl davanın kısmen kabulü ile 331.449,00 TL'nin dava tarihinden geçerli olmak üzere ticari faizle davalı - karşı davacıdan alınarak davacı- karşı davalı tarafa ödenmesine, diğer taleplerin reddine, karşı davanın kısmen kabulü ile 32.050,00 TL'nin dava tarihinden geçerli olmak üzere ticari faizle birlikte davacı - karşı davalıdan alınarak davalı - karşı davacıya ödenmesine, diğer taleplerin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraflar istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı-karşı davalı; Mahkemece eksik araştırma ile hüküm kurulduğunu, ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/29 D.... sayılı dosyası ile alınan ve taşınmazın fiili ve hukuki her türlü durumunun irdelendiği rapor doğrultusunda dava açıldığını, belirlenen zarar bedelinde Mahkemece indirim yapılmasının haksız ve hukuka aykırı olduğunu, ayrıca taşınmazın harap halde olduğunun Mahkemenin keşfi sırasında da görüldüğünü, 6 aydan önce kiraya verilemeyeceğinin bildirildiğini, kira sözleşmesinin halen feshedilmediğini bu nedenle talep edilen kira bedelinin kabulü gerektiğini, talebinin reddedilen kısmı yönünden kararın hatalı olduğunu, karşı davada hükmedilen tazminatın fahiş olduğunu, hiçbir hukuki geçerliliği olmadığını ileri sürerek, kararın kaldırılmasını istemiştir.
2. Davalı-karşı davacı; taşınmazın baştan itibaren ayıplı olarak teslim edildiğini, Mahkemenin ayıbın giderilmesi için süre verilmediği gerekçesinin hatalı olduğunu, gizli ayıptan haberdar olunur olunmaz 29.05.2014 tarihinde sözleşmenin feshedildiğine dair ihtarnamenin gönderildiğini, Mahkemenin buna rağmen teslim tarihini 20.06.2014 kabul etmesinin hatalı olduğunu, bilirkişi raporlarındaki çelişkilerin giderilmediğini, ilk rapordaki inşaat mühendisi bilirkişinin son raporda da görev alarak tam tersi bir kanaat bildirdiğini, birim maliyetlerinin de hatalı olarak belirlendiğini, yapılan tüm tadilatların davalı tarafından yapıldığı davacı tarafından dahi ikrar edilmişken bilirkişilerin bazı alanların kim tarafından yapıldığının tespit edilemediği yönündeki beyanlarının kabulünün mümkün olmadığını, davacı tarafın halen iskan ruhsatını sunamadığı, sözleşmenin yapıldığı tarih itibariyle var olan bir iskan ruhsatının bulunmadığı, davacıların taşınmaza yapılan bir masrafı ispatlayamadığı, oysa yapmış olduklarına dair faturaları dosyaya sunduklarını, kabul etmemekle birlikte davalı tarafın kusuru varsa ancak indirim sebebi olabileceğini ileri sürerek, kararın kaldırılmasını istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; karşı davada davacı kiracı dava konusu taşınmazı ayıplı olması nedeniyle tahliye ettiğini iddia etmiş ise de, taşınmazda oluşan ayıpları gidermesi için kiraya verene ihtarname göndermediğinden kiracının sözleşmeyi haklı nedenle feshettiğinin kabul edilemeyeceği, kiracının sözleşme süresine veya fesih dönemine uymaksızın kiralananı geri verdiği takdirde kira sözleşmesinden doğan borçlarının, kiralananın benzer koşullarla kiraya verilebileceği makul bir süre için devam edeceği, kira sözleşmesinin özel koşullar bölümünde yer alan 12. maddede sözleşmenin kira süresinden önce sonlandırılabileceği, fesih bu sözleşmeye göre geçerli tebligatın yapılmasından 3 ay sonra geçerli olacağı hükmünün yer aldığı, buna göre taraflar arasında tespit edilen makul süre kira bedelinin 3 ay olması gerektiği, bu yöndeki istinaf başvurusunun yerinde olmadığı, ... 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/29 D.... dosyası ile mecurda tespit yaptırılma tarihi olan 20.06.2014 tarihinde anahtar tesliminin yapıldığının kabul edilmesi gerektiği, anahtar teslimine kadar kira sözleşmesi yürürlükte olduğundan kiracının kira bedellerinden sorumlu olduğu, bu durumda anahtar teslimine kadar ödenmeyen Mayıs ve Haziran ayı kira bedeli 36.000,00 TL olduğundan istinaf başvurusunun yerinde olmadığı, kira sözleşmesinin özel koşulları kısmının 10 uncu maddesinde "kiracı kira sözleşmesinin herhangi bir sebeple sona ermesi halinde kiralananı kendisine teslim edilen haliyle geri vermek yükümündedir" şeklinde yer aldığı, son bilirkişi heyetinden alınan ek raporda belirtilen 241.449,00 TL'nin mecurun davalı- karşı davacıya teslim edildiği hale getirilmesi için yapılması gereken masraf bedeli olduğu ve kiracının bu bedelden sorumlu olması gerektiği, davalı- karşı davacının ise karşı davada; davacı- karşı davalıdan 18.000,00 TL depozito, halen mecurda kullanılan 4.050,00 TL maliyetli perde duvar, 10.000,00 TL'lik seramik ve işçilik maliyet bedellerinin toplamı olan 32.050,00 TL'lik kısmı talep edebileceği, her iki davadaki diğer maddi taleplerin reddinin gerektiği, manevi tazminat taleplerinin kabulü için gerekli olan kişilik haklarına saldırı ön şartının gerçekleşmediği gerekçesiyle, tarafların istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraflar temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Taraflar; istinaf dilekçelerinde ileri sürdükleri sebepleri tekrar ederek, kararın bozulmasını talep etmişlerdir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; asıl davada, kira alacağı ile maddi ve manevi tazminat, karşı davada ise kira sözleşmesi kapsamında yapılan ödemelerin iadesi ile maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (6098 sayılı Kanun) 301 inci maddesinde; “Kiraya veren, kiralananı kararlaştırılan tarihte, sözleşmede amaçlanan kullanıma elverişli bir durumda teslim etmek ve sözleşme süresince bu durumda bulundurmakla yükümlüdür. Bu hüküm, konut ve çatılı işyeri kiralarında kiracı aleyhine değiştirilemez; diğer kira sözleşmelerinde ise, kiracı aleyhine genel işlem koşulları yoluyla bu hükme aykırı düzenleme yapılamaz.” hükmü ile kiraya verenin teslim borcu düzenlenmiştir.
2. Aynı Kanun’un kiraya verenin ayıplardan sorumluluğuna ilişkin düzenleme ise 304 üncü maddede; “ Kiralananın önemli ayıplarla teslimi hâlinde kiracı, borçlunun temerrüdüne veya kiraya verenin kiralananın sonradan ayıplı duruma gelmesinden doğan sorumluluğuna ilişkin hükümlere başvurabilir. Kiralananın önemli olmayan ayıplarla tesliminde ise kiracı, kiralananda sonradan ortaya çıkan ayıplardan dolayı kiraya verenin sorumluluğuna ilişkin hükümlere başvurabilir. “ ve 305 inci maddede “ Kiralanan sonradan ayıplı duruma gelirse kiracı, kiraya verenden ayıpların giderilmesini veya kira bedelinden ayıpla orantılı bir indirim yapılmasını ya da zararının giderilmesini isteyebilir. Ancak, zararın giderilmesi istemi diğer seçimlik hakların kullanılmasını önlemez. Önemli ayıp durumunda kiracının sözleşmeyi fesih hakkı saklıdır.” şeklinde düzenlenmiştir.
3. Aynı Kanun’un 306 ncı maddesi “Kiracı, kiraya verenden kiralanandaki ayıbın uygun bir sürede giderilmesini isteyebilir; bu sürede ayıp giderilmezse kiracı, ayıbı kiraya veren hesabına gidertebilir ve bundan doğan alacağını kira bedelinden indirebilir veya kiralananın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteyebilir.
Ayıbın, kiralananın öngörülen kullanıma elverişliliğini ortadan kaldırması ya da önemli ölçüde engellemesi ve verilen sürede giderilmemesi hâlinde kiracı, sözleşmeyi feshedebilir.
Kiraya veren, kiralanandaki ayıbı gidermek yerine, uygun bir süre içinde ayıpsız benzeriyle değiştirebilir.
Kiraya veren, kiracıya aynı malın ayıpsız bir benzerini hemen vererek ve uğradığı zararın tamamını gidererek, onun seçimlik haklarını kullanmasını önleyebilir.” şeklindedir.
3. Değerlendirme
Dosyadaki bilgi ve belgelerden; davalı-karşı davacı kiracının anaokulu olarak kullanmak üzere kiralanan taşınmazın ayıplar nedeniyle kullanıma elverişli olmadığından bu ayıpların giderimi için TBK.nın 306 ncı maddesi uyarınca uygun bir süre vermediği gözetildiğinde feshin haklı bir fesih olarak kabul edilemeyeceği, bu halde kiracının haksız fesih nedeniyle sorumluluğunun doğduğu, kira sözleşmesinin 12 nci maddesinde kiracıya 3 ay önceden ihbarda bulunmak koşuluyla fesih hakkı tanınmış olması nedeniyle kiracının erken fesihten kaynaklanan sorumluluğunun 3 aylık kira bedeli ile sınırlı olduğu yönündeki Mahkeme kabulünde bir isabetsizlik olmadığı, davalı-karşı davacı kiracı, kiralananı usulüne uygun bir şekilde kiraya verene teslim etmemekle birlikte davacı-karşı davalı kiraya verenler tarafından 20.06.2014 tarihinde yaptırılan tespit ile kiralananın fiili hakimiyetinin kiraya verene geçtiğinin kabulü ile kiracının bu tarihe kadar kira bedellerinden sorumlu olacağına ilişkin değerlendirmenin yerinde olduğu, kiralananda başlattığı tadilatı yarım bırakmak suretiyle kiralananı hasara uğratan davalı-karşı davacı kiracının, kiralananın eski hale getirilmesi için gerekli giderleri ödemekle yükümlü bulunduğu, kiralananda gerekli izinleri almadan tadilata başlayan tacir sıfatına sahip davalı-karşı davacının kiralananın tadilatı amacıyla yapmış olduğu masrafları ancak kiraya veren tarafından faydalanılan ve benimsenen imalatlar yönünden isteyebileceği, bunun dışında zarara kendi kusuru ile sebebiyet verdiğinden yapılan masraflardan kiraya verenin sorumlu olmayacağı, yine tarafların manevi tazminat taleplerinin koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle reddinde bir isabetsizlik bulunmadığının anlaşılmasına göre, tarafların temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
17.100,00 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davalı-karşı davacıdan alınıp davacı-karşı davalıya verilmesine,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harçlarının temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
17.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.