"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/2451 E., 2022/2292 K.
KARAR : Davanın kısmen kabulü
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2013/263 E., 2021/169 K.
Taraflar arasındaki maddi ve manevi tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince taraf vekillerinin başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 28.03.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde davacılar vekili Avukat ... ile davalı vekili Avukat İrem Çakmak geldiler. Sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saat 14.00'te Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili; davacılar ... ve ...'ın 27 aylık çocukları ...'ın kalp rahatsızlığının tedavisi amacıyla davalıya ait ... Hastanesi'ne başvurduklarını ve orada müteveffa... tedavisinin, İsviçre'de bulunan ...Üniversitesi Hastanesi Kalp Damar Cerrahisi Bölümü Başkanı Profesör ...tarafından yapılmasına karar verildiğini, bunun üzerine davacıların çocukları ...'ı 25.05.2012 tarihinde...a getirdiklerini ve hastaneye yatırdıklarını, gerekli incelemeler yapıldıktan sonra müteveffanın ameliyat edilmesine karar verildiğini ve 26.05.2012 tarihinde ameliyata alındığını, ameliyat sırasında tubing sisteminde yaşanan problemler nedeniyle ameliyattan hemen sonra yoğun bakıma alındığını ve sonrasında hayatını kaybettiğini, müteveffanın ölümünde davalı hastanenin kusuru olduğunu, anne ve babanın evlatlarının desteğinden yoksun kaldıklarını, müteveffanın ...'da büyükannesi ve büyükbabası ile birlikte ikamet ettiğini, zamanının çoğunu büyükannesi ve büyükbabası ile geçirdiğini, hastane işleticisi olan davalı tüzel kişinin de tacir olduğundan özenle davranmasının gerektiğini, ihmal ve özensizlik nedeniyle maruz kaldıkları durumun davacıların yaşama sevinçlerini ve yaşam kalitelerine olumsuz etki ettiğini, yaşadıkları bu olay sebebiyle davacılarının tümünün tedavi almak zorunda kaldıklarını ve halen de bu tedavilerin devam ettiğini, davalıdan destekten yoksun kalma ile ulaşım, cenaze ve tedavi giderleri adı altında belirsiz alacak davası niteliğinde 10.000,00 TL maddi ve davacıların bir nebze olsun manevi rahatlama duygusu tatmaları sebebiyle anne ve baba davacılar için 400.000,00'er TL, kardeş, büyükbaba ve büyükanne davacılar için ise 100.000,00'er TL manevi tazminatın davalıdan tahsilini istemiş, 14.04.2021 tarihli dilekçe ile, davacı anne Nalan için destekten yoksun kalma tazminat talebini 160.884,00 TL'ye, davacı Baba Metin için 120.615,00 TL'ye yükseltmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; mütevaffanın ailesinin talep ve onayı ile ameliyata alındığını, ameliyatın seyri ve karşılaşabilecek hususlar hakkında aileye ameliyat hakkında yazılı ve sözlü ayrıntılı bilgilendirme yapıldığını, hastanın ameliyatı başladıktan 45 dakika sonra kafa hortumunda bir sızıntının olduğunu, bu sırada ameliyatın niteliği gereği hastanın aort damarının klampe edildiğini, hastanın kalp ve akciğerlerinin durdurulmuş durumda olduğunu, dava konusu müdahalede tıbbi hata niteliğinde kusurlu bir eylem bulunmadığını, hastanenin ilk yükümlülüğünün hastanın tedavisi olduğunu, davalı hastanenin özen gösterme borcunu tıp biliminde ortaya çıkan yeni gelişmeleri takip ederek yerine getirdiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; ameliyat sırasında komplikasyon-olası sonuçlardan sayılamayacak teknik bir sorun oluştuğu, bundan sonraki aşamada krizin iyi yönetilemediği ve küçük... vefat ettiği, davalı hastahanenin bu aşamada doktor temini, yer temini ve yapılan bilgilendirme gereği, olası sonuç sayılamayacak bu ölüm olayından sorumlu tutulması gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davacı ...'ın açtığı maddi tazminata yönelik davanın kabulüne, 160.884,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının 28.05.2012 olay tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, davacı ...'in destekten yoksun kalma tazminatına yönelik davanın ıslah talebi de dikkate alınarak kabulüne, 120.615,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının 28.05.2012 olay tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, davacı ...'in diğer tazminat taleplerine yönelik davasının kısmen kabulüne, takdirden 500,00 TL cenaze giderleri, takdiren 750,00 TL ulaşım ve diğer giderler olmak üzere toplam 1.250,00 TL tazminatın 28.05.2012 olay tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, manevi tazminat talebi yönünden; davanın kısmen kabulüne, davacı ... için 150.000,00 TL, davacı ... için 150.000,00 TL, kardeş ... için 50.000,00 TL,... için 20.000,00 TL, babaanne Nergiz için 20.000,00 TL olmak üzere 390.000,00 TL manevi tazminatın 28.05.2012 olay tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacılar vekili; bakiye ömrün tespitinde TRH 2010 tablosu yerine PMF 1931 tablosu uygulanmasının hatalı olduğunu, hükmedilen manevi tazminatın çok düşük olduğunu ileri sürerek; ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılarak davanın tümden kabulünü talep etmişlerdir.
Davalı vekili; Tüketici mahkemesinin görevli olduğunu, mahkeme kararının gerekçesiz olduğunu, dosya kapsamında alınan raporların denetime elverişli olmayıp, her bir raporun bir diğeri ile çelişkili; açıklanmaya muhtaç bir çok husus içerdiğini, makinede hata olup olmadığının tespit edilememesine karşın tüm gerekli prosedürleri ve müdahaleleri yapan perfüzyonistlerin kusurunun sorgulanması tutarsız ve subjektif olduğunu, ameliyat esnasında oluşan durumun hastane personeli eyleminden kaynaklı olmadığını, nitekim ilk tubing setin değiştirilmesine müteakip ikinci tubing sette yaklaşık 30 - 35 dakika çalıştıktan sonra kendiliğinden yarılmış ve sızıntı oluşmasının bu durumu gösterdiğini, gerekli özen ve dikkatin azami derecede gösterilmesine rağmen beklenmeyen ve önlenemeyen bir durum oluştuğunu, mahkeme tarafından, açık ve net bir şekilde "ameliyat sırasında komplikasyon olası sonuçlarından sayılmayacak teknik bir sorun" nitelendirmesi yapıldığını, verilen hükmün gerek davalının gerekse hekimin hiç bir şekilde müdahil olamayacağı teknik sorundan dolayı oluşan sonuçtan sorumluluğu cihetine gidilmesine neden olduğunu, dosya kapsamında alınan bir kısım raporlarda kusur atfedilmeyen hususlar belirtilmiş olmasına rağmen, yerel mahkemece vicdani kanaate göre bir hüküm verildiğini, ATK raporunda da belirtildiği üzere; sızıntının ilk fark edildiği anda hatların değiştirilmiş olması halinde de akıbetin değişmeyeceği anlaşıldığından mevcut eksiklikle oluşan sonuç arasında direkt illiyet bağı kurulamadığını, mevcut olayda gerekli özenin gösterilip gösterilmediği; yapılması gerekenin ne olduğu; yapılması gereken ile yapılanın uyuşup uyuşmadığının; yine mevcut olayda hekimin olaydaki müdahalesi ile meydana gelen sonuç arasında nedensellik bağının (illiyet) olup olmadığının tüm dosya kapsamına göre değerlendirilmesi gerektiğini belirterek verilen kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalının adam çalıştıranın sorumluluğunun mevcudiyeti ve ayrıca davalı hastane, gerek çalıştırdığı personelin seçiminde gerekse kullandığı cihaz ve tıbbi malzemenin seçiminde gerekli özeni göstermediğinden kusurlu davrandığı, hükmedilen maddi ve manevi tazminatın yerinde olduğu gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; istinaf nedenlerini tekrar ederek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacıların oğlu/kardeşi/torunu olan müteveffanın davalı hastanede yapılan kalp ameliyatı sonrasında vefat etmesi nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararın tazmini istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.Vekâlet sözleşmesi, mülga 818 sayılı Borçlar Kanununun 386 ve devamı maddelerinde (6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 502 ve devamı) düzenlenmiştir.
2. Vekil, vekalet görevine konu işi görürken yöneldiği sonucun elde edilmemesinden sorumlu değil ise de, bu sonuca ulaşmak için gösterdiği çabanın, yaptığı iş ve işlemlerin, davranışların özenli olmayışından doğan zararlardan dolayı sorumludur. Mesleki iş gören vekil özenle davranmak zorunda olup, en hafif kusurundan bile sorumludur (BK 321/1 md) (TBK 400). O nedenle doktor ve hastanenin meslek alanı içinde olan bütün kusurları hafif de olsa sorumluluğun unsuru olarak kabul edilmelidir. Vekil, hastanın zarar görmemesi için, mesleki tüm şartları yerine getirmek, hastanın durumunu tıbbi açıdan zamanında ve gecikmeksizin saptayıp, somut durumunun gerektirdiği önlemleri eksiksiz bir şekilde almak, uygun tedaviyi de yine gecikmeden belirleyip uygulamak zorundadır. Asgari düzeyde dahi olsa bir tereddüt doğuran durumlarda, bu tereddütü ortadan kaldıracak araştırmaları yapmak ve bu arada da koruyucu tedbirleri almakla yükümlüdür. Çeşitli tedavi yöntemleri arasında bir seçim yapılırken, hastanın ve hastalığın özellikleri göz önünde tutulmak, onu risk altına sokacak tutum ve davranışlardan kaçınmak ve en emin yol seçilmek gerekir. Gerçekten de müvekkil (hasta) mesleki bir iş gören vekilden, tedavinin bütün aşamalarında titiz bir ihtimam ve dikkat beklemek hakkına sahiptir. Gereken özen görevini göstermeyen vekil, TBK 510 (BK 394/1) maddesi hükmü uyarınca, vekaleti gereği gibi ifa etmemiş sayılmalıdır. Aynı hususlar adam çalıştıran sıfatı ile doktorun görev yaptığı sağlık kuruluşları için de geçerlidir. (Dairenin 07.12.2022 tarihli ve 2022/5767 E., 2022/9263 K. sayılı kararı, 26.01.2022 tarihli ve 2021/5385 E., 2022/462 K. sayılı kararı, 23.06.2020 tarihli ve 2020/1255 E., 2020/5068 K. sayılı kararı)
3. Değerlendirme
Temyizen incelenen kararda, İlk Derece Mahkemesince alınan 21.08.2020 tarihli bilirkişi raporunda ameliyatın 45 inci dakikasında tubing sette oluşan yırtılma nedeniyle oluşan komplikasyonun yönetiminde, yeni bir pompa ve tubing set hazırlanmadan ameliyata sadece eksilen kanı replese etme amaçlı trasnsfüzyon ile devam edilmesi, vücut ısısını daha düşük ısılara inmek yerine 32 derecede tutulması noktasında ameliyatı gerçekleştiren cerrah ve onu bilgilendiren anestezi uzmanı ve olay anında tecrübesiz davranan perfüzyonistin, tıbbi değerlendirme bölümünde açıklanan bilgiler doğrultusunda kusurlu olabileceğinin tespit edildiği, bunun sonucunda davacılar ile davalı hastane arasında kurulan vekalet sözleşmesi gereğince müteveffanın ölümü nedeniyle davalı hastanenin kusurlu olduğu ve hükmedilen tazminattan sorumlu olduğu gözetildiğinde, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre davalının temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın onanması gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesince verilen 30.09.2022 tarihli ve 2021/2451 E., 2022/2292 K. sayılı kararın ONANMASINA;
8.400 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz eden davalıya yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
28.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.