Logo

3. Hukuk Dairesi2022/8314 E. 2023/1205 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı mirasçıların, arsa sahibi aleyhine açtığı sebepsiz zenginleşme davasında husumetin bulunup bulunmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Yargıtay'ın önceki bozma ilamında, davacının daire bedelini ödediği hesabın davalıya ait olsa dahi, davalının satış sözleşmesinin tarafı olmadığı ve paranın dava dışı şirkete aktarıldığı tespit edilerek davalının sebepsiz zenginleşmediği, bu nedenle husumet yokluğu sebebiyle davanın reddi gerektiği belirtildiğinden, yerel mahkemenin bozmaya uygun karar vermesi gözetilerek temyiz itirazlarının reddiyle karar onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/12 E., 2022/25 K.

DAVA TARİHİ : 05.10.2017

KARAR : Davanın reddi

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı bir kısım davacı mirasçıları vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; 04.09.2013 tarihinde Topaz Doğaltaş İçecek İnş Turizm Teks Gıda ve Tic.San. Ltd. Şti.'nin müteahhit şirket, davalının arsa sahibi olduğu "Çağlar Kent" projesinde, A blok 2. kat Güney cephe 3 nolu daire için satış sözleşmesi imzaladığını, sözleşme hükümleri uyarınca 125.000 TL bedeli davalının hesabına 05.09.2013 tarihinde yatırdığını ancak dava dışı şirket ile davalı tarafın edimlerini yerine getirmeyerek evi teslim etmediklerini, davalı tarafın kendi üzerine düşen edimini yerine getirmesinin artık süre yönünden fiilen ve hukuken mümkün olmadığını ileri sürerek; 05.09.2013 tarihinde ödemiş olduğu 125.000 TL'nin denkleştirici adalet ilkesi gereğince dava tarihindeki değeri belirlenerek davalıdan tahsilini talep etmiş, ıslah dilekçesi ise 200.199,38 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile tahsilini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı; davacının dava dışı şirketle sözleşme yaptığını, kendisi ile akdi ilişkisi bulunmadığını, ödemenin yapıldığı hesaptaki paranın tarafından kullanılmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 21.06.2019 tarihli ve 2019/10 E., 2019/209 K. sayılı kararıyla; davacı ile dava dışı Topaz İnşaat ile yapılan sözleşmenin geçersiz olduğu, bu sözleşmede daire bedelinin davalıya ödeneceğinin kararlaştırıldığı, bu nedenle daire bedelinin davalıya ödendiği, sözleşme geçersiz olduğundan davalıya daire bedelinin ödeneceğine ilişkin hükmün de geçersiz olduğu, bu durumda davacının 04.09.2013 tarihli sözleşmeye istinaden ödediği paranın denkleştirici adalet ilkelerine göre ulaştığı değerini talep edebileceği gerekçesiyle, davanın kabulü ile 200.911,38 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 02.03.2021 tarihli ve 2020/224 Esas, 2021/320 Karar sayılı kararıyla; yükleniciden taşınmaz satın alan davacının, satış bedelini yükleniciye değil sözleşmede belirtilen davalının (arsa sahibinin) hesabına yatırmış olduğu, uyuşmazlığın konusunun davalının, aralarında sözleşme ilişkisi olmayan davacı tarafından kendi banka hesabına yatırılan para dolayısıyla sebepsiz zenginleşip zenginleşmediği hususuna ilişkin olduğu, sebepsiz zenginleştiği iddia edilen davalının zenginleşmesinin arsa sahibi olmasından değil, paranın kendi banka hesabına yatırılmasından kaynaklandığı, davalının kendi hesabına gönderilen paranın kendi uhdesinde kalmadığını ispatlayamadığı gerekçesiyle, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairece 28.12.2021 tarihli ve 2021/3728 E., 2021/13732 K. sayılı ilamla; "Davacı ile dava dışı şirket arasında 04.09.2013 tarihli daire satış sözleşmesi imzalandığı, satış sözleşmesinde satış bedelinin arsa sahibi ... hesabına yapılacağının kararlaştırıldığı, davacı tarafından satış bedeli 125.000 TL'nin sözleşmede belirtilen davalıya ait hesap numarasına ödendiği anlaşılmaktadır. Davaya konu bedel, dava dışı şirket ile düzenlenen sözleşmede belirlenen satış bedelidir. Sözleşme dava dışı şirket ile düzenlendiği gibi davalının hesabına yapılan ödemenin dava dışı şirkete aktarıldığı anlaşılmaktadır. Ayrıca arsa malikleri ile düzenlenen kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince müteahhide düşen bağımsız bölüm davacıya satılmıştır. Davalı, satış sözleşmesinin tarafı değildir. Sözleşmeden kaynaklanan ödeme nedeniyle davalının sebepsiz zenginleştiğinden söz edilemez.

Hal böyle olunca, ilk derece mahkemesince; arsa sahibi hakkında açılan davanın husumetten reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir." gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının davalı yararına bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davanın husumetten reddine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde bir kısım davacı mirasçıları vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Bir kısım mirasçılar vekili; müteahhite düşen bir taşınmazın davacıya satılmış olmasının başka bir hukuki ilişki olup söz konusu dava ile bağdaştırılamayacağını, dava dosyası içerisinde paranın dava dışı şirkete aktarıldığına dair bir delil olmayıp, sadece söz konusu bedelin karttan nakit olarak çekildiğinin belli olduğunu, arsa sahibi olan davalının söz konusu satım sözleşmesine dayalı hukuki ilişkinin tarafı değilmiş, hiçbir bağ kurulamıyor gibi değerlendirme yapılmasının, bu konuda görgüye dayalı tanık beyanlarının dikkate alınmamasının, yine sebepsiz zenginleşmede şahsilik ilkesi gereğince tasarruf yetkisini haiz tarafa husumet yöneltilmesi gerektiğinin göz ardı edilmesinin hukuki dayanağı olmadığını, ayrıca bizzat aynı konuya ilişkin aynı davalıya karşı açılan Elbistan 2. Asliye Hukuk Mahkemesi 2017/100 E. 2017/294 K. sayılı dava dosyasında davanın kabulüne dair verilen kararın kesinleştiğini, paranın dava dışı şirkete tahsis edilmiş olmasının dahi söz konusu parada tasarruf yetkisi olan, kendi zilyetliğinde olan davalının sorumluluğunu berteraf etmeyeceğini ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, sebepsiz zenginleşmeden kaynaklı alacak istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. Bir mahkemenin Yargıtay Dairesinde verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yapmak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar (09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK).

2. Yargıtay Dairesince bozulan bir hükmün, bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme, kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. (04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı YİBK).

3. Değerlendirme

Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının; uyulan bozma ilamında belirtilen hukuki esaslar gereğince verilmiş olmasına, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin ileri sürülen sebeplerin incelenmesinin artık mümkün olmamasına göre, bir kısım mirasçılar vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edenlere yükletilmesine

02.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.