"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 24. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/446 E., 2022/932 K.
SAYISI : 2020/59 E., 2021/26 K.
Taraflar arasındaki adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle ve incelemenin duruşmalı yapılması istenilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 21.11.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir
Belli edilen günde gelen davacı asıl ... ve davacılar vekili Avukat ... ile davalılar vekili Avukat ...'nın sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saat 14.00'te Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili; davacıların yetkilisi oldukları ... ... Ltd. Şti.nin ekonomik kriz nedeniyle borçlarını ödeyememesi fabrika arsası, binası, demirbaş ve donanımlarının ... tarafından borca mahsuben 30.12.2010 tarihinde icradan satın aldığını, banka ile arsa, fabrika ve ekipmanlarının davacılar tarafından satın alınması veya kendilerinin belirleyecekleri 3. bir şahsa satılması konusunda 29.01.2011 tarihinde vefa sözleşmesi imzalandığını, bu nedenlerle taraflar arasında adi ortaklık kurulduğunu, akabinde adi ortaklık kanalıyla fabrika ile arsası ve ekipmanlarının davacıların 01.06.2011 tarihli muvafakat dilekçeleri ve aynı tarihli talep dilekçesini sunan davalılarca bankadan 6 milyon TL'ye satın alındığını, satış bedelinin çeklerle ödendiğini, fabrika ve diğer unsurların davalılarca kurulan ... Panel Ltd. Şti.nin üzerine kayıtlı olduğunu, davalılar ... ve ... ile davacılar arasındaki adi ortaklığın konu ve faaliyetinin ise ... Ltd. Şti. olduğunu, fabrikanın işletilmesinin ve kazancın bu şirket üzerinden elde edildiğini, adi ortaklık sözleşmesi gereğince ... ... Ltd. Şti.’nin %49'unun davacılara, %51'inin ise davalılara ait olduğunu, ortaya çıkan anlaşmazlıklar ve güven ilişkisinin bozulmasından dolayı adi ortaklığın tasfiyesini istemek durumunda kaldıklarını ileri sürerek; taraflar arasındaki adi ortaklık ilişkisinin tespiti ile şimdilik 100.000,00 TL’nin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar vekili; ... şirketi yönünden davacıların aktif husumet ehliyetlerinin, davalılar ... ve ...'in ise pasif husumet ehliyetlerinin bulunmadığını, davalı ...'in dava konusu ... şirketinde ortaklığının bulunmadığını, hisselerini devrederek şirketle ilişiğini kestiğini, bu nedenle davalı ...'e husumet yöneltilemeyeceğini, ...'in ise ... şirketinin sahibi ve tek resmi ortağı olduğunu, davacılarla bir adi ortaklığının bulunmadığını, ayrıca davanın zamanaşımına uğradığını, davacıların adi ortaklığın konusu hakkında detaylı beyanda bulunmalarına rağmen hiçbir delil sunmadıklarını, davacıların adi ortaklık belgesi olarak dosyaya ibraz ettikleri 01.06.2011 tarihli dilekçe suretinin sahte olduğunu, davacılar ile ... arasında imzalandığı iddia edilen vefa sözleşmesinin adi ortaklık ilişkisini ortaya koymadığını, yine davacılardan ... ve ...'nın ...’ya verdikleri muvafakat yazısından taraflar arasında adi ortaklık ilişkisi olduğu sonucunun ortaya çıkmayacağını, fabrika binası arsası ve ekipmanlarının davalı ... şirketi tarafından ...’dan satın alınarak, bedelinin ödendiğini, şirketin resmi ortakları dışında hiçbir ortağının olmadığını, davacıların sahibi olduğu Aspan şirketi ile davalı şirket arasındaki ilişkinin mal tedarikinden kaynaklı cari hesap ilişkisinden ibaret olduğunu, dava dosyasına yalnızca fotokopisi sunulan ve gerçek olsa dahi davanın ispatı açısından yetersiz olan sahte bir belgenin adi ortaklık ilişkisini yazılı olarak kanıtlamasının mümkün olmadığını belirterek, davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacıların hep birlikte belirli oranda davalılarla adi ortaklığın varlığını iddia etmeleri karşısında davacılar ve davalıların aktif ve pasif husumet ehliyetlerinin bulunduğu ve davalıların husumet itirazlarının yerinde olmadığı, taraflar arasında adi ortaklığın varlığı yönünde uyuşmazlık bulunduğu, bu durumun yapılacak yargılama ile ortaya çıkacağı hususları dikkate alındığında davalıların zamanaşımı itirazlarının yerinde olmadığı, davalı şirketin ... Ticaret Sicil Müdürlüğünden gelen kayıtlara göre 01.06.2011 tarihinde kurulduğu, şirket ortaklarının bu tarih itibariyle davalılar ... ve ... olduğu, yine Tapu Sicil Müdürlüğünden gelen kayıtlara göre ... İli ... İlçesi ... Köyü 22729 ada 43 parsel sayılı taşınmazın 15.06.2011 tarih ve 19725 yevmiye nolu satış işlemi ile dava dışı ... ... Bankası A.Ş. adına kayıtlı iken davalı şirkete 3.273.000,00 TL bedelle satışının yapılarak devredildiği ve bedelinin ödendiği, ... 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/489 E. sayılı dosyasından dava sırasında ... ... Bankası A.Ş. tarafından dosyaya sunulan ve davacı tarafça delil olarak dayanılan "Vefa Sözleşmesi" başlıklı 29.01.2011 tarihli belgede davacılar ... ve ...'e ... İli ... İlçesi ... Köyü 22729 ada 43 parsel sayılı taşınmazın 6 ay süreli belirlenen koşullarda alıcılara ve alıcıların göstereceği üçüncü kişilere satışı konusunda vefa hakkı tanındığı, davacılar ... ve ... tarafından 01.06.2011 tarihli ... ... Bankası A.Ş.ye bahsedilen taşınmazın davalı şirkete satılması konusunda dilekçe verildiği, yine davalı şirket ve davalılar ... ve ... tarafından bahsedilen taşınmazın davalı şirkete satımı konusunda ... ... Bankası A.Ş.ye 01.06.2011 tarihli dilekçe verildiği, bu dilekçede davacıların isim ve imzalarının bulunmadığı, davalıların sahtelik iddiasında bulunduğu davacıların fotokopi üzerine imza attıklarının kabulünde olduğu aynı dilekçe ile davacıların imzalarının bulunduğu başka bir dilekçe ile aynı taleplerin iletildiği, davacıların bu dilekçeler ile taraflar arasında adi ortaklığın varlığını iddia ettikleri ancak dilekçelerin tarafların ortak iradelerini yansıtmadığı gibi dilekçe içeriğinin de adi ortaklığın varlığı hususunda yeterli kanaati oluşturmadığı, ... 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2015/38 E. 2016/74 K. sayılı ilamının incelenmesinde davacıların adi ortaklığın varlığını iddia ettikleri hususlar yönünden bağlayıcı nitelikte tespitte bulunulmadığı, davacıların delil olarak sundukları fotoğraf, SGK kayıtları, mail yazışmaları, faturalar ve diğer belgelerin de taraflar arasındaki adi ortaklığın varlığı için yeterli kanaati oluşturmadığı, yine dosya içerisinde bulunan ses kayıtlarına ilişkin tutanakların da 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 189 uncu maddesi kapsamında hukuka uygun şekilde elde edilmediğinden bu kayıtlara itibar edilmediği, dava değeri dikkate alındığında davacıların tanık dinlenmesi talebine davalıların açıkça muvafakat etmediklerinden aynı Kanun'un 200 üncü maddesinin birinci fıkrası gereğince davacıların tanıklarının dinlenilmediği, davacılar tarafından yemin deliline başvurulmadığı, tarafların tacir oldukları ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 18 inci maddesinin ikinci fıkrası kapsamında bütün faaliyetlerinde basiretli bir tacir gibi hareket etmesi gerektiği, davacıların davalılar arasında adi ortaklığın varlığını kesin ve inandırıcı delillerle ispat edemedikleri gerekçesiyle; ispat edilemeyen davanın reddine, davalılar vekilinin tedbirin kaldırılmasına yönelik talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacılar vekili; vefa sözleşmesinin adi ortaklığın temelini teşkil eden yazılı delillerden biri olduğunu, davalı ...'in adi ortaklığın üzerinde oluşacağı işletmenin alımının nasıl yapılacağı konusunda ifadesinin bulunduğunu, taraflar arasındaki ilişkinin 01.06.2011 tarihinde adi ortaklık temelini teşkil eden sözleşme ile ortaya konulduğunu, davanın ispatı konusunda yazılı delil zincirine dayandıklarını, ...’dan celp edilen belge asıllarının Mahkeme kasasında saklandığını, adi ortaklık ilişkisinin geçerliliğinin herhangi bir şekle bağlı olmadığını, adi ortaklık konusunda tanık beyanlarının bulunduğunu, ... 2. Ağır Ceza Mahkemesinin gerekçeli kararında "fabrikanın ... tarafından ...’dan satın alınmasından sonra katılanlar ... ve ...’in fabrikanın işleriyle ilgilendikleri anlaşılmaktadır" şeklinde tespit yapıldığını, taraflar arasındaki adi ortaklığın ispatlandığını ileri sürerek; İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalılar vekili; kararın esasa yönelik hüküm kısmına katıldıklarını, ancak ihtiyati tedbir talebinin kaldırılmasına yönelik ret kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek, tüm ihtiyati tedbirlerin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacıların iddiasını ispatlayacak delil ibraz edemedikleri gibi davalı tarafa yemin teklif etmedikleri, davalı şirketin ticaret sicil kayıtlarına göre 01.06.2011 tarihinde kurulduğu, şirket ortaklarının davalılar ... ve ... ... olduğu, Mahkemece dosyadaki delillere göre ispat edilemeyen davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik görülmediği gerekçesiyle, taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili ve katılma yoluyla davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacılar vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalılar vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek, İlk Derece Mahkemesi kararının onanmasına, ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 620 nci maddesinin birinci fıkrasına göre; adi ortaklık sözleşmesi, iki ya da daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir.
2. Adi ortaklık sözleşmelerinde "şekil serbestisi" ilkesi uygulanmakta olup, ortaklık ilişkisinin sözlü olarak da kurulabilmesi mümkündür. Adi ortaklık sözleşmesinde şekil, ispat açısından önem arz etmektedir.
3. 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesinin birinci fıkrasına göre; ispat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Taraflar arasında ortaklık ilişkisinin varlığına dair ihtilaf çıktığında, ispat yükü, ortaklık ilişkisinin varlığını iddia edene düşer.
4. Adi ortaklık ilişkisi, 6098 sayılı Kanun'un 620 nci maddesinde de tanımlandığı gibi sözleşme temeline dayanmakta olup, aynı zamanda bir hukuki işlemdir. Bu nedenle, 6100 sayılı Kanun'un 200 üncü maddesinde düzenlenen parasal sınırın üzerindeki ortaklık ilişkisinin varlığının ispatında, kural olarak, senetle ispat zorunluluğu geçerlidir.
3. Değerlendirme
1. Davalılar vekilinin ihtiyati tedbir kararına yönelik temyiz başvurusu yönünden yapılan incelemede;
Temyize konu edilen ihtiyati tedbir talebine ilişkin karar, 6100 sayılı Kanun'un yürürlükte olduğu dönemde verilmiştir. 6100 sayılı Kanun'un "Temyiz edilemeyen kararlar" başlıklı 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinde; bölge adliye mahkemelerince geçici hukuki korumalar hakkında verilen kararlara karşı temyiz yoluna başvurulamayacağı hüküm altına alınmıştır.
Dosya içeriğine göre; davalılar vekili tarafından temyize konu edilen Bölge Adliye Mahkemesi kararı, bir geçici hukuki koruma türü olan ihtiyati tedbir talebinin kabulü hakkındaki kararın istinaf edilmesi üzerine verilmiş olduğundan, temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
2. Davacılar vekilinin temyizi yönünden yapılan incelemede;
Temyizen incelenen kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle davacıların, davalılar ile aralarında adi ortaklık kurulduğunu yasal delillerle ispatlayamadıklarının anlaşılmasına göre, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalı tarafın temyiz dilekçesinin REDDİNE
2. Davacılar tarafından temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
17.100,00 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davacılardan alınıp davalılara verilmesine,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz eden davacılara yükletilmesine,
Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalılara iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
21.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.