Logo

3. Hukuk Dairesi2022/8442 E. 2023/454 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Düğün organizasyonu için yapılan sözleşmenin davacı tarafından feshedilmesi sebebiyle ödenen depozitonun iadesi ve cezai şartın uygulanıp uygulanmayacağı hususunda çıkan uyuşmazlığın çözümü.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının, sözleşmede belirtilen cezai şart uygulanacak süre öncesinde fesih bildiriminde bulunması ve Yargıtay'ın daha önceki bozma kararlarında belirlenen hususlar usuli kazanılmış hak oluşturması gözetilerek davalı vekilinin karar düzeltme talebi reddedilmiş ve Daire'nin düzeltilerek onama kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi

SAYISI : 2021/261 E., 2022/111 K.

HÜKÜM/KARAR : Davanın kabulü

KARAR DÜZELTME İSTEYEN : Davalı vekili

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece Mahkeme Kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Davalı vekili tarafından Dairece verilen kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; kesinlik, süre ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, karar düzeltme dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; davalı ile arasında evlilik merasimi için bir ziyafet satış sözleşmesi akdedildiğini ve davalıya ait Four Seasons otel için sözleşme düzenlendiğini, ancak nişanlısından ayrıldığı için evlilik töreninin yapılma imkanı kalmadığını ve bu durumun davalıya bildirildiğini, ancak davalıya ödenen 25.000 Euro peşin bedelden 7.000 TL 'sinin iade edeceğinin, kalanını iade etmeyeceğinin, iptal ücreti olarak alıkonacağının söylendiğini, bedelin iadesi için icra takibi başlatıldığını, yapılan icra takibine haksız olarak itiraz edildiğini belirterek; itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; davacının sözleşmeyi tamamen kişisel sebeplerle fesih ettiğini, davacıya satılan dönemin başka müşterilere satılamadığını, bu nedenle otel boş kalacağı için ve zarar edeceği için davacıya ödeme yapılmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemece; taraflar arasında 21.06.2014 tarihinde düğün merasimi için Ziyafet Satış Sözleşmesi imzalandığı, ancak davacının özel hayatında yaşanan gelişmeler neticesinde evlilik merasiminin gerçekleşme ihtimali bulunmadığı, sözleşmenin iptal edildiği ve bu durumun ihtarname ile davalıya bildirildiği ve ödenen depozito bedelinin iadesi için icra takibi yapıldığı, uyuşmazlık konusunun tüketici işlemi niteliğinde olmadığı, kira sözleşmesinden kaynaklandığı, davanın genel hükümlere göre genel mahkemede çözümlenmesi gerektiği, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 4 üncü maddesinde bu tür davalara bakmakta Sulh Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğu gerekçesiyle mahkemenin görevsizliğine ve dosyanın görevli İstanbul Nöbetçi Sulh Hukuk Mahkemesi'ne gönderilmesine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 03.12.2015 tarihli ve 2015/34280 E., 2015/35340 K. sayılı ilamıyla; somut olayda davacının davalıya ait düğün salonunda yemek ziyafeti verilmesine ilişkin sözleşme düzenlendiğini, nişanın bozulması nedeniyle düğün merasiminin yapılmadığını, davalının ödenen depozito bedelini iade etmediğini ileri sürerek bunun için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemiyle eldeki davayı açtığı, taraflar arasındaki uyuşmazlığın 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında kaldığı, davaya bakmaya Tüketici Mahkemesi'nin görevli olduğu, görevle ilgili düzenlemelerin kamu düzenine ilişkin olduğu, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetildiği, görevle ilgili hususlarda kazanılmış hakkın söz konusu olmadığı, bu durumda mahkemece işin esasına girilerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken uyuşmazlığın kira sözleşmesinden kaynaklandığından bahisle sulh hukuk mahkemesine görevsizlik kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle ilk derece mahkemesinin kararı bozulmuştur.

B. İkinci Bozma Kararı

1. Bozmaya uyan Mahkemece; taraflar arasındaki sözleşmenin 8 inci maddesinde cezai şartın düzenlendiği, 90 ile 119 gün arasındaki iptallerde %25 oranında cezai şart alınacağının kararlaştırılmış olduğu, davacı tarafça çekilen ihtarname tarihi itibari ile 119 günden de önce sözleşmeden cayıldığı anlaşıldığı, taleple bağlılık ilkesi gereğince 25.000 euronun %25'inin 6.250 euro olduğu, davacıdan ancak bu kadar bedel cezai şart olarak tahsil edilebileceği, dolayısı ile davacının ödemiş olduğu 18.750 eoruyu davalıdan isteme hakkı bulunduğu, 18.000 eurounun iadesini icra takibinde talep etmiş olduğu, davacının davasının taleple bağlılık ilkesi uyarınca kabulüne karar verilmiş; karara karşı davalı temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 22.10.2019 tarihli ve 2018/2236 E., 2019/6436 K. sayılı ilamıyla; 16.09.2013 tarihli sözleşmede, sözleşme bedelinin açıkça 84.960 Euro olduğu, sözleşmenin 8 inci maddesinde ise 119 ila 90 gün öncesine kadar organizasyonun iptali halinde %25 karşılığı 18.000 Euro iptal ücreti ödeneceğinin düzenlendiği, mahkemece 25.000 Euro üzerinden oran hesap edilerek 18.000 Euronun iadesinin gerektiği kanaatine varıldığı, sözleşme değeri 84.960 Euro olduğu ve iptal ücretinin de açıkça %25'i olan 18.000 Euro olduğunun düzenlendiği, müzakere edildiği ve sözleşme nedeni ile davacının bu bedeli ödemek zorunda olduğu gerekçesiyle ilk derece mahkemesinin kararı bozulmuştur.

C.Karar Düzeltme Yoluna Başvurulması Sonucu Daire Verilen Bozma Kararı

1.Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 22.10.2019 tarihli ve 2018/2236 E., 2019/6436 K. sayılı ilamına karşı davacı vekili karar düzeltme talebinde bulunmuştur.

2.Dairenin 13.04.2021 tarih ve 2020/8622 E., 2021/4055 K. sayılı ilamıyla; 16.09.2013 tarihli sözleşmenin 8-d maddesinde, sözleşmenin iptali halinde iptal tarihinden organizasyon tarihine kadar kalan süreye göre kesilecek iptal ücretlerinin oranlarının ayrı ayrı belirtildiği, davacının organizasyona 123 gün kala iptal iradesini davalıya bildirdiği, taraflar arasındaki sözleşmede 123 gün kala yapılan iptalde herhangi bir kesinti yapılacağına dair bir düzenlemenin bulunmadığı, mahkemece, taraflar arasındaki sözleşme hükümleri, anılan yasal düzenleme ve tarafların beyanları da dikkate alınarak sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 22.05.2019 tarih ve 2018/2236 E., 2019/6436 K. sayılı bozma ilamının kaldırılarak hükmün açıklanan gerekçe ile bozulmasına karar verilmiştir.

D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, sözleşmenin 8-d maddesine göre 119 gün öncesinden yapılan iptallerde ödenen bedelden kesinti yapılacağının kararlaştırılmadığı, somut olayda davacı taraf iptal iradesini organizasyondan 123 gün önce davalı tarafa bildirdiği, sözleşme uyarınca davacının kesinti yapılacağı belirlenen günlerden önce iptal iradesini davalıya ihtarname ile bildirdiği, bu nedenle ödenen tüm depozito bedelinin davacıya iadesinin gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Dairenin 12.09.2022 tarihli ve 2022/4717 E., 2022/6342 K. sayılı kararıyla, ilk derece mahkemesi kararının bozmaya uygun olmasına göre davalı vekilinin sair temyiz itirazları reddedilerek yabancı para borcu ile ilgili alacaklarda talep edilen yabancı paranın dava tarihindeki efektif döviz kuru karşılığı Türk Lirası üzerinden karar tarihindeki tarifeye göre avukatlık ücretinin hesaplanması gerektiği gerekçesiyle kararın hüküm fıkrasının 4 numaralı bendinde yer alan "29.143,01 TL" rakamının çıkartılarak yerine "7.808,70 TL" rakamının yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle onanmasına, karar verilmiştir.

VI. KARAR DÜZELTME

A. Karar Düzeltme Yoluna Başvuran

Dairenin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.

B. Karar Düzeltme Sebepleri

Davalı vekili; davacının kendisinden kaynaklanan sebeplerle sözleşmenin iptal edildiğini, hiçbir kusuru bulunmayan otelin uğradığı bu zararın ise sözleşmeyi kişisel sebeplerle feshetmiş olan davacıdan tazmin edilmesi gerektiğini, No-Show bedellerini düzenleyen sözleşmenin 8-c ve d maddelerinin yanlış yorumlandığını, davacının imza tarihinden itibaren yani rezervasyonun düzenlendiği günün ertesi günü dahi iptal etmiş olsa yine de söz konusu No-Show bedelini ödemekle yükümlü olduğunu, kararlaştırılan No-Show bedelinin ise organizasyon tarihi yaklaştıkça yükseldiğini, yapılan faiz hesabının da hatalı olduğunu, icra inkar tazminatına hükmedilmesinin usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın düzeltilmesini ve mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, sözleşmenin iptal edilmesi nedeniyle iade edilmeyen ödemenin tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 440 ıncı maddesi.

2.Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması üzerine, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK).

3.Mahkemenin, Yargıtayın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur (04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı YİBK).

3. Değerlendirme

1.İlk Derece Mahkemelerinin nihai kararlarına karşı karar düzeltme yoluna başvurulması 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 440 ıncı maddesinde sayılı sebeplerinin birinin varlığı halinde mümkündür.

2.Karar düzeltme yoluyla incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle bozma kararlarının kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin davalı vekilince ileri sürülen sebeplerin incelenmesinin artık mümkün olmadığının anlaşılmasına göre davalı vekilinin karar düzeltme dilekçesinde bildirdiği sebeplerin Dairece verilen düzeltilerek onama kararının düzeltilmesini gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII.KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı vekilinin yerinde bulunmayan karar düzeltme isteminin REDDİNE,

Aşağıda yazılı para cezası ile bakiye harcının karar düzeltme isteyene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

06.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.