"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki asıl ve birleşen tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Asıl davada davacı; 04.10.2006 tarihli sözleşme ile davalılardan bir daire satın aldığını, sözleşmeye aykırı olarak çatıya tüm kat maliklerinin kullanımı için güneş enerjisi tesisatı kurulduğunu, ayrıca dairenin sözleşmede kararlaştırıldığı şekilde inşa edilmediğini, bir çok eksik ve ayıplı iş bulunduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 35.000 TL maddi tazminat ile 5.000 TL manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Birleşen davada davacılar; davalılar ile aralarında daire satış sözleşmesi bulunduğunu, davalıların sürekli kendilerini rahatsız ederek sözleşmede kararlaştırılmayan imalatların yapılmasını talep ettiğini, yine sözleşmeye aykırılık iddiaları ile kendilerinden 10.000 TL ödeme aldıklarını, aleyhlerine söylemde bulunarak ticari itibarlarına zarar verdiklerini ileri sürerek, sözleşme haricinde yapılan işlerin bedeli olarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 13.000,00 TL maddi tazminat ile 5.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemişlerdir.
Asıl davanın davalıları ile birleşen davanın davalıları; davaların reddini dilemişlerdir.
Mahkemece, tüketici mahkemesinin görevli olduğuna ilişkin bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde, asıl davanın kısmen kabulü ile, 5.087,97 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalılardan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine, davacının manevi tazminat talebinin reddine, birleşen davanın kısmen kabulü ile, 1734,18 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalılardan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine, davacıların manevi tazminat talebinin ayrı ayrı reddine, karar verilmiş; hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre asıl davanın davacısı/birleşen davanın davalısının, asıl davanın davalıları/birleşen davanın davacılarının ve birleşen davanın davalısı ...’ın temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Somut olayda; asıl davada davacının faiz talebinde bulunmadığı dikkate alınarak bir karar verilmesi gerekirken, Mahkemece yazılı şekilde faize hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
Diğer yandan birleşen davanın davalıları tüketicilerin, 6502 Sayılı Kanunun 73/2 maddesine göre harçtan muaf olduğu, aleyhine harca hükmedilemeyeceği gözetilmeksizin harçtan sorumlu tutulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
Ne var ki; yapılan bu yanlışlıkların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın düzeltilerek onanması HUMK’un 438/7 maddesi gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle asıl davanın davacısı/birleşen davanın davalısının, asıl davanın davalıları/birleşen davanın davacılarının ve birleşen davanın davalısı ...’ın temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenle hükmün asıl davaya ilişkin 1. fıkrasındaki “dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte” ibaresinin hükümden çıkarılmasına, hükmün birleşen davaya ilişkin 4. fıkrasının karar metninden çıkarılarak yerine “Davalı tüketicilerin, 6502 Sayılı Kanunun 73/2 maddesine göre harçtan muaf olması nedeniyle harç alınmasına yer olmadığına, peşin yatırılan 132,67 TL harcın istek halinde davacıya iadesine,” söz ve rakamlarının yazılmasına, hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 368,95 TL bakiye temyiz harcının temyiz eden davalı/birleşen davada davacılara yükletilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacı/birleşen davada davalıya iadesine, 6100 sayılı HMK'nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 03/03/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.