Logo

3. Hukuk Dairesi2022/8460 E. 2023/175 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kira alacağı için başlatılan icra takiplerine yapılan itirazların iptali davasında, taşınmazın elbirliği mülkiyeti altında olması ve kira sözleşmesinin bazı unsurlarına itiraz edilmesi nedeniyle kira borcunun ödenip ödenmeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Elbirliği mülkiyetinde dahi, kira sözleşmesi taraflar arasında hüküm ifade etmeye devam ettiği ve kira sözleşmesinin geçerliliği için kiraya verenin malik olmasının şart olmadığı, ayrıca bozma ilamıyla kesinleşen hususların tekrar incelenemeyeceği gözetilerek davalı vekilinin karar düzeltme talebinin reddine karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/765 E., 2021/1294 K.

HÜKÜM :Kısmen Kabul

KARAR DÜZELTME İSTEYEN : Davalı vekili

Taraflar arasında birleştirilerek görülen itirazın iptali davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda, bozmaya uyan mahkemece asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece Mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Davalı vekili tarafından Dairece verilen kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; kesinlik, süre ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, karar düzeltme dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı asıl davada; borçlu şirket ile 27.09.2005 başlangıç tarihli, 5+5 yıl süreli ve aylık 2.500 USD bedelli kira sözleşmesi imzaladığını, davalının kira bedellerini ödememesi üzerine Giresun 2. İcra Müdürlüğünün 2012/6245 sayılı takip dosyası ile, 2012 Mayıs-Aralık ayları arası, toplam 8 aylık kira alacağı ve yazılı kira sözleşmesinde kararlaştırılmış olan gecikme faizleriyle birlikte toplam 48.384 TL kira alacağının tahsili için icra takibi başlattığını, borçlu şirketin yetkiye ve borca itiraz etmesi üzerine yetki itirazının kabul edilerek yetkili icra dairesi olan Trabzon 2. İcra Müdürlüğünün 2013/1954 sayılı dosyası ile icra takibine devam edildiğini bu takibe davalı şirket tarafından itiraz edildiğini, kira sözleşmesine göre kiracının kontrat tarihinden itibaren en geç beş gün içinde kirayı ödemekle yükümlü olduğunun ve zamanında ödeme yapılmadığı takdirde % 10 gecikme cezası ödeyeceğinin kararlaştırıldığını ileri sürerek; yapılan itirazın iptaline ve takibin devamına, davalı tarafın haksız itirazı sebebiyle % 50'den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.

Davacı birleşen 2014/376 E. sayılı davada; 2013 yılının tamamı ve 2014 yılı Ocak aylarında kira bedelleri ödenmediği için Trabzon 4. İcra Müdürlüğünün 2014/2749 E. sayılı dosyası ile 70.715 TL asıl alacak ve aylık %10'dan 49.500 TL işlemiş faiz talepli icra takibi başlattıklarını, davalı tarafın ödeme emrine haksız itiraz ettiğini ileri sürerek; takibin devamı ile tesisin tahliyesine, %50 'den az olmamak üzere lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.

Davacı birleşen 2014/935 E. sayılı davada; aynı vakıalara dayanarak, ödemeyen kira bedelleri nedeniyle Trabzon 2. İcra Müdürlüğünde 2011/11524 ve 2012/4029 esas sayılı takip dosyaları ile icra takibi başlattıklarını, borçlu şirketin borca itirazının iptali ile %50 'den az olmamak üzere icra inkar tazminatının tahsilini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı asıl ve birleşen davalarda; kira sözleşmesinde 14.740m2 olduğu yazılan taşınmazın gerçekte 7.310m2 olduğunu, ortağı ve yetkilisi ...'nun pay alımları sonucu taşınmazda davacı hissesinin 2.193m2 düştüğünü, kira sözleşmesi ile teslim edilen makinelerin arızalı olması nedeniyle kullanılamadığını, kira bedelinin bu hususlar dikkate alınarak belirlenmesi gerektiğini, kira sözleşmesindeki %10 gecikme cezası uygulanacağına ilişkin hükmün geçersiz olduğunu, aksi halde bu gecikme cezasının aylık olduğunun belirtilmemesi nedeniyle talep edilemeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Birleşen 2014/935 esas sayılı davanın görüldüğü Trabzon 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 27.03.2013 tarihli ve 2013/120 E., 2013/370 K., sayılı kararıyla; icra takiplerinden ilki hakkındaki davanın hak düşürücü sürede açılmadığından bahisle reddine, ikinci takip hakkındaki davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı, süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 6. Hukuk Dairesinin 27.05.2014 tarihli ve 2014/4530 E., 2014/6860 K. sayılı ilamıyla; dava konusu Trabzon 2. İcra Müdürlüğünün 2011/11524 sayılı takip dosyasında borca itiraz dilekçesi alacaklıya tebliğ edilmediğinden bir yıllık hak düşürücü sürenin işlemeye başlamadığı bu nedenle itirazın iptali davasının süresinde açıldığı, Trabzon 2. İcra Müdürlüğünün 2012/4029 sayılı takip dosyasında; davalının Giresun 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2013/89 esas sayılı dosyası ile kira indirim

davası açtığı ve Trabzon 2. Asliye Hukuk Mahkemesinde açtığı dava ile de 19.05.2006 tarihli protokol ile beton duvar ve beton zemin bedelinin kira parasından düşülmesinin talep edildiğini belirtilerek ilgili dava dosyaları hakkında bekletici mesele yapılması gerekip gerekmediği değerlendirilmeden eksik inceleme ile karar verilmesi doğru görülmediğinden bahisle, karar bozulmuştur.

B. İkinci Bozma Kararı

1.Bozmaya uyan Mahkemece verilen 19.01.2017 tarihli ve 2013/1005 E., 2017/112 K. sayılı kararla; 08/09/2016 tarihli bilirkişi raporu hükme esas alınarak asıl davanın kabulüne, birleşen davaların kısmen kabulüne ilişkin karar verilmiş; karara karşı, davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 30/06/2020 tarihli ve 2020/1 E., 2020/3730 K. sayılı ilamıyla; davalının sair temyiz itirazları reddedilerek, davacının kira sözleşmesinin 20. maddesi gereğince talep etmiş olduğu %10 gecikme cezası tazminatının yıllık olarak uygulanması gerektiği ve Trabzon 2. İcra Müdürlüğünün 2012/4049 Esas sayılı takip dosyasındaki alacağın dava dışı ...'a temlik edilmesi nedeniyle taraf teşkilinin sağlanması gerektiğinden bahisle, karar bozulmuştur.

C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davaya konu taşınmazlarda davalı kiracı yerine kira sözleşmesinin tarafı olmayan ve davaya konu kira sözleşmesinde kiracı şirketin yetkilisi olarak imzası bulunan ...'nun pay edindiği, davaya konu taşınmazda paylı mülkiyete ilişkin koşullar yerine getirilmeden bir kira sözleşmesi yapılmış olsa bile tarafları olan davacı ve davalı bakımından sözleşmenin hüküm ifade etmeye devam ettiği, bu hususun sözleşmeye bağlılık ilkesinin bir sonucu olduğu, buna göre kira bedelinde herhangi bir mahsubunun yapılmaması gerektiğinden bahisle kira sözleşmesinin 20. maddesindeki gecikme tazminatı yıllık kabul edilmek suretiyle, uyulan bozma ilamı doğrultusunda asıl ve birleşen davaların kısmen kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Dairenin 14.06.2022 tarihli ve 2022/619 E., 2022/5784 K. sayılı ilamıyla; hükmün onanmasına karar verilmiştir.

V. KARAR DÜZELTME

A. Karar Düzeltme Yoluna Başvuran

Dairenin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.

B. Karar Düzeltme Sebepleri

Davalı vekili dilekçesinde; davaya konu olan taşınmazın el birliği mülkiyetine tabi olması sebebiyle davacı tarafın tek başına icra takibi yapamayacağı ve dava açamayacağının dikkate alınmadığını, yine Yargıtay tarafından sadece usule ilişkin değerlendirme yapılarak karar bozulduğundan Trabzon 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 19.01.2017 Tarihli ve 2013/1005 E., 2017/112 K. sayılı kararına karşı ileri

sürülen esasa ilişkin temyiz sebeplerinin kesinleşmediğini, davaya konu olan kira sözleşmesinde kiralananın her ne kadar kömür eleme, depolama ve paketleme tesisi olduğu dikkate alınarak karar verilmişse de bu kararın dosya içeriğine ve maddi vakaya aykırı olduğunu, taşınmazın boş arazi olarak kiralandığının gerek kira sözleşmesiyle, gerekse Giresun 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2013/141 E. sayılı dosyasıyla belirtildiğini, yine Giresun 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/445 E. sayılı dosyası ile yargılaması yapılan davada kömür eleme, depolama ve paketleme tesisinin kiracı şirkete ait olduğuna karar verildiğini, söz konusu muhdesat kararının, yeni bir delil olup kiralananın kömür eleme, depolama ve paketleme tesisi olarak kabul edilerek verilen kararın, maddi vakaya ve kira sözleşmesine aykırı olduğunu aşikar ettiğini, Yargıtay onama kararında incelenmeyen diğer temyiz sebeplerinin de karar düzeltme sebebi olarak yeniden ileri sürüldüğünü ileri sürerek; kararın düzeltilmesini ve Mahkeme kararının bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Asıl ve birleşen davalarda uyuşmazlık, kira alacağının tahsili için başlatılan takiplere vaki itirazın iptali istemlerine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1-4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun paylı mülkiyete ilişkin 691. maddesi hükmüne göre; kiraya verme idari işlemlerden olup, pay ve paydaş çoğunluğunun sağlanması gerekir. Belirtilen bu çoğunluk sağlanmadan malın kiraya verilmesi durumunda sözleşmenin tarafı olmayan paydaşlarca sözleşmenin geçersizliği öne sürülebilir. Elbirliği mülkiyetinde ise ortakların hepsinin icazeti gerekli olup, bu koşul sağlanmadıkça mevcut kira sözleşmesi diğer ortaklar açısından hüküm ifade olmaz. Ne var ki paylı mülkiyete olsun, elbirliği mülkiyetinde olsun bu koşullar temin edilmeden bir kira sözleşmesi yapılmış ise tarafları bakımından sözleşme hüküm ifade etmeye devam eder. Bu husus sözleşmeye bağlılık ilkesinin bir sonucudur.

2- 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 313. maddesi gereğince, kiracı kira bedelini ödemekle yükümlüdür. Kira sözleşmesinin geçerli olabilmesi için kiraya verenin mutlaka o şeye malik olması gerekli değildir. Mülkiyet hakkına sahip olmayan bir kişi de kiraya veren sıfatıyla bir sözleşme yapabilir. Malik olmayanın yaptığı sözleşme geçerli olup taraflarına hak ve borç teşmil eder. Yani malı veya bir hakkı kiraya veren kişi söz konusu şeyin maliki olmasa bile sözleşmenin tarafı olan kiracıya karşı kiralayan sıfatıyla yükümlülük altına girer. Aynı şekilde malın kullanımı kendi istifadesine bırakılan kiracı da ona kira borcunu ödemekle yükümlüdür. Sırf kiraya verenin aslında o şeyin maliki olmadığını gerekçe göstererek bu borcu ifa etmekten kaçınamaz. Kira ilişkisi taraflarca karşılıklı olarak feshedilmediği veya mahkeme hükmü ile ortadan kaldırılmadığı sürece varlığını korur.

3. Değerlendirme

1.Yargıtay kararının düzeltilmesi 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 440 ıncı maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Mahkemece; yukarıda açıklanan kanun hükümleri gözetilerek verilen 19.01.2017 tarihli kararın, sair temyiz itirazları reddedildikten sonra sadece gecikme cezası ile davaya konu takiplerden 2012/4049 sayılı takibin temlik edilmiş olması nedeniyle temlik olanın davaya devam edip etmeyeceğinin belirlenmesi için bozulmuş olduğu, Mahkemece bozma ilamına uyulmak suretiyle karar verildiği, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlere ilişkin ileri sürülen sebeplerin incelenmesinin artık mümkün olmadığı, dolayısıyla davalı vekilinin karar düzeltme dilekçesinde bildirdiği sebeplerin Dairece verilen onama kararının düzeltilmesini gerektirecek nitelikte bulunmadığı anlaşılmıştır.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Karar düzeltme talebinin REDDİNE,

Aşağıda yazılı para cezası ile bakiye harcın karar düzeltme isteyene yükletilmesine, 21.02.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.