"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/137 E., 2022/309 K.
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen menfi tespit davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 08.11.2018 tarih ve 2018/4720 Esas ve 2018/10441 Karar sayılı ilamıyla İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davalı tarafça temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı dava dilekçesinde; davalı Kurum tarafından aleyhine Gaziantep 2. İcra Müdürlüğünün 2010/11045 ve 2010/11046 esas sayılı dosyaları ile takip yapıldığını, 21.12.2010 tarihinde takibe itiraz ettiğini ancak itirazlarının reddedildiğini, alacaklı kurum müfettişi tarafından aleyhine hazırlanan ve icra takibine dayanak yapılan rapordaki iddiaların ... dışı olduğunu, bu konuda Gaziantep 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 2010/517 E., 416 K. sayılı yargılama sürecinin devam ettiğini, sahteliği iddia edilen ilaçların asla sahte olmadığını, davalının alacağının varlığı kabul edilse bile zamanaşımına uğradığını, 2004 yılına ait hasta reçetelerinden dolayı 2006 yılı sözleşme hükümlerine göre cezalandırıldığını, eczanesi bile olmadığı bir döneme ait sözleşmeden dolayı mesul tutularak para cezasına çarptırılmak istenildiğini, 2007 yılı sözleşmesinin 6.3.24 üncü maddesinin Danıştay tarafından yürürlükten kaldırıldığını iddia ederek; Gaziantep 2. İcra Müdürlüğünün 2010/11045-11046 E. sayılı dosyalarından dolayı borçlu olmadığının tespitine, % 40 dan ... olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı cevap dilekçesinde; davacı hakkında uygulanan cezai işlemin yerinde olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 12.07.2012 tarihli ve 2010/723 Esas, 2012/484 Karar sayılı kararıyla; davaya mesnet teşkil eden müfettiş raporunda davacının 2006 yılı sözleşmesine istinaden icra takiplerinin başlatıldığı oysa davacının o tarihte eczanesi dahi bulunmadığı dolayısı ile davacıya atfı ... kusur bulunmadığı yine anılan zarara ilişkin ağır ceza mahkemesi dosyasında da zaman aşımı nedeni ile davanın reddine karar verildiği hususu da göz önünde bulundurulduğunda davanın kabulüne, davalının kötü niyeti ispat edilemediğinden kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 08.11.2018 tarih ve 2018/4720 Esas ve 2018/10441 Karar sayılı ilamıyla 2004 dönemi reçeteleri üzerinde yapılan denetim sonucunda fatura edilen 35 adet reçetede 51 adet sahte cravit tablet kupürü bulunduğu, ayrıca 7 adet reçete muhteviyatının da sahiplerine teslim edilmediğinin tespit edilmesi nedeniyle davalı Kurum tarafından 2006 protokolü uyarınca davacıdan 19.539,05 TL ve 1.719,16 TL cezai şart bedelinin tahsiline karar verilmiştir. Davacının 2006 yılı protokolünü imzalamadığı, 2005 yılında eczanesini kapattığı için dava konusu cezai işlemin 2004 yılı protokolüne göre değerlendirilmesi gerektiği, hakkında ağır ceza mahkemesinde yapılan yargılamanın zamanaşımına uğramasının hukuk hakimini bağlamayacağı yerel mahkemece dikkate alınması gerektiğinden İlk Derece Mahkemesinin kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Kurum Müfettiş Raporunda; "... Eczanesinin kuruma fatura ettiği reçetelerden 7 tanesinde sahte cravit tablet kupürü olması ve ilaçların sigortalılar ve/veya yakınlarınca teslim alınmadığının tespiti ile reçete bedeli toplam 1.135,45 TL'nin yasal faizi ile, ayrıca 2006 yılı eczane sözleşmesinin 24 üncü maddesi uyarınca sahte kupürlerin toplam bedelinin ve reçete bedellerinin 5 ... olan 10.354,00 TL'nin davacıdan tahsil edilmesi gerektiği..." şeklinde ortaya çıkan alacağın davacıdan tahsilinin yerinde olmayacağı kanaatine varılmış, dosyaya alınan bilirkişi raporu karar vermeye elverişli bulunarak davanın kabulüne, davacının Gaziantep İcra Müdürlüğünün 2017/87755 ve 2018/18238 (Eski Gaziantep 2. İcra Müdürlüğünün 2010/11045 ve 2010/11046 esas) sayılı dosyalarından davacı ...'in borçlu olmadığının tespitine, kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı temyiz dilekçesinde, davacı hakkında görülen ceza yargılamasında hüküm giymemiş olmasının Kurum müfettişince düzenlenen rapor içeriğindeki işlemleri ve sözleşme ve mevzuat hükümlerine aykırı hareketin davacı tarafından gerçekleştirilmediği anlamına gelmeyeceğini, kurum işlemlerinin tamamen hukuka uygun olduğunu, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporu içeriğinde her ne kadar ilaçların ecza deposundan alınmış olabileceği, bunun aksini gösterir bir bilgi bulunmadığı belirtilmiş ise de bu tespitin kabulü mümkün olmadığını, zira davacı tarafça bu yönde bir bilgi, fatura evrak vs delil sunulmadığını, ilgili sigortalılarla yapılan görüşmeler ve alınan beyanlarda reçete sahipleri söz konusu ilaçları almadıklarını, kim tarafından yazıldığını bilmediklerini, katkı payı ödemediklerini ve imzaların da kendilerine ait olmadığını açıkça ifade ettiklerini, önceki yerel mahkeme kararı davacı tarafça temyiz edilmemiş olup vekalet ücreti yönünden kurum lehine usuli kazanılmış hak ilkesi gözetilmeden ilk karardan daha fazla vekalet ücreti tahsiline karar verilmiş olmasının hatalı olduğunu, harç eksikliği giderilmeden yargılamaya devam edildiğini ve davacı lehine yargılama giderinin fazla hesaplandığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı tarafından Kuruma faturalandırılan sahte kupürler nedeniyle Kurumca uygulanan cezai işlemin iptali istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
2004 Yılı Bağ-Kur Genel Müdürlüğü ile Eczaneler arasında yapılan sözleşmenin 22 nci maddesi şu şekildedir;
“Reçete üzerinde her hangi bir tahrifat yapılmaksızın doktorun yazdığı miktardan fazla ilaç kupürü ve barkot diyagramı yapıştırıldığı anlaşılan reçetelerde yer ... fazla ilaç kupürleri ve barkot diyagramları iptal edilir ve kalan reçete bedeli eczaneye ödenir. Fazla olarak yapıştırılan ilaç kupür bedellerinin Kuruma fatura edilmiş ve ödenmiş olması halinde fazla olan kupür bedelinin 5 ... tutarındaki miktar ayrıca eczaneden tahsil edilir. Karne sahibinin tedavisine dayanmayan reçete düzenlendiği veya sahte kupür verildiğinin tespiti durumunda reçete veya kupür bedelinin 5 ... tutarındaki miktar ayrıca sorumlulardan müteselsilen tahsil edilir...”
3. Değerlendirme
Davacıya ait eczaneden Kuruma faturalandırılan 2004 dönemine ait 35 adet reçetede 51 adet sahte cravit tablet kupürü bulunduğu, ayrıca 7 adet reçete muhteviyatının da sahiplerine teslim edilmediğinin tespit edildiği, ancak davacının eczanesinde sahte kupür bulunmayacağına, ilaçlarını depolardan temin ettiğine dair delil sunmadığı gibi kendisi tarafından sahte kupür düzenlenmediğine dair ispat yükü üzerinde olmasına rağmen davasını ispatlayamadığı anlaşıldığından Kurumca hakkında cezai işlem uygulanması yerinde olmuştur. Ancak davacı ile 2006 yılında protokol imzalanmamış olması nedeniyle hakkında 2004 yılı protokolünün uygulanarak bir karar verilmesi gerekirken 2006 yılı protokol hükümlerine göre ceza miktarının belirlenmesi hatalıdır. Fakat 2004 yılı Bağ-Kur protokolünün 22 nci maddesinde de davacının eylemi nedeniyle reçete bedelinin 5 ... cezai şart uygulanacağı öngörülmüş olduğundan Kurum işleminin yerinde olması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, İlk Derece Mahkemesinin kararının bu sebeple bozulması gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple,
1.İlk Derece Mahkemesi kararının 1086 sayılı HUMK'nın 428 ... maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA,
2.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
Dosyanın mahkemesine gönderilmesine,
21.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.