Logo

3. Hukuk Dairesi2022/8510 E. 2023/856 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Vekaletsiz iş görme nedeniyle yapılan masrafların tahsili istemiyle başlatılan takibe yapılan itirazın iptali talebi.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından davalıya ait taşınmazda yapılan imalatların vekaletsiz iş görme kapsamında olduğu ve bilirkişi raporu ile tespit edilen masrafların davalıdan talep edilebileceği, ödenen miktar düşüldükten sonra kalan bakiye alacağın belirli ve hesaplanabilir olduğu gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/393 E., 2022/301 K.

KARAR : Davanın kısmen kabulüne

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; verilen vekaletname kapsamında davalıya ait taşınmaz üzerindeki binalar ve havuzda tadilat ve tamirat işlerini yaptığını, masraflar toplamının 2012/33 D. iş sayılı dosyada alınan bilirkişi raporuna göre 352.000 TL olarak tespit edildiğini, davalı tarafından iş başında 100.000 USD (180.000 TL) ödeme yapıldığını ancak daha sonra herhangi bir ödeme yapılmadığını, ödenmeyen 172.000 TL'nin tahsiline yönelik başlattığı takibe, davalının haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek; itirazın iptali ile takibin devamını talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı; davacı ile aralarında bir sözleşme ilişkisi bulunmadığını, dava konusu yapılan vekaletnamelerin tadilat, inşaat ve benzeri işlerin yapılması ile ilgili olmadığını, dava konusu taşınmazda bedeli ödenmeden yaptırılmış hiçbir şey bulunmadığını, davacının iddiasını ispatlaması gerektiğini savunarak; davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 23.02.2016 tarihli ve 2012/635 E., 2016/66 K. sayılı kararıyla; taraflar arasındaki vekaletnamenin inşaat ve tadilata ilişkin olmadığı, elektrik, su, doğalgaz ve benzeri işlerin yürütülmesi amacıyla verildiği, davacının iddiasını ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 14.02.2020 tarihli ve 2016/28472 E., 2020/2129 K. sayılı ilamıyla; mahkemece vekaletsiz iş görme hükümleri değerlendirilerek, davalıya ait taşınmazda yapıldığı iddia edilen imalatların ve bunlara ilişkin belgeleri incelenmesi, bu imalatların davacı tarafından yaptırılıp yaptırılmadığı, yaptırılmış ise bunların tespit edilen parasal miktarlarda olup olmadığı hususu ile davalının diğer savunmaları üzerinde de durularak, varılacak sonuç çerçevesinde karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle, karar bozulmuştur.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının, davalıya ait taşınmazda bir takım imalatlar yaptığı, davacının vekaletsiz iş görme kapsamında yapmış olduğu imalat masraflarını davalıdan talep edebileceği, bu kapsamda alınan 02.10.2015 havale tarihli bilirkişi raporunun objektif esaslara dayalı ve denetime elverişli olduğu, yine dava konusu işlere istinaden davalı tarafça 100.000 USD'nin ödenmiş olduğu hususunda ihtilaf bulunmadığı, bilirkişi raporuyla belirlenen tamirat ve tadilat miktarından ödenen miktar tenzil edildiğinde 53.294,10 TL bakiye borcun bulunduğu gerekçesiyle; davasının kısmen kabulü ile davalının yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 53.294,10 TL asıl alacak üzerinden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, davacının icra inkar tazminatı talebinin alacağın likit olmaması nedeniyle reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davalı vekili; davanın taraflar arasında kurulduğu iddia edilen sözleşmeye ve vekaletnameye dayandırılarak açıldığını ancak sözleşme ve vekaletnamenin varlığının ispat edilemediğini, bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, vekaletsiz iş görme hükümlerine göre karar verilmesinin hatalı olduğunu, kaldı ki alacağın varlığının da ispat edilemediğini, tanık beyanlarının hükme esas alınamayacağını, faiz başlangıç tarihinin belirtilmemiş olmasının da hatalı olduğunu ileri sürerek; Mahkeme kararının bozulmasını istemiştir.

2. Davacı vekili; alacak tutarının belirli ve net olmasına rağmen lehine icra inkar tazminatına hükmedilmemesinin hatalı olduğunu, başlatılan icra takibine dayanak yapılan delil tespit dosyasındaki bilirkişi raporunun dikkate alınması gerektiğini, mevcut raporlar arasında çelişki oluştuğunu belirterek, Mahkeme kararının bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, vekaletsiz iş görmeye dayalı alacağın tahsili amacıyla başlatılan takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 529 uncu maddesinde; "İş sahibi, işin kendi menfaatine yapılması halinde, işgörenin durumun gereğine göre zorunlu ve yararlı bulunan bütün masrafları faiziyle ödemek ve gördüğü iş dolayısıyla üstlendiği edimleri ifa etmek ve hakimin taktir edeceği zararı gidermekle yükümlüdür. İş gören yapmış olduğu giderleri alamadığı taktirde, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre ayırıp alma hakkına sahiptir." düzenlemesi mevcuttur.

2. Aynı Kanun’un 117 nci maddesinde; muaccel bir borcun borçlusunun, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşeceği belirtilmiştir.

3. 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 240 ıncı maddesinin ikinci fıkrasında; “Tanık gösteren taraf, tanık dinletmek istediği vakıayı ve dinlenilmesi istenen tanıkların adı ve soyadı ile tebliğe elverişli adreslerini içeren listeyi mahkemeye sunar. Bu listede gösterilmemiş olan kimseler tanık olarak dinlenemez ve ikinci bir liste verilemez.” düzenlemesine yer verilmiştir. İkinci tanık listesinin verilemeyeceğine ilişkin bu kesin kural, kamu düzeninden olup, hâkim tarafından re'sen nazara alınır. İkinci bir tanık listesinin verilemeyeceğine ilişkin kural, aynı zamanda davaların makul süre içinde bitirilmesi açısından usul ekonomisine hizmet eden bir kuraldır (HGK’nın 22.06.2021 tarihli ve 2017/2-2301 E., 2021/807 K. sayılı kararı).

4. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 67 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca; icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, alacağın likit ve belli olması da gerekir.

2. Değerlendirme

Mahkemece yukarıda açıklanan kanun hükümleri ile uyulan bozma ilamı uyarınca vekaletsiz iş görme hükümleri gereğince karar verildiği, hükme esas alınan bilirkişi raporu sonrasında alacak miktarının belirlendiği, dolayısıyla davalı tarafından hesaplanabilir ve likit bir alacağın söz konusu olmadığı, ikinci tanık listesi yasağına aykırı olacak şekilde davacı tarafından sunulan tanık listesinde yer almayan ... ve ...n tanık olarak beyanının alındığı; ancak dosya kapsamında yer alan delillere ve dinlenen diğer davacı tanıklarının beyanlarına göre, davacı tarafça yapılan imalatların ispatlandığı gözetildiğinde bu hususun sonuca etkili olmadığı, yine Mahkeme hükmünde belirlenen asıl alacak üzerinden takibin devamına karar verilmiş olmakla itirazın kabul edilen kısmı üzerinden devam edeceği, buna göre de takip tarihinden itibaren faiz işletileceğinin anlaşılmasına göre, tarafların temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Mahkeme kararının 1086 sayılı Hukuk Usulû Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 439 uncu maddesi uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harçlarının temyiz edenlere yükletilmesine,

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

29.03.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.