"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/363 E., 2022/396 K.
KARAR : Davanın kabulü
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı Banka vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; davalılardan ..., ... ve ...Nakliyat Ltd. Şti.nin vekili olduğunu, bu davalılar ile diğer davalı banka arasında kredi borcuna dayalı hukuki ihtilaf oluştuğunu, davalı bankanın kredi alacağının tahsili amacıyla diğer davalılar aleyhine ... 3. İcra Müdürlüğünün 2008/5691 E. ve 2008/5693 E. sayılı dosyalarıyla takip başlattığını, takibe itiraz edilmesi üzerine davalı banka tarafından ... 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2008/266 E. ve 2008/267 E. sayılı dosyalarında itirazın iptali davaları açıldığını, itirazın iptali davaları ve icra dosyalarında borçluların vekili olarak görev yaptığını, davalı banka ile diğer davalılar arasında 15.12.2010 tarihinde borç tasfiye protokolünün imzalandığını, bu protokol gereğince davalı borçluların bankanın başlattığı icra takiplerini kesinleştirmeyi, bu amaçla takiplerdeki itirazdan feragat etmeyi, itirazlar nedeni ile açılmış davalardan vazgeçmeyi, takiplerde şikayette bulunmamayı kabul ve taahhüt ettiklerini, bu doğrultuda tasfiye protokolüne uygun olarak davalıların icra dosyalarındaki itirazlarından vazgeçerek dava dosyalarına feragat beyanında bulunduklarını, bu şekilde dava ve takiplerin neticelendiğini, Avukatlık Kanunu'nun 165 inci maddesine göre davalıların vekalet ücretinden müteselsilen sorumlu olduklarını ileri sürerek; şimdilik 50.000 TL'nin 30.12.2010 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı Banka; genel kredi sözleşmesi gereğince davalı şirkete kredi kullandırdığını, davalılardan ... ve ...'in ise söz konusu kredi sözleşmesini müşterek ve müteselsil kefil sıfatı ile imzaladıklarını, kredinin ödenmemesi üzerine diğer davalılar hakkında icra takipleri başlatıldığını, borçluların borca itirazı üzerine itirazın iptali davası açtığını, davalı şirket ile ödeme konusunda anlaşılmaya çalışıldığını ve borç ödeme protokolü düzenlendiğini, bu protokolün sulh sözleşmesi olarak kabul edilemeyeceğini, protokol metninde de sulhe ilişkin herhangi bir beyan geçmediğini, tamamı derdest olan takiplerin devam ettiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
2. Diğer davalılar davaya cevap vermemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 20.05.2015 tarihli ve 2013/61 E., 2015/197 K. sayılı kararıyla; davalılar arasında düzenlenen protokol gereği aralarında görülen davaların sona ermiş olmasının vekalet görevine gereksinimi sona erdiren bir tür sulh niteliğinde olduğu ve davacının vekil olarak görev yaptığı dosyada 50.000 TL vekalet ücretini davalılardan talep edebileceği gerekçesiyle; davanın kabulü ile fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 50.000 TL'nin yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı, süresi içinde davacı vekili ile davalı banka vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 14.06.2017 tarihli ve 2016/797 E., 2017/7417 K. sayılı ilamıyla; davanın kabulüne ilişkin hüküm oluşturulurken faize hangi tarihten hükmedildiği hususunda olumlu ya da olumsuz bir karar verilmeyerek infazda tereddüt yaratacak şekilde müphem ve çelişkili hüküm kurulduğu gerekçesiyle, tarafların diğer temyiz itirazları incelenmeksizin karar bozulmuştur.
B. İkinci Bozma Kararı
1. Bozmaya uyan Mahkemenin 24.04.2018 tarihli ve 2017/771 E., 2018/371 K. sayılı karıyla; davanın kabulü ile 50.000 TL'nin 30.12.2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş; karara karşı, süresi içinde davalı banka vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 03.02.2020 tarihli ve 2018/3954 E., 2020/1036 K. sayılı ilamıyla; Yargıtay İçtihatı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 05.10.2018 tarihli ve 2017/6 E., 2018/9 K. sayılı kararı uyarınca davalı bankanın davacının hak ettiği akdi vekalet ücretinden sorumlu olmadığı gerekçesiyle, sair temyiz itirazları incelenmeksizin karar bozulmuştur.
C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalı bankanın karşı vekalet ücretinden sorumlu olacağı, buna göre taleple bağlı kalınarak davanın kabulü ile 50.000 TL’nin 30.12.2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı banka vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı banka vekili; ... 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2008/266 E. ve 2010/374 K. sayılı davalarından dolayı hükmedilecek akdi ve kanuni vekalet ücreti yönünden sorumluluğunun bulunmadığını, söz konusu itirazın iptali davasında alınan bilirkişi raporları ile bankanın alacaklı olduğu hususunun açıkça tespit edildiğini, dava devam etseydi banka lehine vekalet ücretine hükmedileceği, kaldı ki Mahkemece de davalıların aleyhine yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedildiğini ancak vekalet ücreti yönünden bankanın talebi olmadığı için bu hususta karar verilmediğini, bu nedenle lehlerine hükmedilmiş veya hükmedilecek karşı taraf avukatlık ücreti bulunmadığını ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, vekalet ücreti alacağının tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. Bir davada görev yapan avukat, vekil edeninden aralarındaki sözleşmeye göre kararlaştırılan miktarı, şayet ücret kararlaştırılmamış ise 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun (1136 sayılı Kanun)164 üncü maddesinin dördüncü fıkrasına göre; değeri para ile ölçülebilen dava ve işlerde asgari ücret t...elerinin altında olmamak koşulu ile davanın kazanılan bölümü üzerinden yüzde on ile yüzde yirmi arasında belirlenecek miktarı, şayet değeri para ile ölçülemeyecek işlerden ise Avukatlık Asgari Ücret T...esine göre belirlenecek miktarı ücret olarak talep etmek hakkına sahip olduğu gibi ayrıca yargılama sonunda haklı çıkılan kısım üzerinden hasma yüklenen vekalet ücretini de talep etmek hakkına sahiptir. Vekil eden, avukatına belirlenen bu iki kalem ücreti ödemekle yükümlü olup, aynı Kanun'un 165 inci maddesi gereğince avukat tarafından takip edilen dosyada tarafların sulh olmaları halinde, vekil eden ile avukat arasında sözleşme bulunmaması veya sözleşmedeki ücretin geçersiz olması halinde vekil eden, sulh olunan miktar, sulh olunan miktar belli değilse, mahkemece gerçek sulh olunan miktar araştırılarak bulunacak miktar, aksi takdirde dava veya icra takibine konu müddeabihin tamamı üzerinden Kanun'un 164 üncü maddesinin dördüncü fıkrasına göre belirlenecek ücret nedeni ile sorumlu sayılmaktadır.
2. 1136 sayılı Kanun'un 165 inci maddesinde düzenlenen "ücret dolasıyla müteselsil sorumluluk" hallerinden olan "sulh veya her ne suretle olursa olsun taraflar arasında anlaşmayla sonuçlanan ve takipsiz bırakılan işlerde" karşı tarafın avukatı lehine her iki tarafın müteselsil olarak ödenmesinden sorumlu olacağı, avukatlık ücreti kapsamına avukat ile iş sahibi arasında yapılan ücret sözleşmesine göre avukata ödenmesi gereken "akdi vekalet ücretinin" dahil olmadığı kabul edilmelidir.
3. Değerlendirme
Mahkemece yukarıda açıklanan kanun hükümleri gözetilerek ve bozma ilamına uyulmak suretiyle karar verildiği, davanın konusunun karşı yan vekalet ücreti alacağına ilişkin olduğu ve sulh ile sonuçlanan işlerde karşı tarafın avukatı lehine hükmedilecek vekalet ücretinin ödenmesinden her iki tarafın müteselsil olarak sorumlu olacağı anlaşılmakla, davalı banka vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Mahkeme kararının 1086 sayılı Kanun'un 439 uncu maddesi uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
21.03.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.