Logo

3. Hukuk Dairesi2022/8523 E. 2023/397 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak davasında, ortaklığın giderilmesi yoluyla satışı yapılan taşınmaz üzerindeki muhdesat bedelleri üzerinden davalılar yararına hükmedilen vekalet ücretinin miktarına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davalılar lehine hükmedilen vekalet ücretinin, davanın kısmen reddi halinde davacıların ıslahla artırdıkları talep miktarı ile sınırlı tutulması ve tek bir vekalet ücreti üzerinden hesaplanması gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle dört ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmeyerek, Yargıtay tarafından karar düzeltilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/237 E., 2022/406 K.

KARAR : Davanın kısmen kabulü

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı katılma yoluyla davacılar vekili tarafından, davalılar vekilleri tarafından da ayrı ayrı duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyize konu kararda dava değerinin duruşma sınırının altında olduğu anlaşılmıştır.

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin ikinci fıkrası uyarınca davalıların duruşma isteğinin reddine, temyiz dilekçelerinin kabulü ile incelemenin dosya üzerinden yapılmasına karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar; dava konusu tarla niteliğindeki taşınmazın 500'er m² lik bölümlerini adi yazılı sözleşme ile taşınmazın önceki malikinden satın alarak üzerine bina yaptırdıklarını, taşınmazı sonradan satın alan davalıların kendilerinin taşınmazda hak sahibi olduklarını bildiklerini, ancak açtıkları dava sonunda ortaklığın satış yoluyla giderilmesine karar verildiğini, taşınmazın satış işlemlerine devam edildiğini ileri sürerek; taşınmazın davalılar adına olan tapusunun iptali ile adlarına tescilini talep etmişler; 17.06.2015 tarihli ıslah dilekçeleri ile davayı alacak davasına dönüştürerek, dava açıldıktan sonra satılan taşınmazda yapmış oldukları binaların bedeli olan 114.580 TL'nin satış dosyasında yapılan ödeme tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalılardan taşınmazdaki payları oranında tahsilini talep etmişlerdir.

II. CEVAP

1. Davalı şirket; aleyhine açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddinin gerektiğini, ayrıca davacıların dava dışı... ile yaptıkları haricen satıma ilişkin sözleşmenin geçersiz olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

2. Davalı ...; tapulu taşınmazın harici satışa ve zilyetliğe dayalı olarak iktisap edilmesinin mümkün olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 13.07.2016 tarihli ve 2014/112 E., 2016/435 K. sayılı kararıyla; dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan ve kıymet takdir raporunda belirtilen A ve B nolu binaların davacı ... tarafından, C nolu binanın ve marangoz atölyesinin davacı ... tarafından yapıldığı, dava konusu taşınmazın davacılar tarafından yapılan muhtesatlar ile birlikte ihale yoluyla satıldığı, muhtesat bedellerinin de hisseleri oranında davalılara ödendiği, davalıların kendilerine ait olmayan muhtesatlar nedeniyle almış oldukları hisseleri oranındaki bedel kadar sebepsiz zenginleştikleri gerekçesiyle; davanın kabulüne, kıymet takdir raporunda A ve B nolu binaların muhdesat bedeli olarak belirlenen 36.639,12 TL’nin davalılardan tahsili ile davacı ...’e; C nolu binanın ve marangoz atölyesinin muhdesat bedeli olarak belirlenen 77.845,30 TL’nin ise davacı ...’a verilmesine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı, süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairenin 04.12.2018 tarihli ve 2016/19861 E., 2018/12317 K. sayılı ilamıyla; sebepsiz zenginleşme miktarının hesaplanması noktasında rapor aldırılması, davalıların müteselsilen sorumlu olmadığının gözetilmesi ve davacı tarafın faiz talebi hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesi gerekçeleriyle, karar bozulmuştur.

B. İkinci Bozma Kararı

1. Bozmaya uyan Mahkemenin 17.10.2019 tarihli ve 2019/69 E 2019/492 K sayılı kararıyla; bilirkişi ek raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne, 114.482,54 TL’nin davalılardan ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ½ oranında tahsili ile 36.638,52 TL’nin davacı ...’e, 77.844,02 TL’nin ise...’a verilmesine karar verilmiş, karara karşı, süresi içinde davalılar vekilince temyiz isteminde bulunulmuştur.

2. Dairemizin 09.03.2021 tarihli ve 2020/1813 E 2021/2453 K sayılı ilamıyla; davalıların sair temyiz itirazları reddedildikten sonra, sebepsiz zenginleşme nedeniyle hükmedilecek miktarın, taşınmazın satış tarihi itibariyle muhdesatlı değerinin muhdesatsız değerine oranlaması ve bu oranın davalılara ödenen satış bedeline uygulanması sonucu belirlenen bedel olacağının belirtildiği, hükme esas alınan raporda, davalı tarafça itiraza uğrayan 23.02.2013 tarihli kıymet takdir raporundaki bedeller esas alınarak hesaplamanın yapılıp davalıların usuli kazanılmış haklarının ihlal edildiği, davacılardan...’un yargılama sırasında öldüğü, mirasçılarının yargılama aşamasında davaya dahil edilmeksizin davaya devam edilip, işin esasına girilerek ölü kişi hakkında hüküm kurulduğu gerekçeleriyle, karar bozulmuştur.

C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacılar vekilinin 17.06.2015 tarihli ıslah dilekçesi ile tapu iptal ve tescil talebinden vazgeçmiş olduğu ve davasını sebepsiz zenginleşmeye dayalı muhtesat bedelinin iadesi talebi şeklinde değiştirdiği, bozma ilamı doğrultusunda alınan bilirkişi raporuna göre; davacıların tapu iptali ve tescil talebiyle ilgili karar verilmesine yer olmadığına, davacıların alacak taleplerinin kısmen kabulü ile, davacı ... için 31.665,34 TL'nin, dahili davacılar için 69.055,42 TL'nin davalılardan payları oranında tahsiline karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalılar vekili ve katılma yoluyla davacı ve dahili davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davalı şirket vekili; ortaklığın giderilmesi esnasında şirket açısından herhangi bir zenginleşmenin olmadığını, zenginleşmenin gerçekleştiği anın doğru saptanmasının gerektiğini, Mahkemece zenginleşmeye konu olduğu iddia edilen gayrimenkullerin yapım tarihleri ve bu tarihten sonraki satışlar göz önüne alınması gerekirken bu hususun göz ardı edildiğini, zenginleşmeye konu olduğu iddia edilen binaların 1993 yılında inşa edildiğini, binaların inşa edildiği tarihte dava konusu taşınmazların maliklerinin... ve ...olduğunu, taşınmazların davalı şirket tarafından 2006 yılında satın alındığını, satışın yapıldığı tarih olarak bu tarihin baz alınması gerektiğini, davalı şirketin taşınmazı üzerinde zenginleşmeye konu olduğu iddia edilen yapılarla birlikte ve bu yapıların da bedellerini ödeyerek aldığını, davanın tarafının taşınmazın önceki maliklerinin olması gerektiğini, dava konusu taşınmazın sit alanı içerisinde olduğunu, üzerine yapılmış olan yapıların ekonomik bir değerinin bulunmadığını, Bodrum Sulh Hukuk Mahkemesinin 2009/997 E. sayılı dosyasında yer alan bilirkişi raporunda dahi, ilgili yapıların ekonomik bir değerinin olmadığının saptandığını, ekonomik ya da hukuki olarak herhangi bir değeri bulunmayan yapılar için bir bedel belirlenmesi ve bir zenginleşmeden bahsedilmesinin mümkün olmadığını, hazırlanan bilirkişi raporunda bu hususun göz önüne alınmadığından inceleme de eksik ve hatalı olduğunu ileri sürerek, kararın bozulmasını istemiştir.

2.Davalı ... vekili; ortaklığın giderilmesi esnasında davalının zenginleştiği hususunun doğru olmadığını, dava konusu taşınmazın sit alanı içerisinde olduğunu, üzerine yapılmış olan yapıların ekonomik bir değerinin bulunmadığını belirterek, kararın bozulmasını istemiştir.

3.Dahili davacılar ve davacı vekili; önceki bilirkişi raporları nazara alınarak davanın tam kabulüne karar verilmesi gerektiğini, davacılar aleyhine hükmedilen yargılama ve vekalet ücretleri yönünden kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. (09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK).

2. Yargıtay Dairesince bozulan bir hükmün, bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme, kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. (04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı YİBK).

3.Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13 üncü maddesinde; " (1) Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için Tarifenin ikinci kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla (7 nci maddenin ikinci fıkrası, 9 uncu maddenin birinci fıkrasının son cümlesi ile 10 uncu maddenin son fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla) Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir.

(2) Ancak, hükmedilen ücret kabul veya reddedilen miktarı geçemez." şeklinde düzenleme bulunmaktadır.

3. Değerlendirme

1. Dairenin 09.03.2021 tarihli bozma ilamında, sebepsiz zenginleşme nedeniyle hükmedilecek miktarın, taşınmazın satış tarihi itibariyle muhdesatlı değerinin muhdesatsız değerine oranlaması ve bu oranın davalılara ödenen satış bedeline uygulanması sonucu belirlenen bedel olacağının belirtildiği, Mahkemece hükme esas alınan raporda da bozma ilamı doğrultusunda hesaplama yapıldığı ve satış bedelinin 684.932,50 TL olarak belirlendiği, yargılama sırasında ölen davacı ... mirasçılarının davaya dahil edildiği nazara alındığında, temyizen incelenen Mahkeme kararının uyulan bozma ilamlarında belirtilen hukuki esaslar gözetilerek verildiği, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine imkan bulunmadığı anlaşılmakla; davalıların tüm, davacıların ise aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak davasında talepler ıslahla davacı ...'in 36.638 TL'ye, davacı ... için 77.845 TL'ye arttırılmış, yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Buna göre Mahkemece; reddedilen kısım üzerinden;

"Davalı ...Turizm İşl. ve Ticaret Anonim Şirketi kendisini vekille temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca davanın reddedilen miktarı yönünden hesaplanan 2.178,58 TL vekalet ücretinin davacı ...'dan alınarak davalı ...Turizm İşl. ve Ticaret Anonim Şirketi'ne verilmesine,

Davalı ... kendisini vekille temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca davanın reddedilen miktarı yönünden hesaplanan 2.178,58 TL vekalet ücretinin davacı ...'dan alınarak davalı ...'a verilmesine,

Davalı ...Turizm İşl. ve Ticaret Anonim Şirketi kendisini vekille temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca davanın reddedilen miktarı yönünden hesaplanan 4.751,03 TL vekalet ücretinin davacı mirasçılar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ...'dan alınarak davalı ...Turizm İşl. ve Ticaret Anonim Şirketi'ne verilmesine,

Davalı ... kendisini vekille temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca davanın reddedilen miktarı yönünden hesaplanan 4.751,03 TL vekalet ücretinin davacı mirasçılar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ...'dan alınarak davalı ...'a verilmesine," şeklinde verildiği görülmüş ise de, reddedilen kısım üzerinden "Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca davanın reddedilen miktarı yönünden hesaplanan 795,84 TL nispi vekalet ücretinin davacı ...'dan alınarak davalılara verilmesine", yine "Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca davanın reddedilen miktarı yönünden hesaplanan 1.406,40 TL nispi vekalet ücretinin dahili davacılardan miras payları oranında alınarak davalılara verilmesine," şeklinde davalılar lehine iki ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde dört ayrı vekalet ücretine hükmedilmiş olması, doğru olmayıp bozmayı gerektirir.

3. Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'na (6100 sayılı Kanun) eklenen Geçici 3 üncü maddesi atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 438 inci maddesinin yedinci fıkrası uyarınca temyiz olunan Mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Davalılar vekillerinin tüm, davacı ve dahili davacıların sair temyiz itirazlarının reddine,

2.Davacılar vekilinin vekalet ücretlerine yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan Mahkeme kararının hüküm fıkrasında dört ayrı bent halinde yazılan; "Davalı ...Turizm İşl. ve Ticaret Anonim Şirketi kendisini vekille temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca davanın reddedilen miktarı yönünden hesaplanan 2.178,58 TL vekalet ücretinin davacı ...'dan alınarak davalı ...Turizm İşl. ve Ticaret Anonim Şirketi'ne verilmesine, Davalı ... kendisini vekille temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca davanın reddedilen miktarı yönünden hesaplanan 2.178,58 TL vekalet ücretinin davacı ...'dan alınarak davalı ...'a verilmesine, Davalı ...Turizm İşl. ve Ticaret Anonim Şirketi kendisini vekille temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca davanın reddedilen miktarı yönünden hesaplanan 4.751,03 TL vekalet ücretinin dahili davacılar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ...'dan alınarak davalı ...Turizm İşl. ve Ticaret Anonim Şirketi'ne verilmesine, Davalı ... kendisini vekille temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca davanın reddedilen miktarı yönünden hesaplanan 4.751,03 TL vekalet ücretinin davacı mirasçılar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ...'dan alınarak davalı ...'a verilmesine," ifadelerinin çıkartılarak yerine "Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca davanın reddedilen miktarı yönünden hesaplanan 795,84 TL nispi vekalet ücretinin davacı ...'dan alınarak davalılara verilmesine", yine "Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca davanın reddedilen miktarı yönünden hesaplanan 1.406,40 TL nispi vekalet ücretinin dahili davacılardan miras payları oranında alınarak davalılara verilmesine" cümlelerinin yazılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde temyiz eden davacı ve dahili davacılara iadesine,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harçlarının temyiz eden davalılara yükletilmesine,

6100 sayılı Kanun'un Geçici 3 üncü maddesi atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

02.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.