"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/200 E., 2022/444 K.
KARAR : Davanın kabulü
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararına karşı 11.10.2022 tarihli süre tutum dilekçesi sunan davalı vekili tarafından, gerekçeli kararın 31.10.2022 tarihinde tebliğ alınması üzerine 17.11.2022 tarihinde gerekçeli temyiz dilekçesinin verildiği anlaşılmakla; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nda (6100 sayılı Kanun) süre tutum dilekçesi verilmesinin temyiz başvurusu yapma süresine etki edeceğine, süreyi durduracağına veya muhafaza edeceğine ilişkin bir hüküm bulunmamaktadır.
Bu durumda, davalı vekilinin 17.11.2022 tarihli temyiz dilekçesinin süreden reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan 11.10.2022 tarihli dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; davalıya ...1. Noterliğinin 28.10.2014 tarihli ve 14398 yevmiye numaralı vekaletnamesi ile araç satış yetkisi içeren vekaletname verdiğini, davalının bu vekalete dayanarak... plakalı aracını eşi ...'ya devrettiğini ancak satış bedelini kendisine ödemediğini, bunun üzerine davalıyı vekaletten azlettiğini ileri sürerek; aracın satış tarihi ve dava tarihi itibariyle değerinin tespit edilerek, şimdilik 40.000 TL’nin satış tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş; 04.07.2022 tarihli ıslah dilekçesi ile dava değerini 150.000 TL' ye artırmıştır.
II. CEVAP
Davalı; araç alım satım işiyle uğraştığını, bir süre yanında iş takipçiliği yapan davacının kardeş Muhammet'in davaya konu aracı önceki malikten aldığı yetki ile davacı adına tescil ettirdiğini, araç bedelini kendisinin ödemiş olması nedeniyle davacının araç satış yetkisi içeren vekaletname verdiğini, 28.10.2014 tarihinden itibaren elinde bulunan aracı 26.06.2015 tarihinde eşinin üzerine devrettiğini, davacının kötü niyetli olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 26.12.2017 tarihli ve 2016/129 E., 2017/557 K. sayılı kararıyla, davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 06.04.2021 tarihli ve 2018/3347 E., 2021/766 K. sayılı kararıyla; davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairece verilen 10.02.2022 tarihli ve 2021/4810 E., 2022/871K. sayılı kararla; davacının, adına kayıtlı aracın satışı konusunda davalıya 28.10.2014 tarihli vekaletnameyi verdiği, davalının ise 26.06.2015 tarihinde aracı dava dışı eşi ...'ya devrettiği, dava konusu aracın adına resmi satış sözleşmesi ile kayıtlı olması nedeniyle davacının aracın bedelini ödediği hususunu ayrıca ispatlamasını gerektirir bir yükümlülük altında olmadığı, davalı vekilin ise Türk Borçlar Kanunu'nun 508 inci maddesi gereğince, satış bedelini aldıktan sonra davacıya ödeme yaptığını ispatla mükellef bulunduğu, davalının söz konusu bedeli davacıya ödendiğini ispatlanamadığı dikkate alınarak davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle, Bölge Adliye Mahkemesi kararı kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararı davacı yararına bozulmuştur.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, davanın kabulüne karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı vekili 11.10.2022 tarihli süre tutum dilekçesi ile temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili süre tutum dilekçesinde; kararın, usul ve kanuna aykırı olduğunu bildirerek, davanın reddine karar verilmesi için İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, vekalet sözleşmesine dayalı alacak istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. Usuli kazanılmış hak olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK).
2. Bundan başka, Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün, bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş olan bu kısımları lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur (04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı YİBK).
3. Değerlendirme
Davalı vekilinin sunduğu süre tutum dilekçesinde; kararın usul ve kanuna aykırı olduğu, davanın reddine karar verilmesi gerektiği bildirilmiş olmakla, kamu düzenine aykırılık yönünden incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının; uyulan bozma ilamında belirtilen hukuki esaslar gereğince verildiği, bozmaya uymakla kesinleşen ve davacı taraf yararına usuli kazanılmış hak durumu oluşturan kısımlar hakkında yeniden inceleme yapılamayacağı, kamu düzenini ilgileendiren bir hususun bulunmadığı anlaşılmakla; davalı tarafın temyiz isteminin reddi ile usul ve kanuna uygun olan İlk Derece Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalı vekilinin 17.11.2022 tarihli temyiz dilekçesinin süreden reddine,
2. Davalı vekili tarafından 11.10.2022 tarihli dilekçe ile temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,
23.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.