Logo

3. Hukuk Dairesi2023/1009 E. 2023/2802 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Resmi şekilde yapılmayan taşınmaz hisse devir sözleşmelerinin geçersizliği nedeniyle ödenen bedellerin sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre geri alınıp alınamayacağı.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmaz satış vaadi sözleşmelerinin resmi şekilde yapılmaması nedeniyle geçersiz olduğu, davalıların mirasçı olduklarını ve taşınmazda hisse sahibi olduklarını ispatlayamadıkları, bu nedenle davacı tarafından ödenen bedelin sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre geri alınması gerektiği gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2300 E., 2022/2717 K.

DAVA TARİHİ : 25.09.2012

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... ... 8. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2012/323 E., 2021/296 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalılardan ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılardan ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; dava konusu taşınmazın 4/20 hisse maliki ...'nın mirasçılarından olan davalıların miras hisselerini akdedilen sözleşmeler ile devir aldıklarını, karşılığında ise sözleşmede belirtilen bedelleri sözleşmenin imzalandığı tarihte ödediklerini, sözleşmelerin imzalanması sonrasında gerekli yasal sürecin tamamlandığını ve söz konusu taşınmazın intikali için Tapu Müdürlüğüne müracaat ettiklerini, bu başvuru üzerine Tapu Müdürlükleri arasında yapılan yazışmalar neticesinde taşınmazın ...'nın mirasçıları tarafından 1328 tarihinde intikalinin yapıldığı ve mirasçılarının taşınmazdaki hisselerini intikalin ardından o tarihte sattıkları ve mirasçılardan sadece Şevki Paşa'nın hissesinin kaldığının anlaşıldığını, bu şekliyle davalılar ile akdedilen sözleşmelerin geçersiz hale geldiğini, zira taşınmazın ...'ya ait olmadığının anlaşıldığını, davalıların sebepsiz zenginleştiklerini ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, davalılardan ... ...'den 125.000,00 USD'nin tahsil tarihindeki TL karşılığının, davalı ...'den 130.000,00 USD'nin tahsil tarihindeki TL karşılığının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile şimdilik 8.000,00 TL'nin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı ... vekili; iki ayrı sözleşme bulunduğunu, bu nedenle davalılar hakkında ayrı ayrı dava açılması gerekirken aynı davada iki ayrı alacağın talep edilmesinin yerinde olmadığını, davaların tefriki gerektiğini, davacı şirketin dava konusu taşınmazdaki muris ...'ya ait hisseleri topladığını belirterek aynı kökten gelen diğer mirasçılar yanında kendi payına isabet edecek kısmı da 130.000,00 USD bedelle almayı teklif ettiğini, davacı şirketle anlaştıklarını ve satış vb. amaçlarla davacı şirketin vekillerine 16.04.2012 tarihli vekaletnameyi verdiğini, karşılığında da 130.000,00 USD'nin 16.04.2012 tarihli Türk Lirası karşılığının müvekkiline banka aracılığı ile ödendiğini, ödenen bedelin arsa pay satışı için değil, ... takibi, arsa payının intikali, bu sağlanırsa davacı şirketin dilediği bedelle satış yapması amacıyla alınan vekaletin karşılığı olduğunu, bir yanlışlık sonucu mirasçı olarak müvekkilinin adının geçmemesinin hak sahibi olmadığını göstermediğini, müvekkilinin ...'nın mirasçısı olduğunu, verasetin iptali davasına müdahale talebinde bulunduklarını, bu davanın sonucunun beklenmesi gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

2. Davalı ... vekili; sebepsiz zenginleşmenin şartlarının gerçekleşmediğini, davacının sözleşme serbestisi içerisinde ileride gerçekleşecek bir edim üzerinden sözleşme imzaladığını, davacının basiretli tacir gibi hareket etmesi gerektiğini, müvekkiline ödenen bedelin arsa pay satışı için değil, ... takibi, arsa payının intikali, bu sağlanırsa davacı şirketin dilediği bedelle satış yapması amacıyla alınan vekaletin karşılığı olduğunu, davacının delil olarak dayandığı tapu müdürlüğü yazısına konu taşınmaz ile dava konusu taşınmazın farklı taşınmazlar olduğunu, verasetin iptali istemiyle açılan davaya müdahale talebinde bulunduklarını, bu davanın bekletici mesele yapılması gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davanın, adi yazılı miras sözleşmesine dayalı ödenen bedelin sebepsiz zenginleşme kapsamında tahsili istemine ilişkin olduğu, davacının, taraflar arasındaki ihtilafa ilişkin netice olarak talebinin, fazlaya ilişkin haklar saklı tutulmak suretiyle ... yönünden 4.000,00 TL' nin ve ... yönünden 4.000,00 TL' nin faizi ile birlikte tahsiline yönelik olduğu, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 677 nci maddesinin ikinci fıkrası gereğince, pay devrine yönelik 3. kişiyle yapılan miras sözleşmesinin noter tarafından düzenlenmemesi halinde geçersiz olacağı dikkate alındığında davaya konu sözleşmelerin geçersiz olduğu, ... bu sözleşmelerin bir an için taşınmaz satış vaadi sözleşmesi olduğu düşünülse dahi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 237 nci madde hükmü uyarınca sözleşmelerin aynı şekilde geçersiz olduğu, geçersiz sözleşmeler gereğince yapılan ödemelerin aynı Kanun'un 77 nci maddesi gereğince sebepsiz zenginleşme hukuksal sebebine dayalı olarak tahsilinin talep edilebileceği, bu kapsamda davacının sözleşmeler gereğince davalılara verdiği bedelleri istem hakkının yerinde olduğu, sözleşmeler kapsamında alacak istemine konu bedellerin belirli olduğu ancak davacının fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmak kaydıyla alacağının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 109 uncu maddesi kapsamında bir kısmını talep ettiğinden taleple bağlılık kuralının gözetildiği gerekçesiyle; davanın kabulü ile 4.000,00 TL nin davalı ...'den 4.000,00 TL'nin dahili davalılar Mehmet ve Esra'dan olmak üzere dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte tahsil edilerek davacıya verilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılardan ... vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı ... vekili; davalılar yönünden iki ayrı sözleşme bulunduğunu, bu nedenle tüm davalılar hakkında ayrı ayrı dava açılması gerekirken aynı davada iki ayrı alacağın talep edilmesinin yerinde olmadığını, davaların tefriki gerektiğini, taraflar arasında zincirleme sorumluluk bulunmadığı gibi, davalıların birbirine rücu etmelerinin söz konusu olmadığını, davanın toplam tutar olan 255.000,00 USD üzerinden harcı tamamlanarak devam etmesi gerektiğini, davalının ... mirasçılarını gösterir veraset ilamına göre murisin mirasçısı olduğunu, bu nedenle davacıyla hisse devir sözleşmesinin söz konusu taşınmaz hissesi yönünden yapıldığını, dayanağın sözleşme ve ibraya dayandığını, sebepsiz zenginleşmeye dayanmadığını, sözleşmeden vazgeçilemeyeceğini, sözleşmede ayrıca cezai şart hükümlerinin de bulunduğunu, açılan verasetin iptali davasına müdahil olduğunu, bu davanın bekletici mesele yapılması gerektiğini ileri sürerek; kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı ve her iki davalı arasında ayrı ayrı taşınmaz hisse satış bedeli karşılığı sözleşme ve teslim edilen bedeller yönünden ibra açıklamalı sözleşme ve ibra sözleşmeleri düzenlenerek, sözlemelerin imza tarihinde ölü davalı ...'ye 125.000,00 USD, davalı ...'ye ise 130.000,00 USD nin ödendiğinin ihtilafsız olduğu, dosya kapsamından davalıların murisleri olduğunu ileri sürdükleri ...'nın kesin olarak mirasçısı olup olmadıklarının belli olmadığı, davalıların elindeki veraset ilamından başka, mirasçılar tarafından davalıların miras bırakanı Hatice ... Hanımın mirasçı olmadığı, sonradan alınan başka veraset ilamı bulunduğu, bu veraset ilamının iptali davasını istinaf eden davalının müdahale talebinde bulunduğu,yargılamanın devam ettiği, ayrıca tapu kaydında ise davaya konu miras hisse devrine konu taşınmazın daha önce satıldığı, davalıların hissedar olmadıklarının anlaşıldığı, bu haliyle davalıların tapuda hissedar malik olduklarının tespit edilemediği, taraflar arasında düzenlenen taşınmaz hissesinin devir ve satışına dair sözleşmenin resmi şekilde düzenlenmediğinden geçersiz olduğu, geçersiz sözleşmeye istinaden tarafların aldıklarını sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre iade ile mükellef oldukları, taraflar geçersiz sözleşmeye dayalı olarak edimin ifasını talep edemeyip ancak sebepsiz zenginleşme dolayısıyla aldıklarını iade etmekle yükümlü olduklarından, asıl alacağa bağlı, asıl alacağın fer'isi niteliğinde olan cezai şart da talep edilemeyecekleri, aynı taşınmazdaki hisselerinin devrine yönelik hissedar olduklarını ileri süren davalılara karşı aynı davada ödenen bedellerin tahsilinin birlikte talep edilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı, Mahkemece taleple bağlı kalınarak talep edilen kısım yönünden davanın kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle; davalı ... vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılardan ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalılardan ... vekili; istinaf nedenlerini tekrar ederek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, sebepsiz zenginleşmeden kaynaklı alacak istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun "İspat yükü

" başlıklı 6 ncı maddesinde; "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür." denilmiştir.

2. 6100 sayılı Kanun'un "İspat yükü" başlıklı 190'ıncı maddesinin birinci fıkrasında; "İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.

" denilmiştir.

3. Tapulu taşınmazlarda mülkiyetin devrini öngören her türlü sözleşmenin resmî şekilde yapılması zorunludur. Bu bir geçerlilik koşuludur [4721 sayılı Türk Medeni Kanunu m. 706; 6098 sayılı Kanun'un 237; Noterlik Kanunu m. 60/3; Tapu Kanunu m. 26]. Resmî biçimde yapılmayan taşınmaz satış sözleşmeleri hukuken geçersiz olup geçerli sözleşmelerde olduğu gibi taraflarına hak ve borç doğurmaz; taraflar verdiklerini sebepsiz zenginleşme kuralları gereğince geri isteyebilirler.

4. Geçersiz sözleşme nedeniyle verilenlerin geri istenmesi hâli 6098 sayılı Kanun'un sebepsiz zenginleşmeden doğan borç ilişkilerini düzenleyen 77 ve devamı maddeleri çerçevesinde çözümlenir. Anılan 77 nci maddeye göre; haklı bir sebep olmaksızın, bir başkasının malvarlığından veya emeğinden zenginleşen, bu zenginleşmeyi geri vermekle yükümlüdür. Bu yükümlülük, özellikle zenginleşmenin geçerli olmayan veya gerçekleşmemiş ya da sona ermiş bir sebebe dayanması durumunda doğar. Madde hükmünden de anlaşılacağı üzere, sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ile fakirleşme arasında uygun nedensellik (illiyet) bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekmektedir. Sebepsiz zenginleşme hâlinde zenginleşen ve fakirleşen arasında kanun gereği bir borç ilişkisi doğar ve bu borcun konusu malvarlığında meydana gelen fazlalığın geri verilmesidir.

3. Değerlendirme

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında; davacı şirketin davalılar ile ayrı ayrı akdettiği harici sözleşmeler ile dava konusu taşınmazda davalıların murisi olduğu iddia edilen ...'ya ait hisseleri davalı ...'ye 130.000,00 USD, diğer davalıya ise 125.000 USD ödeyerek almak istedikleri, söz konusu bedellerin davalılara ödendiği hususunun taraflar arasında da ihtilafsız olduğu, davalıların murisleri olduğunu iddia ettikleri ...'nın mirasçısı olduklarını dosya kapsamındaki delillerle ispat edemedikleri, yine Tapu Müdürlüğü yazışmaları ile diğer bilgi ve belgelerden de anlaşıldığı üzere tapu kayıtlarından anlaşıldığı üzere davaya konu miras hisse devrine konu taşınmazın daha önce satıldığının sabit olduğu, bu şekliyle davalıların söz konusu taşınmazda hissedar olduklarını ispat edemedikleri, taraflar arasında akdedilen sözleşmeler resmi şekilde yapılmadığından geçersiz olduğu, geçersiz sözleşme uyarınca tarafların aldıklarını birbirlerine iade ile yükümlü oldukları, geçersiz sözleşmeye dayalı cezai şartın da talep edilemeyeceği, Mahkemece taleple bağlı kalınarak hüküm tesisinde de usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı anlaşılmakla, davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

19.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.