Logo

3. Hukuk Dairesi2023/1022 E. 2023/2607 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Konut satış vaadi sözleşmesi kapsamında müteahhide verilen ve sonrasında bankaya ciro edilen emre yazılı senetler nedeniyle tüketicinin borçlu olup olmadığına ilişkin menfi tespit davası.

Gerekçe ve Sonuç: Tüketici işlemlerinde senedin nama yazılı olması gerektiği ve emre yazılı senetlerin 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 4. maddesi gereğince tüketici yönünden geçersiz olduğu gözetilerek, yerel mahkeme kararları onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki menfi tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı...Katılım Bankası A.Ş. vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı...Katılım Bankası A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; davalı yüklenici şirket ile 12.05.2014 tarihinde haricen imzalanan taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile daire satın aldığını, satış bedelinin 2 taksit halinde ödenmesinin kararlaştırıldığını ve 15.7.2014 vade tarihli 100.000,00 TL bedelli, 10.8.2014 tarihli 115.000,00 TL bedelli iki adet emre muharrer bono verildiğini, sözleşme imzalandıktan sonra davalı ile anlaşarak sözleşmenin sona erdirildiğini, bonoların geri iade edilmesi gerekirken davalı şirket tarafından diğer davalı bankaya ciro edildiğini ve söz konusu bonolara istinaden davalı banka tarafından aleyhine icra takibi başlatıldığını, söz konusu bonoların teminat amaçlı verildiğini ileri sürerek; bonoların geçersizliğinin tespiti ile borçlu olunmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalılara usulüne uygun davetiye tebliğ edilmiş, davaya cevap vermemişlerdir.

III. MAHKEME KARARI

... 4. Asliye (Tüketici) Hukuk Mahkemesince; taraflar arasındaki uyuşmazlığın mutlak ticari dava niteliğinde olduğu gerekçesiyle Ticaret Mahkemesine görevsizlik kararı verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı, davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 07.03.2018 tarihli ve 2016/19443 E., 2018/2823 K. sayılı ilamıyla; uyuşmazlığın konut satış sözleşmesinden kaynaklandığı, davacının bu hukuki işlem içerisinde tüketici konumunda olduğu, taraflar arasındaki hukuki ilişkinin tüketici işlemi olduğu, uyuşmazlık Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında kaldığına göre davaya bakmaya Tüketici Mahkemesinin görevli olduğu, o halde Mahkemece, işin esasına girilerek hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde Ticaret Mahkemesine görevsizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan temyiz olunan hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; ... Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/114 E., 2018/369 K. sayılı dosyası ile davalı Karadayı Konut ... Mimarlık Mühendislik Müşavirlik İnşaat Taahhüt Ticaret ve Sanayi Limited Şirketine kayyım olarak Av. ...'ın atanmasına karar verildiğinin anlaşıldığı, davalı şirketin kayyımının davaya dahil edildiği, usulüne uygun dava dilekçesi ve bilirkişi raporunun tebliğ edildiği, somut olayda davacı ile davalı Karadayı Konut ... Mimarlık Mühendislik İnşaat Taahhüt Tic. San. A.Ş. arasındaki 12.05.2014 tarihli daire satış vaadi sözleşmesinin imzalandığının görüldüğü, her ne kadar davalı banka şahsi def'inin iyiniyetli hamile karşı ileri sürülemeyeceğini ileri sürmüşse de bu sözleşme nedeniyle düzenlenen senedin nama yazılı olmaması nedeniyle tüketici yönünden herkese karşı geçersiz olup, bu anlamda cirantanın/hamilin iyi niyetli ya da kötü niyetli olmasının bir öneminin olmadığı, taraflar arasındaki sözleşmenin feshedilmesine rağmen davalı bankaya Karadayı şirketi tarafından ciro edilip teslim edildiği ve icra takibine geçildiği, her ne kadar senet üzerinde rehin/teminat cirosu yazılmamışsa da taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklı tüketici senetlerinin verildiğinin anlaşıldığı, senedin nama yazılı olarak düzenlenmediği ve yapılan yargılama ve tarafların sunmuş olduğu deliller ile kanuni düzenlemelerin birlikte değerlendirilmesi sonucunda açılmış olan menfi tespit davasından dolayı ispat yükünün davalılara ait olduğu, davalılardan Karadayı Konut ......A.Ş.'nin dava ve duruşmalara iştirak etmediği, diğer davalı...Katılım Bankasının yazılı delil ve beyanlarda bulunduğu, mahallinde keşif yapıldığı ve söz konusu sözleşme uyarınca davalı Karadayı İnşaat A.Ş.'nin edimini ifa etmediğinin anlaşıldığı, Karadayı arasındaki sözleşmenin feshedildiğine ilişkiden davalı bankanın haberinin olduğuna dair somut veri olmadığından kötüniyet tazminatına ilişkin talebin reddinin gerektiği anlaşılmakla davanın kabulü ile, davacı tarafından davalı Karadayı şirketine verilen 15.07.2014 vadeli 100.000,00 TL bedelli ve 10.08.2014 vadeli 115.000,00 TL bedelli senetler ile davacının borçlu olmadığının tespitine, şartları oluşmadığından kötüniyet tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

V. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde...Katılım Bankası A.Ş. vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı...Katılım Bankası A.Ş. vekili; müvekkili bankanın bonoları iyi niyetle aldığını, davacı ile diğer davalı arasındaki ilişkiyi bilemeyeceğini, dava konusu bonoların bankaya temlik cirosu ile verildiğini, keşideci ile lehtar arasındaki şahsi def'ilerin hamile karşı ileri sürelemeyeceğini ifade ederek kararın kaldırılması istemi ile istinaf yasa yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; taraflar arasında yapılan taşınmaz satış vaadine dayalı harici satış sözleşmesinde belirtilen edimlerin davalı şirket tarafından yerine getirilmemesinden kaynaklı sözleşme iptal edilmiş olmasına rağmen bu sözleşmede belirtilen ve davacıya iade edilmesi gereken bonoların davalı inşaat şirketi tarafından ciro edilerek davalı bankaya verildiğinin anlaşıldığı, yine davacının konut satın alan bir kişi olarak tüketici sıfatına da haiz olduğunun anlaşıldığı, bu halde davalı Karadayı Konut ... Mimarlık Mühendislik İnşaat Ltd. Şti. sona erdirilmiş olan sözleşmeden elde ettiği bonoları davacıya iade etmesi gerekirken, cirolayarak bankaya teslim etmesi sebebiyle aradaki hukuki ilişkinin geçersiz olduğunun anlaşıldığı, yine tüketici ile yapılan sözleşmelerde bono tanzim edilmesi halinde bononun "nama yazılı olarak" tanzim edilmesinin şart olduğu ancak icra takibine ve davaya konu iki adet bononun emre kaydı ile tanzim edilmiş olduğu anlaşıldığından, tüketici yönünden bu bonoların geçersiz olduğu ve herkese karşı ileri sürülebileceği anlaşıldığından, İlk Derece Mahkemesinin hükmü usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davalı...Katılım Bankası A.Ş. vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK'nın 353/(1)-b-1 inci maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı...Katılım Bankası A.Ş. vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı...Katılım Bankası A.Ş. vekili; istinaf sebeplerini tekrar ederek, senedin temel borç ilişkisinden soyut olduğunu, taraflar arasında yapılan anlaşmanın iyi niyetli davalı müvekkilini bağlamayacağını, müvekkilinin kötüniyetli olduğu hususunu davacı tarafın ispatlayamadığını, davacının kendisinin battığını iddia ettiği şirkete karşı borçlanmakla kötü niyetli olduğunu, senetlerin hamiline yazılı olduğunu, para gibi el değiştirdiğinin ortada olduğunu, müvekkili bankanın diğer davalı Karadayı şirketine kredi kullandırdığını ve kredinin ödenmesi için dava konusu senetlerin bankaya temlik cirosu ile verildiğini, yerel Mahkemenin gerekçesinin yasal dayanağının olmadığını, senetlerin bedelinin bedelsiz kaldığı iddialarının müvekkiline karşı ileri sürülemeyeceğini belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, konut satımına ilişkin imzalanan sözleşme nedeniyle davalı müteahhit firmaya teslim edilen ve ciro yoluyla davalı bankanın eline geçen emre yazılı senetlerden dolayı borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 4 üncü maddesinin beşinci fıkrası "Tüketicinin yapmış olduğu işlemler nedeniyle kıymetli evrak niteliğinde sadece nama yazılı ve her bir taksit ödemesi için ayrı ayrı olacak şekilde senet düzenlenebilir. Bu fıkra hükümlerine aykırı olarak düzenlenen senetler tüketici yönünden geçersizdir." hükmünü içermektedir.

3. Değerlendirme

Temyizen incelenen karar; tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine ve özellikle yukarıda da yer verilen 6502 sayılı Kanun'un emredici nitelikteki hükmü uyarınca nama yazılı ve her bir taksit için ayrı ayrı düzenlenmeyen senetlerin tüketici yönünden geçersiz olduğunun tespit edilmiş olmasına göre usul ve kanuna uygun olup, davalı...Bankası A.Ş. vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

09.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.