Logo

3. Hukuk Dairesi2023/1030 E. 2023/3000 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı işçinin, davacı kurum ile imzaladığı hizmet sözleşmesini tek taraflı feshetmesi sebebiyle, davacı kurumun sözleşmede yer alan cezai şart hükmüne dayanarak tazminat talep etmesi üzerine, bu cezai şartın geçerliliği ve davalıdan tahsil edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 420. maddesi uyarınca hizmet sözleşmelerinde sadece işçi aleyhine konulan cezai şartın geçersiz olduğu ve davaya konu sözleşmede yer alan cezai şart hükmünün de tek taraflı olarak işçi aleyhine düzenlendiği gözetilerek, yerel mahkemenin davacı kurumun tazminat talebini reddeden kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/336 E., 2022/671 K.

DAVA TARİHİ : 29.03.2013

Taraflar arasındaki (hizmet sözleşmesinden kaynaklanan) alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; davalının 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin (KHK) ek 6.maddesine göre Kurum bünyesinde 06.02.2012 tarihinde tam zamanlı bilişim personeli olarak çalışmaya başladığını; ancak, 375 sayılı KHK'nın EK 6/6 maddesi ve Kurum ile imzaladığı Hizmet Sözleşmesinin 7/3 üncü maddesi gereğince 02.07.2012 tarihinde sözleşmesini haklı bir neden olmaksızın süresinden önce tek taraflı feshettiğini, 375 sayılı KHK'nın EK 6/6 maddesine sözleşme dönemi içerisinde sözleşmenin tek taraflı olarak feshedilmesi halinde sözleşme brüt ücretinin üç katından az olmamak üzere fesih tarihinden sözleşmenin bitiş tarihine kadar olan sürenin aylık sözleşme brüt ücretiyle çarpımı sonucu bulunacak tutarın tazminat olarak personel tarafından ödeneceğine dair hüküm bulunduğunu, yine davalının işe girerken imzalamış olduğu Hizmet Sözleşmesinin 8 inci maddesinde de aynı yönde hüküm bulunduğunu, bahsi geçen hüküm gereğince hesaplanan aylık 6.661,30 TL brüt ücretin 6 katı olan 39.967,82 TL'nin işten ayrılış tarihi olan 02.07.2012 tarihinden itibaren faiziyle tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; müvekkilinin davacı kurumda çalışmaya hak kazandıktan sonra, bilişim personeli olarak çalışması için itirazi kayıt sunmaksızın imzalamak zorunda olduğu belirli süreli hizmet sözleşmesinin 06.02.2012 tarihinde onaylandığını ve çalışmaya başladığını, eşinin subay olup ...'e tayininin çıktığını, aile birliğinin korunması için davacı Kuruma talepte bulunduğunu ancak, talebinin kabul edilmediğini, bu nedenle istifa etmek zorunda kaldığını, feshin keyfi olmayıp haklı olduğunu, tek yanlı olarak sözleşmeye konan cezai şartın geçersiz olduğunu savunarak; davanın reddini talep etmiştir.

III. MAHKEME KARARI

... 10. ... Mahkemesinin 10.10.2013 tarihli, 2013/1194 E., 2013/1062 K. sayılı kararı ile, davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 16.03.2015 tarihli, 2013/36007 E., 2015/10206 K. sayılı ilamıyla anlaşmazlığın çözüm yerinin idari yargı olması sebebiyle davanın görev nedeniyle davanın usulden reddi gerektiği gerekçesiyle karar bozulmuştur.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

1. ... 10. ... Mahkemesinin 17.09.2015 tarihli, 2015/810 E., 2015/1069 K. sayılı kararı ile davanın idari yargıda görülmesi gerektiğinden mahkemenin görevsizliğine karar verilmiş, karar davacı tarafından temyiz edilmiş, Yargıtay (kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 30.11.2015 tarihli, 2015/32276 E., 2015/33086 K. sayılı ilamı ile hükmün düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

2. Uyuşmazlık Mahkemesinin 12.10.2018 tarihli 2018/471 E., 2018/526 K. sayılı ilamı ile davanın çözümünde adli yargının görevli olduğuna, bu nedenle, ... 10. ... Mahkemesinin 17.09.2015 tarihli, 2015/810 E., 2015/1069 K. sayılı görevsizlik kararının kaldırılmasına karar verilmiş ve ... 10. ... Mahkemesinin 13.12.2018 tarihli, 2018/492 E., 2018/710 K. sayılı kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 02.04.2019 tarihli 2019/688 E., 2019/7362 K. sayılı ilamı ile davaya bakmakla Asliye Hukuk Mahkemeleri görevli olduğundan mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerektiği gerekçesiyle karar bozulmuştur.

D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

1.... 10. ... Mahkemesinin 12.11.2019 tarihli, 2019/320 E., 2019/540 K. sayılı kararı ile mahkemenin görevsizliği nedeniyle davanın reddine, görevli mahkemenin ... Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğuna karar verilmiş, kararın kesinleşmesi ve talep üzerine dosya Asliye Hukuk Mahkemesine gelmiştir.

2. ... 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 07.10.2021 tarihli, 2019/418 E., 2021/251 K. sayılı kararı ile; açılan davanın kısmen kabulü ile, 22.171,5 TL alacağın 25.08.2012 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine (36.952,50 TL'den TBK 182 son fıkra gereğince taktiren %40 indirim uygulanarak) karar verilmiştir.

E. Üçüncü Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairenin 21.04.2022 tarihli, 2022/2103 E., 2022/3916 K. sayılı ilamı ile; dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere göre davacının tüm temyiz itirazlarının reddi gerektiği, davalının temyiz itirazının incelenmesi yönünden; uyuşmazlık konusunun sözleşmenin 8 inci maddesinde yer alan tazminatın davalıdan tahsili gerekip gerekmediğine ilişkin olduğu, davalının tazminata hak kazandığını iddia ettiği tarihin akdin sona erdiği 02.07.2012 tarihi olduğu için uyuşmazlığa 6098 sayılı Yasa hükümlerinin uygulanması gerektiği, her ne kadar dava konusu sözleşmenin dayanağı olan 375 sayılı KHK nin Ek 6 ncı maddesinde işçi tarafından sözleşmenin süresinden önce feshedilmesi halinde haklı nedeni olup olmadığına bakılmaksızın davalı işçinin tazminat ödeyeceği belirlenmişse de, 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı TBK'nın 420 nci maddesinde hizmet sözleşmelerine sadece işçi aleyhine konulan ceza koşulunun geçersiz olduğunun belirtildiği, 375 sayılı KHK'nın Ek 6 ncı maddesi dayanak olarak gösterilmek suretiyle davacı tarafından talep edilen cezai şartın karşılıklı olmaması nedeniyle geçersiz olduğundan, davacının cezai şart talebinin reddi yerine kabulünün hatalı olduğu gerekçesiyle mahkeme kararının davalı yararına bozulmasına karar verilmiştir.

F. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozma ilamında belirtilen gerekçeler doğrultusunda davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; taraflar arasındaki ilişkinin herhangi bir hizmet akdinden değil statü hukukundan kaynaklandığını, davalı ile imzalanan sözleşmenin Maliye Bakanlığında hazırlanan tip sözleşme olduğunu ve her iki tarafın da sözleşmede değişiklik yapma yetkisi olmadığını, Kamu Kurum Ve Kuruluşlarının Büyük Ölçekli Bilgi İşlem Birimlerinde Sözleşmeli Bilişim Personeli İstihdamına İlişkin Esas Ve Usuller Hakkında Yönetmelik'in 10 uncu maddesinde; sözleşme süresinin mali yıl ile sınırlı olduğu ancak, personelin 16 ncı maddenin üçüncü fıkrası uyarınca sözleşme dönemi içinde sözleşmeyi tek taraflı feshedebileceği, bu durumda sözleşmesini fesheden personele ilgili Yönetmelik'in 19 uncu maddesinin birinci fıkrasının d bendi uyarınca ... sonu tazminatı ödeneceği, ancak personelin de yine aynı Yönetmelik'in 17 nci maddesi kapsamında Kuruma tazminat ödemekle yükümlü olduğunun düzenlendiğini, dolayısıyla dava konusu cezai şart koşulunun tek taraflı olarak Kurumca değil, mevzuat kapsamında taraflar arasında karşılıklı bir denge gözetilerek düzenlenmiş olduğunu ve bahse konu cezai şartın ödenmesinin ilgili mevzuat kapsamında zorunluluk teşkil ettiğini beyan ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflar arasında düzenlenen Hizmet Sözleşmesinin davalı tarafça tek taraflı feshi nedeniyle davacı Kurumun cezai şart istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun ''Ceza koşulu ve ibra'' başlıklı 420 nci maddesi.

2. Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. Usuli kazanılmış hak olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK).

3. Değerlendirme

Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile yukarıda yer verilen hukuk kurallarına göre, Mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verilerek bozma ilamı doğrultusunda karar verildiği, bozmaya uymakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkan bulunmadığı anlaşılmakla; davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Dosyanın mahkemesine gönderilmesine,

6100 sayılı HMK'nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

31.10.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.