Logo

3. Hukuk Dairesi2023/1041 E. 2023/3599 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Hatalı tıbbi müdahale nedeniyle meydana geldiği iddia edilen doğum komplikasyonları sonucu çocuğun sakatlanması sebebiyle hastane ve doktor aleyhine açılan tazminat davasında, davalıların kusurunun bulunup bulunmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Vekalet sözleşmesinden kaynaklanan özen yükümlülüğünün ihlal edilip edilmediğinin tespiti için, dosyadaki tüm deliller, bilirkişi raporları ve taraf beyanları birlikte değerlendirilerek davalıların eylemi ile meydana gelen zarar arasında illiyet bağı kurulabilecek bir kusurlarının bulunmadığı gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili, davalı şirketin işlettiği özel hastanede davacı ...’nin doğum yaptığını, davacı ...’ın dünyaya geldiğini, davalıların, doğum esnasındaki kusurlu ve yanlış müdahaleleri sonucunda çocuk...’ın sakatlanmasına sebebiyet verdiklerini ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla her bir davacı için 1.000,00 TL olmak üzere toplam 3.000,00 TL maddi tazminatın ve davacı çocuk......'ya 200.000,00 TL anne ......'ya 100.000,00 TL ve baba ...'ya 30.000,00 TL olmak üzere toplam 330.000,00 TL manevi tazminat faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalılar vekili; müvekkil hekimin ve hastanenin davaya konu olayda kusurunun bulunmadığı ve hastaya yapılan tüm müdahalelerin tıp literatürüne ve ilgili mevzuata uygun olduğunu savunarak haksız davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; alınan bilirkişi raporundaki tespitler ve dosya kapsamına göre, doğum eylemi sırasında bebekteki pleksus brakial lezyonunun oluşmasında sağlık personeline ve hastaneye verilebilecek bir kusurunun olmadığı, buna göre 6502 sayılı Kanun'un 13 üncü maddesi kapsamına verilen hizmetin ayıplı olmadığı ve buna bağlı olarak 6502 sayılı Kanun'un 14 üncü maddesi gereğince davacının maddi ve manevi tazminat talep edemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacılar vekili, mahkeme kararının eksik inceleme sonucunda verildiğini, davalıların doğum eyleminde gerekli özeni göstermediklerini, bu olay nedeniyle manevi olarak da çöküntüye uğradıklarını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, ayrıca alınan bilirkişi raporunun taraf, mahkeme ve istinaf kanun yolu denetimine olanak sağlayacak şekilde düzenlenip, hükme esas alınmaya yeterli olduğu, mahkemece verilen kararın yerinde bulunduğu gerekçesiyle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacılar vekili, istinaf dilekçesindeki hususları tekrar ederek, hatalı ve eksik incelemeye dayalı karar verildiğini belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, hatalı tıbbi müdahale nedeni ile davacıların uğradığı zararın tazmini istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 502 ve devamı maddeleri.

2. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 266 ve devamı maddeleri.

3.Değerlendirme

Davanın temelini TBK.nın 502 ve devamı maddelerinde düzenlenen vekalet sözleşmesi oluşturmaktadır. Dava, davalı hastane ve doktorun vekalet sözleşmesinden kaynaklanan özen borcuna aykırılık olgusuna dayanmaktadır. Vekil, ... görürken yöneldiği sonucun elde edilmemesinden değil, bu sonuca ulaşmak için yaptığı uğraşların özenle görülmemesinden sorumludur. Vekilin sorumluluğu, genel olarak işçinin sorumluluğuna ilişkin kurallara bağlıdır . Vekil, işçi gibi özenle davranmak zorunda olup, hafif kusurundan bile sorumludur. O nedenle doktorun meslek alanı içinde olan bütün kusurları (hafif de olsa) sorumluluğun unsuru olarak kabul edilmelidir. Doktorlar, hastalarının zarar görmemesi için yalnız mesleki değil, genel hayat tecrübelerine göre herkese yüklenebilecek dikkat ve özeni göstermek zorundadır. Doktor, tıbbi çalışmalarda bulunurken, bazı mesleki şartları yerine getirmek, hastanın durumuna değer vermek, tıp biliminin kurallarını gözetip uygulamak, tedaviyi her türlü tedbirlerini alarak yapmak zorundadır. Doktor, ufak bir tereddüt gösteren durumlarda, bu tereddütü ortadan kaldıracak araştırmalar yapmak ve bu arada koruyucu tedbirler almakla yükümlüdür. Çeşitli tedavi yöntemleri arasında seçim yaparken, hastanın ve hastalığın özellikleri göz önünde tutulmalı, onu risk altına sokacak tutum ve davranışlardan kaçınmalı ve en emin yolu tercih etmelidir (Bkz. ..., Borçlar Hukuk Özel Borç İlişkileri, Cild, Ank.1982, Sh.236 vd). Gerçekten de müvekkil (hasta) mesleki işgören vekilden, tedavinin bütün aşamalarında titiz bir ihtimam ve dikkat beklemek hakkına sahiptir. Gereken özen görevini göstermeyen vekil, vekaleti gereği gibi ifa etmemiş sayılmalıdır. Aynı hususlar adam çalıştıran sıfatı ile doktorun görev yaptığı sağlık kuruluşları için de geçerlidir.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle birbirini teyit eden Adli Tıp Kurumu ilgili dairesi ve itiraz üzerine Üniversite Hastanesinden alınan raporlardaki tespitlere göre, davalıların eylemi ile meydana gelen zarar arasında davalılara yüklenebilecek bir kusur bulunmadığının anlaşılmasına göre, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesince ONANMASINA,

Dosyanını İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

07.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.