Logo

3. Hukuk Dairesi2023/1056 E. 2023/2906 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Konut kredisinin teminatı olarak kurulan ipoteğin, kredi borcu ödenmesine rağmen fek edilmemesi nedeniyle açılan ipoteğin fekki davasında, bankanın ipoteği fek etme yükümlülüğünün olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Borcun ödenmesiyle ipoteğin fekki için gerekli şartların oluştuğu, Türk Medeni Kanunu madde 883/1 gereği taşınmaz malikinin alacaklının ipoteği terkin etmesini isteyebileceği ve alacaklının da bu talebi yerine getirmekle yükümlü olduğu gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/539 E., 2022/2498 K.

DAVA TARİHİ : 18.12.2019

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 1. Tüketici Mahkemesi

SAYISI : 2019/692 E., 2020/473 K.

Taraflar arasındaki ipoteğin fekki davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; davalı bankadan kullandığı konut kredisinin teminatı olarak ... İli ... İlçesi, ... Mah., 5223 parsel, 4 nolu bağımsız bölüm üzerine, 03.02.2016 tarih ve 3222 yevmiye numarası ile davalı banka lehine 175.000,00 TL bedelli ipotek tesis edildiğini, konut kredisi borcunun tamamını ödediğini ve ödemenin üzerinden yaklaşık 6 ay zaman geçmesine rağmen ipoteğin fek edilmediğini belirterek, davalı banka lehine kurulan 175.000,00 TL bedelli ipoteğin fekkini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı; davacının davayı açmadan önce ipoteğin kaldırılması için bankaya bir başvurusunun bulunmadığını, üst sınır ipoteklerinin bir çerçeve sözleşme niteliğinde olup, davacının davalı bankayla olan her dönemdeki kredi ilişkilerinin teminatını oluşturduğunu, davacı belli bir dönemde kredi ilişkisini ödeme ile bitirse de davacının talebi olmaksızın doğrudan ipoteğin fekki yoluna gidilmediğini, davacının daha sonra yeniden krediye ihtiyaç duyması durumunda varolan ipotek teminatı ile kredi kullandırıldığını, davacının ipoteğin fekkine ilişkin talebi olsaydı ipotek fek ücreti ve masrafları kendisinden tahsil edilerek ipoteğin fekki yoluna gidileceğini belirterek, davanın öncelikle arabuluculuk dava şartı yokluğundan usulden reddini, esasa girilmesi durumunda ise davanın esastan reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; Harçlar Kanunu'nun ek-4. Tarifenin 7 nci maddesinde; bankaca borcun ödenmesinden sonra ipoteğin fekki için yazı yazılmasının yeterli olduğu, harç ve masrafların mükellefinden alınmasının tapu müdürlüğünce talep edilebileceği, ..., ... Mah., 5223 parsel, 4 nolu bağımsız bölüm üzerine, 03.02.2016 tarih ve 3222 yevmiye numarası ile davalı banka lehine 175.000,00 TL bedelli ipotek tesis edildiği, ipoteğe konu 93.000,00 TL bedelli konut kredisi ödemelerinin davacı borçlu tarafından tamamlanmasına rağmen tapu kaydı üzerindeki ipoteğin terkin edilmediği ve terkini için davalı alacaklı tarafından tapuya bildirim yapılmadığı, ipoteğin terkini şartların oluştuğu, her ne kadar davalı alacaklı banka tarafından davacı borçluya bildirim yapıldığı ve ipotek harcının yatırılmadığından dolayı fekkin gerçekleşmediği belirtilmişse de bu konuda zorunluluk bulunmadığı, davalı bankanın sorumluluğunun ipoteğin fekki konusunda tapuya bildirim yapılmakla sona erdiği gerekçesiyle; davanın kabulüne, ... İli, ... İlçesi, ... Mahallesi, 5223 parselde kayıtlı davacı ... adına kayıtlı 4 numaralı bağımsız bölüm üzerindeki 03.02.2016 tarihli 3222 yevmiye numaralı, davalı banka lehine tesis edilen 175.000,00 TL bedelli ipoteğin fekkine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı; ipotek fekkinde harç alınacağı hususunun 492 sayılı Harçlar Kanunu'nda ve Harçlar Kanunu Genel Tebliğinde düzenlendiğini, İlk Derece Mahkemesinin ipotek fekkinde harç alınacağına dair düzenlemenin yer almadığı gerekçesinin hatalı olduğunu, dava konusu ipoteğin fek masrafları karşılanmadığından ipoteğin fek edilemediğini, dava açılmasına bizzat davacının sebebiyet verdiğini, bu noktada bankalarına herhangi bir kusur atfedilemeyeceğini, İlk Derece Mahkemesi kararının hatalı olduğunu, işbu hukuka aykırı kararın kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; her ne kadar davalı banka tarafından ipoteğin fekki yönünde tapu müdürlüğüne yazı yazıldığı ve bankanın üzerine düşen görevi yerine getirdiği iddia edilmekte ise de, dosyadaki bilgi ve belgelerden davacının taşınmazı üzerinde ipoteğin devam ettiği anlaşılmakla, husumetin de devam ettiği Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 2016/8003 E., 2017/5216 K. sayılı kararı), dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmadığı, tüm dosya kapsamıyla anlaşılmış olup, Mahkemece verilen kararın yerinde bulunduğu anlaşılmakla istinafa konu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından HMK 353/1-b maddesi gereğince davalının istinaf kanun yolu başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı; istinaf sebeplerini tekrar ederek, dava ikame edilmeden önce ipoteğin fekkine yönelik bankaya hiçbir şekilde sözlü ya da yazılı bir başvuru olmadığı gibi dava şartı olan zorunlu arabuluculuk sürecine de başvurulmadığını, işbu husus da istinaf incelemesine konu edilmesine rağmen tek bir değerlendirme dahi yapılmadığını, ipoteğin fekki talepli olarak ikame edilen huzurdaki dava kapsamında, davacı tarafından eksik harç yatırıldığını, ipotek değeri üzerinden hesaplanacak nisbi harcın tamamlatılması gerektiğini ancak yerel Mahkemenin, davacı tarafa harç tamamlatmaksızın yargılamayı devam ettirdiğini ve hüküm kurduğunu, davacının asıl amacının ipoteğin fekkini sağlamak değil, davacı vekili lehine haksız vekalet ücreti tahsilinin olduğunu, bankaca ipoteğin fekkine ilişkin süreç başlatıldığını ancak davacı tarafın yükümlülüğünü kötü niyetli olarak zamanında yerine getirmemesi sebebiyle ipoteğin fekkinin sağlanamadığının açık olduğunu, banka davanın açılmasına sebebiyet vermediğinden aleyhe harç, vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilemeyeceğini, davacının üzerine düşen bu yükümlülüğü sonraki bir tarihte ancak yerine getirdiğini, dava konusu ipoteğin halihazırda fek edilmiş vaziyette olduğunu, davacının ipotek fek masraflarını ödeme yükümlülüğü altında olduğunu zaten bilmekle birlikte bunu çok geç yerine getirdiğini, davacının davanın açılmasının akabinde bu harcı yatırarak ipoteğin fek işlemini tamamladığını, bu halde artık bankanın herhangi bir kusurundan veya ipotek fek sürecini başlatmadığından söz edilemeyeceğini belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava; konut kredisinin teminatı olarak konulan ipoteğin fekki istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun İpoteğin Terkinini İsteme Hakkı başlıklı 883 üncü maddesi şu şekildedir;

“Alacak sona erince ipotekli taşınmazın maliki, alacaklıdan ipoteği terkin ettirmesini isteyebilir.

(Ek fıkra:4/7/2019-7181/19 md.) İpotek süreli olarak kurulmuşsa, sürenin bitiminden itibaren otuz gün içinde ipotekli taşınmaz üzerinde 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 150/c maddesinde belirtilen şerhin konulmaması hâlinde ipotek, malikin talebiyle tapu müdürlüğünce terkin edilir.”

2. Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 29.02.2026 tarihli ve 2015/38057 E., 2016/6148 K. sayılı ilamının ilgili kısmında şöyle denilmiştir;

"Dava, ipoteğin fekki isteğine ilişkindir. Dairemizin yerleşik kararlarında da vurgulandığı üzere, bankaların ancak davaya konu kredinin verilmesi için zorunlu, makul ve belgeli masrafları tüketiciden isteyebileceğinin kabulü gerekir. Dava konusu edilen 19,20 TL tutarındaki ipotek fek harcı zorunlu bir gider olarak kabul edilemez. Hal böyle olunca davanın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. "

3. Değerlendirme

Temyizen incelenen karar; tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle dava konusu uyuşmazlığa ilişkin zorunlu arabuluculuğun dava tarihinden daha sonra yürürlüğe girdiğinin, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 883 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği davaya konu ipoteğin verildiği alacak sona ermiş olduğundan taşınmaz maliki olan davacının alacaklı bankadan ipoteği terkin ettirmesini isteyebileceğinin, davalı bankanın bu talebi yerine getirmek zorunda olduğunun, yerleşmiş içtihatlara uygun karar verildiğinin anlaşılmasına göre davalı tarafın temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalının yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

25.10.2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.