"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/132 E., 2022/318 K.
vekili Avukat ...
DAVA TARİHİ : 24.11.2009
KARAR : Davanın Kabulü
KARAR DÜZELTME İSTEYEN : Davalı vekili
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 13. Hukuk Dairesince mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. İlk derece Mahkemesince bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde davanın kabulüne karar verilmiş olup, hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairece hükmün onanmasına karar verilmiştir.
Davalı vekili
tarafından Dairece verilen kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; kesinlik, süre ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, karar düzeltme dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; 24.12.2008 tarihinde sıralı 30 adet aynı olarak oynadığı iddia kuponundaki maçların sonuçlarını doğru tahmin ettiğini ve 38.253,60 TL ikramiye kazandığını, ikramiye almak için iddia bayisine gittiğinde iddia kuponunun cihaz tarafından okunmadığını, davalı ile yapmış olduğu görüşmede ödeme yapılacağının bildirilmesine rağmen bu güne kadar ödeme yapılmadığını ileri sürerek, 38.253,60 TL ikramiye alacağının 24.12.2008 tarihinden itibaren en yüksek reeskont faizi ile davalıdan tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı; davacının kuponlarında bulunan 3 müsabakada şike yapıldığını ve bu konuda davacının da sanık olarak yer aldığı yargılamanın devam ettiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 31.03.2015 tarihli ve 2009/411 E., 2015/187 K. sayılı kararı ile; davacının oynadığı kupona konu 3 adet maçla ilgili olarak Türkiye genelinde sadece birkaç bayiden yüksek miktarda bahis oynandığı, davacının oynadığı kuponların da aynı olup miktar olarak oldukça yüksek olduğu, Türkiye Futbol Federasyonu Disiplin Kurulu ile Tahkim Kurulunca söz konusu maçlarda maç sonuçlarını engellemeye yönelik girişimlerin de tespit edildiği, ayrıca maç sonuçlarının da etkilendiği anlaşılmakla davacının oynadığı kuponlar nedeni ile davalı kurumdan herhangi bir talepte bulunamayacağı, davacının oynadığı kuponlara konu maçlarda şike tespit edildiği sonucuna varıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Yargıtay (kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 26.10.2017 tarihli ve 2015/22235 E., 2017/10282 K. sayılı kararı ile; davalının da yargılandığı İstanbul 20. Ağır Ceza Mahkemesinin 2010/97 E. sayılı dosyasının karar tarihi itibari ile derdest olduğu anlaşıldığından söz konusu ceza dosyası getirtilerek, konusunda uzman bir bilirkişiden rapor alınması ve bilirkişi raporu doğrultusunda ceza dosyasının bekletici mesele yapılıp yapılmayacağı değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle hüküm bozulmuştur.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararıyla, ceza dosyası ile dolandırıcılık suçunun zarar unsurunun oluşmaması nedeniyle sanıkların ayrı ayrı beraatlerine karar verildiği, kararın 20.01.2022 tarihinde kesinleştiği anlaşıldığından, Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda tüm dosya içeriği, kesinleşmiş ceza dosyası ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde davacının talebinde haklı olduğu, davalı kuruma karşı bir dolandırıcılığının söz konusu olmadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile, 38.253,60 TL'nin 24.12.2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Dairenin 14.12.2022 tarihli ve 2022/7747 E., 2022/9534 K. sayılı kararıyla, mahkeme hükmünün onanmasına karar verilmiştir.
VI. KARAR DÜZELTME
A. Karar Düzeltme Yoluna Başvuran
Dairenin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
B. Karar Düzeltme Sebepleri
Davalı, davacının kuponunda yer alan müsabakalarda şike yapıldığının kolaylıkla tespit edilebildiğini, İstanbul 20. Ağır Ceza Mahkemesinin 2010/197 E. 2019/520 K. sayılı ilamında, dosyada davacı ... ile birlikte sanık olarak yer alan Erkan Ergün hakkında Profesyonel Futbol Disiplin Kurulunun 08.06.2011 tarihli kararı ile verilen 42 yıl hak mahrumiyeti cezası bulunduğunun belirtildiğini, Profesyonel Futbol Disiplin Kurulunun söz konusu kararının Tahkim Kurulunun 04.08.2012 tarihli kararı ile onaylandığını, Tahkim Kurulu kararlarının kesin olup bu kararlara karşı hiçbir yargı merciine başvurulamayacağını, dava konusu işlemin davacı tarafından kuponların oluşturulduğu tarihte yürürlükte olan mevzuata uygun olarak gerçekleştirildiğini, İstanbul 20. Ağır Ceza Mahkemesinin 2010/197 E.,2019/520 K. sayılı gerekçeli kararında somut olayda şike ve teşvik suçlarının oluşmaması nedeniyle değil eylem tarihi itibariyle şikenin suç olduğuna ilişkin kanun maddeleri yürürlükte olmadığından sanıklar hakkında beraat hükmü verildiğini, dosyadaki talep konusu ile aynı olarak başka bir davacının Ankara 16. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/43 E. sayılı dosyasında açılan davada yerel mahkemece 2015/43 E.-2015/192 K. sayılı ilamı ile davanın reddine karar verilmiş olup hükmün Yargıtay tarafından onandığını, Tahkim Kurulu kararının ceza mahkemesindeki bilirkişi raporundan daha güncel olduğunu, hem Türkiye Futbol Federasyonunun 08.06.2011 tarihli kararında hem de Tahkim Kurulunun 04.08.2012 tarihli kararlarında ilgili müsabakalarda şike yapıldığının tespit edildiğini, ceza mahkemesi kararında maddi vakıaya ilişkin bir tespit olmadığından hukuk mahkemesini bağlamayacağını ileri sürerek; kararın düzeltilmesini ve Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, alacak istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.1086 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 440 ıncı maddesi şöyledir;
''I.Yargıtay kararlarına karşı tefhim veya tebliğden itibaren 15 gün içinde aşağıdaki sebeplerden dolayı karar düzeltilmesi istenebilir: 1 – (Değişik: 16/7/1981 - 2494/31 md.) Temyiz dilekçesi ve kanuni süresi içinde verilmiş olması şartiyle- karşı tarafın cevap dilekçesinde ileri sürülüp hükme etkisi olan itirazların kısmen veya tamamen cevapsız bırakılmış olması, 2 – Yargıtay kararında birbirine aykırı fıkralar bulunması, 3 – Yargıtay incelemesi sırasında hükmün esasını etkileyen belgelerde bir hile veya sahteliğin ortaya çıkması. 4 – Yargıtay kararının usul ve kanuna aykırı bulunması''
2.6098 sayılı Borçlar Kanunu'nun 74 ncü maddesi şöyledir:
“Hakim, zarar verenin kusurunun olup olmadığı, ayırt etme gücünün bulunup bulunmadığı hakkında karar verirken, ceza hukukunun sorumlulukla ilgili hükümleriyle bağlı olmadığı gibi, ceza hakimi tarafından verilen beraat kararıyla da bağlı değildir. Aynı şekilde, ceza hâkiminin kusurun değerlendirilmesine ve zararın belirlenmesine ilişkin kararı da, hukuk hakimini bağlamaz.”
3. Değerlendirme
1.İlk derece mahkemesince bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde; davacının da aralarında bulunduğu sanıklara atılı kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık suçunun zarar unsurunun oluşmaması nedeniyle sanıkların ayrı ayrı beraatlerine karar verildiği, kararın 20.01.2022 tarihinde kesinleştiği, Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda tüm dosya içeriği, kesinleşmiş ceza dosyası ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde davacının talebinde haklı olduğu, davalı kuruma karşı bir dolandırıcılığının söz konusu olmadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile 38.253,60 TL'nin 24.12.2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
2.İstanbul 20. Ağır Ceza Mahkemesinin 2010/197 E.,2019/520 K. sayılı gerekçeli kararı incelendiğinde; 6222 sayılı Kanunun gerekçesinden anlaşılacağı üzere 6222 sayılı Kanun yürürlüğe girene kadar şike ve teşvik pirimi eylemlerinin suç olarak düzenlenmediği, 6222 sayılı Kanun'un ise 27905 sayılı Resmi Gazete ile 14.04.2011 tarihinde yürürlüğe girdiği, şike ve teşvik pirimi suçlarının suç tarihlerinde yürürlükte bulunmadığı, dolayısıyla eylemden sonraki bir tarihte atılı eylemin suç haline getirilmesi durumunda suçta ve cezada kanunilik ve lehe uygulanırlık ilkesi uyarınca sanıkların eylemden sonraki düzenleme ile suç haline getirilen suçtan sorumlu tutulamayacakları, buna göre somut olayda şike ve teşvik suçlarının oluşmaması nedeniyle değil eylem tarihi itibariyle şikenin suç olduğuna ilişkin kanun maddeleri yürürlükte olmadığından sanıklar hakkında beraat hükmü verildiği anlaşılmış olup, ceza mahkemesi kararı 20.01.2022 tarihinde kesinleşmiştir.
4.Borçlar Kanunu 74 ncü maddesine göre, hukuk hakimi, ceza hakimi tarafından verilen beraat kararıyla bağlı olmadığı gibi, ceza hâkiminin kusurun değerlendirilmesine ve zararın belirlenmesine ilişkin kararı da, hukuk hakimini bağlamaz. Buna göre, ceza mahkemesince verilen beraat kararı; kusur ve derecesi, zarar tutarı, temyiz gücü ve yükletilme yeterliliği, illiyet gibi esasların hukuk hakimini bağlamayacaktır. Ancak hemen belirtilmelidir ki, gerek öğretide gerekse Yargıtay'ın yerleşmiş içtihatlarında, ceza hakiminin tespit ettiği maddi olaylarla ve özellikle “fiilin hukuka aykırılığı” konusu ile hukuk hâkiminin tamamen bağlı olacağı kabul edilmektedir. Diğer bir anlatımla, maddi olayları ve yasak eylemlerin varlığını saptayan ceza mahkemesi kararı, taraflar yönünden kesin delil niteliğini taşıyacaktır. Bu doğrultuda maddi vakıanın tespitine ilişkin ceza mahkemesi kararı hukuk hakimini bağlayıcı olup, ceza mahkemesince bir maddi vakıanın varlığı ya da yokluğu konusundaki kesinleşmiş kabule rağmen, aynı konunun hukuk mahkemesinde yeniden tartışılması olanaklı değildir.
5. Dava konusu olay incelendiğinde; İstanbul 20. Ağır Ceza Mahkemesinin 2010/197 E. 2019/520 K. sayılı gerekçeli kararında somut olayda şike ve teşvik suçlarının oluşmaması nedeniyle değil, eylem tarihi itibariyle şikenin suç olduğuna ilişkin kanun maddeleri yürürlükte olmadığından sanıklar hakkında beraat hükmü verildiği, yani maddi vakıanın tespitine dayalı beraat kararı verilmediği anlaşılmıştır.
6.Her ne kadar Yargıtay (kapatılan)13. Hukuk Dairesinin 26.10.2017 tarih 2015/22235 E. 2017/10282 K. sayılı kararı ile davacının da yargılandığı İstanbul 20. Ağır Ceza Mahkemesinin 2010/97 E. sayılı ceza dosyası getirtilerek, konusunda uzman bir bilirkişiden rapor alınması ve bilirkişi raporu doğrultusunda ceza dosyasının bekletici mesele yapılıp yapılmayacağı değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi hükmü bozulmuşsa da, kesinleşmiş ceza mahkemesi kararının gerekçesinde maddi vakıaya dayalı beraat hükmü verilmediği anlaşılmış olup, hukuk hakimini bağlayıcılığı açısından usuli müktesep hak oluşmamaktadır.
7. Davacının oynadığı tüm kuponlarda, Torbalı Spor-M.Kemal Paşa, Bulancak-Ünye Spor ve Ceyhan Spor-Batman Petrol müsabakalarının ve bunların dışında İngiltere liginden bazı maçların yer aldığı, oyunların Türkiye geneline yayılmadığı ve sadece birkaç bayiden yüklü miktarda açıklanan maçlara yönelik kuponların düzenlenmesi üzerine davalı kurumun maçlardan şüphelenerek maçları bahse kapattığı, 3 maç için alışılmışın dışında yüksek tutarda bahislerin oynandığı, konunun Türkiye Futbol Federasyonu'na intikal ettiği, bunun sonucunda Profesyonel Futbol Disiplin Kurulunun 08.06.2011 tarihli kararı ile dava konusu olan Torbalı Spor-M.Kemal Paşa, Bulancak-Ünye Spor ve Ceyhan Spor-Batman Petrol müsabakalarının arasında olduğu, çok sayıda maç yönünden maç sonucunu etkilemeye yönelik girişimler bulunduğu ve istenilen sonucun gerçekleştiğinin tespit edildiği, ayrıca davacı ... ile birlikte sanık olarak yer alan Erkan Ergün hakkında 42 yıl hak mahrumiyeti cezası verildiği, Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu'nun söz konusu kararının Tahkim Kurulu'nun 04/08/2012 tarihli kararı ile onaylandığı, Tahkim Kurulu kararlarının kesin olup bu kararlara karşı hiçbir yargı merciine başvurulamayacağı anlaşıldığından, Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu ve Tahkim Kurulu kararlarındaki maddi vakıaya ilişkin tespitler nedeniyle, davanın reddi gerekmektedir. Kararın bu nedenle bozulması gerekirken, zuhulen onanmasına karar verildiği bu kez yapılan inceleme ile anlaşıldığından, onama ilamının kaldırılarak mahkeme kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalının karar düzeltme talebinin kabulü ile Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 14.12.2022 tarihli ve
2022/7747 E., 2022/9534 K. sayılı ilamının ortadan kaldırılmasına ve hükmün az yukarıda belirtilen nedenlerle BOZULMASINA,
12.04.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.