Logo

3. Hukuk Dairesi2023/1077 E. 2024/600 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Vekilin, vekaletname konusu taşınmazların kamulaştırmasız el atma bedelini tahsil ettikten sonra müvekkillerinin bilgisi ve rızası dışında üçüncü kişiye temlik etmesi nedeniyle açılan tazminat davasında, vekalet ilişkisinden kaynaklanan dava olup olmadığı ve zamanaşımının başlayıp başlamadığı hususu.

Gerekçe ve Sonuç: Davacıların, davalı vekili vekalet görevini kötüye kullanmak suretiyle kamulaştırmasız el atma bedelini kendilerine ödemeksizin üçüncü kişiye temlik ettiğini ileri sürerek dava açmaları ve davanın vekilin hesap verme borcuna aykırılığına dayanması gözetilerek, taraflar arasında satış ilişkisi olduğu gerekçesiyle davanın reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 46. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1030 E., 2022/2562 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 4. Tüketici Mahkemesi

SAYISI : 2021/31 E., 2021/607 K.

Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın taraflarca istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, davacının istinaf başvurusunun esastan reddine, davalının istinaf başvurusunun kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle incelemenin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 13.02.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir

Belli edilen günde gelen davacılar vekili Avukat .......,ile davalı vekili Avukat ...'ün sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saat 14.00'te Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili; müvekkilerin murislerinden kendilerine intikal eden taşınmazların tespiti ve bu taşınmazlar hakkında idarece yapılan kamulaştırmasız el atma bedellerinin tahsili amacıyla, dava açılması ve dava sürecinin takip edilmesi için davalı ...'a vekalet verildiğini, açılan dava sonucunda davacılar lehine hükmedilen alacağın icra takibi neticesinde tahsil edildiğini, alacağın tahsil edilmesinden yaklaşık 2-3 yıl sonra İdare tarafından mükerrer ödeme olduğu bildirilerek icra takibine yönelik dava açılması sonucunda davacılaran tahsil ettikleri bedeli iade etmek zorunda kaldıklarını, bu şekilde davalı ...'ın vekalet görevini kötüye kullanarak kendilerinden habersiz bir şekilde Büyükçekmece 1. AHM'nin 18/05/2010 tarih, 2007/1201 E, 2010/608 K sayılı dosyasına konu alacakları kendilerinin bilgisi ve rızası olmaksızın vekile temlik ve hibe yetkisi verilmemesine rağmen ..........., isimli şahsa temlikname adı altında bağış yaptığını öğrendiklerini, temlik yapma yetkisi olsa dahi aldığı bedeli müvekkillerine ödemek zorunda olduğunu, kendilerinin ............'nu tanımadıklarını ve kendilerine bir ivaz ödenmediğini, davalının vekil olarak tahsil ettiği bedeli ödemediğinden Borçlar Kanunu'nun 392/2 maddesi gereğince tahsil tarihinden itibaren faiz hesaplaması yapılarak icra takibi başlatıldığını, ancak davalı tarafından icra takibine haksız olarak itiraz edildiğini ileri sürerek, davanın kabulü ile itirazın iptaline, takibin takip talebindeki şartlarla devamına, alacağın %20’sinden aşağı olmamak kaydıyla icra inkâr tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacıların dava dilekçesinde belirttikleri taşınmazları 17.04.2006 yılında satış vaadi sözleşmesi ile sattıklarını ve bedellerini aldıklarını, satış vaadi sözleşmesinde bir tek kişinin adının yer alması nedeniyle dava dışı alıcı olarak ...'in adının yer aldığını, aslında alıcının ... ile birlikte davalının da olduğunu, bu satış işleminden hemen sonra aynı gün ve aynı saatte satış vaadi sözleşmesinin bir üstü yevmiye numarası ile sattıkları taşınmazlar için çok geniş yetkili vekaletnameyi dava dışı ... ile davalı ...'a verdiklerini, bu taşınmazların davacılara ait olmadığını, bundan sonra yapılacak veya yapılmak istenecek tüm işlemler için azletmemek kaydıyla vekaletname verdiklerini, hiçbir şekilde taşınmazlar üzerinde hak iddiaları kalmayan davacılar adına İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı aleyhinde Büyükçekmece 1. Asliye Hukuk mahkemesi 2007/1201 esas sayılı dosya ile kamulaştırmasız el atma nedeni ile tazminat davası açıldığını, davanın 18.05.2010 yılında sonuçlandığını, davalının artık kendi tasarrufunda olan taşınmazları kamulaştırmasız el atma nedeni ile tazminat davası devam ederken...........,'na 03.07.2009 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile 185.000,00 TL bedel ile sattığını, bu nedenle de 02.09.2010 tarihinde taşınmazdan kaynaklı hakları yeni malike temlik ettiğini, davacıların verdikleri vekaletnamede azletmeme kaydı olmasına rağmen davalıyı azlettiklerini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiş; davalı vekili ıslah dilekçesi ile, davanın zamanmaşımına uğradığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; taraflar arasında vekalet sözleşmesi düzenlendiği, vekalet ilişkisinden doğan alacak davalarında zamanaşımı süresinin 5 yıl olduğu, davalı tarafından dava dışı kişi ile temlik sözleşmesi yapılmış ise de gerek bu tarihten itibaren gerekse azil tarihinden itibaren 5 yıllık sürenin dolmuş olduğu anlaşıldığından, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.

B. İstinaf Sebepleri

1-Davacılar vekili; somut olayda vekalet görevinin kötüye kullanılması söz konusu olduğu için emsal yargı kararları gereğince zamanaşımı söz konusu değilse de; zamanaşımı süresinin olduğu varsayılsa dahi davanın süresinde açıldığını, Mahkemece zararın ortaya çıktığı tarihin, muacceliyet tarihinin, zamanaşımı başlangıcının irdelenmediğini, ıslah ile zamanaşımı itirazında bulunulamayacağı bildirilerek davalının iddia ve savunmalarını genişletmesine muvafakat etmediklerini, hile ve vekalet görevinin kötüye kullanılması iddialarına yönelik hukuki nitelendirme yapılmadan, taraflar arasındaki ilişkinin evveliyatı değerlendirilmeden, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verildiğini, muacceliyet tarihi dahi değerlendirilmediğinden, vekalet ilişkisinin kötüye kullanılması hukuki nedenine dayalı zararın tazminine yönelik dava ikame edildiği dikkate alınmadan karar verildiğini belirterek, Mahkeme kararının kaldırarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

2-Davalı vekili; İlk Derece Mahkemesince davanın usul ve yasaya uygun olarak zamanaşımı nedeniyle reddedildiğini, zamanaşımının usule müteallik bir mesele olmayıp hakkın esasına müteallik bir mesele olduğunu, ancak Mahkemece hatalı bir şekilde nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken maktu vekalet ücretine hükmedildiğini belirterek, Mahkemece verilen maktu vekalet ücretine ilişkin hükmün bu sebeple kaldırılmasına ve nispi vekalet ücreti olarak düzeltilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; taraflar arasındaki asıl sözleşmesel ilişkinin taşınmazların satışına yönelik satış vaadi sözleşmesi olduğu, akabinde yapılan vekaletname ise sözleşmesinin satış tarihi itibarıyla objektif ifa imkansızlığı bulunan satılan taşınmazlar açısından hukuki ve resmi işlemlerde alıcıya geniş tasarruf imkanı sağlamak amacı güttüğü, vekalet akdine ilişkin zamanaşımı sebebiyle davanın reddi yönünde karar verilmesinin isabetsiz olduğu, eldeki davanın vekalet görevinin kötüye kullanılmasına dayalı hukuki gerekçe ile incelenemeyeceği, davanın tarafları arasındaki temel ilişkinin gerçekte satış akdi olup, vekalet akdi olmadığı, buna bağlı olarak davanın esastan reddi gerekirken, vekalet akdinden kaynaklanan zamanaşımına dayalı olarak ret kararı verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle, davalının istinaf başvurusunun esastan kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın esastan reddine, davacıların istinaf başvurusunun esastan reddine oy çokluğu ile karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacılar vekili; istinaf mahkemesince delilleri toplanmadan, esasa dair inceleme yapılmadan karar verildiğini, vekaletnamede ismi yer alan diğer dava dışı ... Kelav'a kamulaştırma bedelinin tahsil edileceği taşınmazlara yönelik satış vaadi sözleşmesinin Büyükçekmece 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/ 1059 E., 2015/180 K. sayılı dosyasıyla objektif imkansızlık ve aslen satış iradesi olmaması sebebiyle iptal edildiğini, iptal kararının kesinleştiğini, davanın konusunun davalının vekalet görevini kötüye kullanarak temlikname adı altında bağış işlemi yapmasından kaynaklandığını, davacıların vekaletin kötüye kullanıldığından ve muvazaalı işlemler yapıldığından 23.12.2013 tarihinde İstanbul 2. İcra Hukuk Mahkemesinin 2013/1298 E. (yeni esas 2015/826) sayılı dosyası ile dava açılınca haberdar olduklarını ve parayı iade etme durumunun ise ancak davanın karara çıktığı 21.06.2016 tarihinde kesinleştiğini, 29.08.2016 tarihinde parayı Belediyeye iade etmelerinin ardından, 27.10.2016 tarihinde icra takibini başlattıklarını, bu sürenin zamanaşımı başlagıncı yönünden esas alınması gerektiğini, bu nedenle davanın süresinde açıldığını belirterek, kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, vekaletin kötüye kullanılmasından ve vekilin hesap verme yükümlülüğüne aykırı davranmasından kaynaklı tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6098 sayılı Kanun'un 502,503,504,505,506,508 inci maddeleri

3. Değerlendirme

1-Davacılar, davalının vekalete konu taşınmazların kamulaştırmasız el atma bedellerini tahsil etmesine rağmen kendilerinden habersiz ve izinleri olmadan üçüncü bir kişiye temlik ettiğini iddia ederek eldeki davayı açmış olup; dava, davalının vekalet görevini kötüye kullanması, özellikle de, vekilin özen ve sadakatle iş görme ve hesap verme yükümlülüğüne aykırı davranması hukuksal nedenine dayandırılarak açılmıştır. Gerçekten de vekil, vekaleti iyi bir surette ifa ile yükümlüdür. (6098 sayılı Kanun'un 506/2 maddesi ) Eş söyleyişle, müvekkilin kendisine verdiği görevi özen ve sadakatle ifa etmek yükümlülüğü altındadır. Öte yandan, müvekkilin talebi üzerine, yapmış olduğu işin hesabını vermekle, her ne nam ile olursa olsun, almış olduğu şeyi müvekkile tediye etmekle yükümlüdür. (6098 sayılı Kanun'un 508/1) Vekilin hesap verme yükümlülüğüne, üçüncü kişilerden aldığı değerler öncelikle dahildir. Belirtilen yükümlülüklere aykırı davranılması halinde vekilin, müvekkile karşı, onun bu yüzden uğradığı zararı tazmin yükümlülüğünün ortaya çıkacağı da çok açıktır.

2- Somut uyuşmazlıkta, Büyükçekmece 1. Noterliğinin 17.04.2006 ve 9809 yevmiye nolu Düzenleme Şeklinde Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi ile davacılar ... ile Nurten Gencer'in satmayı vaat eden sıfatı ile dava dışı ... Kelav'e, Büyükçekmece 1571- 6-48-170-422-423-173-829-424-427-428-4542-425-3421-4558-4565-4566-30-4697-487 ada 8 parsel, 106 ada 16 parselde kayıtlı gayrimenkullerin miras haklarının tamamını 10.000,00 TL bedel mukabilinde satmayı vaat ettiği, satış bedelinin tamamının peşin ve nakit olarak alındığı ve yine devamında Büyükçekmece 1.Noterliğinin 17.04.2006 tarih ve 9810 yevmiye nolu Düzenleme Şeklinde Vekaletnamesi ile davacılar ... ve ... tarafından davalı ...'ın ve dava dışı ..........,'ın taşınmaz satışı için vekil tayin edildiği ve akabinde, Beşiktaş 12. Noterliğinin 20.06.2011 gün 5325 yevmiye nolu düzenleme şeklinde azilnamesi ile ... ve ...'in 17.04.2006 gün 9810 yevmiye nolu vekaletname ile vekil tayin edilen avukat Sema Altınsoy Soluk da dahil olmak üzere 17.04.2006 günlü 9810 yevmiye nolu vekaletname için azil yaptıkları görülmektedir.

3- Dosyanın bir bütün halinde incelenmesinde; davacıların davalıyı ve dava dışı üçüncü kişiyi 17.04.2006 tarihinde vekil tayin ettikleri, vekilin de bu vekalete istinaden işlemler yaptığı, davacıların eldeki davayı vekile karşı ve vekilin vekalet görevini kötüye kullandığı hukuki sebebine dayanarak açtıkları anlaşıldığından, ileri sürülüş şekli ve dayanılan olgular çerçevesinde, davacıların isteminin vekilin hesap verme yükümlülüğüne aykırı davranması hukuksal nedenine dayandırıldığı açıktır. Mahkemece, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin dava dışı üçüncü kişi ile yapıldığı gözetilmeden taraflar arasında satış ilişkisi olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş olması hatalı olup hükmün bu nedenle bozulmasına karar verilmiştir.

4- Olayda vekilin hesap verme yükümlülüğü bulunduğundan, davada ispat yükü vekil olan davalıda olup, davalının vekaleten aldığı bedelleri davacılara ödediğini ispatlaması gerekir. Vekilin hesap verme borcu, vekalet sözleşmesinin kurulmasıyla birlikte doğup, işin vekil tarafından yürütülmesi sırasında ve sona ermesinde de devam etmektedir. Vekilin aldıklarını geri verme borcunda muacceliyet, vekilin hesap vermesi veya sözleşme ilişkisinin bitmesi ile başlar. (Hukuk Genel Kurulunun 2011 tarih ve 2011/13-161 esas ve 2011/276 karar sayılı ilamı da bu yöndedir.) Hal böyle olunca tarafların zamanaşımına yönelik iddia ve itirazlarının da değerlendirilerek sonuca göre karar verilmesi için hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Bölge Adliye Mahkemesi Kararının 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi uyarınca BOZULMASINA,

17.100,00 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacılara verilmesine,

Peşin alının temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,

Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

13.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.