"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2016/124 E., 2016/336 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozma ilamına uyularak davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle incelemenin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 13.02.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir
Belli edilen günde gelen davacı vekili Avukat ...'nın sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra, işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saat 14.00'te Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; müvekkilinin maliki bulunduğu binayı Yeni Mamak Kentsel Dönüşüm Projesi kapsamında ve Belediye Meclis kararına dayanarak davalıya devrettiğini, 3688 analiz numaralı kıymet taktir komisyonu raporunda bina, müştemilat ve ağaç bedelinin 27.801,80 TL olarak belirlendiğini ancak davalının tüm yapı bedelini değil sadece enkaz bedelini ödediğini, tüm yapı bedelinin ödenmesi gerektiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik bakiye 100,00 TL’nin tahsiline karar verilmesini istemiş, ıslah dilekçesi talebini 24.261,12 TL'ye yükseltmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; sözleşmelere dayanılarak açılan bu tür davalarda görevli yargı yolunun idari yargı olduğunu, davaya konu gecekondunun mülkiyeti belirleyici tapusu veya tapu tahsis belgesi bulunmayan belgesiz ve kaçak yapı statüsünde bulunduğundan Meclis Kararının 3. maddesinin a ve b bentleri gereği işleme tabi tutulduğunu, bu nedenlerle Belediye Meclis kararıda dikkate alınarak taraflar arasında yapılan sözleşmede belgesiz gecekondu için yapı bedelinin değil enkaz bedelinin esas alınarak borçlandırma yapılmasının doğru olduğunu, davacının bakiye alacağının bulunmaması sebebi ile davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 07.07.2015 tarihli, 2014/124 E., 2015/333 K. sayılı kararıyla; davanın görülmesinin idari yargının görev alanına girdiğinden bahisle dava dilekçesinin usulden reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 18.01.2016 tarihli ve 2015/36163 E., 2016/692 K. sayılı ilamıyla; taraflar arasında yapılan sözleşmenin tarafların özgür iradesiyle düzenlendiği, davacının özel hukuk hükümlerine tabi bu sözleşme uyarınca eksik belirlendiği iddia edilen bakiye alacağının talep edildiği, davacının bu talebinin kişisel hakka dayandığı, bu nedenle uyuşmazlıkta idari yargı değil adli yargı mahkemelerinin görevli olduğu, hal böyle olunca işin esasına girilerek inceleme yapılması gerektiği gerekçesiyle, Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bozma ilamına uyularak davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; Mahkemece, yalnızca karara uymak suretiyle davanın reddine karar verildiğini, hiçbir gerekçe belirtilmediğini, Belediyenin tek taraflı almış olduğu karar ile davacının iltihaki yol ile hazırlanmış sözleşmeye imza atmak zorunda kaldığını, bakiye bedelin davalı tarafından ödenmesi gerektiğini belirterek, kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasında imzalanan sözleşmeden doğan alacağın davalıdan tahsili istemidir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297 nci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bir mahkeme hükmünde, tarafların iddia ve savunmalarının özetinin, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususların, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delillerin, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesinin, sabit görülen vakıalarla, bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin birer birer, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde hükümde gösterilmesi gereklidir. Bu kısım, hükmün gerekçe bölümüdür. Gerekçe, hakimin (mahkemenin) tespit etmiş olduğu maddi vakıalar ile hüküm fıkrası arasında bir köprü görevi yapar. Gerekçe bölümünde hükmün dayandığı hukuki esaslar açıklanır. Hakim, tarafların kendisine sundukları maddi vakıaların hukuki niteliğini (hukuk sebepleri) kendiliğinden (re’sen) araştırıp bularak hükmünü dayandırdığı hukuk kurallarını ve bunun nedenlerini gerekçede açıklar. Hakim, gerekçe sayesinde verdiği hükmün doğru olup olmadığını, yani kendini denetler. Üst mahkeme de, bir hükmün hukuka uygun olup olmadığını, ancak gerekçe sayesinde denetleyebilir. Taraflar da gerekçe sayesinde haklı olup olmadıklarını daha iyi anlayabilirler. 6100 sayılı HMK'nun 297 nci maddesi, işte bu amacı gerçekleştirmeye yöneliktir.
Somut olayda; Mahkemece bozma ilamına uyulduktan sonra, davanın reddine karar verilmiş ancak gerekçe oluşturulmamıştır. Hal böyle olunca Mahkemece; tarafların iddia ve savunmaları ile dayandıkları deliller yukarıda açıklanan ilkelere uygun şekilde değerlendirilerek her bir talep bakımından açık ve anlaşılır şekilde denetime elverişli gerekçe oluşturularak karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması, usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
2. Bozma nedenine göre, davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan Mahkeme kararının 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA,
2. Bozma nedenine göre, davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada yer olmadığına,
17.100,00 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
Peşin alının temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,
6100 sayılı Kanun’un Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
13.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.