"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/661 E., 2022/1390 K.
DAVA TARİHİ : 07.08.2017
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 2. Asliye Hukuk (Tüketici) Mahkemesi
SAYISI : 2017/311 E., 2020/590 K.
Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, davalı bankadan farklı tarihlerde kredi kullandığını, kullandığı üç farklı kredi için toplamda davalı bankaya 45.940,21 TL faiz ödediğini, davalı bankanın dava dışı on bir bankayla birlikte rekabeti ihlal ettiğini, 21 Ağustos 2007 ve 22 Eylül 2011 tarihleri arası dönemde kartel oluşturmak suretiyle yüksek faizli kredi kullandırdığını, davacının da bu dönemde yüksek faiz oranlarından kredi kullanmak zorunda kaldığını ileri sürerek şimdilik 4.000,00 TL dava değeri gösterilmekle 4054 Sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanunun 57-58 maddeleri gereğince davalı banka tarafından rekabetin ihlal edilmesi nedeniyle oluşmuş olan zararının üç katı tutarındaki tazminatın zararın oluştuğu tarihten itibaren işleyecek olan en yüksek mevduat faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı, Rekabet Kurulunun 08.03.2013 tarihli kararının iptali için açılan davanın kesinleşmediğini, hukuka aykırı fiil, zarar, kusur ve illiyet bağı şartlarının gerçekleştiğinin davacı tarafından ispat edilmesi gerektiğini, davacının hangi finansal ürün nedeniyle hangi haksız fiile maruz kaldığını ve bunun ne şekilde bir zarara yol açtığını ispatlayamadığını, bankanın kusuru bulunmadığını, Rekabet Kurulu kararına karşı idari yargıda açılmış olan ve henüz kesinleşmemiş iptal davasının bekletici mesele yapılması gerektiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; Rekabet Kurulunun kararının iptali için idari yargıda açılmış bulunan derdest idari dava sonucu eldeki davayı etkilemeyeceğinden davanın bekletici mesele yapılmasından vazgeçilerek davacı tarafından kullanılan iki tüketici kredisinin faiz baz artırım dönemleri içerisinde olmaması ve konut kredisinin ise inceleme dönemleri arasında yer almaması nedeniyle davacının bir zararının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili, Rekabet Kurumunun kararında aralarında davalı bankanın da bulunduğu toplam 12 banka için 21.08.2007 ve 22.09.2011 tarihleri arasında kartel oluşturmak suretiyle rekabeti engellediği tespitinde bulunulduğunu, Kurum kararında davalı bankanın sadece 20.10.2008 ile 30.10.2008 tarihleri arasında kullandırdığı krediler bakımından değil inceleme konusu zaman diliminin tamamı olan 21.08.2007 ile 22.09.2011 tarihleri arasındaki kullandırılan kredilerde rekabete aykırılık tespit etmiş olup karardaki 6 numaralı belgedeki tablolarda gösterilen 20-30.10.2008 tarihleri arasında söz konusu bankaların e-posta yazışmaları sonucu uygulanan baz faiz artışının gösterildiğini, Kurum tarafından diğer tarihlerde kullandırılan kredilerin rekabet kuralları çerçevesinde hukuka uygunluğunun da tespit edilmediğini, davalı bankanın sadece 20/10/2008 ile 30/10/2008 tarihleri arasında rekabeti ihlal ettiği değerlendirilse bile davacı ile davalı banka arasında yapılan genel işlem şartı niteliğindeki kredi sözleşmelerine yönelik tahkikat yapılıp davalı bankanın uyguladığı faiz oranının yüksek olup olmadığının diğer bankaların kullandırdığı aynı tür kredilerdeki faiz oranınlarının ve Merkez Bankasının uyguladığı faiz oranlarının kıyaslanarak rekabet ihlali değerlendirilmesi gerektiğini, kartel oluşturulmasaydı tüketicilerin daha uygun oranlarda düşük faizden yararlanma imkanları bu şekilde kaldırıldıysa davacının ve diğer tüketicilerin zarar etmiş sayılacağını, kararın eksik incelemeye dayalı ve hukuka aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; Mahkemece yapılan inceleme ve araştırma sonucunda, davalı bankanın tüketici ve konut kredisinin çekildiği dönemlerde iddia olunan oluşum içinde yer almadığı ve bu itibarla davacının herhangi bir zararının oluşmadığı tespit edildiğinden, davacının istinaf nedenlerinin yerinde olmadığının anlaşıldığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili, dava ve istinaf dilekçesindeki hususları tekrar ederek, eksik inceleme ile verilen kararın hatalı olduğunu belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılarak ilk derece mahkemesi kararının bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı tarafın davalı bankadan kullandığı krediye uygulanan kartel faizi nedeniyle zarara uğradığı iddiasıyla 4054 Sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun gereğince zararının 3 katı tutarında tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun'un 57 nci maddesinde "Her kim bu Kanuna aykırı olan eylem, karar, sözleşme veya anlaşma ile rekabeti engeller, bozar ya da kısıtlarsa yahut belirli bir mal veya hizmet piyasasındaki hâkim durumunu kötüye kullanırsa, bundan zarar görenlerin her türlü zararını tazmine mecburdur. Zararın oluşması birden fazla kişinin davranışları sonucu ortaya çıkmış ise bunlar zarardan müteselsilen sorumludur. "
2. Aynı Kanun'un 58 inci maddesinde "Rekabetin engellenmesi, bozulması veya kısıtlanması sonucu bundan zarar görenler, ödedikleri bedelle, rekabet sınırlanmasaydı ödemekte olacakları bedel arasındaki farkı zarar olarak talep edebilirler. Rekabetin sınırlanmasından etkilenen rakip teşebbüsler, bütün zararlarının tazminini rekabeti sınırlayan teşebbüs ya da teşebbüslerden talep edebilir. Zararın belirlenmesinde, zarar gören teşebbüslerin elde etmeyi umdukları bütün kârlar, geçmiş yıllara ait bilançolar da dikkate alınarak hesaplanır. Ortaya çıkan zarar, tarafların anlaşması ya da kararı veya ağır ihmalinin olduğu hallerden kaynaklanmaktaysa, hâkim, zarar görenlerin talebi üzerine, uğranılan maddi zararın ya da zarara neden olanların elde ettiği veya elde etmesi muhtemel olan kârların üç katı oranında tazminata hükmedebilir. " şeklinde düzenlemeler yer almaktadır.
3. Değerlendirme
1. Rekabet Kurulunun 08.03.2013 tarihli ve 13-13/198-100 sayılı kararının iptaline ilişkin ... 2. İdare Mahkemesince açılan davada davanın reddine karar verilmiş, karar düzeltme aşamasında Danıştay 13. Dairesinin 21.05.2019 tarihli ve 2016/4017 E., 2019/1779 K. sayılı kararı ile bozulması üzerine ... 2. İdare Mahkemesinin 19.07.2019 tarihli ve 2019/1108 E, 2019/1463 K. sayılı "Israr-Ret" kararı Danıştay İdari Dava Daireleri 31.05.2021 tarihli ve 2019/2656 E., 2021/1104 K. sayılı kararı ile bozulmuş ve yeniden yapılan yargılama neticesinde ... 2. İdare Mahkemesinin 26.04.2022 tarihli ve 2022/920 E., 2022/855 K. sayılı kararıyla idari işlemin iptaline karar verilmiştir.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle davacının dayanak yaptığı Rekabet Kurulu Kararının yukarıda belirtildiği üzere İdare Mahkemesince iptaline karar verildiği böylece Kurul kararının hukuka aykırı olduğunun idari yargı kararı ile tesbit edilmiş olduğu ve davacı ile yapılan kredi sözleşmesi kapsamında rekabetin ihlal edilmediği anlaşıldığı gibi davacının uğradığını ileri sürdüğü zararı ve zarar miktarını ispatlayamadığı anlaşılmasına göre temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
19.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.