Logo

3. Hukuk Dairesi2023/1107 E. 2023/2896 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kısıtlı tarafından verilen vekaletname ile düzenlenen temlik sözleşmesinin ehliyetsizlik, gabin, hile ve aldatma nedeniyle iptali talebine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, davada iptali istenen temlikname ve vekaletname tarihlerinde temlik edenin fiil ehliyetine sahip olup olmadığının incelenmesi gerekirken, hataen farklı bir tarihteki fiil ehliyeti değerlendirilerek hüküm kurulduğu, bu nedenle de alınan bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olmadığı gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

DAVA TARİHİ : 07.03.2013

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen sözleşmenin iptali davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesince davanın reddine dair İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanı reddine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davacı ... vekili ve bir kısım davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı ... vekili; müvekkilinin vasisi olduğu ...'in vesayet altına alınmadan önce demans ve Parkinson hastalıklarının tedavisini gördüğünü, 1982 yılında da kısıtlandığını ancak sonrasında 1983 yılında kısıtlama kararının kaldırıldığını, o zamandan bu yana fiil ehliyetine haiz olmadığını, ...'in bu sağlık durumundan faydalanan davalıların vekalet alarak bu aldıkları vekaletle birbirlerine davacının mal ve haklarını satış suretiyle aktardıklarını, yapılan işlemler önncesinde tek bir doktordan usulsüz şekilde fiili ehliyetinin yerinde olduğuna ilişkin raporlar aldıklarını, bu raporların babasının gerçek sağlık durumunu yansıtmadığını, bu nedenle davalı ... tarafından fiil ehliyetine sahip olmayan ...'ten alınan 15.09.2010 tarihli vekaletname ile ...'e ait dosya alacağının diğer davalı ...'e temlikine ilişkin Üsküdar 2. Noterliğinin 16.09.2010 tarihli temliknamesinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar vekili; vesayet altına alınan ...'in iptali istenen temlikname ve vekaletname düzenlenirken fiili ehliyetine sahip olduğunu ve vesayet altında olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:

İlk Derece Mahkemesinin 05.11.2015 tarihli ve 2013/166 E., 2015/457 K. sayılı kararıyla; ''Adli Tıp Kurumu raporuna göre ...'in ...' e vermiş olduğu vekaletname tarihi ve temlik sözleşmesinin düzenlendiği 16.09.2010 tarihi itibariyle akli melekelerinin yerinde olduğunun sabit olduğu '' gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkemenin 05.11.2015 tarihli ve 2013/166 E. 2015/457 K. sayılı kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 23.01.2019 tarihli ve 2018/6889 E. 2019/551 K. sayılı ilamıyla; "Mahkemece, Adli Tıp Kurulundan alınan raporda 16.09.2010 tarihinde temlik edenin fiili ehliyetinin yerinde olduğu kanaati bildirildiği, başka bir dosyada alınan Adli Tıp Kurul raporunda davacının 2011 yılında fiili ehliyete sahip olmadığı, sonrasında alınan Genel Kurul raporunda ise kişinin fiili ehliyetine sahip olduğu sonucuna varıldığı, benzer dosyalarda alınan raporlar arasında çelişkiler olduğu, ...'in vekalet verdiği ve temlikname düzenlendiği tarihlerde fiili ehliyetine sahip olup olmadığı konusunda Üniversitelerin ilgili ana bilim dallarında çalışan konusunda uzman bilirkişilerden bilirkişi raporu alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesinin doğru görülmediği'' gerekçesi ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; ''bilirkişilerce sunulan 01.11.2021 tarihli raporda 1928 doğumlu, 22.03.2016 tarihinde vefat eden ... hakkında sözleşmenin yapıldığı tarihin öncesinde, sözleşmenin yapıldığı gün ve sonrasında farklı hastanelerden verilen çok sayıda “fiil ehliyetine haiz olduğuna dair” raporların mevcut olduğunun görüldüğü, demans tanısı ile ilgili en eski kayıtların 27.07.2010 tarihinde olduğu ve bunun sözleşmenin yapıldığı tarihe teşmil ettirilemeyeceği, sözleşmenin yapıldığı 19.08.2009 tarihinde fiil ehliyetinin tam olduğu tıbbi kanaatinin oluştuğunun belirtildiği, hile, aldatma ve gabin iddiaları yönünden de dosyada bozma öncesinde yapılan yargılamada da taraflara delillerini sunmak üzere kesin sürelerin verildiği, mevcut deliller birlikte değerlendirildiğinde davacı yanın asıl dayanakları olan ehliyetsizliğe ilişkin iddialarının soyut nitelikte olduğunun bilirkişi raporu ile sabit olduğu, ehliyet haricindeki sair iddiaların da mevcut delil durumu ile ispatlanamadığı '' gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı ... vekili ve bir kısım davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı ... vekili; temlik işleminin fiil ehliyeti, hile, aldatma ve gabin nedeniyle de iptali istendiği halde fiil ehliyetine ilişkin rapor aldırıldığını, diğer iddialar yönünden değerlendirme yapılmadığını, Mahkemeden bu konuda keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmasının istendiğini, vekil tayin edilen kişinin vekaletnemeden bir gün sonra temlikname ile kendi öz kardeşi lehine kazandırıcı işlem yaptığını, aldatma ve hile unsurlarının bulunduğunu, ehliyetsizlik konusunda yapılan inceleme sonucunda, hile, gabin ve aldatma gibi irade sakatlıklarının bulunup bulunmadığının da değerlendirilmesi gerektiğini'' belirterek hükmün bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2. Bir kısım davacılar vekili; Muris ...'in parkinson hastası olduğunun, SGK kayıtlarında yer alan ve yeni elde edilen 11.10.2010 tarihli raporla sabit olduğunu, temlikname işleminin;ehliyetsizlik, gerçekte bir bedel ödenmediği için muvazaa, hile ve gabine dayanarak iptalinin istendiği fiil ehliyeti bulunduğu kanaatine varıldığında diğer iddialarının araştırılması gerekirken bu hususlarda bir araştırma yapılmadığını, temlik edilen ipoteğin gerçek bedelinin belirlenmesi için bilirkişi incelemesi yaptırılıp temlik bedeli ile kıyaslanması gerektiğini belirterek hükmün bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; kısıtlı tarafından verilen vekaletname ile düzenlendiği iddia edilen temlik sözleşmesinin, ehliyetsizlik, gabin, hile ve aldatma nedeniyle iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un 9 uncu, 10 uncu, 13 üncü, 14 üncü, 15 inci ve 409/2 nci maddeleri; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası.

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan Mahkeme kararı; tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, davacı ... vekili ve bir kısım davacılar vekilinin aşağıdaki maddelerin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Bilindiği üzere; davranışlarının, eylem ve işlemlerinin sebep ve sonuçlarını anlayabilme ve değerlendirme ve ayırt edebilme kudreti (gücü) bulunmayan bir kimsenin kendi iradesi ile hak kurabilme, borç (yükümlülük) altına girebilme ehliyetinden söz edilemez. Nitekim, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun; "fiil ehliyetine sahip olan kimse kendi fiilleriyle hak edinebilir ve borç altına girebilir" biçimindeki 9 uncu madde hükmüyle hak elde edebilmesi, borç (yükümlülük) altına girebilmesi, fiil ehliyetine bağlanmış; 10 uncu maddesinde de, fiil ehliyetinin başlıca koşulu olarak ayırtım gücü ile ergin (reşit) olmayı kabul ederek "ayırt etme gücüne sahip ve kısıtlı olmayan bir ergin kişinin fiil ehliyeti vardır" hükmünü getirmiştir. "Ayırtım gücü eylem ve işlev ehliyeti olarak da tarif edilerek, 13 üncü maddesinde; "yaşının küçüklüğü yüzünden veya akıl hastalığı, akıl zayıflığı, sarhoşluk ya da bunlara benzer sebeplerden biriyle akla uygun biçimde davranma yeteneğinden yoksun olmayan herkes bu kanuna göre ayırt etme gücüne sahiptir" denmek suretiyle açıklanmış, ayrıca; ayırtım gücünü ortadan kaldıran önemli nedenlerden bazılarına değinilmiştir.

3. 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un 15 inci maddesinde de; "ifade edildiği üzere, ayırtım gücü bulunmayan kimsenin geçerli bir iradesinin bulunmama nedeniyle kanunda gösterilen ayrık durumlar saklı kalmak üzere yapacağı işlemlere sonuç bağlanamaz," yine aynı kanun'un 409/2 nci maddesinde de; akıl hastalığı veya akıl zayıflığının bilirkişi raporu ile belirleneceği öngörülmüştür.

4. Somut olaya gelince, Mahkemece; bozma ilamı doğrultusunda Üniversitelerin ilgili ana bilim dallarında çalışan konusunda uzman bilirkişilerden 01.11.2021 tarihli rapor alınmış ve bu rapora göre hüküm tesis edilmiş ise de davada iptali talep edilen 16.09.2010 tarihli temlikname ve dayanağı olan 15.09.2010 tarihli vekaletname tarihi itibariyle Mehmet Ateşin fiil ehliyetine haiz olup olmadığının incelenmesi gerekirken, hataen 19.08.2009 tarihi itibariyle fiil ehliyetine haiz olup olmadığı noktasında değerlendirmeleri içerir rapor düzenlendiği anlaşıldığından, rapor, bu haliyle hüküm kurmaya elverişli değildir.

5- Bu durumda Mahkemece yapılması gereken ...; önceki bozma ilamında belirtilen raporlar irdelenecek şekilde, davada iptali talep edilen 16.09.2010 tarihli temlikname ve dayanağı olan 15.09.2010 tarihli vekaletname tarihleri itibariyle Mehmet Ateşin hukuki işlem ehliyetine sahip olup olmadığı noktasında Üniversitelerin ilgili ana bilim dallarında çalışan konusunda uzman bilirkişi heyetinden denetime uygun ek rapor alınarak sonuca uygun bir karar vermek olmalıdır.

6. Açıklanan nedenlerle yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davacı ... vekili ve bir kısım davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE,

2. Temyiz olunan Mahkeme kararının 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi uyarınca BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine,

6100 sayılı Hukuk Mahkemeleri Kanunu'nun Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

25.10. 2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.