"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/407 E., 2022/2477 K.
DAVA TARİHİ : 17.04.2017
SAYISI : 2017/154 E., 2020/322 K.
Taraflar arasındaki rücuen tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; müvekkili şirketin akaryakıt bayisi olduğunu ve akaryakıt satışı yaptığını, davalı ...'un müvekkili şirketin muhasebe işlemlerini Eylül 2003'ten beri takip ettiğini, ... Vergi Dairesinin vergi müfettişi tarafından düzenlenen 02.03.2015 tarih ve 2015-A-2448/24 ve 2015-A-2448/25 sayılı vergi inceleme raporlarına istinaden, 2011 ve 2012 yılına ilişkin yasal defterlerin incelemeye ibraz edilmediğinden bahisle indirim konusu yapılan KDV'lerin reddedilmesi sonucunda, KDV tarhiyatı yapılarak 3 kat vergi ziyaı cezası ayrıca tekerrür cezası kesildiğini, ayrıca müvekkili şirketin hissedarı ...'ın ... ... 44. Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/338 E. ve 2016/4 K. sayılı dosyası ile ... Kanununa Muhalefet suçundan yargılanarak 15 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiğini, Vergi Müfettişleri tarafından kesilen vergi cezasının nedeninin, müvekkili şirket tarafından 2011 ve 2012 yılına ait yasal defterlerin incelemeye sunulmamış olması olduğunu, müvekkili şirket aleyhine kesilen vergi cezalarından sonra yapılan incelemelerde defterlerin hiç tutulmamış olduğunun tespit edildiğini, müvekkili şirkettin muhasebe işlemlerini davalı ... takip etmekte ise de aslında kendisinin muhasebeci bile olmadığını, eşi davalı ...’nın muhasebeci olduğunu ve ...'un eşinin muhasebeci kimliği altında müvekkili şirkette çalıştığını, ... Vergi Dairesine sunulan beyannamelerin de ... adına imzalanarak sunulduğunun tespit edildiğini, dolayısıyla davalı ...'un muhasebeci olmadığı halde müvekkili şirketin muhasebe işlemlerini takip ettiğini ve kendisine ödeme yapıldığını, buna rağmen şirketin yasal defterlerini gereği gibi tutmayarak müvekkili şirketin 8.418.871,60 TL ceza ödemesine ve müvekkili şirket yetkilisinin yargılanmasına sebebiyet verdiğini, bu nedenlerle davalıların dolandırıcılık kastıyla hareket ederek müvekkili şirketin ödemesine sebebiyet verdiği vergi cezası nedeniyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak koşuluyla şimdilik 10.000,00 TL tazminatın rücuen davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalılar vekili; müvekkili ...'un 1975 yılında muhasebe bölümünden mezun olarak serbest muhasebecilik yaptığını, 1990 yılında ... da 5850 sicil nosu ile kayıt olduğunu, halen kaydının devam ettiğini, eşi...'nin de serbest muhasebeci unvanına sahip olup halen muhasebeci olarak aktif büro görevine devam ettiğini, başlangıçta muhasebe bürosu ... üzerineyken, 1985 yılında inşaat işlerine başlaması sebebiyle bürosunu kapattığını, eşi...'nin kendi adına muhasebe işlerine devam ettiğini, emekli olması sebebiyle eşinin yanında muhasebeye yardım ettiğini, takip açısından eşinin vekaleteninin de kendisinde olduğunu, davacı şirkette çalışmadığını, davacı şirket büyük ölçekte bir şirket olduğundan şirkette bir muhasebe bürosu oluşturulduğunu, tüm belge ve defterlerin bu büroda muhafaza edildiğini, haftanın belli günleri davacı şirkete gidilerek evrak kontrolü yapıldığını, beyannamelerinin verildiğini ve defterlerinin tutulduğunu, ... göre defterlerin tutulması görevi muhasebecide olmakla birlikte muhafaza sorumluluğunun mükellefte olduğunu, her sene tutulan defterlerin mükellefin arşivinde tutulduğunu, teftiş sırasında istenen defterler arşivin karışık olmasından ötürü bulunamamasından dolayı müfettiş tarafından beklenmeyerek savcılığa suç duyusunda bulunulduğunu, savcılık tarafından açılan davada söz konusu defterlerin temin edilerek bilirkişi incelemesine sunulduğunu, ... ... 44. Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/338 E., sayılı dosyasındaki bilirkişi raporunda, defterlerin usulüne uygun tutulduğu, tüm beyannamelerin eksiksiz olarak verildiği, sadece defterlerin teftiş sırasında temin edilemediğinin tespit edildiğini, bu tespitler çerçevesinde müvekkillerinin kendi işlerini yerine getirdiklerinin tespit edildiğini beyan ederek davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; ... ... 44. Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/338 E. sayılı dosyasının incelenmesinde; davacının KH, katılanın ... Defterdarlığı Muhakemat Müdürlüğü, sanığın ..., suçun ... Kanunu'na muhalefet olup, yapılan yargılama sonunda 2016/4 sayılı 12.01.2016 tarihli kararla sanık hakkında neticeten ... kararı verildiği, kararın 29.04.2016 tarihinde kesinleştiğinin görüldüğü, ... 1. Vergi Mahkemesinin 2015/1383 E. sayılı dosyasının incelenmesinde; davacının ... Petrol İnşaat...Ltd. Şti., davalının ... Vergi Dairesi Müdürlüğü, davanın davacı tarafından 2011 takvim yılına ilişkin defter ve belgelerini incelemeye ibraz etmemesi nedeniyle tanzim edilen inceleme raporuna istinaden 2011/01, 02, 03, 04, 05, 06, 07, 08, 09, 10, 11, 12 dönemleri için tekerrür hükümleri de uygulanmak suretiyle tarh edilen vergi ziyaı cezalı kdv'nin iptali talebine ilişkin olduğu, yargılama sonucunda 2016/1062 sayılı ve 19.04.2016 tarihli karar ile davanın reddine karar verildiği, kararın Danıştay incelemesinden geçerek 15.03.2017 tarihinde kesinleştiğinin anlaşıldığı, ... 1. Vergi Mahkemesinin 2015/1382 E. sayılı dosyasının incelenmesinde; davacının ... Petrol İnşaat...Ltd. Şti., davalının ... Vergi Dairesi Müdürlüğü, davanın davacı tarafından 2012 takvim yılına ilişkin defter ve belgelerini incelemeye ibraz etmemesi nedeniyle tanzim edilen inceleme raporuna istinaden 2012/01, 02, 03, 04, 05, 06, 07, 08, 09, 10, 11, 12 dönemleri için tekerrür hükümleri de uygulanmak suretiyle tarh edilen vergi ziyaı cezalı kdv'nin iptali talebine ilişkin olduğu, yargılama sonunda 2016/1063 sayılı ve 19.04.2016 tarihli karar ile davanın reddine karar verildiği, kararın Danıştay incelemesinden geçerek 15.03.2017 tarihinde kesinleştiğinin anlaşıldığı, Mali Müşavir bilirkişi ...'in 22.10.2019 tarihli raporu ile; meslek mensuplarının mali açıdan sorumluluğunun kapsamının, imzaladıkları beyannamelerde veya düzenledikleri tasdik raporlarında yer alan bilgilerin defter kayıtlarına ve bu kayıtların dayanağı teşkil eden belgelere uygun olmamasından dolayı ortaya çıkan vergi ziyaına bağlı olarak salınacak vergi, ceza, gecikme faizleri ile sınırlı olduğu, söz konusu vergi inceleme cezasının buna bağlı bir ceza ile ilişkili olmadığı, cezasının temel dayanağının defterlerin ibraz edilmemiş olması olup, defterleri saklama zorunluluğunun VUK'un 256 ncı maddesine göre vergi mükelleflerinde olduğu yani bu olayda davacı mükellefin sorumlu olduğunun açıkça belirtildiği, dolayısıyla vergi incelemesine de ibraz zorunluluğunun vergi mükellefi olan davacı tarafta olduğu, vergi incelemesi için yasal süre içerisinde defterlerin ibraz edilememesinden dolayı söz konusu cezalara muhatap olunduğu iddia edilmiş olup, burada defterler üzerinde yapılacak bir inceleme ile defterlerin süresinde yazdırılıp yazdırılmadığının tespitinin ancak konusunda uzman bir bilişim uzmanı tarafından yapılabileceği, 2011 ve 2012 yıllarına ilişkin yevmiye, kebir ve envanter defterlerinin bilgisayar programından hangi tarihlerde yazdırıldığının tespit edilmesinin mümkün olabileceği, eğer defterler yasal süreler içerisinde yazdırılmamış ve bu sebeple zamanında ibraz edilmemişse bu durumda söz konusu cezalarda davalıların sorumlu olacağının bildirildiği, ... ... Fizik İhtisas Dairesinin 2020/6649 sayılı 09.07.2020 tarihli raporları ile, inceleme konusu yevmiye ve envanter defterlerinde kullanılan kalem mürekkeplerinde yazı yaşı tayinine yarayan ve halen kullanılagelen bilimsel herhangi bir yöntem bulunmadığından, söz konusu defterlerde yer alan yazıların yaşı hakkında zaman birimleri açısından bir tespite gidilemediğinin bildirildiği, toplanan deliller ve maddi olaya ilişkin olarak dinlenilen tanık beyanları birlikte değerlendirildiğinde, davalı mali müşavirlerin davacı şirketin, ticari defter, kayıt ve belgelerini düzenlemekle, ticari faaliyetleri defterlere yazmakla yükümlü olup, vergi denetiminin yapıldığı dönemde bu defterlerin ... aykırılık teşkil edecek derecede düzenlenmedikleri ve bu nedenle vergi müfettişine ibraz edilemediği, bilahare yardım alınarak sonradan doldurulduğunun kabulünün gerektiği kanaatine varıldığı, uyuşmazlığa ilişkin 2011 ve 2012 yılına ait ticari defterlerin ancak ceza kovuşturması sırasında sunulabildiği, 5 yıl süre ile saklanması zorunlu olan bu defterlerin ibraz edilmemesinin gizleme niteliğinde olduğu ve bu nedenle cezalandırıldığı, ayrıca 2011 ve 2012 yılı defterlerinin ibraz edilmemesi nedeniyle tahakkuk ettirilen vergi ziyaı cezalı kdv'nin iptali için açılan davaların reddedildiği ve Danıştay incelemesinden geçerek kesinleştiği hususları da değerlendirilerek, usulüne uygun bir şekilde ticari defterleri düzenlemeyen, ticari faaliyeti deftere işlemeyen davalıların bu nedenle sorumluluklarına gidilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak davanın kabulüne, 10.000,00 TL tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalılar vekili; müvekkillerinin kusur ve sorumluluğunun bulunmadığını, ...'ya husumet yöneltilemeyeceğini ileri sürmüştür.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; alınan bilirkişi raporunda, meslek mensuplarının mali açıdan sorumluluğunun kapsamının imzaladıkları beyannamelerde veya düzenledikleri tasdik raporlarında yer alan bilgilerin defter kayıtlarına ve bu kayıtların dayanağını teşkil eden belgelere uygun olmamasından dolayı ortaya çıkan vergi ziyaına bağlı olarak salınacak vergi, ceza, gecikme faizleri ile sınırlı olduğu, söz konusu vergi inceleme cezasının buna bağlı bir ceza ile ilişkili olmadığı, cezanın temel dayanağının defterlerin ibraz edilmemiş olması olup, defterleri saklama zorunluluğunun VUK'un 256 ncı maddesine vergi mükelleflerinde olduğu yani bu olayda davacı mükellefin sorumlu olduğunun açıkça belirtildiği, dolayısıyla vergi incelemesine de ibraz zorunluluğunun vergi mükellefi olan davacı tarafta olduğunun ifade edildiği, dosya kapsamından vergi dairesince 2011 ve 2012 yılı defterlerinin inceleme için sunulmasının davacıdan 2013 yılında istendiği, süresinde incelemeye sunulmadığı için davacı hakkında cezai işlem uygulandığı, 2011 ve 2012 yılı defterlerinin tutulmuş olduğu ve muhasebe mevzuatı açısından davalıların herhangi bir kusurunun bulunduğunun tespit edilmediği, davacı her ne kadar defterlerin sonradan yazıldığını ileri sürmüşse de bu iddianın ceza dosyası, davalı muhasebeci hakkında konuyla ilişkin disiplin dosyası ve konuya ilişkin vergi dava dosyaları kapsamı ile uyumlu olmadığı, davacı yanın cezai sonuca kendi kusuru ile sebebiyet verdiği, dosya kapsamından davalıların sorumluluğunu gerektirecek kusurun sabit olmadığı gerekçesiyle davalılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile; ... ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 03.12.2020 tarihli ve 2017/154 E., 2020/322 K. sayılı kararının HMK'nın 353/1-b/2 inci maddesi gereğince yeniden esas hakkında karar verilmek üzere kaldırılmasına, yeniden hüküm oluşturularak; davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; her ne kadar şirket defterlerinin ibraz yükümlülüğü vergi mükellefi olan müvekkili şirkete ait olsa da defterlerin doldurulması ve gerekli beyanların yapılması yükümlülüğünün davalı olan muhasebeciye ait olduğunu, müvekkili şirketin defterlerini ibraz edememesinde ve buna bağlı olarak vergi ziyaı cezası almasındaki asıl nedenin davalı muhasebecilerin görevlerinin gerekliliklerini yerine getirmemesi olduğunu, davalıların muhasebeci olmalarından kaynaklanan borçlarını gereği gibi ifa etmemeleri bir yana, müvekkili şirketi kandırarak ...'un aslında faal bir muhasebeci olduğunu söyleyerek yalan beyanda bulunduklarını, hiçbir defterin davalılar tarafından doldurulmadığının tespiti üzerine davalı tarafın 2015 yılında doldurulmamış olan geçmişe dönük tüm defterleri elle doldurmaya başladığını, her ne kadar davalı yan tarafından yargılama aşamasında bu husus inkar edilmişse de, Yerel Mahkeme tarafından yapılan yargılamada bu hususun tanık ifadeleri ile ispatlandığını, davalı ...'un muhasebeci olarak vergi kaydı bulunmayan birisi olduğunu, müvekkil şirkete kendisini muhasebeci olarak tanıtıp, akaryakıt istasyonu gibi işleri tecrübe ve dikkat isteyen bir işte insanların güvenini kötüye kullanarak muhasebe işlerini yapmaya kalkışıp, yerine getirememesi nedeniyle müvekkilinin bu denli yüksek meblağlı cezalara çarptırılmasının baş sorumlusu olduğunu, eşinin muhasebeci sıfatına dayanarak eksik ve kusurlu işler yapıp bunlardan doğan sorumluluğunu yerine getirmeyen davalı ...'un ayrıca bu sorumluluğu resmi sıfatı bulunmadığı gerekçesine dayanarak reddetmesinin kötü niyetini gözler önüne serdiğini, ... Bölge Adliye Mahkemesinin kararında, davalı yan tarafından ödemek zorunda kalınan cezanın defterlerin ibraz edilmemesinden kaynaklandığı belirtilmişse de söz konusu defterlerin ibraz edilmemesindeki asıl sebebin karar kapsamında vurgulanmadığını, müvekkili şirketin ticari defterlerini davalılar yüzünden süresi içerisinde ibraz edemediğini, dolayısıyla da müvekkil şirketin uğramış olduğu maddi zararla davalıların eylemleri arasında kuvvetli bir illiyet bağının mevcut olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava; taraflar arasındaki serbest muhasebeci mali müşavirlik sözleşmesinin kötü ifası nedeniyle doğan zararın davalılardan tazmini istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
213 sayılı ... Kanunu'nun "Defter ve belgelerle diğer kayıtların ibraz mecburiyeti" başlıklı 256 ncı maddesi.
3. Değerlendirme
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere ve özellikle defterleri saklama zorunluluğunun VUK'un 256 ncı maddesine vergi mükelleflerinde olmasına, davacı yanın cezai sonuca kendi kusuru ile sebebiyet vermesine, dosya kapsamından davalıların sorumluluğunu gerektirecek kusurun sabit olmamasına, yukarıda yer verilen mevzuat hükmünü değerlendiren Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın dayandığı yasal ve hukuksal gerekçelerin yerinde olmasına göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
01.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.