"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 36. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; müvekkilinin 01.09.2015 tarihli "İstif Makinaları Kiralama Hizmet Sözleşmesi" kapsamında taşıma ve istifleme işlerinde kullanılacak 17 adet makinayı depolarında kullanmak üzere davalıya kiraya verdiğini, davalı şirketin ısrarı üzerine müvekkilinin stoklarında bulunmayan makine parkuru ve ekipmanlarının leasing yöntemi ile satın alarak teslim ettiğini, kira sözleşmesinin 3 yıl kesin süreli ve makul süre olmak kaydıyla birer yıl da opsiyonlu olmak üzere en az 5 yıl süreli olarak imzalandığını, sözleşmeye duyulan güven nedeniyle kira bedeli talep etmeksizin kira süresi boyunca kullanılmak üzere bir adet makinanın da davalıya teslim edildiğini, 5 ay sonra davalı şirketçe bazı depolarında yürütülen faaliyetin sonlandırılması ve depolarının kapatılmasına karar verilmesi nedenlerine dayalı olarak Mart ayı sonunda 9 adet, Nisan sonunda 8 adet istif makinesinin kiralama kapsamından çıkarılarak iade edileceğinin ihtarname ile bildirildiğini, cevabi ihtarname ile kısmi fesih iradesinin kabul edilmediğinin, sözleşme uyarınca davalı şirketin alt kira yetkisi bulunduğunun ve ayrıca sayı azaltımı için sözleşme ile ek protokol imzalanması koşulu öngörüldüğünün davalı şirkete bildirildiğini, makinaların periyodik bakım ve onarımını yapmak üzere gönderilen teknik servisi ayrıca davalı şirketin içeri almayarak engellediğini, sözleşmenin çekilmez hale geldiğini, davalı şirketin ... hacminin düşeceğini kötü niyetli beyan ettiğini, esasen sözleşmeyi haksız feshederek davacı şirketi 36 aylık kira bedelinden mahrum bıraktığını, 36 aylık makul süre kira bedelinin muaccel olduğunu ileri sürerek; 01.09.2015 tarihli kira sözleşmesinin haksız feshedildiğinin tespiti ile sözleşmeye duyulan güven kapsamında kira bedeline tabi tutulmaksızın teslim edilen 1 adet makinanın iadesini, haksız fesih sebebiyle sözleşmede kesin ve makul süre olarak kararlaştırılan 3 yıllık süre için bakiye kalan kira bedeli muaccel olduğundan mahrum kalınan kira alacağından şimdilik 50.000,00 Euro'nun devlet bankalarının Euro hesaplarına uyguladığı 1 yıllık en yüksek mevduat faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile talebini 314.053,2 Euro 'ya artırmıştır.
II. CEVAP
Davalı vekili; sözleşmenin ifasında temerrüde düşmediği için gerek tazminat gerekse de faiz ödemekle yükümlü olmadığını, davacının kendisine iade edileceği belirtilen makineleri iade almayacağını, tevdi mahallini de kabul etmeyeceğini ve ek protokol yapmayacağını belirttiğini, böylece hem alacaklının hem de borçlunun temerrüdüne düştüğünü, sözleşmenin 16. maddesine göre 30 gün önceden bildirim yaparak gerekli sürelere uyduğunu, başka yükümlülüklerinin olmadığını, davacının Mart ayı sonunda 9, Nisan ayı sonunda 8 istif makinasını almayarak alacaklının temerrüdüne düştüğünü, iade edilen 17 araç için kira bedeli talep edemeyeceğini, taraflar arasındaki sözleşmenin tarafları bağladığını, davacının sözleşmeyi yaparken hile yaptığını ikrar ettiğini, 16. maddenin sözleşmede yer almasını kabul ederek söz konusu protokolün sadece fiyat bakımından yapılması gerektiğini, bu nedenle sözleşmenin 16. maddesi uyarınca herhangi sınırlama olmaksızın kiracıya kiralananı iade etme hakkı tanındığından davacının basiretli tacir olarak imzaladığı sözleşmeye aykırı işbu davanın reddi gerektiğini, sözleşmenin 14. maddesine göre sürenin 3 yıl olduğunu, depolarını kapattığını, istif makinalarını kullanma imkanına sahip olmadığını, bu durumun defter ve kayıtlarında sabit olduğunu, sözleşmenin davacının iddia ettiği gibi feshedildiği düşünülse bile davacının bakiye süre için tazminat talebinde bulunamayacağını, depolarını kapatması ve ... hacmini küçültmesi sebebiyle kira sözleşmesinin çekilmezlik ve önemli sebeple feshi koşulu oluştuğunu, kiraya verenin ancak kiralananı en yakın kiraya verebileceği süre için tazminat isteyebileceğini, sözleşmede 19 araç için 12.000,00 Euro belirlenmekle Ek 1'de cx20 model aracın ücretsiz kullandırılacağı belirtilmiş ise de kira bedelinin tüm makinaları kapsadığını, bu nedenle söz konusu aracın iadesine karar verildiğinde kullanımında yalnızca bir makina kalacağını, bu aracın iadesine karar verilirse davacı tarafından sözleşmenin feshedildiği belirlenerek elde kalan bir aracın da iadesine karar verilmesi gerektiğini, 50.000,00 Euro talep edilemeyeceğini, sözleşme geçersiz olduğu gibi aksi düşünülse dahi Mart ve Nisan ayları kira bedellerinin muaccel olmadığını ve ... bu dava ile talep edilemeyeceğini, Mart ayı kira bedeli 4.000,00 Euro'yu geçmeyeceği gibi 7 Nisanda açılan davada alacağın muaccel olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; sözleşmenin 16. maddesine göre davalının kiralanan makinaların sayısını azaltma ve arttırma hakkı olduğu, sözleşmede yapılacak azaltma ya da arttırma için herhangi bir sınırın öngörülmediği, bu husustaki tek şartın 30 günlük bildirim süresi olduğu ve yeni duruma göre ek protokol yapılacağının hükme bağlandığı, sözleşmenin 16. maddesi kapsamında aldırılan ek raporda davalı şirketin önemli ölçüde ciro kaybı olduğu tespitinin yapıldığı, tarafların tacir olduğu dikkate alınarak sözleşme değerlendirildiğinde taraflardan birinin diğer tarafın bilgisizliğinden, deneyimsizliğinden faydalanması gibi bir durumun söz konusu olmadığı, emredici hükümlere aykırılık bulunmadığı ve davalının sözleşmenin 16. maddesi gereğince üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirdiği, kiracının kiralanan sayısında azaltma talebinde bulunabileceği, sözleşmede belirtilen süre ve bildirim şartını da yerine getirdiği, davacının sözleşmeye uygun olarak talep gereği işlem yapması gerekirken bu yükümlülükten kaçındığı, davacının davalıdan herhangi bir alacağı bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili; hukukçu olmayan muhasebeci bilirkişiden sözleşmenin yorumu konusunda rapor alınmasının hatalı olduğunu, sözleşmenin yalnızca 16. maddesi dikkate alınarak yorum yapılmayacağını, 3,16 ve 17. maddelerin birlikte değerlendirilmesi gerektiğini, sözleşmede ek protokol düzenlenmesi öngörülmekle kiralanan 18 makinadan 17'sinin iadesinin sözleşmenin esaslı unsuru olduğunu ve sözleşme hükümleri bütün olarak değerlendirildiğinde sözleşmeyi ihlal eden tarafın davalı taraf olduğunu, ek protokol imzalanmadığı gibi yapılacak değişikliklerin yazılı yapılması gerektiğini, davalıya alt kira yetki ve yükümlülüğü de verildiğini, kiracının kiraya verenin olağan bakım ve onarımı yapmasına izin vermeyerek borca aykırı davranmasına değinilmediğini, tek taraflı irade beyanıyla sözleşme unsurularının değiştirilmesinin mümkün olmadığını, savunmanın genişletilmesi yasağı kapsamında muvafakat edilmemesine rağmen davalı şirketin şirket küçültme kararı ve ciro belgeleri celbedilerek muhasebeci bilirkişiden rapor alındığını, ayrıca bir yıl önceden kapasite azaltımı yapacak şirketin söz konusu kira sözleşmesini imzalarken basiretli tacir olarak davranmadığını, tek bir kira bedeli belirlenerek davalının depo standartlarına uygun olarak makina parkuru şeklinde kiralama yapıldığını, tevdi mahalli tayini talepli 2 adet davanın reddedildiğini, 12 adet makinanın teslim tarihlerine kadar kullanıp kullanmadığına bakılmaksızın davalının kira bedelinden sorumlu olduğunu, makul sürenin de uygulanamayacağını zira tek kira bedeli belirlenmekle iradelerinin tümünün kirası yönünde uyuşmasıyla kiralananın erken tesliminden söz edilebilmesi için tamamının iade edilmesi gerektiğini ileri sürerek; kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; tacir olan tarafların kira sözleşmesini serbest iradeleriyle düzenledikleri, sözleşmenin 16. maddesinde kiraya konu makinelerin eksiltilmesiyle ilgili nicelik ya da niteliksel bir sınır öngörülmediği, davalının bu sözleşme maddesine dayalı olarak 17 adet makineyi kademeli olarak sözleşme kapsamı dışına çıkardığını davacı yana yazılı olarak bildirdiği, 16. maddede düzenlenen protokol yapılmasına ilişkin hükmün bu maddenin geçerlilik koşulu olmadığı gerekçesiyle, istinaf başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; istinaf sebeplerini tekrar ederek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kira sözleşmesinin haksız feshine dayalı tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (6098 sayılı Kanun) 19 uncu maddesi
3.Değerlendirme
1. Yukarıda yer verilen Kanun hükmü uyarınca; bir sözleşmenin türünün ve içeriğinin belirlenmesinde ve yorumlanmasında, tarafların yanlışlıkla veya gerçek amaçlarını gizlemek için kullandıkları sözcüklere bakılmaksızın, gerçek ve ortak iradeleri esas alınır. Sözleşmenin yorumunda amaç, taraflarının birbirine uygun gerçek iradelerini tespit edebilmektir. Sözleşme yorumlanırken öncelikle tarafların kullandıkları ifadeler ve kelimeler dikkate alınmalı ancak bunlar metnin bütünlüğü içinde yorumlanmalıdır. Sözleşmedeki ifadelerin yeterince açık olmaması yahut metnin muğlak olması halinde tarafların iradelerini ortaya koymaya imkân veren yardımcı olgulara bakılmalıdır.
2. Taraflar arasında imzalanan 01.09.2015 tarihli İstif Makinaları Kiralama Hizmet Sözleşmesinin 16. maddesinde; "İşbu sözleşmeye konu araç sayısı her ne kadar başlangıçta 10 forklift 8 reachtruck ve 1 adet orderpicker ise de zaman içind eiş hacminin artması veya azalması söz konusu olabilecektir. bu durumların oluşması halinde kiracı, dora ya 30 gün önceden yazılı olarak eklenecek veya çıkarılacak araç sayısını bildirecektir. İster ekleme ister çıkarma için diğer tüm şartlar aynı kalmak koşuluyla ek protokol tanzim edilecektir" hükmüne, "3. Sözleşmenin Bütünlüğü ve Değişikliği" başlıklı maddesinde ise; "Bu sözleşme ile kararlaştırılan esaslardan birinin ya da birkısmının hükümsüz olması ya da ilerde hükümsüz hale gelmesi sözleşmenin tammaını etkilemez. Taraflar hükümsüz olan düzenlemenin yerini almak üzere bu sözleşme ile güdülen ekonomik amaçlara uygun hüküm üzerinde analaşacaklardır. Bu sözleşmede yapılacak değişikliklerin geçerliliği, metnin taraflarca yazılı olarak yapılmasına bağlıdır. Yazılı belgeye dayanmayan değişiklik iddiası hiçbir hukuki sonuç doğurmaz " hükmüne yer verilmiş, sözleşmenin Ek 1 araç listesinde hangi makina için ne kadar kira bedeli belirlendiği, hangisinin bedelsiz olduğu belirtilmiştir.
3. Davalı kiracı 19.02.2016 tarihli ihtarıyla; şirket yönetim kurulu kararı uyarınca bazı depolardaki faaliyetlerin durdurulup depoların kapatılmasına karar verildiğini, sözleşmenin 16. maddesi uyarınca eksiltme hakkına sahip olduğunu, Mart ayı sonunda 9 adet, Nisan ayı sonunda 8 adet istif makinasının kiralama kapsamından çıkarılarak iade edileceğini, bunun dışında kalan araçlar yönünden sözleşmenin devam edeceğini ihtar bildirmiş; 03.03.2016 tarihli cevabi ihtarıyla davacı kiraya veren; sözleşmeden kısa süre sonra 19 araçtan 17'sinin iade edileceği bildirilerek esaslı unsurlara aykırı ve sözleşmeyi çekilmez hale getirecek bildirimi kabul etmediğini, eksiltme usulünün açıkça ek protokole bağlandığını, ek protokole davet yapılmaksızın tek taraflı iade bildiriminin kötü niyetli ve haksız fesih niteliğinde olduğunu, kabul etmediklerini bildirilmiştir.
4. Kiracı tarafından iade etmek istediği makinaların teslimi için tevdi mahalli tayini talebinde bulunmuş, Mahkemelerce talebin yargılamayı gerektirdiği, tevdi mahalli tayini koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle talepler reddedilmiştir.
5. Sözleşmenin 16. maddesinde; açıkça ekleme yahut çıkarma için diğer tüm şartlar aynı kalmak şartıyla ek protokol tanzim edileceği, "Sözleşmenin Bütünlüğü ve Değişikliği" maddesinde ise sözleşmede yapılacak değişikliklerin geçerliliğinin yazılı olarak yapılmasına bağlı olduğu ifade edilmiş, davalı kiracı tarafından gönderilen eksiltme talebinde ise ek protokole davet yapılmamıştır. Taraflar tacir olup sözleşmeyle bağlıdır. Sözleşmenin konusunu oluşturan ve kira karşılığı kullandırılan 18 aracın 17 adedinin ek protokol teklifinde bulunulmaksızın teslim edileceği yönünde davalı tarafından gönderilen ihtardaki irade, çıkarma yahut eksiltme değil sözleşmenin feshi sonucu doğuracak yöndedir. Taraflar arasında ek protokol imzalanmayıp, yazılı değişiklik de yapılmamakla kiracının kira sözleşmesini haksız feshettiğinin kabulü gerekir.
6. Hal böyle olunca İlk Derece Mahkemesince; dava tarihi itibariyle kiraya verene iade edilen ve tekrar teslim edilmeyen makina var ise bu makinalar yönünden kiracının kiraya verene teslim tarihine kadar kira bedelinden ve makinaların benzer şartlarla yeniden kiraya verilebileceği süreye (makul süre) ilişkin kira bedelinden sorumlu olduğu gözetilerek, gerekirse yeniden konusunda uzman bilirkişiden rapor alınması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme ile davanın reddine karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 373 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi Kararının 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi uyarınca davacı yararına BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
20.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.