"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, bozmaya uyan Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; ... Devlet Hastanesi A Blok kantin işletmesinin ihale sonucunda davalıya kiraya verildiğini, kira sözleşmesinin davalının kiralanan alanın sınırlarını aşar bir halde kullanımının tespiti ve kira bedellerini süresinde ödememesi nedeniyle 05.10.2011 tarihinde haklı nedenle feshedildiğini ve 24.10.2011 tarihinde davalıya tebliğ edildiğini, davalının feshin geçersizliliğinin ve kiracılık sıfatının tespiti talebi ile ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2012/211 E. sayılı dosyasında açtığı davanın reddedildiğini ve kararın kesinleştiğini, sözleşmenin feshinin haklı nedene dayanması, usul ve yasaya uygun olması olgusunun kesinleştiğini, öncelikle kira sözleşmesi haklı nedenle feshedildiğinden kiracının cari yıl kira bedelini tazminat olarak ödemesi gerektiğini, bununla birlikte davalının taşınmazı fesih yazısını tebliğ aldığı 24.10.2011 tarihinden 30.06.2012 tarihine kadar kiralananı tahliye etmediğini, cari yıl kira bedelinin yanında tahliyenin gerçekleşmediği 250 gün için cari yıl kira bedelinin %1'i oranında meblağın ödenmesi gerektiğini belirterek; 141.583,00 TL cari dönem yıllık kira bedelinin sözleşmenin fesih tarihi olan 24.10.2011 tarihinden, geç tahliye nedeniyle 353.957,50 TL'nin dava tarihinden itibaren uygulanacak ticari faiz ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; feshin haksız olduğunu, cezai şart hükmünün yasal olmadığını, talebin fahiş olduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 06.05.2015 tarihli ve 2013/1205 E., 2015/548 K. sayılı kararıyla; davacı idare tarafından yapılan ihtar zorunlu unsurları ihtiva etmediğinden temerrüdün oluşmadığı, taraflar arasındaki ilişkinin ticari değil adi ilişki olduğu ve bu nedenle adi kanuni faiz uygulanması gerektiği, Hazine Taşınmazlarının İdaresi Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına İlişkin Yönetmeliğin 74/3 madde fıkrasındaki düzenleme uyarınca cari yıl kira bedelinin %25 oranında cezai şart ödenmesi gerektiği, 14.04.2011 tanzim tarihli ve davalının da imzasını taşıyan tutanakta sabit olduğu üzere, kira konusu yerin sözleşmeye aykırı olarak kullanıldığının sabit olduğu gerekçesiyle; davanın kısmen kabulü ile 141.583,00 TL asıl alacak ile 35.395,75 TL cezai şart olmak üzere toplam 176.978,75 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsiline, fazlaya dair istemin reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 6. Hukuk Dairesinin 27/09/2016 tarihli ve 2016/2085 E., 2016/5456 K. sayılı ilamıyla; tarafların sair temyiz itirazları reddedildikten sonra, sözleşmenin 11/2 nci maddesinde "Kiracının fesih talebinde bulunması, kira dönemi sona ermeden faaliyetini durdurması, kiralananı amacı dışında kullanması, taahhüdünü sözleşme ve şartname hükümlerine uygun olarak yerine getirmemesi ve işletme ruhsatının her ne sebeple olursa olsun iptal edilmesi hallerinde kira sözleşmesi, 2886 sayılı Devlet İhale Kanunun 62 nci maddesine göre tebligat yapmaya gerek kalmaksızın idarece feshedilerek kesin teminatı gelir kaydedilir ve cari yıl kira bedeli tazminat olarak tahsil edilir.", 14 üncü maddesinde ise; "Kira süresinin sona ermesi veya sözleşmenin feshi halinde taşınmaz idareye teslim edilmezse geçen her gün için cari yıl kira bedelinin yüzde biri oranında ceza itirazsız olarak ödenir." düzenlemesinin yer aldığı, kiraya verenin 05.10.2011 tarihli ihtarname ile kira sözleşmesini feshettiği, ihtarnamenin 24.10.2011 tarihinde tebliğ edildiği, kiralananın 30.06.2012 tarihinde tahliye edildiği, Mahkemece yönetmelik hükmüne dayalı olarak hüküm kurulmuş ise de sözleşme hükmünün tarafları bağlayıcı olup kira sözleşmenin 14 üncü maddesine göre değerlendirme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği; kira sözleşmesinin 11/2 maddesine göre cari yıl kira bedelinin tahsilini düzenleyen hükmün de cezai şart niteliğinde olduğu, hakimin fahiş gördüğü cezai şartı indirme yükümlülüğü bulunduğu, Mahkemece 11/2 maddesi uyarınca hüküm altına alınan cezai şartın fahiş olup olmadığı, indirilmesi gerekip gerekmediği hususlarının tartışılmadığı gerekçesiyle, karar bozulmuştur.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; kira sözleşmesinin 14. maddesine göre değerlendirme yapılarak taşınmazın tahliyesine kadar geçen süre için cari yıl kira bedelinin yüzde biri oranında cezanın kiracı tarafından ödeneceği, idareye teslim edilmeyen kiralanan için geçen her gün, cari yıl kira bedelinin %1' i oranındaki ceza miktarının toplamda 353.957,50 TL olarak hesap edildiği, alınan 09.06.2021 tarihli bilirkişi raporu doğrultusunda cezai şartın fahiş olduğu gerekçesiyle; yarı oranında indirim yapılarak davanın kısmen kabulü ile 141.583,00 TL asıl alacak ile 176.978,75 TL cezai şart olmak üzere toplam 318.561,75 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsiline, fazlaya dair istemin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili; Mahkeme takdiriyle indirilen cezai şart bakımından aleyhine vekalet ücretine hükmedilemeyeceğini, dava tarihinden itibaren faiz işletilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, ticari faize hükmedilmesi gerektiğini, indirimin fazla olduğunu ileri sürerek, kararın bozulmasını istemiştir.
2. Davalı vekili; haksız idari işlemin son bulmasıyla idare muvafakatı ile kiralananda kalmaya devam ettiğini, idarenin sözleşmenin yenilenmesine zımnen onay verdiğini, sözleşme feshinde kusuru olmadığını ve tazminata hükmedilemeyeceğini, yalnız idare lehine düzenlenen cezai şartın haksız olduğunu, mahvına sebeb olacak cezai şartın geçerli olmadığını, hükmedilen tazminat ve cezai şart toplamının fahiş olduğunu, aynı anda ecrimisil de alınmakla üç yolla aynı zararın giderilmeye çalışıldığını ileri sürerek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, cezai şart alacağı istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 04.02.1959 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK
2. 09.05.1960 tarihli ve 13/5 sayılı YİBK
3. Değerlendirme
1. Somut olayda; 30.09.2010 başlangıç tarihli kira sözleşmesinin 11 inci maddesinde sözleşmenin kiraya veren tarafından haklı nedenle feshi durumunda kiracının ödeyeceği cezai şart, 14 üncü maddesinde ise sözleşmenin feshi halinde kiracının kiralananı geç teslim etmesi halinde geçen her gün için ödenecek cezai şart öngörülmüş olup, bu iki cezai şart birbirinden bağımsızdır.
2. Mahkemece bozma öncesi verilen kararla 11 inci maddede öngörülen cezai şart hükmüne dayalı olarak 141.583,00 TL'nin sözleşmenin feshi tarihinden; 14 üncü maddede öngörülen cezai şart hükmüne dayalı olarak 35.395,75 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle tahsiline karar verilmiştir.
3. Mahkemece uyulan bozma ilamında; 11 inci maddede öngörülen cezai şart bakımından cezai şartın fahiş olup olmadığı hususu değerlendirilmek üzere davalı lehine, 14 üncü maddede öngörülen cezai şart hükmü tarafları bağlayıcı olduğundan yönetmelik hükmüne dayalı hesaplamanın hatalı olduğu gerekçesiyle, sözleşme doğrultusunda hesaplama yapılmak üzere davacı lehine bozma yapılmıştır. Mahkemece her ne kadar bozmaya uyma kararı verilmiş ise de bozma gerekleri yerine getirilmemiş, 11 inci maddede öngörülen cezai şartın fahiş olup olmadığı değerlendirilmemiştir.
4. Kabule göre de, takdiri indirim yapılmasına rağmen reddedilen tutar bakımından davacı aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesi hatalıdır.
5. Hal böyle olunca Mahkemece; tarafların usuli kazanılmış hakları da gözetilmek suretiyle uyulan bozma ilamı doğrultusunda değerlendirme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, bozma ilamı gerekleri tam olarak yerine getirilmeden karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
6. Bozma nedenine göre, tarafların sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan Mahkeme kararının 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi gereğince taraflar yararına BOZULMASINA,
2. Bozma nedenine göre, tarafların sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada yer olmadığına,
Peşin alınan temyiz harçlarının istek halinde temyiz edenlerden davalıya iadesine,
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
01.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.