"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/326 E., 2022/46 K.
DAVA TARİHİ : 21.12.2020
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen itirazın iptali davasında davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkemece kesin olarak verilen kararın kanun yararına temyizen incelenmesi Adalet Bakanlığı tarafından istenilmiş olmakla; Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; davalının imzaladığı abonelik sözleşmesi kapsamında müvekkili şirketten elektrik enerjisi satın almaya başladığını, taraflar arasındaki sözleşme gereği davalının tüketimlerinin faturalandırıldığını ancak davalının düzenlenen faturaların ödemesini yapmadığını, borçlarını ödemesi için davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalı tarafça takibe haksız şekilde itiraz edildiğini ileri sürerek; takibe vaki itirazın iptali ile lehine inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; müvekkilinin dava konusu adreste 08.04.2002 ile 30.06.2004 tarihleri arasında faaliyette bulunduğunu, bu tarihler arasında işletmesine ait tüm elektrik faturalarını ödediğini, icra takibinde 08.04.2013 ile 08.10.2014 dönemine ait elektrik tüketim bedellerinin talep edildiğini, bu tarihler arasında elektrik kaydının bulunmadığını, takibin haksız olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; takibin 001006155062 nolu hesaba ait aboneliğe tahakkuk ettirilen 26.02.2013-24.09.2014 tarihleri arasında sayaçtan geçen kullanıma ilişkin fatura bedelleri ile gecikme faizi ve KDV'sinin tahsili talebine dayandığı, sayaç abonelik sözleşmesi sunulamamış ise de davalı tarafın dava konusu adrese ve sayaca ilişkin cevap dilekçesinde 08.04.2002-30.06.2004 dönemi yönünden kullanımın ve bu döneme ilişkin borcun ödendiğinin kabul edilmesi karşısında, taraflar arasında abonelik sözleşmesinin bulunduğunun kabul edildiği, adresi terk etmiş olmasının abone olan davalının sorumluluğunu kaldırmayacağı, dosya kapsamına göre herhangi bir fesih kaydına rastlanmadığı, bu sebeple sayaçtan geçen tüketimden ve o tarihte geçerli olan yönetmelik hükümlerine göre hesaplanacak tahakkuktan davalının sorumlu olacağı, alınan 17.11.2021 tarihli bilirkişi raporunun dosya kapsamına ve yerleşik kararlara uygun olduğu gerekçesiyle; davanın kısmen kabulü ile davalı borçlunun takip dosyasına itirazının kısmen iptali ile takibin 1.846,00 TL asıl alacak, 165,59 TL takip tarihine kadar işlemiş gecikme faizi ve 29,74 TL işlemiş faizin KDV’si olmak üzere toplam 2.041,33 TL üzerinden asıl alacağa takip tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle devamına, fazla talebin reddine, alacak likit olduğundan asıl alacağın %20'si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kesin olarak karar verilmiştir.
IV. KANUN YARARINA TEMYİZ
A. Kanun Yararına Temyiz Yoluna Başvuran
İlk Derece Mahkemesi kararının kanun yararına temyizen incelenmesi Adalet Bakanlığı tarafından istenilmiştir.
B. Temyiz Sebepleri
Adalet Bakanlığının 17.02.2023 tarihli yazısında; davacı şirketin, davalı ile imzalanmış abonelik sözleşmesi olduğunu iddia etmişse de bu iddiasını ispat edecek herhangi bir sözleşme ibraz etmediği, davalının da 08.04.2002 ile 30.06.2004 tarihleri arasında kiracı olarak faaliyette bulunduğu döneme ilişkin faturaları ödediğini ve adına düzenlenmiş bir abonelik sözleşmesi bulunmadığını savunduğu, Mahkemece davacı şirketin fatura kesilen dönemde davalının fiili kullanıcı olduğu iddiasında bulunmadığı da dikkate alınarak davalının 1006155062 sözleşme hesap numaralı abonelik sözleşmesinin tarafı olduğu ispatlanamadığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken, 08.04.2002-30.06.2004 dönemi yönünden kullanımın ve bu döneme ilişkin borcun ödendiğinin kabul edilmesi karşısında taraflar arasında abonelik sözleşmesinin bulunduğu, adresi terk etmiş olmasının abone olan davalının sorumluluğunu kaldırmayacağı, dosya kapsamına göre herhangi bir fesih kaydına rastlanmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabul edilmesinin usul ve yasaya aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın, kanun yararına bozulması talep edilmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı şirket tarafından davalıya tahakkuk ettirilen elektrik tüketim bedelinin tahsili için başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi.
3. Değerlendirme
1. Somut olayda; 1006155062 sözleşme hesap numaralı abonelik sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine, borçlu davalının haksız yere itiraz ettiği ileri sürülerek, itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesi talep edilmiş, Mahkemece alınan bilirkişi raporu esas alınmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
2. İspat, bir olayın veya hukuksal durumun varlığı veya yokluğu hakkında hâkimde kanaat uyandırmak için girişilen, ispat yükü üzerinde olan tarafın deliller vasıtasıyla yürüttüğü inandırma faaliyetidir. 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi gereğince ispat yükü, kanunda özel düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.
3. Dosya kapsamında yer alan bilgi ve belgelerden; davalının dava konusu adreste 08.04.2002 ile 30.06.2004 tarihleri arasında faaliyette bulunduğu, davalının davacı şirkete başvurusu sonrasında davacı şirketçe verilen 03.02.2021 tarihli cevapta, arşivlerinde davalı adına sözleşme ve belgelere ulaşılamadığının belirtildiği, davalının cevap dilekçesinde ve aşamalarda ileri sürdüğü beyanlarında, dava konusu adreste faaliyette bulunduğu dönemin 08.04.2002 ile 30.06.2004 tarihleri arası olduğunu, ... yeri açılış ve kapanış tarihlerini dosyaya sunduğunu, bu tarihleri arasında davacı şirketle sözleşme yapmadığını, aboneliğin dava dışı taşınmaz maliki adına olduğunu, yine dosyaya sunduğu davacı şirkete başvurusu sonrasında verilen cevapta da adına kayıtlı herhangi bir borç ve sözleşme olmadığının beyan edildiğini belirttiği, davacı şirketin dosyaya sunduğu 26.03.2021 tarihli yazısında ise, devam etmekte olan arşiv çalışması nedeniyle abonelik sözleşmesine ulaşılamadığını bildirdiği, davacı şirketçe takibe konu edilen dönem olan 08.04.2013 ile 08.10.2014 döneminde davalının ilgili adreste fiili kullanıcı olduğunun iddia edilmediği de nazara alındığında, davalının ilgili sözleşme hesap numaralı abonelik sözleşmesinin tarafı olduğu ispatlanamadığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile davanın kısmen kabulüne karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olduğundan, Adalet Bakanlığının yerinde görülen temyiz talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Adalet Bakanlığının kanun yararına temyiz talebinin kabulü ile 6100 sayılı Kanun'un 363 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca kararın bu yönden sonuca etkili olmamak üzere KANUN YARARINA BOZULMASINA,
Kararın bir örneğinin ve dava dosyasının Adalet Bakanlığına gönderilmesine,
09.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.