Logo

3. Hukuk Dairesi2023/1473 E. 2024/726 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Vekalet ücretinin tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali, haksız azil nedeniyle vekalet ücreti ve avukatın vekalet görevini gereği gibi yerine getirmemesi nedeniyle oluşan maddi-manevi tazminatın tahsili istemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı avukatın azlinin haklı olduğu, vekalet ilişkisinin devam ettiği dönemde yapılan tüm işlemler ve taraflarca inkar edilmeyen makbuz ve ibranamelerin içeriği değerlendirilerek davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/2882 E., 2022/2625 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 19. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2012/48 E., 2021/23 K.

Taraflar arasındaki asıl ve birleşen davalarda alacak, itirazın iptali, tazminat davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen 2012/49 E. sayılı dosyasında davanın kısmen kabulüne, birleşen İstanbul 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/152 E. sayılı dosyasında davanın kısmen kabulüne, birleşen İstanbul 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/266 E. sayılı dosyasında davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın taraflarca istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, davacı- birleşen dosyada davalı ...'in vekilinin istinaf başvurusunun reddine, davalı-birleşen dosyada davacı ... mirasçıları vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı asıl ve birleşen davalarda davacı vekili tarafından asıl ve ek karar temyiz edilmekle incelemenin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 20.02.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir

Belli edilen günde gelen asıl ve birleşen davalarda davacı asil ... ile asıl ve birleşen davada davalılar vekili Av. ......., 'ün sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saat 14.00'te Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Asıl davada davacı ... vekili; avukat olan davacının, davalının kendisine vermiş olduğu talimatı doğrultusunda İstanbul 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/322 E. sayılı dosyası ile 2.000.000 TL miktarlı manevi tazminat davası açtığını, dava devam ederken 19.09.2011 tarihinde haksız olarak azledildiğini, müvekkilinin vekalet ücretinin tahsili için icra takibi başlattığını, davalının bu icra takibine itiraz ettiğini ileri sürerek, İstanbul 31. İcra Müdürlüğünün 2011/24221 Esas sayılı dosyasına borçlu tarafından yapılan haksız itirazın iptali ile takibin devamına, alacağın %80’i oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

2. Birleşen 2012/49 Esas sayılı davada davacı ... vekili; avukat olan davacının, davalının vekili olarak işlerini takip etmekte iken hiçbir sebep gösterilmeksizin haksız olarak azledildiğini, müvekkilinin azil tarihine kadar olan masraf ve vekalet ücretinin tahsili için icra takibi başlattığını, davalının bu takibe haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek, İstanbul 31. İcra Müdürlüğünün 2011/24222 Esas sayılı dosyasında yapılan takibe itirazının ipaline, takibin devamına, alacağın %80' i oranında inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.

3. Birleşen İstanbul 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/152 Esas sayılı davasında davacı ........, vekili; taraflar arasında vekalet ilişkisi kapsamında toplam 18 adet ihtarname ve 2 tane Sulh Hukuk Mahkemesi değişik iş dosyası nedeniyle hak etmiş olduğu ücreti haksız azil sebebiyle alamadığını, toplamda 3.850,00 TL vekalet ücreti alacağı bulunduğunu, ayrıca 2 yıl boyunca davalının bütün hukuki işlerini avukat sıfatı ile yaptığını, kardeşleri ile ortaklığını tümden sonlandırıp yine davacının hukuki yardımı ile bir arazi alıp üzerine barınak inşaatını tamamlattırdığını, 300'e yakın kedisini Ortaköy'den taşıması için mücadele verdiğini, şifa yurdu hastanesinin tanıtımlarını yaptığını, davalıyı vesayet dosyasında temsil ettiğini ve işin niteliği gereği tam olarak hesaplanamayan dilekçe kapsamındaki tüm vekalet ücretlerinin belirsiz alacak davası ile tespitini ve azil tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte KDV hariç olarak davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, davacı vekili HMK 107 maddesi uyarınca belirlenebilir hale gelen ve bilirkişi raporunda belirtilen 101.995,00 TL ile karşı tarafça sunulun borç ikrarı mahiyetinde belgede yer alan 200.000,00 TL olmak üzere toplam 301.995,00 TL'nin azil tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

4. Birleşen İstanbul 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/266 E. sayılı davasında davacı ... vekili; asıl davada davacı olan avukatın haklı sebeplerle vekillikten azledildiğini, İstanbul 1.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2010/262 E. nolu dosya ile açılan vesayet davasında avukatlık mesleğinin gerektirdiği özeni göstermediğini, davalının hatalı olarak henüz kesinleşmemiş Sulh Hukuk Mahkemesinin ilamına dayanarak ve yüksek oranlarda başvuru harçları yatırtmak suretiyle tazminat davaları açtığını, davalının ağır kasıt, ihmal ve özensizliği neticesinde davacıyı uğrattığı zararların tazmini amacıyla fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 50.000,00 TL maddi ve 50.000,00 TL manevi olmak üzere toplam 100.000,00 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Asıl dava ile birleşen 2012/49 Esas sayılı davada davalı ... vekili; davacı avukatın haklı olarak azledildiğini, bu nedenle talep edebileceği bir avukatlık ücreti bulunmadığını, vesayet davasında hatalı ve ihmali davranışları nedeniyle kararın bozulmasına ve müvekkilinin zarar görmesine neden olduğunu, hatalı olarak henüz kesinleşmeyen bir mahkeme ilamına dayanarak ve fahiş harçlar yatırılması suretiyle tazminat davaları açtırdığını belirterek, davanın reddine ve davacının kötü niyet tazminatı ödemesine karar verilmesini talep etmiştir.

2. Birleşen İstanbul 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/152 E. sayılı davasında davalı vekili; davanın belirsiz alacak davası şeklinde açılmasının kanunen mümkün olmadığını, davacının asıl davadaki iddialarının bu davada yönünden de aynı olduğunu, her iki davada da asıl meselenin avukatın haklı azli ile davacıya 15.07.2010 tarihinde yapılan 1.081.000,00 TL ile 200.000,00 TL ödendiği define dayandığını, 1.081.000,00 TL'nin tazminat davaları, çıkması muhtemel hukuki ihtilaflar, havyan barınağı inşaatının kesin teslimi için tüm hukuki hizmetlerin karşılığı olduğunu, bankadan para çekildikten hemen sonra paranın davacının hesabına yatırıldığını ancak davacının serbest meslek makbuzu düzenleyip vermediğini, davacının hissesinin satışında aktif rolu olmadığını, aksine avukat Cenk Umut tarafından işlerin yürütüldüğünü, davacının tavsiyesi ile anlaştıkları Artes şirketinin sözleşmeye aykırı davranması nedeniyle aslında davalıya 800.900,00 TL ödemesi gerekirken davacı avukatın müvekkilinin tüm ısrarlarına rağmen buna ilişkin bir talepte bulunmadığını, davacı avukatın edimini özenle ifa yükümlülüğüne aykırı davranması nedeni ile azlin haklı olduğunu, davacı avukatın müvekkilini yanıltarak biri 500.000,00 TL ve diğer 2.000.000,00 TL bedelli iki ayrı dava açtırdığını, bu davalarda davalının uyarılmaması nedeni ile yüksek miktarlı harçlar yatırmak zorunda kaldıklarını, davaların 26.05.2010 tarihinde verilen vasi tayin talebinin reddine dair hükmün kesinleşmesinin beklenmeden açılmasının hatalı olduğunu, davacı avukatın ücretini nakden ve defaten aldığını bu nedenle de hiçbir ücret almadığı iddiasının gerçeği yansıtmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

3. Birleşen İstanbul 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/266 E. sayılı davada davalı ... vekili; müvekkilinin hiç bir kusuru olmadığı gibi davacının müvekkilinin vekillik görevinden kaynaklanan bir zararının da olmadığını, müvekkilinin haksız azil tarihine kadar yaklaşık 2 yıl boyunca davacıya hukuki yardımlarda bulunduğunu belirterek, öncelikle zamanaşımı itirazlarının dikkate de alınarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; taraflar arasında yazılı bir ücret sözleşmesi bulunmadığı, azlin haksız azil olarak değerlendirilmesi gerektiği, davacının birleşen İstanbul 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/152 E. sayılı dosyasında takip ettiği dava ve işler ile ilgili yaptığı masrafları talep etmiş ise de, yapılan incelemede davalı tarafından davacının hesabına 15.07.2010 tarihinde 200.000,00 TL ve 11.08.2010 tarihinde 600.000,00 TL yatırıldığı, bu haliyle davacıya toplam 800.000,00 TL verilmiş olduğu, sunulu makbuz ve belgelere göre davacının yaptığı harcamalar dışlandığında elinde toplam 219.358,54 TL kaldığı, bunun 200.000,00 TL'sinin mahsubunun mümkün alacak olduğu, davacı tarafından dosyaya 188.764,25 TL'lik masraf belgesi sunulduğu, bu bedel 200.000,00 TL'den mahsup edildiğinde elinde fazladan 11.235,75 TL kaldığı, davacının dava dışı niteliğindeki işleri takip etmesi nedeniyle bilirkişi heyetince hesaplanan hak edişinin 101.995,00 TL olduğu, elinde kalan 11.235,75 TL düşüldüğünde bakiye 90.759,25 TL'nin davacıya ödenmesi gerektiği, birleşen İstanbul 7. AHM 2013/266 E. sayılı dosyasında, davacının iddialarını destekleyecek somut bir delil bulunmadığı gerekçesiyle; asıl davada davanın kısmen kabulüne, İstanbul 31. İcra Dairesinin 2011/24221 E. sayılı dosyasında davalı tarafından yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, şartları oluşmayan icra inkâr tazminatı ve kötü niyet tazminatı taleplerinin karşılıklı reddine, birleşen 2012/49 E. sayılı dosyasında davanın kısmen kabulüne, İstanbul 31. İcra Dairesinin 2011/24222 E. sayılı dosyasında davalı tarafından yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, şartları oluşmayan icra inkâr tazminatı ve kötü niyet tazminatı taleplerinin karşılıklı reddine, birleşen İstanbul 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/152 E. sayılı dosyasında davanın kısmen kabulüne, 90.759,25 TL’nin azil tarihinden itibaren uygulanacak yasal faizi ile davalılardan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dair talebin reddine, birleşen İstanbul 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/266 E. sayılı dosyasında ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl ve birleşen davalarda davacı vekili, asıl ve birleşen davalarda davalılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.

B. İstinaf Sebepleri

1. Asıl ve birleşen davalarda davacı vekili; birleşen İstanbul 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/152 E. sayılı dosyasından HMK 107 ve devamı kapsamında karşı tarafça dosyaya ibraz edilerek borç ikrarına dönüşen ve belirsiz olan ücret alacaklarının önemli bir kısmını belirli hale getiren 15.07.2010 keşide tarihli makbuz/ibraname başlıklı belgeden doğan 200.000,00 TL alacağın reddedilmiş olmasının ve talep ettikleri 101.995,00 TL' den 11.235.75 TL' lik kısmın mahsup yolu ile reddedilmesini hatalı olduğunu, asıl dava ile bileşen 2012/49 E. sayılı davada görülen itirazın iptali davalarında icra inkar ve kötüniyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğini belirterek, kararın kaldırılarak tüm taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir

2. Asıl ve birleşen davalarda davalılar vekili; davacı avukatın ihmalinden dolayı azledildiğini, İstanbul 21. Ağır Ceza Mahkemesinin 2013/218 E., 2013/284 K. sayılı kararıyla davacının davalı murisi tehditte bulunduğundan bahisle cezalandırılmasına karar verildiğini, ayrıca İstanbul Barosu Disiplin Kurulunun kararıyla davacıya uyarma cezası verildiğini, Mahkemece bu hususların göz ardı edildiğini, bilirkişi raporlarına itirazlarının değerlendirilmediğini, davacının kazandığı bir dava emeğinin de bulunmadığını, davacının azlinden sonra başka avukatlarca devam edildiğini, davacının üzerinde 219.358,54 TL miktarında para kaldığının bilirkişi raporuyla tespit edildiğini, bu hususun da azlin haklı olduğunu açık ve net ortaya koyduğunu, davacının paralarla ilgili müvekkiline hesap vermediğini, üzerinde kalan parayı aktarmadığını, ihtara rağmen davalıya ait belgeleri iade etmediğini belirterek, kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; taraflar arasında vekalet ilişkisinin 19.09.2011 tarihli azilname ile sona erdiği, İlk Derece Mahkemesince, alınan bilirkişi raporu doğrultusunda azlin haksız olduğu kabul edilerek sonuca gidildiği, davacı avukat hakkında açılmış bulunan İstanbul 21. Ağır Ceza Mahkemesinin 2013/218 E. sayılı dosyası ve İstanbul Barosu Disiplin Kurulunun kovuşturması sonucunda ve 23.02.2015 tarihli, 2013/31 Esas, 2015/117 sayılı dosyalarının içerikleri ve bu dosyalarda verilen kararların azlin haklılığı konusunda etkili olup azlin haklı olduğu, her ne kadar şikayet tarihleri azilden sonra ise de dava dışı inşaat şirketiyle davalı müteveffa arasında ihtilaflar çıktığı, söz konusu şirketi, davacı avukatın davalıya tavsiye etmesi ve aralarındaki sözleşmeyi davacının düzenlemesi ve bu işlerle ilgili davalının zarar görmesi yine davacı avukatın tahsil ettiği parayı iş sahibine bildirmemesi, ödeme yapmaması ve bunun sebebini açıklamaması nedenleriyle davalı müteveffanın davacıya güveninin sarsıldığı, davacının davalıyı temsilen açtığı tazminat davasını sorgulayıp davacı tarafından yanıltıldığını, zarara uğratıldığını farketmesi üzerine azlin gerçekleştiği, daha sonra da davalı iş sahibinin, yasal haklarını kullanarak savcılığa, baroya ve vergi dairesine şikayetlerde bulunduğu, Avukatlık Kanunu'nun, 174 üncü maddesinde, “Avukatın azli halinde ücretin tamamı verilir. Şu kadar ki, avukat kusur veya ihmalinden dolayı azledilmiş ise ücretin ödenmesi gerekmez.” hükmü mevcut olduğundan bu hükme göre azil işleminin haklı nedene dayandığının kanıtlanması halinde müvekkil, avukata vekalet ücreti ödemekle yükümlü olmadığı, Yargıtayın kökleşmiş içtihatlarına göre haklı azil halinde ancak azil tarihi itibariyle sonuçlanıp, kesinleşen işlerden dolayı vekalet ücreti talep edilebileceği, bu itibarla somut olayda, azlin haklı olduğu ve dolayısıyla davacının azil tarihi itibariyle sonuçlanıp, kesinleşen işleri bulunmadığından vekalet ücreti alacağı da olmadığı, bu nedenle davacı avukatın asıl dava 2012/48 ile birleşen 2012/49 Esas, 2012/152 Esas sayılı davalar yönünden davalarının reddi gerektiği, birleşen dava 2013/266 Esas sayılı davacı mütevaffa ile davalı avukat arasındaki tazminat davasında, Mahkemece davanın ispatlamadığından reddine karar verildiği, taraflarca bu dosyaya yönelik istinaf talebi bulunmadığı, dosyanın davacısı ... mirasçılarının istinaf dilekçelerindeki hesaplamalara ilişkin beyanların avukatın azlinin haklı nedene dayandığına ilişkin açıklamalar olduğu gerekçesiyle, davacı-davalı ...'in tüm istinaf itirazlarının reddine, davalı-davacı ... mirasçılarının istinaf taleplerinin kısmen kabulü ile, İlk Derece Mahkemesinin kararının kaldırılarak; asıl davada davacının davasının reddine, davalılar ... ve İrem Katoğlunun kötü niyet tazminatı taleplerinin reddine, birleşen İstanbul 19. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/49 E. sayılı davanın reddine, davalılar ... ve İrem Katoğlunun kötü niyet tazminatı taleplerinin reddine, birleşen İstanbul 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/152 Esas sayılı dosyası yönünden davanın reddine, birleşen İstanbul 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/266 E. sayılı davanın reddine, davalılar-birleşen dosya davacıları ... ve İrem Katoğlunun sair istinaf taleplerinin reddine, davacı-birleşen dosya davalısı Özer Düzgelin istinaf talebinin reddine kesin olarak karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl ve birleşen dosyalarda davacı ... vekili temyiz isteminde bulunmuş, Bölge Adliye Mahkemesinin 03.01.2023 tarihli kararı ile temyiz isteminin 6100 sayılı HMK 'un 362/1 maddesi kapsamında kesin kararlardan olduğu, temyiz kanun yolunun caiz olmadığı, temyiz dilekçesinin kesin karara karşı verilmiş olduğu gerekçesiyle, temyiz talebinin reddine karar verilmiştir.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; birleşen İstanbul 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/152 E., sayılı dosyasında belirsiz alacak davası olarak açıldığını, alacağın bilirkişi raporu ve karşı tarafın sunduğu borç ikrarı belgesi ile belirli hale geldiğini, 301.995,00 TL üzerinden harçlandırıldığını, bu miktar üzerinden aleyhe vekalet ücretine hükmedildiğini, istinaf mahkemesince her üç davanın da tek bir gerekçeye dayandırılğını, bilirkişi raporlarının hüküm kurmaya elvelerişli olduğunu, raporlarda azlin haksız olduğunun belirtildiğini, azlin haklılığına gerekçe gösterilen Ağır Ceza Mahkemesi ve Baro Disiplin dosyalarının azil tarihinden sonra yaşanan döneme yani 7 ay sonrasına ilişkin olduğundan arada illiyet bağı olmadığını, dosyaya ibraz edilen "makbuzdur" başlıklı açık bir ücret borcu ikrarı belgesinin yok sayılmasının hatalı olduğunu, ceza ve disiplin yargılamaları ile hukuk yargılamasının usul ve esaslarının birbirinden farklı olduğunu, talep edilen 101.995,00 TL'den, 11.235,75 TL'lik kısmının mahsup yolu ile reddedilmesininin hatalı olduğunu, müvekkilinin 188.764,25 TL'lik masraf belgesi sunduğunu, icra inkar tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu belirterek, Bölge Adliye Mahkemesinin ek kararının kaldırılarak, kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, asıl ve birleşen 2012/49 E., sayılı dosyalarda vekalet ücretinin tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali, birleşen İstanbul 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/152 Esas sayılı dosyasında haksız azil nedeniyle vekalet ücreti, birleşen 2013/266 E. sayılı dosyada avukatın vekalet görevini gereği yerine getirmemesi nedeniyle oluşan maddi -manevi tazminatın tahsili istemini ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 504, 505, 506 ncı maddeleri,

2. 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun 174 üncü maddesi,

3. Değerlendirme

1. Davacı vekilinin asıl dava ile birleşen 2012/49 E. sayılı sayılı davaya yönelik temyiz itirazları yönünden yapılan incelemede; dosya içeriğine göre hüküm altına alınan ve temyize konu edilen toplam miktar asıl davada 67.345,00 TL; birleşen 2012/49 E. sayılı davada ise 29.570 TL olup, Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL’nin altında kalmaktadır. Bu durumda temyiz dilekçesinin reddine ilişkin 03.01.2023 tarihli Bölge Adliye Mahkemesince verilen ek karar Kanun hükümlerine uygun olduğundan temyiz isteminin reddi ile söz konusu kararın onanmasını gerektirmiştir.

2. Davacı vekilinin birleşen İstanbul 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/152 E., sayılı davaya yönelik temyiz itirazları yönünden yapılan incelemede;

a) 6100 sayılı Kanun'un 362 nci maddesinde temyiz edilemeyecek kararlar belirtilmiş olup, eldeki davada dava değeri 301.995,00 TL olarak belirlenmiştir. Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibariyle kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL'nin üzerinde olduğundan, bu davaya ilişkin karara karşı temyiz yolu açık olup, davacının ek karara yönelik temyiz isteminin kabulü ile ek kararın kaldırılmasına karar verilmiştir.

b) Avukatlık Kanunu'nun 34 üncü maddesinde, “Avukatlar, yüklendikleri görevleri, bu görevin kutsallığına yakışır bir şekilde özen, doğruluk ve onur içinde yerine getirmek ve avukatlık ünvanının gerektirdiği saygı ve güvene uygun biçimde davranmak ve Türkiye Barolar Birliğince belirlenen meslek kurallarına uymakla yükümlüdürler.” hükmü bulunmaktadır. Dosyanın incelenmesinde tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesine ve kararda belirtilen gerekçelere göre davacı avukatın azlinin haklı olduğu, vekalet ilişkisinin devam ettiği dönemde yapılan tüm işlemler değerlendirilerek sonuca gidildiği anlaşılmıştır.

c) Taraflarca inkar edilmeyen 22.01.2010 "Makbuz ve İbraname " başlıklı belgede "2009/2 İzale-i Şuyuu dosyasından müvekkil ... adına yaptığım tüm hukuki yardımların vekalet ücreti ile yapmış olduğum tüm masraflarımı teslim aldım. Müvekkil ...'dan işbu dosya itibariyle hiçbir hak ve alacağım kalmamıştır " şeklinde, yine "Mabuzbur " başlıklı 15.07.2010 tarihli belgede " 21 pafta 35 ada,36 parselin Alsim ALARKO A.Ş. ye satış ve devir, protokol ve sair hukuki yardımlardan doğan vekalet ücreti ve masraflarının tamanını Alarko Alsim'in bir yıl sonra ödeceği taksitlerden doğan (kalan) 200.000 (yalnız ikiyüzbin türklirası) vekalet ücreti hariç eksiksiz olarak aldım. Müvekkil ...'u tüm bu yönlerde ibra ederim" şeklinde yazılı olup belgeler davacı avukat tarafından imzalanmıştır. 15.07.2010 tarihinde davalı tarafından davacının hesabına 200.000,00 TL banka havalesi yapıldığı ve herhangi bir açıklamanın yer almadığı görülmüştür. Davacı tarafça, paranın davalının işleri için onun adına harcandığı şeklinde beyan edilmiş ise de; iki adet belge içeriği, paranın vadeli hesap olarak değerlendirilmesi ve hesap hareketleri dikkate alındığına davacının bu savunmasına itibar edilmemiş ve vekalet ücretine mahsuben alındığı kanaatine ile davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olarak kararın onanmasına karar verilmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Asıl dava ile birleşen 2012/49 E. sayılı dava yönünden Bölge Adliye Mahkemesince verilen 03.01.2023 tarihli ek kararın ONANMASINA,

2. Asıl dava dosyasıyla birleşen İstanbul 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/152 E., sayılı davasına yönelik Bölge Adliye Mahkemesinin 03.01.2023 tarihli ek kararının KALDIRILMASINA, temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,

17.100,00 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalılara verilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

20.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.