Logo

3. Hukuk Dairesi2023/1488 E. 2023/3615 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Güvenlik hizmetinin kusurlu olmasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat isteminin kabulü.

Gerekçe ve Sonuç: Malvarlığı zararlarında manevi tazminata hükmedilmesinin mümkün olmadığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının manevi tazminat yönünden bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki güvenlik hizmetinin ayıplı olmasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili ve davalı ... Savunma ve Güvenlik Sistemleri San. A.Ş. vekili, davalı ... Site Yön. Bşk. adına ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili, davalı ... Savunma ve Güvenlik Sistemleri San. A.Ş. vekili, davalı ... Site Yön. Bşk. adına ... vekili tarafından temyiz edilmiş, incelemenin duruşmalı olarak yapılması davalı ... Savunma ve Güvenlik Sistemleri San. A.Ş. vekili tarafından istenilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyize konu edilen kararda asıl talebin kabul edilen bölümünün duruşma sınırının altında olduğu anlaşılmıştır.

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin ikinci fıkrası uyarınca davalı ... Savunma ve Güvenlik Sistemleri San. A.Ş. vekilinin duruşma isteğinin reddine, davacı vekili, davalı ... Savunma ve Güvenlik Sistemleri San. A.Ş. vekili, davalı ... Site Yön. Bşk. adına ... vekili temyiz dilekçesinin kabulü ile incelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; müvekkilinin ... Sitesinde ve ... Güvenlik Şirketi tarafından güvenlik hizmeti verilen A2-1 no.lu Blokta, 14 numaralı dairenin maliki olduğunu, sözleşmeye bağlı olarak güvenlik şirketi tarafından güvenlik hizmetlerinin yerine getirildiğini, dairede kimsenin olmadığı bir zamanda daire kapısının zorla açılarak içeri girilmek sureti ile hırsızlık yapıldığını, müvekkiline ve eşine ait değerli eşya ile bir miktar nakit paranın bulunduğu çelik kasanın çalındığını, müvekkili tarafından görevi ihmal suçundan dolayı site yönetimi ve güvenlik şirketi yetkilisi adına ... Cumhuriyet Başsavcılığına şikayette bulunulduğunu, hırsızlık nedeni ile müvekkilinin maddi ve manevi zarara uğradığını belirterek fazlaya ilişkin hakkı saklı kalmak kaydıyla 20.000,00 TL maddi ve 50.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren yasal faizi ile davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, davacı vekili 16.10.2018 tarihli ıslah dilekçesi ile; müvekkiline atfedilen %20'lik kusurun da dikkate alındığını belirterek 20.000,00 TL maddi tazminat olarak açılan davayı 265.181,528 TL üzerinden ıslah ettiklerini, yapılan ıslah ile birlikte 285.181,528 TL maddi tazminat bedelinin haksız fiilin meydana geldiği tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı ... Savunma ve Güvenlik Sistemleri San. A.Ş. vekili; güvenlik sözleşmesinin diğer tarafının davalı site yönetimi olduğunu, tek tek site sakinlerine karşı sözleşmeden doğan sorumluluğunun bulunmadığını, haksız fiilin faili müvekili şirket olmadığından husumet itirazında bulunduğunu, olayın meydana geldiği yerin ... Savunma ve Güvenlik Sistemleri A.Ş.nin görev ve sorumluluk alanı dışında olduğunu, müvekkil şirketin hırsızlığı önleme taahhüt ve yükümlülüğü bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

2. Davalı ... Site Yönetimi vekili; site yöneticisinin taraf olarak gösterilmesinin hatalı olduğunu, bu şekli ile husumet itirazlarının olduğunu, davacı tarafından ... ... Cumhuriyet Başsavcılığının 2015/111940 soruşturma sayılı dosyasında yapılan ceza soruşturmasının bekletici mesele yapılmasını, diğer davalı güvenlik şirketi ile site yönetimi kat malikleri tarafından alınan genel kurul kararı doğrultusunda mevcut güvenlik şirketi ile sözleşmenin sürdürüldüğünü ve vekalet görevi gereğince kat malikleri adına hareket eden yönetime ve yöneticiye atfedilecek kusur ve sorumluluğun olmadığını, site yönetiminin daire sakinlerinin her türlü güvenlik önlemini almasının mümkün olmadığını, davacının çalındığını iddia ettiği eşyalara ilişkin somut hiçbir delili dosyaya sunmadığını, soyut iddialarla evinde hırsızlık olduğu ve maddi zararı olduğunu iddia ettiğini, ayrıca oluştuğunu iddia ettiği zararın bizzat davacının kendi kusurundan ve kendi güvenliğini sağlayamamasından ileri geldiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte emsal Yargıtay kararları gereğince davacının da müterafik kusuru nedeniyle hesaplanacak tazminattan indirim yapılması gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

1. ... ... 27. Asliye Hukuk Mahkemesinin 22.12.2015 tarihli ve 2015/369 E., 2015/381 K. sayılı ilamıyla; davalının güvenlik şirketi hizmet sunucusu, davacının ise hizmet alıcısı konumunda bulunduğu, davalıların ayıplı hizmet sundukları ve sözleşmeden doğan özen borcuna aykırı davrandıkları iddia edildiği, uyuşmazlığın Tüketici Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği gerekçesiyle mahkemenin görevsizliği nedeniyle davanın dava şartı yokluğu yönünden usulden reddine, karar kesinleştiğinde ve yasal süre içinde istem halinde dosyanın görevli ... ... Nöbetçi Tüketici Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

2. Dosyanın gönderildiği ... ... 6. Tüketici Mahkemesinin 24.10.2019 tarihli ve 2016/487 E., 2019/598 K. sayılı ilamıyla; davalı Site Yönetimi başkanı ...'nin şahsi sorumluluğuna gidilmediği, site yönetiminin meydana gelen zarardan dolayı sorumlu olduğu, davalıların %80 kusurlu olduğu, davacının ise %20 kusurlu olduğu, bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 153.155,80 TL maddi tazminatın, 20.000,00 TL'sinin olay tarihi olan 07.07.2015, 133.155,80 TL'sinin ıslah tarihi olan 16.10.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine, manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 5.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine dair verilen karar taraf vekillerince istinaf edilmiştir.

3. ... Bölge Adliye Mahkemesinin 18. Hukuk Dairesinin 22.10.2020 tarihli ve 2020/113 E., 2020/1537 K. sayılı ilamıyla; davacının evinde gerçekleşen hırsızlık olayına ilişkin soruşturma dosyasının akıbetinin araştırılmadığı, polis merkezinde davacı tarafından verilen ilk ve ek ifadede belirtilen 5.000,00 USD değerindeki markası belirtilen kol saati, 10.000,00 TL para ve olay tarihindeki yaklaşık 100.000,00 TL bedelindeki ziynetin dava tarihindeki belirlenecek karşılıkları bedellerinin, ayrıca ifadede belirtilen çelik kasanın da dava tarihindeki değerinin belirlenmemiş olduğu, sonradan verilen dilekçe ile ilk beyanlarla çelişir şekilde fazladan belirtilen takılara göre yapılan hesaplama sonucu verilen kararın doğru olmadığı gerekçesi ile İlk Derece Mahkemesinin kararının kaldırılmasına açıklanan hususlarda yargılama yapılmak üzere dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine kesin olarak karar verilmiştir.

4. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalı ... Site Yönetimi Başkanlığına bağlı çalışan özel güvenlik görevlilerinin diğer davalı site yönetimi ile imzalanan sözleşme ve ek talimat gereği siteye gelen aracı durdurmadıkları, kime geldiklerinin tespit etmedikleri, gelen araçları durdurup kime geldiklerini tespit ederek teyit almış olsalardı ve araç kayıt defterine kaydetmiş olsalardı hırsızlık olayının meydana gelmeyeceği, özel güvenliğin esas amacı olan suçu önleyici kolluk faaliyetlerinin bu şekilde yerine getirilmediği, özel güvenlik görevlilerinin gerekli dikkat ve özeni göstermediği, sitenin mahiyeti gereği sitede görev yapan güvenlik eleman sayısının yetersiz olduğu, siteye giriş ve çıkış yapan 3. şahısların bilgilerinin kaydının tutulmadığı, sözleşmeye göre siteye giriş ve çıkış yapanların kayıt altına alınması gerektiği, yine dosya içerisindeki belgelere göre davalı güvenlik şirketinin değişen şartlara göre site için risk analizi yaptırdığına veya site yönetiminden ek personel talebinde bulunduğuna dair herhangi bir bilgi ve belge dosyaya ibraz edilmediği, böylece davalı güvenlik şirketi tarafından kusurlu/ayıplı güvenlik hizmeti verildiği, davalı Site Yönetiminin site sakinlerinden güvenlik hizmeti karşılığı aidat toplamasına rağmen kanun ve yönetmelikler gereği güvenlik hizmetini layıkı ile verilmesini sağlayamadığı, davalıların birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu, davalıların %80 oranında kusurlu olduğu, davacının hırsızlık olayı sonrasında tutulan polis olay yeri inceleme raporunda, dairenin çelik giriş kapısının kapı karşılığı ve pervazı üzerinde kanırtma izleri olduğu, giriş kapısının çift kilitli çelik kapı olduğu, kapı kilitlerinin kapatılmış olması halinde kolay açılamayacağı ancak kilitlerin kırılması durumunda açılabileceği, bu durumda da gürültüye sebebiyet verileceği için bunun hırsızlık tarafından göze alınamayacağı, kapının sadece çekilerek kapatılmış olması ve kapı kilitlerinin kapatılmaması nedeniyle kapının hiçbir emek sarf edilmeden kolaylıkla açılabileceği, somut olayda kapı kilidinin kırılmamış olması kapının, kasanın ve pervazların normal olması, sadece kapı ve pervazlar üzerinde kanırtma izlerinin olması hususları göz önüne alındığında olay günü kapının kilitlenmediği, sadece çekilerek kapatıldığı kabul edilerek davacının %20 oranında kusurlu olduğu, yaşanan hırsızlık olayı nedeniyle çalınan eşyalar yönünden davacının maddi zarara uğradığı, bu olaya ilişkin kolluk tarafından olay yerinde tutanak tutulduğu, bu tutanak dikkate alınarak alınan bilirkişi raporunda, davacının evindeki çelik kasanın değerinin 400,00 TL olduğu, ... marka model kol saatinin değerinin 14.818,50 TL olduğu, davacının evinde 10.000,00 TL nakit bulunduğu, ek ifadede çalındığı belirtilen erkek kolyenin değerinin 9.340,99 TL olduğu, çalınan ziynet eşyalarının değerinin 141.987,38 TL olduğu, böylece davacının toplam zararının 151.328,37 TL olduğu, davacının %20 kusuruna tekabül eden 30.265,67 TL düşüldükten sonra davacının 121.062,69 TL zarara uğradığı, davalıların vermiş olduğu hizmetten dolayı davacının maddi zarara uğradığı, davacı vekilinin maddi tazminat talebinin kuyumcu satış fiyatı olan 121.062,69 TL'lik kısmı yerinde görüldüğü, evinde hırsızlık vakıası gerçekleşen davacının ruhen ve manen zarara uğradığı, ziynet eşya listesinde bilirkişinin de tespit ettiği üzere davacının eşinin annesinden kalan antika fransız saç örgüsü bilezik olduğu, bu bileziğin antika olduğu ve eşinin ailesinden hatıra olduğu, tarafların eylemleri, ekonomik ve sosyal durumları ile paranın satın alma gücü ve günümüzün ekonomik koşullarına göre manevi tazminat isteğinin yaşanan olayla orantılı olması ve zenginleşme aracı olarak kullanılmaması gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 20.000,00 TL'nin olay tarihi olan 07.07.2015 tarihinden 101.062,69 TL'nin ıslah tarihi olan 16.10.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine, davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 5.000,00 TL manevi tazminatın 07.07.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili, davalı ... Savunma ve Güvenlik Sistemleri San. A.Ş. vekili, davalı ... Site Yön. Bşk. ... vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı vekili; hatalı ve hukuka aykırı rapor esas alınarak hüküm kurulduğunu, çalınan bir kısım ziynet eşyasının USD bedelli olmasına rağmen tüm ziynet eşyaları bakımından TL üzerinden hesaplama yapıldığını, tüm hesaplamaların olay tarihinden dava tarihine kadar olan dönem için yapılmasının da hatalı olduğunu, zira dava tarihi esas alınarak yapılan hesaplama neticesinde hükmedilen tazminat tutarı ile çalınan eşyalarının zararının bugünkü ekonomik koşullar çerçevesinde karşılanmasının mümkün olmadığını, ilk olay anında sıcağı sıcağına emniyette verilen ifadelerle bağlı kalınarak hesaplama yapılması yönündeki itirazlarının da değerlendirilmediğini, çalınan eşyalar arasında davacının eşinin anne ve babasından kalan kimisi 60 yıllık olan ziynet eşyaları da bulunduğunu ve bunların değerinin de yüksek olduğunu, karşı taraf vekilleri yararına hükmedilen vekalet ücretinin Yasaya ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılarak ıslah edilen davanın tümden kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı ... Savunma ve Güvenlik Sistemleri San. A.Ş. vekili; müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, ayrıca kabul anlamına gelmemek üzere Bilkent Holding Grup Şirketlerinden olan davalı ... Savunma ve Güvenlik Sis. San. AŞ.nin olayın gerçekleştiği daireye ait davalı site yönetimi ile imzaladığı sözleşmeye istinaden özel güvenlik hizmeti verdiğini, zira davacı ile müvekkil şirket arasında herhangi bir sözleşmesel ilişki olmadığını, gerçekleşen haksız fiilin failinin de davalı müvekkili olmadığını, kabul anlamına gelmemek üzere müvekkilinin site yönetimi ile sözleşme yaptığından site yönetimine karşı sorumluluk üstlendiğini, kaldı ki sözleşmenin hiçbir yerinde müvekkilinin hırsızlığın önleneceği hususunda herhangi bir taahhüdünün olmadığını, olayın gerçekleştiği iddia edilen alan üzerinde her vardiyada üç kişiyle hizmet verildiği için aynı anda sitede görev başında sadece üç güvenlik olması öngörüldüğünü, bir adet giriş kapısı bulunmakta olduğunu, giriş ve çıkışların aynı kapıda yapılmadığını ve bu kapıda bir vardiya sorumlusu iki de güvenlik görevlisinin bulunduğunu, gece 22'den sabah 6'ya kadar iki saat aralıklarla bu güvenlik görevlilerinin site içinde devriye gezdiğini, bundan da açıkça anlaşılacağı üzere Valiliğin sadece sitenin ortak alanlarının güvenliğinin sağlanması için izin verdiğini, müvekkilinin bağımsız bölümlerin tek tek güvenliğini sağlamak gibi bir sorumluluğunun olmadığını, olayın meydana geldiği sitenin durumu ve teknik imkansızlıkların da güvenlik tedbirlerinin alınmasında etkili olduğunu, davacının kendi özel mülkinde güvenlik önlemlerini de almadığını, müvekkilinin haksız fiilden doğan herhangi bir borcunun olmadığını, meydana gelen zararlardan sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını belirterek verilen kararın kaldırılarak davanın müvekkili yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir.

3. Davalı ...Site Yönetimi vekili; dava dilekçesinde site yöneticisinin taraf olarak gösterilmesinin hatalı olduğunu, site yönetimine husumet yöneltilebileceği düşünülse dahi davanın kat maliklerini temsilen site yönetimi adına açılması gerektiğini, bu şekli ile husumet itirazlarının olduğunu, zarardan sorumlu olduğu yönünde hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, davalılar arasındaki sözleşmesel ilişkinin eser sözleşmesi olduğunu, eser sözleşmesinden kaynaklanan ayıplardan ... sahibinin sorumluluğunun olmadığını, diğer davalı güvenlik şirketi ile site yönetimi kat malikleri tarafından alınan genel kurul kararı doğrultusunda mevcut güvenlik şirketi ile sözleşmenin sürdürüldüğünü ve vekalet görevi gereğince kat malikleri adına hareket eden yönetime ve yöneticiye atfedilecek kusur ve sorumluluğun olmadığını, site yönetiminin daire sakinlerinin her türlü güvenlik önlemini almasının mümkün olmadığını, zira dosyada mübrez olan toplantı karar tutanakları ve alınan tedbirler, davalı ... A.Ş.ye yapılan uyarı ve bildirimler hem savcılık hem de bilirkişi raporları ile de sabit olduğu üzere site yönetimi üzerine düşen özen yükümlülüğünü azami ölçüde yerine getirmiş olduğunu, olayda kusuru bulunmadığını, davacının çalındığını iddia ettiği eşyalara ilişkin somut hiçbir delili dosyaya sunmadığını, soyut iddialarla evinde hırsızlık olduğunu ve maddi zararı olduğunu iddia ettiğini, ayrıca oluştuğunu iddia ettiği zararın bizzat davacının kendi kusurundan ve kendi güvenliğini sağlayamamasından ileri geldiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte davacının da müterafik kusuru nedeniyle hesaplanacak tazminattan indirim yapılması gerektiğini, davacı yan lehine manevi tazminata hükmedilmesinin ve site yönetiminin bu zarar nedeniyle sorumlu tutulmasının da hatalı olduğunu, davanın kısmi dava olduğunu, davacının ıslah dilekçesini sunduğu tarih itibari ile alacak talebinin zamanaşımına uğradığını, ... ... 27. Asliye Hukuk Mahkemesinde açılmış ve görevsizlik kararı verilmiş davada Tüketici Mahkemesince verilen nihai kararda görevsizlik kararı gereğince Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7 nci maddesi uyarınca lehlerine vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken, mahkemece takdir edilmediğini ileri sürerek, İlk Derece Mahkemesi kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 2015/15029 E., 2017/9607 K. sayılı ilamda da belirtildiği üzere olay akabinde, sıcağı sıcağına hazırlık soruşturmasında polise ifade veren davacı çalınan para, eşya, altın ve ziynet eşyalarının ne kadar olduğunu belirttiği, güvenlik görevlileri tarafından hazırlanan bu tutanak davacı tarafından imzalandığı, davacının bu beyanının kendisini bağladığı, emsal kararlar gereğince sonradan bildirilen zararlar, uyuşmazlığın mahiyeti gereğince de dikkate alınmadığı, bilirkişi heyetinin kaldırma kararı gereğince davacı tarafından soruşturma aşamasında verilen ilk ve ek ifadeyi dikkate alarak ifadede belirtilen miktarlar üzerinden hesaplama yaptığı, raporun karar vermeye ve denetime uygun olduğu, çalınan eşyaların dava tarihindeki bedelleri dikkate alınarak karar verilmiş olmasında ve her ne kadar eşyaların bir kısmı USD üzerinden alınmış ise de haksız fiil sorumluluğundan kaynaklanan tazminat davalarında tazmin edilecek bedelin TL olarak hesap edilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı, davacı vekilinin vekalet ücretine dair istinaf nedeninin yerinde olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13 üncü maddesi gereğince maddi tazminat istemli davanın kısmen reddi durumunda, karşı taraf vekili yararına bu tarifenin üçüncü kısmına göre hükmedilecek ücret, davacı vekili lehine belirlenen ücreti geçemeyeceği ve yine aynı Tarifenin 10 uncu maddesi gereğince aynı durum manevi tazminat davaları için de geçerli olduğu, davalı site yönetimi yöneticisi vekilinin istinaf itirazlarındaki husumet itirazı yönünden itirazlarında da belirtildiği gibi yöneticinin ... bu davada taraf olamayacağı, zaten davacının da dava dilekçesinde ...'yi yönetici sıfatı ile taraf gösterdiği dikkate alındığında bu durum 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 124 üncü maddesi gereğince resen de düzeltilebilecek bir taraf sıfatında değişiklik işlemi niteliğinde olmadığı, bu davalının kayıtlardaki ve karardaki sıfatının ''... Site Yönetimini temsilen yönetici ...'' olarak düzeltilmesine karar verildiği, ... Valiliğinin bu sitede güvenlik hizmetinin 13 güvenlik görevlisi ile sağlanabileceğine vurgu yapılmış ise de bu sitede 9 güvenlik görevlisi ile güvenlik hizmeti verilmesine ilişkin sözleşmeyi imza eden davalı şirketin bu haliyle sözleşmenin tarafı olmayı seçtiği, davaya konu hırsızlık nedeniyle davacının uğradığı zarardan her iki davalı da sorumlu olduğu, site yönetimi tarafından 26.05.2015 tarihinde yapılan toplantıda alınan 184 sayılı kararla yönetime güvenlik sağlama yönünden yetki verildiği, sözleşmenin kapsamına göre davalı site yönetiminin de kusurlu ve sorumlu olduğu, Kat Mülkiyeti Kanunu’nun 35 inci maddesi Site Yönetiminin görevlerinin nelerden ibaret olduğunu düzenlediği, ilgili maddenin ilk fıkrasının (b) bendinde “anagayrimenkulün gayesine uygun olarak kullanılması, korunması, bakımı ve onarımı için gereken tedbirlerin alınması” görevler arasında sayıldığı, aynı fıkranın (h) bendinde benzer bir düzenleme ile “anagayrimenkulün korunması ve bakımı için Kat Maliklerinin yararına olan hususlarda gerekli tedbirlerin, onlar adına alınması” da sayıldığı, Kat Mülkiyeti Kanunu’nun 38 inci maddesi uyarınca ise site yönetiminin, kat maliklerine karşı aynen bir vekil gibi sorumlu olduğu düzenlendiği, haksız fiil sorumluluğundaki zamanaşımı hükümleri gereğince davalı site yönetiminin zamanaşımı iddiası da yerinde olmadığı, manevi tazminat açısından ise 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 56 ncı maddesi hükmüne ve 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlara uygun olarak manevi tazminata hükmedildiği, ayrıca davalı site yönetiminin görevsizlik kararından kaynaklı nihai kararda ayrıca lehine vekalet ücreti verilmediği yönündeki istinaf nedeninin de yerinde olmadığı, zira Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2017/3-1008 E., 2021/153 K. sayılı kararında da bu hususa değinildiği, davalıların istinaf nedenlerinin reddi gerektiği, davacının istinaf nedenlerinin kısmen kabulü ile davanın reddedilen kısmı yönünden davalılar lehine takdir edilecek vekalet ücretinin karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13 üncü maddesine uygun olarak takdir edilmesi gerektiği gerekçesiyle davacının istinaf talebinin kısmen kabulüne; ... ... 6. Tüketici Mahkemesinin 22.02.2022 tarihli ve 2020/845 E., 2022/181 K. sayılı kararının kaldırılmasına, davanın kısmen kabul kısmen reddi ile 20.000,00 TL'nin olay tarihi olan 07.07.2015 tarihinden 101.062,69 TL'nin ıslah tarihi olan 16.10.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine, davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 5.000,00 TL manevi tazminatın 07.07.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak tahsiline karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili, davalı ... Savunma ve Güvenlik Sistemleri San. A.Ş. vekili, davalı ... Site Yön. Bşk. vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili; istinaf dilekçesinde bildirdiği sebepleri tekrarlayarak, kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı ... Savunma ve Güvenlik Sistemleri San. A.Ş. vekili; istinaf dilekçesinde bildirdiği sebepleri tekrarlayarak kararın bozulmasını talep etmiştir.

3. Davalı ...Site Yönetimi vekili; istinaf dilekçesinde bildirdiği sebepleri tekrarlayarak kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, güvenlik hizmetinin kusurlu olmasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun "Kişilik hakkının zedelenmesi" başlıklı 58 inci maddesi.

2. 6098 sayılı Kanun'un "Müteselsil sorumluluk" üst başlıklı 61 inci maddesi.

3. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un "Ayıplı hizmet" başlıklı 13 üncü maddesinin birinci fıkrası .

4. 634 sayılı Kat Mülkiyet Kanunu'nun 35 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi ile aynı Kanun'un 38 inci maddesi.

5. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 24 üncü maddesi.

6. Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 17.12.2019 tarihli ve 2016/15873 E., 2019/12698 K. sayılı ilamı.

7. Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 17.10.2017 tarihli ve 2015/15029 E., 2017/9607 K. sayılı ilamı.

8. Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 27.05.2022 tarihli ve 2021/6001 E., 2022/5156 K. Sayılı ilamı.

9. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 23.01.2021 tarihli ve 2017/3-1008 E., 2021/153 K. sayılı ilamı.

3.Değerlendirme

A.Davacı vekilinin temyiz itirazları yönünden yapılan incelemede;

Dava dosyasının incelenmesinde; davacının kollukta alınan ifadesinde bildirdiği eşyalar üzerinden hesaplama yapılmasının yerleşmiş içtihatlara uygun olduğu, davacının TL üzerinden talepte bulunduğu, karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi üzerinden hesaplama yapılmasının doğru olduğu anlaşılmakla davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.

B. Davalı ... Site Yönetimi vekilinin temyiz itirazları yönünden yapılan incelemede;

1. Dava dosyasının incelenmesinde; davalı site yönetimi adına davanın açıldığı, maddi hataya dayalı hususun Bölge Adliye Mahkemesince düzeltildiği, yöneticinin şahsi sorumluluğunun olmadığı, davalı site yönetimi adına davanın açıldığı, ... Valiliği Özel Güvenlik Komisyonun 2008/1 sayılı kararı ile davalı sitede 13 güvenlik görevlisi kadrosuna izin verilmesine rağmen davalı site yönetimi tarafından 9 güvenlik görevlisi çalıştırılması nedeniyle yetersiz olduğu, bu anlamda davalı site yönetiminin de sorumlu ve kusurunun olduğu, davacının mütefarik kusurunun tazminat miktarı tayininde dikkate alındığı, bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olduğu, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2017/3-1008 E., 2021/153 K. sayılı kararına göre davalının vekalet ücreti talebinin yerinde olmadığı anlaşılmakla davalı ... Site Yönetimi vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.

O halde, Bölge Adliye Mahkemesince manevi tazminat koşulları oluşmadığından davacının manevi tazminata yönelik taleplerinin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

C. Davalı ... Savunma ve Güvenlik Sistemleri San. A.Ş. vekilinin temyizi yönünden yapılan incelemede;

1. Dava dosyasının değerlendirilmesinde; davalı güvenlik şirketi ile davalı site yönetimi arasında imzalanan 09.04.2015 tarihli sözleşme gereğince davalı güvenlik şirketinin güvenlik hizmetini yerine getirmeyi üstlendiği, 09.04.2015 tarihli sözleşmenin madde 4-Firma tarafından verilen hizmetler başlıklı 4.2. maddesinde "Firma sitenin gözetimini kolluk kuvvetlerinin görev alanları dışında aşağıdaki esaslar dahilinde sağlayacaktır. Bu kapsamda firmanın;

s)Sitede can ve mal güvenliğinin korunması, site prestijinin korunması ve siteye yönelik tehdit ve rizikoların önlenebilmesi,

...görevini yapacaktır." düzenlemesinin yer aldığı, bu anlamda güvenlik hizmetinin ayıplı olduğu, davalı güvenlik şirketinin kusurlu olduğu, bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olduğu, zamanaşımı itirazının yerinde olmadığı, davacının mütefarik kusurunun tazminat miktarı tayininde dikkate alındığı anlaşılmakla davalı ... Savunma ve Güvenlik Sistemleri San. A.Ş. vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.

D. Türk Borçlar Kanunu’nun 58 inci maddesi hükmüne göre, manevi tazminata karar verilebilmesi için 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 24 üncü maddesi hükmünde genel olarak açıklanan kişilik haklarına bir saldırı bulunması, hukuka aykırı fiil sonucunda kişilik haklarının zarar görmüş olması zorunludur. Malvarlığında bir zarar meydana gelmesi halinde de kişinin az veya çok üzüleceği ve manevi olarak acı çekeceği kuşkusuzdur. Ne var ki, malvarlığı zararları bu madde kapsamına girmemektedir. Anılan madde hükmü ile yalnızca kişilik haklarına saldırı nedeniyle uğranılan zararların giderilmesi amaçlandığından, malvarlığı zarara uğrayan kişi yararına Türk Borçlar Kanunu'nun 58 inci maddesi hükmüne göre manevi tazminata hükmedilmesi yasal olarak mümkün bulunmamaktadır.

O halde, Bölge Adliye Mahkemesince manevi tazminat koşulları oluşmadığından davacının manevi tazminata yönelik taleplerinin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davacının tüm ve davalıların sair temyiz itirazlarının REDDİNE

2. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının davalılar yararına BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz harçlarının istek halinde temyiz edenlerden davalılara iadesine,

Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

11.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi