Logo

3. Hukuk Dairesi2023/1498 E. 2023/1024 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Başkası adına vekaleten düzenlenen taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin yerine getirilmemesi nedeniyle, alıcıların ödenen bedelin iadesi ve cezai şart talepleri.

Gerekçe ve Sonuç: Vekâleten yapılan satış vaadi sözleşmesinin ve vekaletnamenin geçerli olduğu, davalının sözleşmenin yerine getirilmemesinden sorumlu olduğu gözetilerek davalının temyiz itirazlarının reddiyle ilk derece mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/74 E., 2020/309 K.

, ..., ...) vekili, Davacılar vekili

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı ..., davalı ..., davalı ..., davalı ... ..., davalı ... ..., davalı ..., bir kısım davalılar (..., ..., ..., ..., ...) vekili, davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda,

Davalı ... ve davalı ... ...'ın gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili; davalı ... ile ... İlçesi, Kestel Kasabası, 1012 ada, 7 parsel sayılı taşınmazın satışı konusunda anlaştıklarını, davalı ...'in söz konusu taşınmazın dedesine ait olduğunu ve tüm varislerin kendisinde vekaletinin olduğunu ancak intikal işlemi yapılması gerektiğini, tapu devrinin intikal işleminden sonra yapılacağını bildirdiğini, ardından davalı ... ... ile diğer davalılara vekaleten ... ile aralarında ... 4. Noterliğinde 11.11.2014 tarihinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi düzenlendiğini, aralarında düzenlenen sözleşme uyarınca davalıya 100.000 TL bedel ödendiğini, sözleşmede taşınmazın devrinin 05.01.2015 tarihine kadar yapılmaması halinde 100.000 TL cezai şart ödenmesinin kararlaştırıldığını, davalıların sözleşmede belirtilen tarihte tapu devrini gerçekleştirmediklerini, davalılara 06.01.2015 tarihinde ihtarname gönderildiğini ancak herhangi bir işlem yapılmadığını, davalıların sözleşme uyarınca devir sorumluluğunu yerine getirmemesi nedeniyle zarara uğradıklarını belirterek sözleşme uyarınca davalılara ödenen 100.000 TL bedelin iadesi ile 100.000 TL'lik cezai şartın dava tarihinden itibaren işleyecek en yüksek faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalılar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ... vekili; kendileri tarafından verilen vekaletname bulunmadığını, bedelin alınmadığını, sözleşmenin geçersiz olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

2. Davalı ... vekili; kendisi tarafından verilen vekaletname olmadığını, sorumluluğu olmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.

3. Davalı ... vekili; bedelin ödenmediğini savunarak davanın reddini dilemiştir.

4. Davalı ... ... ve davalı ...; davaya cevap vermemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 05.05.2016 tarihli ve 2015/200 E., 2016/335 K. sayılı kararı ile; taraflar arasında düzenlenen 11.11.2014 tarihli düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi gereğince davalı ... ... ve diğer davalılar adına vekil ... ile davacılar arasında düzenlenen sözleşmenin 4 üncü maddesi gereğince 05.01.2015 tarihine kadar taşınmazın tapusu alıcıya devredilmediği takdirde peşin alınan 100.000 TL satış bedeliyle birlikte ayrıca 100.000 TL cezai şart ödeneceğinin kararlaştırıldığı, davacılar tarafından verilen vekaletname satış vaadi sözleşmesi yapma yetkisini de içerdiği, davalıların sözleşmenin yerine getirilmemesinden sorumlu olduğu, ayrıca davacıların dava öncesi 06.01.2015 tarihinde sözleşmenin yerine getirilmesi için ihtarname gönderdiği, davacıların davalıları temerrüde düşürdüğü ve sözleşmeden döndüğü, davacıların sözleşme gereğince ödedikleri bedeli iade isteyebileceği, tarafların ekonomik ve sosyal durumları araştırılarak 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 182/3 üncü maddesi gereğince aşırı görülen cezai şartta indirime gidildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 100.000 TL tazminatın ve 10.000 TL cezai şartın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline, fazlaya ilişkin alacak ve faiz taleplerinin reddine, karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı, süresi içinde davacılar ve bir kısım davalılar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ... ve ... vekilince temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 03.12.2018 tarihli ve 2016/31251 E., 2018/11552 K. sayılı ilamıyla tarafların sair temyiz itirazları incelenmeksizin davalı ...'in karardan önce öldüğü halde mirasçıları tespit edilerek davaya dahil edilip taraf teşkili yapılmaksızın muris aleyhine hüküm kurulmuş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, taraflar arasında düzenlenen 11.11.2014 tarihli düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi gereğince davalı ... ... ve diğer davalılar adına vekil ... ile davacılar arasında düzenlenen sözleşmenin 4 üncü maddesi gereğince 05.01.2015 tarihine kadar taşınmazın tapusu alıcıya devredilmediği takdirde peşin alınan 100.000 TL satış bedeliyle birlikte ayrıca 100.000 TL cezai şart ödeneceğinin kararlaştırıldığı, davacılar tarafından verilen vekaletname satış vaadi sözleşmesi yapma yetkisini de içerdiği, davalılar sözleşmenin yerine getirilmemesinden sorumlu olduğu, ayrıca davacıların dava öncesi 06.01.2015 tarihinde sözleşmenin yerine getirilmesi için ihtarname gönderdiği, davacıların davalıları temerrüde düşürdüğü ve sözleşmeden döndüğü, davacıların sözleşme gereğince ödedikleri bedeli iade isteyebileceği, tarafların ekonomik ve sosyal durumları araştırılarak 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 182/3 üncü maddesi gereğince aşırı görülen cezai şartta indirime gidildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 100.000 TL tazminatın ve 10.000 TL cezai şartın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline, fazlaya ilişkin alacak ve faiz taleplerinin reddine, karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı ..., davalı ..., davalı ..., davalı ... ..., davalı ... ..., davalı ..., bir kısım davalılar (..., ..., ..., ..., ...) vekili ve davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davalı ..., davalı ..., davalı ..., davalı ... ..., davalı ... ..., davalı ... tek temyiz dilekçesiyle; kendileri tarafından ...'e vekalet verilmediğini, işlem yapıldığından haberdar olunca vekillikten azlettiklerini, satış bedelini almadıklarını, satış bedelinden teker teker sorumlu olmalarının yasal olmadığını, geçerli sözleşme bulunmadığını, cezai şartın da geçersiz olduğunu, tapuda başkası adına ait olan taşınmaz olduğunu, maliki olmadıklarını, kararın usul ve yasaya aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasını talep etmişlerdir.

2. Bir kısım davalılar (..., ..., ..., ..., ...) vekili; 03.01.2022 tarihli dilekçesiyle temyiz başvurusundan feragat etmiş ve vekilin vekaletnamesinde kanun yolundan feragat yetkisinin bulunduğu anlaşılmıştır.

3. Davacılar vekili; 03.01.2022 tarihli dilekçesiyle temyiz başvurusundan feragat etmiş ve vekilin vekaletnamesinde kanun yolundan feragat yetkisinin bulunduğu anlaşılmıştır.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, noterde yapılan taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin yerine getirilmemesinden kaynaklı bedeli iadesi ve cezai şart istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun Cezanın Miktarı, Geçersizliği ve İndirilmesi başlıklı 182 nci maddesi şöyledir:

"Taraflar, cezanın miktarını serbestçe belirleyebilirler.

Asıl borç herhangi bir sebeple geçersiz ise veya aksi kararlaştırılmadıkça sonradan borçlunun sorumlu tutulamayacağı bir sebeple imkânsız hâle gelmişse, cezanın ifası istenemez. Ceza koşulunun geçersiz olması veya borçlunun sorumlu tutulamayacağı bir sebeple sonradan imkânsız hâle gelmesi, asıl borcun geçerliliğini etkilemez.

Hâkim, aşırı gördüğü ceza koşulunu kendiliğinden indirir."

2. Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 20.10.2021 tarihli ve 2020/12193 E., 2021/10356 K. sayılı ilamının ilgili kısmı şöyledir:

"...Kural olarak, başkasına ait tapuda kayıtlı taşınmazların noter tarafından düzenlenen satış vaadi sözleşmesi ile satışı, kişisel borç doğuran bir sözleşme olması nedeniyle geçerlidir. Bir başka deyimle, borç doğuran bir sözleşmenin geçerliliği, hiç bir zaman satıcının satış tarihinde veya daha sonra o şeye malik olması şartına bağlı değildir. Vaatte bulunanın, satış vaadinin konusunu oluşturan taşınmaz üzerinde tasarruf yetkisinin varlığını aramak da gerekmez(Karahasan, Mustafa Reşit, Türk Borçlar Hukuku, Özel Borç İlişkileri, C.4, s.308).

Maliki olmadığı bir taşınmazı satmış bulunan kişi aleyhine açılacak (ifa ve mülkiyetin alıcıya geçirilmesi) davasının redde müncer olması, böyle bir satışın Borçlar Kanunu'nun 20. maddesinde öngörülen afakî imkânsızlık (objektif imkânsızlık) nedeniyle geçersiz sayılmasını gerektirmez. Çünkü, böyle bir sözleşme, “borç doğuran” bir sözleşme olarak geçerlidir ve sonuçta sübjektif imkânsızlık nedeniyle tasarrufi işlemin, yani ifanın yerine getirilememesi sonunda meydana gelen zararın tazmini, Borçlar Kanunu'nun 96. maddesi gereğince satıcıdan istenebileceği gibi, eğer bir ceza şartı kararlaştırılmış ise bunun da ödetilmesi yine Borçlar Kanununun 158 inci maddesi uyarınca alıcı tarafından istenebilir..."

3. Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 15.02.2012 tarihli ve 2011/19986 E., 2012/3137 K. sayılı ilamının ilgili kısmı şöyledir:

"...Davalılar vekili 28.12.2011 tarihli dilekçesiyle temyizden feregat etmiştir. Feragat nedeniyle temyiz dilekçesinin reddi gerekir..."

3. Değerlendirme

1. Davacılar ve davalılar ... ..., ..., ..., ...'in temyiz itirazlarının incelenmesinde;

Vekâletnamesinde kanun yolundan feragat yetkisi bulunan davacılar vekili ve davalılar ... ..., ..., ..., ... vekili 03.01.2022 tarihli dilekçeleriyle temyiz isteminden feragat ettiğini açıkça, kayıtsız ve şartsız olarak bildirmiştir.

Bu durumda davacılar vekili ile davalılar ... ..., ..., ..., ... vekilinin temyiz dilekçesinin feragat sebebiyle reddine karar vermek gerekmiştir.

2. Davalı ..., davalı ..., davalı ... ..., davalı ...'in temyiz itirazlarının incelenmesinde;

1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 432 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca asliye hukuk mahkemesince verilen kararlara karşı tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde temyiz yoluna başvurulabilir. Temyiz dilekçesinin süresinden sonra verilmesi hâlinde anılan Kanun'un 432 nci maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

Kararın, davalı ..., davalı ..., davalı ... ..., davalı ...'e 01.02.2021 tarihinde tebliğ edildiği; temyiz dilekçesinin ise iki haftalık temyiz süresi geçirildikten sonra 17.02.2021 tarihinde verildiği anlaşılmakla; davalı ..., davalı ..., davalı ... ..., davalı ...'in temyiz dilekçesinin ayrı ayrı reddine karar vermek gerekmiştir.

3. Davalı ... ...'ın temyiz itirazlarının incelenmesinde;

Dava dosyasının incelenmesinde; 05.05.2016 tarihli ve 2015/200 E., 2016/335 K. sayılı ilk mahkeme kararının davalı ... ... tarafından temyiz edilmediğinin, söz konusu 05.05.2016 tarihli ve 2015/200 E., 2016/335 K. sayılı ilk mahkeme kararının davalı ... ... yönünden kesinleştiğinin anlaşılmasına göre davalı ... ...'ın tüm temyiz itirazlarının reddi gerekir.

4. Davalı ...'in temyiz itirazlarının incelenmesinde;

Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, Mustafa Aşık'a verilen vekaletnamenin tevkil yetkisini de içerdiği, bu anlamda Mustafa Aşık tarafından davalı ...'e verilen vekaletnamenin geçerli olduğu ve yine vekaleten yapılan satış vaadi sözleşmesinin de hukuken geçerli olduğu gözetildiğinden davalı ...'in temyiz itirazlarının reddi ile kararın bu davalı yönünden onanması gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

A. Davacılar Temyizi Yönünden;

Davacılar vekilinin temyiz dilekçesinin feragat nedeniyle REDDİNE,

B. Davalılar ... ..., ..., ..., ... Temyizi Yönünden;

Davalılar ..., ..., ..., ..., ... vekilinin temyiz dilekçesinin feragat nedeniyle REDDİNE,

C. Davalılar ..., ... ..., ..., ... Temyizi Yönünden;

Davalılar ..., ... ..., ..., ...'in temyiz dilekçesinin süreden ayrı ayrı REDDİNE,

D. Davalı ... Temyizi Yönünden;

Davalı ...'ın yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun İlk Derece Mahkemesi kararının ONANMASINA,

E.Davalı ... ... Temyizi Yönünden;

Davalı ... ...'ın yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun İlk Derece Mahkemesi kararının ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edenlerden davacılara, davalı ... vd. ile davalı ... vd.'ne iadesine,

Aşağıda yazılı temyiz harcının davalı ... ve davalı ... ...'tan mahallinde alınmasına,

6100 sayılı Kanun’un Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 440 ıncı maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

10.04.2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.