"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/603 E., 2022/2857 K.
DAVA TARİHİ : 01.03.2019
SAYISI : 2019/254 E., 2020/2193 K.
Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; 25.02.2015 tarihinde yapılan ihale neticesinde dava konusu taşınmazı banka şubesi olarak kullanılmak üzere davalıya kiraladığını, 13.03.2015 tarihinde 3 yıl süreli olarak imzalanan kira sözleşmesi ile aylık kira bedelinin 13.200,00 TL belirlendiğini, kira sözleşmesinin 12.03.2018 tarihinde sona erdiğini, 12.01.2018 tarihli ve 873 sayılı yazısı ile kiralanan yerin sözleşme bitim tarihi itibariyle boşaltılmasının, aksi halde her geçen gün için sözleşme ile kararlaştırılan %1 oranında ceza tahakkuk ettirileceğinin davalı bankaya bildirildiğini, buna rağmen taşınmazın tahliye edilmediğini ve 13.08.2018 tarihine kadar kullanılmaya devam edildiğini ileri sürerek; cari yıl kira bedelinin yüzde biri oranında cezai şart tutarı olan 242.352,00 TL'nin 12.03.2018 tarihinden itibaren 6183 sayılı Kanun uyarınca işleyecek gecikme zammı ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, arabuluculuğa başvurulmadan açılan davanın öncelikle usulden reddi gerektiğini, 3 yıllık sözleşme süresi bitiminden sonra davacı Üniversite yetkilileri tarafından zımni oturma izni verildiğini, tahliyeye yönelik herhangi bir hukuki girişimde bulunulmadığını, dava konusu taşınmazda 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (6098 sayılı Kanun) hükümlerinin uygulanması gerektiğini, somut olayda 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu'nun (2886 sayılı Kanun) uygulanma imkanı bulunmadığını, kaldı ki cezai şarta ilişkin olarak 2886 sayılı Kanun'da hüküm bulunmadığını, cezai şart alacağının doğduğu kabul edilse bile 153 günlük kullanım bedeli olarak 66.397,00 TL'nin talep edilebileceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; taraflar arasındaki kira sözleşmesinin 2886 sayılı Kanun hükümlerine göre düzenlendiği, sözleşmenin 12.03.2018 tarihinde sona erdiği ve taşınmazın taraflarca kabul edilen kira şartname ve sözleşme hükümlerine göre derhal teslim edilmesi gerekirken 13.08.2018 tarihinde teslim edildiği, süresi sona erdiği halde kiralananı tahliye etmeyen davalının sözleşmenin 15 inci maddesinde belirtilen cezai şarttan sorumlu olacağı gerekçesiyle, davanın kabulü ile 242.352,00 TL cezai şart bedelinin 13.03.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili; görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, arabuluculuğa başvurulmadan açılan davanın öncelikle usulden reddi gerektiğini, 3 yıllık sözleşme süresi bitiminden sonra ihale süreci uzadığından davacı Üniversite yetkilileri tarafından zımni oturma izni verildiğini, tahliyeye yönelik herhangi bir hukuki girişimde bulunulmadığını, dava konusu taşınmazda 6098 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanması gerektiğini, somut olayda 2886 sayılı Kanun'un uygulanma imkanı bulunmadığını, kaldı ki cezai şarta ilişkin olarak anılan Kanunda hüküm bulunmadığını, cezai şart alacağının doğduğu kabul edilse bile 153 günlük kullanım bedeli olan 66.397,00 TL'nin talep edilebileceğini ileri sürerek; İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; uyuşmazlığın kira ilişkisinden kaynaklanması nedeniyle Mahkemenin görevli olduğu, davacı tacir olmadığından davanın dava şartı olarak düzenlenen zorunlu arabuluculuğa tabi olmadığı, davaya dayanak yapılan ve hükme esas alınan 13.03.2015 başlangıç tarihli ve 3 yıl süreli kira sözleşmesinin 2886 sayılı Kanun kapsamında düzenlendiği, sözleşmenin geçerli olup tarafları bağladığı, davacı kiraya verenin kira sözleşmesine dayanarak 12.01.2018 tarihli yazı ile kiralanan yerin sözleşme bitim tarihi itibari ile boşaltılmasını, aksi halde her geçen gün için %1 oranında ceza tahakkuk ettirileceğini davalı kiracıya 16.01.2018 tarihinde bildirdiği, taşınmazın ise 13.03.2018 tarihinde tahliye edildiği, kira süresinin bitmiş olması nedeni ile sözleşmenin kiraya veren tarafından feshedildiği ve artık kiracılık ilişkisi kalmadığından davalının taşınmazı süre bitiminde tahliye etmesi gerektiği, bu durumda sözleşme süresi sona erdiği halde kiralananı tahliye etmeyen davalının belirlenen cezai şart miktarından sorumlu olacağı gerekçesiyle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; istinaf dilekçesinde bildirdiği sebepleri tekrar ederek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, sözleşmenin feshedilmesine rağmen kiralayanın tahliye edilmemesi nedeniyle ceza koşulu olacağı istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 2886 sayılı Kanun'un “Ecrimisil ve Tahliye” başlıklı 75 inci maddesi.
2. 6098 sayılı Kanun'un 315 ve 347 nci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Taraflar arasındaki uyuşmazlık kira ilişkisinden kaynaklandığından İlk Derece Mahkemesinin görevli olduğu, yine davacı kiraya veren Üniversite tacir olmadığından, uyuşmazlığın 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 5/A maddesi ile dava şartı olarak düzenlenen zorunlu arabuluculuğa tabi olmadığının anlaşılmasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. 2886 sayılı Kanun'un 75 inci maddesindeki düzenleme; devletin özel mülkiyetinde ya da devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan taşınmazların gerçek ve tüzel kişilerce işgali üzerine tahliyesini sağlamaya ilişkin bir düzenlemedir. Anılan Kanun maddesi, önceleri sadece Hazine tarafından bu Kanun hükümlerine göre kiraya verilen taşınmazlar hakkında uygulanırken, 13.07.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5393 sayılı Belediye Kanunu'nun 15/p-3 maddesi hükmüyle Belediye taşınmazları, 5538 sayılı Kanun'un 26/b maddesi uyarınca İl Özel İdareleri, 5737 sayılı Kanun'un 79/c maddesi uyarınca Vakıflar Genel Müdürlüğü ve son olarak da 21.03.2018 tarihli ve 7103 sayılı Kanun'un 26 ncı maddesi ile özel bütçeli idarelerin mülkiyetinde bulunan taşınmazlar hakkında da uygulanması öngörülmüştür. Bu madde ile adı geçen kurumlara tahliye konusunda bir ayrıcalık tanınmıştır. Anılan maddenin üçüncü fıkrası uyarınca, kira sözleşmesinin bitim tarihinden itibaren ecrimisil alınacağı hüküm altına aldığından, aynı Kanun'un 1 inci maddesi uyarınca usulüne uygun yeni bir sözleşme yapılmadıkça kiracıyı fuzuli şagil kabul etmek gerekir.
Belirtilen kurumlar dışındaki diğer kamu kuruluşları, taşınmazlarını 2886 sayılı Kanun uyarınca kiraya vermiş olsalar bile, bu Kanun'un 75 inci maddesine dayanarak süre bitimi sebebiyle idareye ya da Mahkemeye başvurmak suretiyle, kiralananın tahliyesini sağlayamazlar.
3. Somut olayda, dava konusu taşınmaz her ne kadar 2886 sayılı Kanun gereğince ihale ile kiraya verilmiş ise de, sözleşme süresinin 12.03.2018 tarihinde sona erdiği, bu tarih itibariyle davacı idareye ait taşınmazlar bakımından aynı Kanun'un 75 inci maddesinin uygulanabilme olanağı bulunmadığı, nitekim bu maddenin özel bütçeli idarelerin mülkiyetinde bulunan taşınmazlar hakkında uygulanmasının 27.03.2018 tarihinde yürürlüğe giren 7103 sayılı Kanun ile öngörüldüğü, bu durumda sözleşme bitim tarihi itibariyle dava konusu kiralananda 6098 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanması gerektiği, anılan Kanun'un 347 nci maddesi uyarınca çatılı ... yeri vasfındaki kiralananın kira sözleşmesinin aynı şartlarla bir yıl süre ile yenilendiği, kiraya veren davacının bu aşamada süre bitimi nedeniyle kira sözleşmesini sona erdiremeyeceği ve kiracılığı devam eden davalıdan kira sözleşmesinin sona erdiği iddiasıyla cezai şart talep edemeyeceği anlaşılmakla İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine,
2. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 373 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca ORTADAN KALDIRILMASINA,
3. İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi uyarınca davalı yararına BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz edene iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
22.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.