Logo

3. Hukuk Dairesi2023/1505 E. 2023/3316 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı şirketin, işbaşı eğitim programı sözleşmesi gereği çalışan sayısındaki azalmayı zamanında bildirmemesi sebebiyle davacı kuruma ödenen ücretlerin iadesi gerekip gerekmediği.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı şirketin, işbaşı eğitim programı sözleşmesi ve ilgili yönetmelik hükümleri uyarınca çalışan sayısındaki azalmayı zamanında bildirmediği, bu hususun davacı kurum tarafından daha sonra tespit edildiği ve bozma kararına uygun olarak düzenlenen bilirkişi raporunun da bu durumu teyit ettiği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında görülen sözleşmeden kaynaklanan alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda Dairece, Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece, bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; davalı şirket ile müvekkili kurum arasında 29.01.2013 tarihinde elektrik ve elektronik teknikerliği mesleğinde %50 istihdam garantili işbaşı eğitim programına ilişkin sözleşme yapıldığını, programın 6 ay sürdüğünü ve 27.07.2013 tarihinde tamamlandığını, davalı işletmenin program dönemindeki sigortalı hizmet listesine göre 19 işçinin işten çıkarıldığını, taraflar arasındaki sözleşme gereği çalışan sayısındaki azalmanın müvekkili kuruma bildirilmesi ve bir aylık süre içinde işçi sayısının tamamlanması gerektiğini, işçi sayısının süresinde tamamlanmaması halinde bir aylık sürenin bitiminden, azalmanın il müdürlüğünce tespit edildiği tarih aralığında, katılımcıya yapılan her türlü ödemenin yasal faiziyle birlikte ... yerinden tahsil edilmesi gerektiğini, davalı tarafça sözleşme hükümlerine riayet edilmediğini ileri sürerek, müvekkili kurum tarafından davalıya ödenmiş olan 42.438,23 TL'nin, 06.08.2013 tarihine kadar işlemiş faizi olan 506,22 TL ve 06.08.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; davacı kurumun, çalışan sayısındaki azalmayı, sözleşmenin sona erdiği 27.07.2013 tarihinden sonra öğrendiği iddiasının doğru olmadığını, daha önce müvekkili firma tarafından Şubat ayı personel sayısının bildirildiği 09.04.2013 tarihli yazıyla öğrenmiş olduğunu, işbaşı eğitim programına katılan tüm katılımcıların işe alındığını ve bu şekilde müvekkilinin taahhüdünü yerine getirmiş olduğunu, personel sayısındaki azalmanın ise personelin kendi iradesi ile imzaladığı ikale yoluyla anlaşma sonucu ayrılmadan kaynaklandığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 24.12.2015 tarihli ve 2013/474 E. 2015/611 K. sayılı kararıyla; davacı kurumun, davalı ... İl ... Müdürlüğünün 02.05.2013 tarihli yazısıyla, Ocak 2013 ilâ Mart 2013 tarihleri arasındaki personel sayısındaki değişimi ve eksik olan personelin, diğer illerden nakil suretiyle karşılanacağı hususunda bilgi verilmesi üzerine eksilmeyi öğrendiği, bu nedenle davacı kurum tarafından 02.05.2013 tarihine kadar yapılan ödemelerin iadesinin gerektiği gerekçe gösterilerek; bilirkişi raporu doğrultusunda, davanın kısmen kabulü ile kursiyer ücretleri olarak belirlenen 10.775,00 TL'nin 18.03.2013 tarihinden, 10.400,00 TL'nin ise 18.04.2013 tarihinden; SGK prim giderleri olarak belirlenen 2.794,00 TL'nin ise tahakkuk tarihinden itibaren olmak üzere toplam 23.969,00 TL alacağın yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 03.10.2019 tarihli ve 2016/19441 E. 2019/9394 K. sayılı ilamıyla; (1) No’lu bentte davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine karar verildikten sonra (2) No’lu bentte özetle; ... ... ... Yönetmeliği’nin 50 nci maddesinin dokuzuncu fıkrasında düzenlenen “Program uygulanan ... yerinin çalışan sayısındaki azalmanın il müdürlüğüne bildirilmesi ve süresi içinde tamamlanması hususları, işveren tarafından aylık olarak verilecek sigortalı hizmet listesi dikkate alınarak, il müdürlüğünce teslim tarihinden itibaren en geç yedi ... günü içinde Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtları üzerinden kontrol edilerek değerlendirilir.” hükmü gereğince davalının, ilk sigortalı hizmet cetvelini 09.04.2013 tarihinde davacı kuruma gönderdiği dikkate alınarak bir karar verilmesi gerekirken, bu Yönetmelik dikkate alınmadan, eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 29.09.2020 tarihli ve 2019/358 E. 2020/129 K. sayılı kararıyla; davanın taraflarca takip edilmemesi nedeniyle 16.06.2020 tarihli celsede dosyanın işlemden kaldırıldığı, yasal üç aylık süre içerisinde de yenilenmediği gerekçesiyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 24.11.2021 tarihli ve 2021/2787 Esas, 11947 Karar sayılı ilamıyla özetle; “Davacının davada vekili ile temsil olunduğu, bozma kararının davacı vekiline 16.11.2019 tarihinde tebliğ edildiği, davacı vekilinin bozmanın tebliğinden sonra 12.03.2020 tarihinde vekillikten istifa ettiği, 16.03.2020 tarihinde Mahkemece tarafların yokluğunda re’sen açılan celsede, Covid-19 virüsünün sebep olduğu salgının ülkemizdeki seyri nedeniyle 17.03.2020 tarihinde yapılması kararlaştırılan duruşmanın 16.06.2020 tarihine ertelenmesine ve yeni duruşma gün ve saatinin taraflara uygun iletişim vasıtalarıyla tebliğine karar verildiği; hal böyle olunca, yeni belirlenen duruşma gün ve saatinin davacı asile tebliği gerekirken, bu husus yerine getirilmeksizin, davacının davayı takip etmediği gerekçesiyle dosyanın işlemden kaldırılmasına ve davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğu” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalı şirketin, ilk sigortalı hizmet cetvelini 09.04.2013 tarihinde davacı kuruma gönderdiği dikkate alınarak düzenlenen bilirkişi heyeti ek raporunun, dosya kapsamı ve toplanan belgeler ile uyumlu, denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne ve kursiyer ücreti olarak belirlenen 10.775,00 TL'nin 18.03.2013 tarihinden; SGK prim gideri olarak belirlenen 1.781,12 TL'nin tahakkuk tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili; davalı firmanın, ... yerinde Ocak ve Şubat aylarında oluşan işçi sayısındaki azalmayı, müvekkili kuruma süresinde bildirmemiş olup, sözleşmenin 7 nci maddesi gereği beş gün içerisinde bildirme yükümlülüğü bulunduğu halde ilk olarak 02.05.2013 tarihli yazıyla bildirimde bulunduğunu; çalışan sayısındaki azalmanın giderilmediğinin, programın tamamlandığı 27.07.2013 tarihinden sonra kurumca yapılan inceleme neticesinde ortaya çıkarıldığını, sözleşmede açıkça “işçi sayısındaki azalmanın giderilmediğinin kurumca tespit edilmesi” şartının arandığını, daha önceki bir tarihte işçi sayısındaki azalmanın bildirilmesinin sonucu etkilemeyeceğini, bu süreçte müvekkili kurumun, davalı tarafça çalışan sayısındaki azaltmayı gidermesini beklediğini, hükme esas alınan bilirkişi raporunun hatalı olup rapora karşı itirazlarının dikkate alınmadığını ileri sürerek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı vekili; davacı kurumun çalışan sayısındaki azalmayı sözleşme bitim tarihi olan 27.07.2013 tarihinden sonra öğrenmediğini, çok daha önce müvekkilince gönderilen ve Şubat ayı personel sayısını bildiren 09.04.2013 tarihli yazı ile öğrendiğini, ayrıca müvekkili şirketçe aylık düzenli olarak verilen sigortalı hizmet listelerinden de davacı kurumun şirketteki azalmayı görmesi gerektiğini, gerekli özen ve dikkati göstermeyen davacı kurumun kusurlu olduğunu, müvekkilinin taahhüdünü yerine getirerek işbaşı eğitim programına katılan tüm katılımcıları işe aldığını, personel sayısındaki azalmanın personelin kendi iradesiyle imzaladığı ikale yoluyla anlaşma sonucu ayrılmadan kaynaklandığını, müvekkili şirketin sözleşmeye aykırı hareket ettiği düşünülse dahi, davacı kurumun ... ... ... Yönetmeliği’nin 27 nci maddesi kapsamında, sözleşmeyi feshetme yetkisine sahip olup bu yetkisini kullanmadığını, kursu iptal ettirmediğini, buna karşın eğitim süresinin bitmesini bekleyerek müvekkili şirketten, ödenen miktarların geri iadesini talep etmesinin hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu ileri sürerek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; davalı şirketin, taraflar arasında düzenlenen sözleşmeye aykırı davranıp davranmadığı ve davacı kurumca sözleşme kapsamında davalıya ödenen bedelin iadesinin gerekip gerekmediği noktalarında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 19 uncu maddesinin birinci fıkrası,

2. ... ... ... Hizmetleri Yönetmeliği’nin 50 nci maddesi.

3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 20.12.2013 tarihli ve 2013/23-131 E. 2013/1681 K. sayılı kararı,

4. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu’nun 04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı kararı ile 09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı kararı.

3. Değerlendirme

1. Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir.

2. Bundan başka, Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün, bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş olan bu kısımları lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur.

3. Öte yandan, taraflar arasında imzalanan 29.01.2013 tarihli Türkiye ... Kurumu ... Çalışma ve ... Kurumu İl Müdürlüğü ... ... Eğitim Programları Sözleşmesinin 7/k maddesinde; “Programın devamı sırasında ... yerindeki sigortalı sayısının 1 ay süre ile başlangıçtaki sayıya ulaşmaması halinde, azalan çalışan sayısı kadar ... ... eğitim programı katılımcısının çalışmasına son verilecektir. Hangi katılımcının çalışmasına son verileceğine işveren karar verecektir.”; 7/ı maddesinde ise “Çalışan sayısındaki azalmanın ... yeri tarafından en geç beş ... günü içinde kuruma bildirilmesi gerekmektedir. Çalışan sayısındaki azalmanın kuruma bildirilmemesi ve durumun kurumca tespit edilmesi halinde, bir aylık sürenin bitimi ile (azalmanın tamamlanması gereken süre) azalmanın İl Müdürlüğünce tespit edildiği tarih aralığında katılımcıya yapılan her türlü ödeme yasal faizi ile birlikte ... yerinden tahsil edilecektir.” hususları düzenlenmiştir.

4. ... ... ... Hizmetleri Yönetmeliği’nin 50 nci maddesinin dokuzuncu fıkrasında da “Program uygulanan ... yerinin çalışan sayısındaki azalmanın il müdürlüğüne bildirilmesi ve süresi içinde tamamlanması hususları, işveren tarafından aylık olarak verilecek sigortalı hizmet listesi dikkate alınarak il müdürlüğünce teslim tarihinden itibaren en geç yedi ... günü içinde Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtları üzerinden kontrol edilerek değerlendirilir.” hükmü yer almaktadır.

5. Bu itibarla, temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı ve özellikle hükme esas alınan bilirkişi raporunun uyulmasına karar verilen bozma ilamı doğrultusunda inceleme yapılmak suretiyle düzenlenmiş olup denetime elverişli bulunduğu anlaşıldığından, taraf vekillerinin temyiz itirazlarının reddi ile kararın onanması gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,

6100 sayılı Kanun’un Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu her iki taraf yönünden kapalı olmak üzere,

22.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.