Logo

3. Hukuk Dairesi2023/1508 E. 2023/3174 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Ev başkanının, çocuğunun banka şubesinden para çaldığı iddiasına dayalı olarak, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 369. maddesi uyarınca gözetim yükümlülüğünü ihlal ettiği gerekçesiyle tazminat ödemesinin gerekip gerekmediği.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı çocuğunun aynı fiilden kaynaklanan hukuk davasında, eylemi gerçekleştirdiğine dair yeterli delil bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine dair verilen kesin hükmün, işbu davada kuvvetli delil olarak değerlendirilmesi ve davacının da çocuğun fiilini ispatlayamaması gözetilerek, mahkemenin davanın reddine ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi

SAYISI : 2015/759 E., 2016/577 K.

DAVA TARİHİ : 28.07.2006

Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; 21.02.2005 tarihli müfettiş raporu üzerine banka kurullarınca alınan kararlarda 27.01.2005 tarihinde ana kasada 20.000,00 TL'lik noksanlık meydana geldiğinin ve söz konusu noksanlığın herhangi bir muhasebe veya kayıt hatasından kaynaklanmadığının belirlenmesi üzerine yapılan araştırmada, davalının kızı olan dava dışı Burçin. hakkında hırsızlık suçundan dolayı kamu davası açıldığını, çocuğun haksız fiili neticesi bankaya verdiği zarardan dolayı davalının 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 369 uncu maddesine göre gerekli özen ve dikkat yükümlülüğünü yerine getirmediğinden ev başkanı sıfatı ile sorumlu olduğunu ileri sürerek; 20.000.00 TL'nin 27.01.2005 tarihinden tamamen tahsil ve tasfiye edileceği tarihe kadar 4489 sayılı Kanun'un 2 nci maddesinin ikinci fıkrasına göre hesaplanacak faizi ve ... ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı, davaya cevap vermemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemece verilen 29.04.2008 tarihli ve 2006/550 E., 2008/322 K. sayılı kararla; davanın babaya karşı açılması nedeniyle Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiğinden bahisle, davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 28.09.2009 tarihli ve 2008/14387 E., 2009/10221 K. sayılı ilamıyla; "... Davacının amacının, adı geçen davalı babanın Medeni Yasa'nın 369. maddesi gereğince, ev başkanı sıfatıyla, sorumlu tutulmalarını sağlamak olduğu anlaşılmaktadır. 4787 sayılı Aile Mahkemesinin Kuruluş Görev ve Yargılama Usullerine Dair Yasa'nın 4/1. maddesi gereğince, 4721 sayılı Medeni Yasa'nın İkinci Kitabı'ndan doğan dava ve işlere aile mahkemesinde bakılması gerekir. Somut olayda Medeni Yasa'nın İkinci Kitabı içerisinde yer alan 36 uncu maddenin uygulanması gerektiğinden eldeki davaya aile mahkemesinde bakılması gerekir." gerekçesiyle, karar bozulmuştur.

B. İkinci Bozma Kararı

1. Bozmaya uyan Mahkemece verilen 09.05.2013 tarihli ve 2009/1101 E., 2013/306 K. sayılı kararla; davalının çocuğunun yargılandığı ... 3.Çocuk Mahkemesinin 2005/1577 E., 2008/331 K. sayılı kararı ile beraat kararı verildiği, hükmün temyiz incelemesi sırasında zamanaşımı ile sonlandırıldığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş; karara karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairece verilen 27.05.2015 tarihli ve 2015/5180 E., 2015/9624 K. sayılı ilamla; Çocuk Mahkemesi tarafından verilen beraat kararının hukuk hakimini bağlamayacağı gözetilerek, davalının kızı hakkında iddia edilen hırsızlık fiilinin gerçekleşip gerçekleşmediği hususunda tarafların delillerinin toplanması ve gerekirse uzman bilirkişiden rapor alınarak varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiğinden bahisle, karar bozulmuştur.

C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı vekiline delil ve tanıklarını bildirmesi için kesin süre verildiği ancak tanıkların adreslerini tespit edemediklerinden dinlenilemediği, davacı vekilince mevcut dosya kapsamı ve müfettiş raporlarına göre karar verilmesinin talep edildiği, ... 3. Çocuk Mahkemesinin 2005/1577 E., 2008/331 K. sayılı kararı, ... 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/219 E., 2013/315 K, sayılı kararı ve tüm dosya kapsamına göre, davalı murisin kızı Burçin'in davacı bankanın Yenigıda Çarşısındaki Şubesinden 20.000,00 TL çaldığına dair delil bulunmadığı gibi Eşrefpaşa Şubesine döviz bozdurmaya gelen şahıslarla suça sürüklenen çocuk olan Burçin' in birlikte hareket ettiklerine dair delil bulunmadığı, nitekim ceza dosyasında küçük hakkında beraat kararı verildiği, her ne kadar hukuk hakimi ceza mahkemesindeki beraat kararı ile bağlı değilse de; davalının kızı Burçin hakkındaki iddia edilen hırsızlık fiilinin gerçekleştiği hususunun sübut bulmadığı, gerçekleşmiş olsa bile bunun davalının çocuğu tarafından yapıldığının ispat edilemediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; gerekli tahkikat yapılmadan karar verildiğini, tüm beyan ve toplanan deliller ışığında davalının çocuğunun sorumlu olduğunun belirlendiğini, vefat etmesi nedeniyle dinletemedikleri tanığın müvekkil banka iç soruşturmasında beyanda bulunduğunu ancak dikkate alınmadığını, bankanın mağduriyetinin devam ettiğini ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, 4721sayılı Kanun'un 369 uncu maddesi uyarınca ev başkanı olan davalının yasal gözetim ve özen ödevini yerine getirmediği iddiasıyla tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. Kural olarak belli bir olayın gerçekleşip gerçekleşmediğini, tarafların ispat etmesi gerekir. 4721 sayılı Kanun’un 6 ncı maddesi uyarınca; "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür."

2. Aynı yöndeki düzenleme 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesinin birinci fıkrasında, "İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukukî sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir." şeklinde ifade edilmiştir. Buna göre ispat yükü, ispatı gereken vakıalara dayanan tarafa ait olup, herkes iddiasını ispatla mükelleftir.

3.Bir davada verilen kesin hüküm, bu davanın tarafları dışındaki başka birine (üçüncü kişiye) karşı açılan (veya üçüncü kişi tarafından birinci davanın taraflarından birine karşı açılan) ve konusu ile dava sebebi (vakıalar) aynı olan ikinci davada kesin delil teşkil etmez; çünkü iki davanın tarafları farklıdır. Fakat birinci davada verilen kesin hüküm, ikinci davada kuvvetli (güçlü) bir takdiri delil teşkil eder. Aynı hususlara Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 30.03.2021 tarihli ve 2017/(22)9-3108 E., 2021/380 K.; 09.02.2021 tarihli ve 2016/(7)9-1247 E., 2021/54 K.; 17.11.2020 tarihli ve 2016/(7)9-1867 E., 2020/908 K. ve 15.09.2020 tarihli ve 2017/(22)9-1293 E., 2020/588 K. sayılı kararlarında da yer verilmiştir.

3. Değerlendirme

Temyiz olunan kararda; hukuki ilişkinin ve bu ilişki nedeniyle ortaya çıkan uyuşmazlığa yukarıda yer verilen hukuk kurallarının doğru şekilde uygulandığı, aynı konuda davalının çocuğu hakkında ... 5. Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan ve temyiz incelemesi neticesinde kesinleşen davada davalının söz konusu eylemi gerçekleştirdiğine ilişkin yeterli delil sunulmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği, işbu kararın temyize konu edilen davada kuvvetli delil teşkil ettiği anlaşılmakla, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve Kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

V. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Mahkeme kararının 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 439 uncu maddesi uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,

6100 sayılı Kanun'un Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

09.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.