Logo

3. Hukuk Dairesi2023/1529 E. 2023/3445 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı şirketin, davalıya ait binada çıkan yangın sonucu yaptığı masrafları sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayanarak talep etmesi üzerine, davanın kısmen kabulü ile hükmedilen tutarın miktarı ve zamanaşımı def'inin uygulanıp uygulanmayacağı hususunda çıkan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının dava açarken yaptığı masrafların belli olması ve davanın kısmi dava olarak açılmış olması, davalının sebepsiz zenginleştiği, ıslah ile artırılan kısım yönünden zamanaşımı süresinin geçmiş olması gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/342 E., 2022/441 K.

DAVA TARİHİ : 19.10.2012

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; müvekkilinin davalıya ait binada kiracı olduğunu, 20.06.2012 tarihinde çıkan yangın sonucunda binanın ağır hasar gördüğünü, binanın eski haline gelmesi için toplamda 34.844,96 TL masraf yaptığını, daha sonra yapılan tespit neticesinde binadaki yangının çıkış nedeninin elektrik tesisatından kaynaklandığının anlaşıldığını belirterek; fazlaya ilişkin dava hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 10.000,00 TL'nin davalıdan faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini isteyerek 1.000,00 TL üzerinden harç yatırılmış, 10.08.2021 tarihli ıslah dilekçesi ile dava dilekçesinde müddeabih her ne kadar 10.000,00 TL gözükmekteyse de, dosyada mevcut tevzi formuna göre davanın 1.000,00 TL üzerinde açıldığını belirtilerek, taleplerini 38.200,73 TL'ye yükselterek dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; yangının müvekkilinin kusurundan kaynaklanmadığını, davacı tarafın yangından sadece 9 gün önce ... yeri sigortası yaptırdığını, bu nedenle yangının kuşku uyandırdığını, yangın sonrasında davacı tarafın sigorta şirketine başvurduğunu, sigorta şirketi temsilcisi tarafından 25.06.2012 tarihinde tadilat yapılmasına izin verildiğini, bu izinden sonra tesisatın yenilendiğini, dava dışı ... ... ...'in yangın sonrası tadilat için de taahhütname verdiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

... 1. Asliye (...) Hukuk Mahkemesinin 04.12.2013 tarihli ve 2012/239 E., 2013/523 K. sayılı kararıyla; husumetin davalıya yöneltilmesinin hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 7. Hukuk Dairesinin 04.11.2014 tarihli ve 2014/10361 E., 2014/20118 K. sayılı ilamıyla; somut olayda davacı ile davalı arasında ... akdi bulunmadığı ve uyuşmazlığın 4857 sayılı ... Kanunu'ndan kaynaklanmadığının anlaşıldığı, Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilerek davaya bakmaya ... Mahkemesi değil, genel hükümlere göre Asliye Hukuk Mahkemesi görevli olduğu gerekçesinden, karar bozulmuştur.

B. İkinci Bozma Kararı

1. Bozmaya uyan Mahkemece verilen 25.02.2015 tarihli ve 2015/33 E., 2015/137 K. sayılı kararla; Yargıtay bozma ilamına uyularak, davaya "Asliye Hukuk Mahkemesi" sıfatıyla bakılmasına karar verildiği belirtilerek davanın reddine karar verilmiş; karara karşı, davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 14.06.2016 tarihli ve 2015/29344 E., 2016/15150 K. sayılı ilamında; bozma nedenine göre davalının temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmediği belirtilerek, Mahkemece, davaya ... Mahkemesi sıfatıyla bakılarak karar verildiği, somut olayda, davacı ve davalının arasında hizmet akdi olduğuna ilişkin dosya içerisinde herhangi bir bilgi ve belgenin bulunmadığı, uyuşmazlığın çözümünün Genel Mahkemelerin görevi içerisinde kaldığı, Mahkemece davaya Genel Mahkeme sıfatıyla bakılması gerekirken yazılı şekilde ... Mahkemesi sıfatıyla bakılmış olması nedeniyle, karar bozulmuştur.

C. Üçüncü Bozma Kararı

1. Mahkemece verilen 09.11.2016 tarihli ve 2016/647 E., 2016/379 K. sayılı kararla; vekaletsiz ... görme hükümlerine göre açılan bu davanın davalıya değil, davacı tarafından dava dışı ... ... ...'e yöneltilmesi gerektiği, Yargıtay (Kapatılan) 7. Hukuk Dairesinin 04.11.2014 tarihli ve 2014/10361 E., 2014/20118 K. sayılı ilamıyla Mahkemenin 04.03.2013 tarihli ve 2012/239 E., 2013/523 K. sayılı ilamının davaya Asliye Hukuk Mahkemesi sıfatıyla bakılması gerekirken ... Mahkemesi sıfatıyla bakıldığı gerekçesi ile bozulması üzerine, anılan bozma ilamına uyularak Asliye Hukuk Mahkemesi sıfatıyla yargılamaya devam olunduğu, davanın reddine karar verildiği, Mahkemenin, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucu verdiği değinilen hükmün de davacı vekilince temyizi üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 14.06.2016 tarihli ve 2015/29344 E., 2016/15150 K. sayılı ilamıyla görev yönünden bozulduğu, dosyanın yukarıda değinilen serencamı dikkate alındığında, Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin bozma ilamının sehven verilmiş olduğunun aşikar olduğu, bozma ilamına uyularak verilen ve red ile sonuçlanan Mahkemenin 25.02.2015 tarihli ve 2015/33 E., 2015/137 K. sayılı kararında bir yanlışlık bulunmadığı, kira sözleşmesinin davalıyla dava dışı ... ... ... arasında yapıldığı, kiracı olarak kira sözleşmesine imza atan ... ... ...'in yangın sonrası tadilat için de taahhütname veren şahıs olduğu, davacının davalı ile doğrudan hukuki bir ilişkinin olmadığı anlaşıldığından, Mahkemenin usul ve yasaya uygun 25.02.2015 tarihli ve 2015/33 E., 2015/137 K. sayılı kararında direnilmesine, direnme kararı nedeniyle Mahkemenin 25.02.2015 tarihli ilamı gereği davanın reddine karar verilmiştir.

2. Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 03.05.2017 tarihli ve 2017/54 E., 2017/5423 K. sayılı ilamında; bozma nedenine göre davacının diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığı belirtilerek, Mahkemece verilen direnme kararına yönelik olarak yeniden inceleme yapılması neticesinde; her ne kadar verilen karar Dairece görev yönünden bozulmuş ise de Mahkemenin direnme kararının yerinde olduğunun anlaşıldığı, davacının eldeki dava ile davalıya ait binada kiracı olduğunu, binada çıkan yangın neticesinde masraflar yapmak zorunda kaldığını, yangının elektrik tesisatından kaynaklandığını ve vekaletsiz ... görme hükümlerine göre yapılan bu masrafların davalı taşınmaz sahibinden faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesi gerektiğini iddia ettiği, davacı şirket her ne kadar kira sözleşmesinde kiracı olarak yer almasa da dosya kapsamına alınan tadilat faturalarında şirket olarak isminin yer alması ve masrafların şirket hesabından karşılandığına ilişkin iddiaları karşısında, davacının bu davayı sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre davalıya yönelttiğinin kabul edilmesi gerektiği, her ne kadar davacı, vekaletsiz ... görme hükümlerine dayanmış ise de hukuki vasıflandırma hakime ait olup, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre davacının yaptığını iddia ettiği masrafları zenginleşen taraftan talep etme hakkının olduğu, Mahkemece, taraf delilleri toplanarak işin esasına girilip sonucuna göre hüküm tesis edilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle, karar bozulmuştur.

D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 16.07.2012 tarihli ve 2012/89 Değişik ... sayılı dosyasında, mahallinde keşif yapıldığı, dosyaya sunulan 03.08.2012 havale tarihli bilirkişi heyeti raporunda, tarafların herhangi birine kusur ve kabahat yükleme kanaati hasıl olmadığı yönünde görüş ve kanaat bildirildiğinin görüldüğü, Mahkemece alınan bilirkişi raporları ile yangından dolayı ortaya çıkan maliyetin hesap edildiği, davacı vekilinin sunduğu 10.08.2021 tarihli ıslah dilekçesi ile, toplamda 37.200,73 TL olan alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilinin talep edildiği, davanın 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 77 ve devamı maddesi kapsamında sebepsiz zenginleşme hukuki sebebine dayalı alacak istemine ilişkin olduğu, davacı şirketin dava konusu dükkanda kiracı olduğu, 2011 yılında imzalanan ve dosyada mübrez kira sözleşmesine göre kiracının dava dışı ... ... ..., kiraya verenin dosyanın davalısı ... olduğu, davacı şirket yetkilisinin dava dışı kiracının eşi ... ... olduğu, söz konusu taşınmazda 20.06.2012 tarihinde yangın çıktığı ve yangın sonrası meydana gelen zarar nedeniyle davacı şirket tarafından kiracısı olduğu taşınmaza masraf ve bakım yapıldığı, akabinde ... yerinden davacının çıktığı, kesinleşen ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/785 E., 2017/503 K. sayılı kararında da belirtildiği üzere, davalının yangın çıkmasında kusuru bulunmasa da sebepsiz zenginleşme için kusur aranmayacağı, somut olayın sebepsiz zenginleşme için aranan koşulları sağladığı dikkate alındığında, davalının söz konusu taşınmazda davacı tarafça yapılan masraf ve bakım sonrası sebepsiz zenginleştiği, davacı vekilinin sunduğu ıslah dilekçesine karşı, davalı vekilinin zamanaşımı definde bulunduğu, sebepsiz zenginleşmeye dayalı istemlerde öğrenmeden itibaren iki yıl, herhalde sebepsiz zenginleşmeden itibaren on yıl geçmekle alacağın zamanaşımına uğrayacağının düzenlendiği, davacı tarafça dava açılırken yapılan masrafların belli olduğu, dava dilekçesi ekinde buna ilişkin fatura ve belgelerin sunularak toplam 34.844,96 TL masraf yapıldığının belirtildiği, davacı vekili tarafından davanın belirsiz alacak davası olduğu beyan edilmişse de, belirsiz alacak davası açılmasında davacının hukuki yararı olmayacağı, davalı vekilinin zamanaşımı def'inde bulunduğu, davanın kısmi dava olarak açıldığı, ıslah ile artırılan kısım yönünden öğrenmeden itibaren iki yıl geçtiğinden bu tutarın zamanaşımına uğradığı, bu nedenle davacının davalıdan sebepsiz zenginleşmeye dayalı olarak 1.000,00 TL alacağı olduğu, her ne kadar davacı vekili tarafından dava dilekçesi ile davaya konu edilen alacağa faiz işletilmesi talep edilmemiş ise de, davacı vekili tarafından sunulan 10.08.2021 tarihli ıslah dilekçesi ile dava tarihinden itibaren alacağa yasal faiz işletilmesi talep edildiği, ıslah ile faiz istenebileceğinden dava tarihinden itibaren yasal faize hükmetmek gerektiğinden bahisle; davanın kısmen kabulü ile 1.000,00 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili; davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığını, 6098 sayılı Kanun'un 157 nci maddesi uyarınca, dava süresince tarafların yargılamaya dair her işleminden veya her kararından sonra zamanaşımının yeniden işlemeye başlayacağını, bu nedenle yargılama sırasında alacağın zamanaşımına uğradığından söz edilemeyeceğini, zamanaşımı def'inin de sonuca bir etkisinin olmayacağını, dava belirsiz alacak davası olarak açıldığından, dava açılmakla talep edilen alacağın tamamı bakımından zamanaşımının kesildiğini belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı vekili; davacı kötü niyetli olduğundan 6098 sayılı Kanun'un 80 inci maddesinin ikinci fıkrası gereğince zorunlu giderler ve yararlı giderlerden sadece geri verme zamanında mevcut olan değer artışının ödenmesinin istenebileceğini ancak bu talep hakkını da kabul etmediklerini, bu yasa hükmü karşısında davacının davasının kısmen kabulünün usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacı şirketin bu işyerine tadilat masrafı yapmasının hiçbir haklı ve mantıklı açıklamasının olmadığını, yangının meydana gelmesindeki tek kusurlunun dava dışı kiracı ... olduğunun kesinleşmiş Mahkeme kararı ile sabit olduğunu, davacı şirketin rücuda bulunabileceği tek kişinin dava dışı kiracı ... olduğunu, bu tadilatı yapmayı taahhüt eden kiracının müvekkilini zarara uğratarak haksız kazanç elde etmek için tadilat masraflarını eşinin sahibi olduğu şirket yapmış gibi göstermeye çalıştığını, davacı şirketin sahibinin eşi olan ...'in işlettiği dükkanda çıkarılan yangın nedeniyle müvekkilinin binasının zarar gördüğünü, müvekkilinin hiçbir kusurunun bulunmadığı bu zararın giderilmesinden de kiracının sorumlu olduğunu, dava dışı kiracı ... tarafından sigortadan para almak amacıyla yangının çıkarıldığının Yeniköy'de yaşayan herkesçe kabul edilmekte olduğunu, her ne kadar bilirkişi raporunda bir takım tadilat işlerinden söz edilmişse de bu işleri davacı şirketin yaptırdığı veya hangilerini davacı şirketin yaptırdığı hususunda dosyada hiçbir yasal delilin olmadığını belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre yapılan masrafın tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. Usuli kazanılmış hak olarak tanımlanan bu olgu Mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK).

2. Bundan başka, Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün, bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş olan bu kısımları lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur (04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı YİBK).

3. 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 66 ncı maddesi.

4. 6098 sayılı Kanun'un "Sebepsiz Zenginleşmeden Doğan Borç İlişkileri" ana başlıklı 77 nci ve devamı maddeleri.

3. Değerlendirme

Temyizen incelenen kararın bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin taraflarca ileri sürülen sebeplerin incelenmesinin artık mümkün olmadığı ve özellikle dava dilekçesi ekinde davaya konu tadilat masrafları yönünden fatura ve belgelerin sunularak toplam 34.844,96 TL masraf yapıldığının belirtildiği dikkate alındığında, davacı tarafça dava açılırken yapılan masrafın belli olduğunun anlaşıldığı, davanın kısmi dava olarak açıldığı, davalının söz konusu taşınmazda davacı tarafça yapılan masraf ve bakım sonrası sebepsiz zenginleştiği, davalı vekili tarafından zamanaşımı def'inde bulunulduğu, ıslah ile artırılan kısım yönünden öğrenme tarihinden itibaren bir yıl geçtiğinden bu tutarın zamanaşımına uğradığı anlaşılmakla, tarafların temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle,

Temyiz olunan Mahkeme kararının 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 439 uncu maddesi uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz eden davalıya yükletilmesine,

Aşağıda yazılı fazla alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacıya iadesine,

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

29.11.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.