Logo

3. Hukuk Dairesi2023/1533 E. 2023/3317 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasında imzalanan protokol gereğince davalıların edimlerini yerine getirip getirmediği, davacının sözleşmeyi haklı sebeple feshedip etmediği ve buna bağlı olarak mahrum kalınan kâr, uğranılan zarar ve protokolde belirtilen cezai şartın tahsil edilip edilemeyeceği hususları.

Gerekçe ve Sonuç: Protokolde kararlaştırılan cezai şartın "ifa yerine geçen cezai şart" niteliğinde olması ve davacının sözleşmeyi feshetmesi nedeniyle ifa yerine geçen cezai şartın ve müspet zararın talep edilemeyeceği gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/956 E., 2022/2422 K.

DAVA TARİHİ : 03.02.2017

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/127 E., 2019/510 K.

Taraflar arasındaki sözleşmenin feshi nedeniyle devredilen alan adlarının ve sosyal medya hesaplarının iadesi, tazminat ve cezai şart davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; müvekkili ile davalılar arasında 08.10.2013 tarihinde imzalanan protokol uyarınca tarafların, müvekkiline ait acibadem.com, ... ve ... alan adları ile ... Facebook ve Twitter hesaplarının davalılara devredileceği ve bunun karşılığında müvekkiline 100.000,00 TL ödeneceği, yine davacıya ait internetten yemek siparişi verme sisteminin, restoranlara satış ve kiralama yöntemiyle kurulmasına yönelik bir faaliyetin, önce davalılardan ... AŞ bünyesinde başlatılacağı, daha sonra tarafların belirleyecekleri tarihte yeni bir şirket kurularak buna yatırım yapılacağı ve %40 hissesinin de müvekkiline devredileceği, ayrıca müvekkiline ait yemekx.com ve neyemeli.com sitelerinin de davalı ... AŞ bünyesinde davalılar tarafından yatırım yapılarak büyütüleceği yönünde anlaşmaya vardıklarını; protokol öncesi görüşmelerde davalılar tarafından, alan adlarının, Facebook ve Twitter hesaplarının derhal devredilmesinin istenmesi üzerine müvekkilince hesapların devredildiğini, akabinde protokolün imzalandığını; protokol gereği müvekkilinin edimlerini yerine getirmesine rağmen davalıların internet üzerinden yemek siparişi verme işiyle ilgili vaatlerini yerine getirmediklerini ve müvekkili aleyhine sebepsiz zenginleşme sağladıklarını ileri sürerek, taraflar arasında düzenlenen protokol uyarınca davalılara devri yapılan alan adları ile Twitter ile Facebook hesaplarının müvekkiline iadesini; davalıların edimlerini yerine getirmemesi nedeniyle müvekkilinin uğramış olduğu zarara karşılık fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 3.000,00 TL'nin ve protokolde taraflarca kabul edilen 100.000,00 USD cezai şartın davalılardan yasal faiziyle birlikte tahsilini, ayrıca davalıların bu alan adlarını kullanmak suretiyle elde ettikleri kârdan başlangıçta ödenen 100.000,00 TL’nin mahsup edilerek kalan miktarın müvekkiline ödenmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar vekili; görevli mahkemenin Ticaret Mahkemesi olduğunu, davacının uğradığını iddia ettiği zarar ve kusurun belirlenebilecek nitelikte olup belirsiz alacak ve tespit davası açılmasını gerektiren koşulların oluşmadığı gibi hukuki yararın da bulunmadığını, söz konusu projenin davacı tarafından feshedildiğini, davacının fesihte haksız olup iddialarının da doğru olmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı tarafından, taraflar arasında imzalanan 08.10.2013 tarihli satım ve ortaklığa ilişkin sözleşme ile kendisine ait bir kısım internet alan adlarının devri ve sanal ortamda yapılan anlaşma gereğince elde edilecek gelirler yönünden ortaklık kurulduğu belirtilmiş ise de, internet alan adlarının taraflar arasındaki anlaşma çerçevesinde devrinin yapıldığı ve bedelinin ödendiği, bu hususta taraflar arasında herhangi bir ihtilaf bulunmayıp sözleşmenin usulünce ifa edildiği anlaşıldığından, davacının alan adlarının devrine yönelik talebinin haksız olduğu; öte yandan, sözleşmeyi fesheden tarafın ancak menfi zararını talep edebileceği, davacının talep ettiği hususların ise müspet zarar niteliğinde olduğu, fesih iradesiyle hareket eden davacının ortaklık kısmına ilişkin hükümler yönüyle ispat ettiği bir menfi zararının bulunmadığı, sözleşmedeki cezai şartın da ifa yerine geçen cezai şart niteliğinde olup alan adlarının usulünce devredilmiş olması nedeniyle cezai şartın da talep edilemeyeceği gerekçe gösterilerek, davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili; müvekkilinin taraflar arasında imzalanan protokol gereğince üzerine düşen edimleri eksiksiz şekilde yerine getirmesine rağmen davalıların, protokol öncesi görüşmelerde vadettikleri ve protokol gereği üzerine düşen edimlerini yerine getirmediklerini, müvekkilince internet üzerinden yemek siparişi verme işiyle ilgili büyük restoran ve fast food firmalarıyla anlaşma sağlanmasına rağmen davalıların, sistem entegrasyonlarını bitirip sözleşmelerin yapılması için gerekli yardımı yapmadıkları gibi bu işten vazgeçtiklerini bildirerek fesih protokollerini imzalatmaya çalıştıklarını, protokolde kararlaştırılan “yemekx” projesinin hayata geçirilmemesi ve buna ilişkin şirketin kurulup müvekkiline %40 hisse devri gerçekleştirilmemesi sebebiyle davalı tarafın kusurlu olduğunu, sözleşmenin müvekkilince haklı sebeple feshedilmesi nedeniyle müspet zararın istenebileceğini ileri sürerek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; taraflar arasındaki 08.10.2013 tarihli protokolün iki ayrı konudan oluşmakta olup, ilkinin davacının sahibi olduğu acibadem.com, ... ve ... ile ... Facebook ve Twitter hesaplarının davalıya satışına ilişkin olduğu, satış işlemlerinin tamamlandığı ve ilgili alan adları ile sosyal medya hesaplarının davalı adına tescil edildiği, bunun karşılığında protokol gereği davalı tarafından davacıya 100.000,00 TL ödendiğinin anlaşıldığı; protokolün ikinci konusunun, davacı ile davalı ...Ş.’nin, yazılımını ve donanım çözümlemelerini davacının geliştirdiği internetten yemek siparişi verme sisteminin, restoranlara satışı ve/veya kiralanması yöntemiyle kurulmasına yönelik bir faaliyetin önce ... A.Ş. bünyesinde başlatılacağı, daha sonra karşılıklı belirleyecekleri bir tarih itibariyle ayrı bir şirket oluşumuna gidileceği, faaliyetin ticari olarak başarı kazanamaması veya üretilen çözümün müşteriler tarafından kabul görmemesi gibi nedenler dışında ... A.Ş.’nin, bu faaliyetin gerektirdiği çalışmaları yapmaması ya da vazgeçmesi durumunda, davalı ...Ş. tarafından davacıya 100.000,00 USD cezai şart ödeneceğine ilişkin olup, sözleşmenin bu hükümlerinin tarafların ortak bir ticari faaliyete girmeden önce yapacaklarını belirleyen bir ön akit niteliğinde olduğu, davacı tarafından, davalıların protokoldeki edimlerini yerine getirmemesi sebebiyle Kartal 23. Noterliğinin 22.11.2016 tarihli ihtarnamesi ile fesih doğrultusunda irade beyanında bulunulduğu, fesih iradesinin sözleşmenin şirket kurulmasına yönelik hükümlerine ilişkin olup davacının sözleşmeyi haklı sebeple feshettiğini iddia ederek cezai şart ve müspet zararını talep ettiği; sözleşmeyi feshedenin kâr kaybı isteyebilmesi için sözleşmede buna dair bir düzenleme bulunması gerektiği, davaya konu sözleşmede böyle bir düzenleme var ise de sözleşmenin davacı tarafından feshedilmiş olup 6098 sayılı TBK'nın 125/son maddesi uyarınca sözleşmeyi haklı olarak fesheden tarafın ancak olumsuz zararını isteyebileceği, açıklanan nedenlerle İlk Derece Mahkemesince davanın reddine dair verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu gerekçe gösterilerek, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; istinaf itirazlarını tekrar ederek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasını ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; taraflar arasında imzalanan protokol gereğince davalıların edimlerini yerine getirip getirmediği, davacının sözleşmeyi haklı sebeple feshedip etmediği ve buna bağlı olarak mahrum kalınan kâr ile uğranılan zararın ve protokolde belirtilen cezai şartın tahsilini talep edip edemeyeceği noktalarında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 125 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. 6098 sayılı Kanun’un 125 inci maddesinde “ (1) Temerrüde düşen borçlu, verilen süre içinde, borcunu ifa etmemişse veya süre verilmesini gerektirmeyen bir durum söz konusu ise alacaklı, her zaman borcun ifasını ve gecikme sebebiyle tazminat isteme hakkına sahiptir. (2) Alacaklı, ayrıca borcun ifasından ve gecikme tazminatı isteme hakkından vazgeçtiğini hemen bildirerek, borcun ifa edilmemesinden doğan zararın giderilmesini isteyebilir veya sözleşmeden dönebilir. (3) Sözleşmeden dönme hâlinde taraflar, karşılıklı olarak ifa yükümlülüğünden kurtulurlar ve daha önce ifa ettikleri edimleri geri isteyebilirler. Bu durumda borçlu, temerrüde düşmekte kusuru olmadığını ispat edemezse alacaklı, sözleşmenin hükümsüz kalması sebebiyle uğradığı zararın giderilmesini de isteyebilir.” hükümleri düzenlenmiştir.

2. Somut olaya gelince; davacı, taraflar arasında imzalanan 08.10.2013 tarihli protokol gereği davalıların edimlerini yerine getirmemesi sebebiyle sözleşmeyi haklı nedenle feshettiğini ileri sürerek, mahrum kaldığı kâr ile uğradığı zararın ve protokolde belirtilen cezai şartın davalılardan tahsilini, ayrıca davalı adına tescil edilen alan adları ile sosyal medya hesaplarının tarafına iadesini talep etmiştir. Kural olarak, sözleşmenin haklı nedenle feshi halinde fesheden taraf, sözleşme tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6098 sayılı Kanun'un 125 inci maddesi uyarınca sözleşmenin hükümsüzlüğünden kaynaklanan zararın tazminini isteyebilir. Doktrinde hakim olan görüşe ve Yargıtayın yerleşik uygulamasına göre burada oluşan zarar, menfi (olumsuz) zarardır. Menfi zarar, sözleşmenin karşı tarafınca yerine getirileceğine olan güvenin boşa çıkması nedeniyle uğranılan zarardır. Kısaca bu zarar, alacaklının sözleşme yaptığı için uğradığı, sözleşme yapmamış olsa idi uğramayacağı zarar olup sözleşmeye güvenilerek yapılan harcamaların (giderlerin) tamamı, başka bir anlatımla karşı tarafın mal varlığına girmese bile o sözleşme sebebiyle cepten çıkan paradır. Müspet zarar ise, sözleşme sebebiyle cebe girmesi gereken paranın, girmemesi sebebiyle meydana gelen zarardır. Bu niteliği gereği müspet zarar daima ileriye dönük olup, bir beklenti kaybıdır. Kısaca, akdin hiç veya gereği gibi ifa edilmemesinden doğan zarardır.

3. Yapılan bu genel açıklamalar doğrultusunda temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle taraflar arasında imzalanan 08.10.2013 tarihli protokolde kararlaştırılan cezai şartın “ifa yerine geçen cezai şart” niteliğinde olup, davacının sözleşmeyi feshetmesi sebebiyle ifa yerine geçen cezai şartın tahsilini isteyemeyeceğinin, yine aynı sebeple mahrum kaldığı kâr ile uğradığı zararın tazminini yani müspet zararını da talep edemeyeceğinin anlaşılmasına göre usul ve kanuna uygun bulunduğundan, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile kararın onanması gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

22.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.