"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; davalı banka ile 08.10.2007 tarihinde konut kredisi sözleşmesi imzaladığını, kendisinden normal piyasa koşullarında tahsil edilecek faiz miktarından fazla haksız faiz tahsil edildiğini, Rekabet Kurulunun 08.03.2013 tarihli ve 13-13/198-100 sayılı kararıyla aralarında davalı bankanın da bulunduğu 12 bankanın 21.08.2007-22.09.2011 tarihleri arasında mevduat, kredi ve kredi kartı hizmetleri alanında anlaşma ve/veya uyumlu eylem içerisinde bulunmak suretiyle 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun'un 4 üncü maddesini ihlal ettiklerine karar verildiğini, davalının eyleminin hukuka aykırı olduğunu, bu nedenle idari para cezası verildiğini, davalı bankanın söz konusu ihlali nedeniyle daha yüksek faiz ödemek zorunda kalarak zarara uğradığını, 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun'un 57 nci ve 58 inci maddelerinde uğranılan maddi zararın ya da zarara neden olanların elde ettiği ya da elde etmesi muhtemel olan kârların 3 katı oranında tazminata hükmedilebileceğinin düzenlendiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davalının 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun'un 58 inci maddesi uyarınca zararının 3 katı oranında ve şimdilik 5.000,00 TL'nin dava tarihinden itibaren başlayacak avans faiziyle birlikte, davalı tarafından tazminine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; davada görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, taraflar arasında düzenlenen sözleşme gereği, yapılan kesintilerin davacının bilgisi dahilinde ve kabulünde olduğunu, kaldı ki haksız fiil için öngörülen zamanaşımı süresinin geçtiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; Rekabet Kurulu Kararı ve aldırılan bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde, Rekabet Kurulunun işbu dava konusu 08.03.2013 tarihli ve 13-13/198-100 sayılı Kararı’nda 23.10.2008 tarihli “Belge 6” isimli belge kapsamında, “rekabet” adıyla anılan 5 adet bankanın aralarında anlaşarak konut kredilerinin faiz oranlarında artışlar yaptıklarının tespit edildiği, davalı ...Ş.nin bu bankalar arasında bulunduğu, davalı bankanın ihlalinin 24.10.2008-03.11.2008 tarihlerini kapsadığı, ancak davacının kredi kullanım tarihinin 09.10.2007 olması nedeniyle davalı bankadan kullandığı dava konusu konut kredisi nedeniyle, davacının herhangi bir zararı oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili; kullandığı kredinin ihlalin yapıldığı 21.08.2007-22.09.2011 tarihlerinde alındığını, davalının ihlal dönemi yönünden savunması bulunmadığı halde bu hususun Mahkemece re'sen değerlendirilmesinin hukuka aykırı olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla belirli tarih aralığında sorumluluk halinde dahi bu dönemde kredinin yapılandırıldığına ilişkin iddialarının da araştırılmadığını, Rekabet Kurulu kararının iptali istemiyle açılan davanın bekletici mesele yapılması gerektiğini ileri sürerek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalı banka ile ilgili Rekabet Kurulu'nun benzer dosyalara verdiği cevabi yazılarda davalı ... hakkında konut kredisi yönünden ihlalin tespit edildiği ilk tarihin 23.10.2008 tarihi olduğu, davacının kullandığı konut kredisinin ise Rekabet Kurulunun ihlali tespit ettiği tarihten önce 08.10.2007 tarihli olduğu, dolayısıyla davacının konut kredisini kullandığı tarihin ihlal dönemleri içerisinde kalmadığı, bu nedenle bir zararının bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; istinaf dilekçesinde bildirdiği sebepleri ileri sürerek, kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacının davalı banka ve dava dışı bankaların kartel faizi uygulamasından kaynaklı zararının tazmini istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun'un (4054 sayılı Kanun) "Tazminat Hakkı" başlıklı 57 nci ve 58 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle UYAP üzerinden yapılan incelemede Rekabet Kurulunun 08.03.2013 tarihli ve 13-13/198-100 sayılı kararının iptaline ilişkin ... 2. İdare Mahkemesince açılan davada davanın reddine karar verildiği, karar düzeltme aşamasında Danıştay 13. Dairesinin 21.05.2019 tarihli ve 2016/4017 E., 2019/1779 K. sayılı kararı ile hükmün bozulması üzerine ... 2. İdare Mahkemesinin 19.07.2019 tarihli ve 2019/1108 E., 2019/1463 K. sayılı "Israr-Ret" kararının verildiği ve bu kez Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 31.05.2021 tarihli ve 2019/2656 E., 2021/1104 K. sayılı kararı ile bozularak yeniden yapılan yargılama neticesinde ... 2. İdare Mahkemesinin 2022/920 E., 2022/855 K. ve 26.04.2022 tarihli kararıyla idari işlemin iptaline karar verildiğinin böylece kurul kararının hukuka aykırı olduğunun idari yargı kararı ile tesbit edilmiş olduğu ve davacının zarar ve zarar miktarını da ispatlayamadığının anlaşılmasına göre davacı vekilinin temyiz nedenlerinin reddi ile kararın onanması gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
29.11.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.